Yeni Üyelik
19.
Bölüm

19. Bölüm Şahsıyla

@birfanikul_

İnsanı ateş değil,

Kendi gafleti yakar.

Herkeste kusur görür,

Kendisine kör bakar.

Neye nasıl bakarsan,

O sana öyle bakar...

 

Diyen kişi ne güzel demiş. Kendini bilmek gerek ama bu kibirlenerek kendini kas etmek demek değil. Nerden geldiğini ne için geldiğini bilmek gerek. Evvela yaratanını bilmek gerek.

 

Kim Allah'a yöneldi de bahçesi çiçek açmadı

 

Okuduğum kitabı bankın üstüne endirip yerimde gerindim. Varya sırtım bir kıtladı. Oyy iyi gelmişti.

 

"Gel lan buraya!" Diye gelen bağırış sesleriyle bakışlarımı sesin geldiği yöne çevirdim.

 

Resmen kızı zorla götürmeye çalışıyor. Yerimden kalkıp hızla o tarafa ilerledim.

 

"Bırakk!" Dedim onun tutan elini çekip ayırdım.

 

"Sen karışma seni ilgilendirmez!" Demesiyle kafasına kafama attım.

 

"Bal gibide ilgilendirir. Bana bak birdaha seni burda görmeyeceğim aksi hâlde denk gelirsek kafana geