Yeni Üyelik
16.
Bölüm

16. Bölüm Yüzük

@birfanikul_

1 Ay sonra...

“Sen Allah’tan korkarak (yanlış) bir şeyi terk edersen, Allah (c.c) sana ondan daha hayırlısını (dünyada veya ahirette) mutlaka ihsan eder!” (Ahmed, Müsned, 5/78, 79, 363)

Bu hadisin senedinin sahih olduğu ifade edilmiştir. (Heysemi, Mecmeu’z-zevaid, 10/296)

Hüznümü, sevincimi, acımı en çok Allah'a beni yaklaştırdığında sevdim. Anladım ki beni en çok ondan başka sevecek yok. Dünyada insan oğlunun bize bir zararı dokunsa yaptığı o şeyi onu her gördüğümüzde hatırlar ve ondan uzaklaşırız değil mi?
Ama Alemlerin Rabbi olan Allah bize mühlet veriyor. Rabbimizin emirlerini ne kadar uymasakta bize ceza vermiyor, sabırla bekliyor biz kullarını. Aldığımız nefes biz nefesimizi bir ücret karşılığında mı tahin ettik? Hayır. O bize verilen bir nimet. Peki biz neden sanki bize Allah vermek zorundaymış gibi davranıyoruz. Allah bizi sevdiği için değer kıymet verdiği için var etti. Ruh verdi dünyayı insan oğlu için süsledi. Koca kâinat insana hizmet ediyor. Şimdi biz çıkıp Allah beni sevmiyor nasıl diyebiliriz? Şükür nimeti ziyaleştirir.

Heyecandan ellerim titriyordu kalbim ise duyacağım şekilde atıyordu. Sakin kalmaya çalışsam bile yine de heyecan yapıyordum.

Bir ay nasıl geldi geçti. Bu süreçte ailemle konuşmuştum. Onlarında fikrini alıp istişare etmiştik ailecek. Ve son karar 'gelsinler tanışalım inşallah' diye olmuştu. İstanbul'dan 2 saat önce yola çıkan Zübeyir ve ailesini bekliyorduk. Ah tabi benim heyecandan ellerim titriyordu.

"Aman ne olurdu sıranı bana verseydin?" Diyen Ertuğrulla kaşlarımı çattım.

"Sen bul öncelik senin amcamm!" Dedim göz kırpıp güldüm.

"Oo bul- yani şey nasip olursa isterim uygun birini bulup evlenmeyi." Dedi amcam ama ben anlamıştım kii!

"Seni gidi seniii!"

"Asrın şuna bişey de sinirlerimi bozuyor!"

Abim önce amcama sonra bana baktı. Sevimli olduğumu düşündüğüm gülümsememle abime baktım.

"Bişey yapma!" Demesiyle beni bir gülme tuttu.

"Bravo yiğen yani!" Dedi göz devirip.

"Ulan ikimizde doktorsunuz insan bir büyür ya cık cık."

"Amca gerçekten amca gibi davranıyorsun."

Amcam gülümseyip masaya elini uzattı ve bardağı aldı birden gülümserken yerimden kalkıp kenara fırladım. Gelen sesle arkamı yavaş yavaş dönerken amcam dudağını ısırmış bir şekilde bakıyordu abime.

"Ertuğrul amcam! Peki sen neden çocukca hareket ediyorsun?" Dedi dişlerini sıkıp. Abim yüzünden su damlıyordu.

"Üzüm,üzüme baka baka kararır." Deyip yerinden fırlayıp kaçtı.

Evet resmen fırladı. Ertuğrul bu haline gülünce abime de bulaşmıştı gülmek.
.
.
.
.

Annem ordan oraya koşturuyor beni de stres yapıyordu.

"Kızım koş yemeğin altını kıs yanmasın!"

"Hı hıığğ anne sakin yaa!" Dedim ağlamaklı bir şekilde.

"Kızım sakinim ben sadece işler erken bitsin de hazırlayayım diye acele ediyorum." Dedi gerçekten sakin bir tonda.

"E beni sal be annem!"

"Olmaz!"

"Anneee yaa..."

"Şu örtüleri de koltuğa ser sonra gidip hazırlana bilirsin." Dediğinde sebetten örtüleri alıp hızla sermeye çalıştım.

"Düzgün şer kızım!"

"Tamamm."

Hızla düzeltip odama fırladım. Dolabıma yönelip özel günlerde giymek için aldığım feracemi çıkartım. Ayyy çok güzel yaa! Eşarbımı da ayarlayıp hızla duş alıp odama geldim. Dolaptan birde çiçekli elbisemi çıkardım. Tüm hazırladıklarımı giyip kendime aynadan baktım.

Biliyormusun bir kadının makyajı gülümsemedir. Okadar yakışıryor ki. Aynı şuan bana yakıştığı gibi.

"Kızım geldiler sanırım!" Diyen annemle odadan hızlı çıkmak isterken yere düştüm. Acıyan elimle gözlerim doldu. Yerimden kalkıp acısını umursamayarak kalktım.

"Kızım onlar değilmiş." Dedi annem bana bakıp.

Üstümü düzeltip mutfağa geçtim. Bir bardak su doldurup sandalye'ye oturup içtim. Tam arkama yaslanacakken kapı çaldı. Yerimden kalkıp hızla koridora gidip delikten baktım.

Ay gelmişler! Tamam sakin birşey yok hoş geldiniz diyiceksin.

"Açsana evladım?" Diyen babam da odasından çıkmış geliyordu.

Kafamı sallayıp besmele çekip açtım. Kapının hemen dibinde durdum.

"Hoş geldiniz." Dedim gülümseyip.

"Selamünaleyküm! Hoş bulduk evladım." Dedi zübeyirin babası.

"Aleykümselamm." Dedi herkes selamı alıp.

Erkekler ayrı bayanlar ayrı odalara yavaş yavaş geçiyorlardı. Kapıda ise elif ve Zübeyir kalmıştı.

Omuzlarından itibaren baktığım için takım giydiğini gördüğümde gülümsedim.

"Hoş geldin."

"Hoş buldum."

"Havada aşk kokusu var!" Diyen Elifle utanmıştım.

Yanıma gelip kollarını bana doladı elif bende ona sarıldım.

"Sen bittin canım." Dedim kulağına.

"Aa Zübeyir de gitmiş!" Dedi ve bayanların olduğu odaya fırladı.

"Lan geç kaldık kapı açık!" Diyen Ertuğrullun sesi geldi.

"Manyak kapı açık olunca onlarmı geliyor?" Diyen abimle elimi ağzıma koyup güldüm.

"Ayakabılara bak bir?!" Dedi Ertuğrul.

Elinde market torbasını içeri bırakıp ayakabılarını çıkartıp geçti.

"Haklısın gelmişler." Diyen abim ayakabılarını gelise güzel çıkartıp endirdi.

"Selamünaleyküm!"

"Aleykümselamm!" Dedim gülümseyip.

"Şunları bir içeri bırakıp bizde geçelim içeri."

"Ama ben daha kahvaltı yapmadım. Ulan inci acele ettirdin." Dedi mutfağa geçip.

Arkasından benle abimde gittik. Dolabı açmış içine bakıyordu.

"Asrın beklede birşey atıştırayım." Dedi ve dolaptan dünkü kalan yemeği çıkarıp tezgaha koydu. Ellerini yıkayıp birde kaşık aldı çekmeceden. Bir kaç kaşık yemek yedikten sonra geri saklama kabının kapağını kapatıp dolaba endirdi.

"Dizi mı oynuyor burda?" Diyen ertuğrula güldüm.

"Yürü amca yürü!" Diyen abim önden geçip gitti.

Saatler geçmiş herkes koyu bir muhabbete dalmıştı. Vakit evlilik görüşmesi vaktine gelmişti. Heyecandan elim titriyordu yerimden kalkıp bir oraya bir buraya gidiyordum. Mutfağın kapısı açılınca sanki birşey yapıyormuş gibi elimi ayağım bir birine girmişti.

"Selamün aleyküm." Dedi Zübeyir.

"Aleykümselam." Dedim selamını alıp.

"Ben yine kulaklığımı takıyorum siz konuşun bişey olursa kolumu dürtersiniz." Dedi ve bir sandalye çekip oturdu. Zübeyir masanın diğer ucuna geçmişti. Bende diğer ucuna geçmeden önce camlı taraftan üç çay bardağı çıkardım. Okadar heyecanlıydım ki besmele çekip doldurdum çayı.

Yanına da atıştırmalık birşey koydum. Tepsiyi elime alıp arkamı döndüm.

"Kız bakma dökeceksin!" Diyen gülen Elifle gözlerimi kısıp baktım.

"Dökmüyorum elifcim!" Dedim gülümseyip.

Masaya endirdim tek çayları ve ikramlıkları. Yerime oturup çayımı aldım elime.

"Allah razı olsun teşekkürler." Dedi Zübeyir.

Gülümsedim.

"Amin ecmain olsun. Iıı çok heyecanlıyım ilk senmi başlarsın yoksa benmi?"

"Bende senin kadar heyecanlıyım. Ben başlim istersen ilk hem belki heyecanın azalır."

"Olur."

"Başlıyorum. Bursa da doğdum ama babamın işlerinden dolayı İstanbul'a taşındık. Aslen Rizeliyiz. 31 yaşındayım. Hobi olarak kitap okumayı çok severim. Gezmeyi ve yeşil alanlara gitmeyi de severim. Ailemle birlikte yaşıyorum. Özel güvenlik olarak çalışıyorum ve özel güvenlik olduğum şirkette bazı konularla da ilgileniyorum. Şimdilik bu kadar sormak isteğin bir şey varmı?"

"Şuan yok ama gelirse soracağım. Sıra bende. Doğma büyüme bursalıyım ve ayrıca burda doğmuş olmana şaşırdım. Buranın yerlisiyiz biz ailecek. 29 yaşındayım. En sevdiğim şey başka hayatların hayat hikayesini dinlemek ve okumak. Mavi ve yeşil alanlara bayılırım. Doktorum bunu biliyorsun zaten. Ailemle kalıyorum. Ve en büyük hayallerimden biride İslami bir hayat yaşamak ve Allahın razı olduğu bir evliliğim olması. Soruyorum ozaman ilk sorumu? Üzerimize farz olan şeylerin ne kadarını yapıyorsun?"

"Namaz kılıyorum,zekatı da veriyorum ,fitreyi de, oruç tutuyorum elhamdülillah. Sen?"

Elhamdülillah.Gülümsedim.

"Rabbim daim eylesin. Namaz kılıyorum, oruç tutuyorum fitre ve zekatı da babam veriyor." Dedim gülümseyip.

"Sigara içiyormusun?" Diye sordum. Yüzüne baktım.

"Hayır." Demesiyle gülümsedim.

"Nasıl bir evlilik hayal ediyorsun?" Diye sordu.

"En başta Allah'a karşı kulluk vazifesini getiren bireyler olmak. Eşimle birbirinize karşı merhametle sevgiyle anlayışla yaklaşmak. Kavga etsek bile kırıcı sözler yerine susmak. Ve güzel Salih ve Saliha evlatlar yetiştirmek. Şatafatın değilde sadeliğin ve zarafetin olduğu bir evim ve evliliğim olsun isterim. Eşimle beraber evlatlarımızı namaz vakitlerinde farklı camilere gitmek, tarihi gezerek yaşamak isterim." Dedim gülümseyip.

"Tevavuk hayallerimiz ne kadar birbirine benziyor?" Dedi Zübeyir.

"Öylemi?" Dedim ikimizde göz göze gelmiştik. Daha fazla bakamayıp önüme döndüm.

"Evlilik senin için ne peki Zübeyir?" Diye sordum.

" Aslında söylediğin şeyler benide tarif ediyor. Evlilik benim için İmanımın tamamlayan parçası. Önce bu kalbe düşen Allah aşkı sonra Resulullah efendimiz sav sevgisi Sonra ise senin sevgin. Öncelik daima Rabbimin rızasına uygun olsun isterim."

Söylediği şeylerle gözlerim dolmuştu. Önüme doğru itilen siyah kutuyla gözlerimi Zübeyire baktım.

"Açarmısın?" Diye sordu. Elime alıp açtım.

Gözlerim şaşkınlıkla yüzüğe baka kalmıştı.

"Evimin aydınlatan güneşi olurmusun?" Demesiyle sevinçte gözlerimden yaşlar boşaldı.

Burnumu çekip gözlerimi sildim.

"Evet!"

.........................

Selamünaleyküm:)

Gazze'yi, doğu türkistanı,lübnanı,Suriye'yi ,lübnanı ve zulme uğrayan beldeleri unutmayalım 💐

Boykot etmeyi unutmayalım insana yakışan merhamettir

Allah'a emanetsiniz selametle 🌸

Cmt,2.11.2024

Loading...
0%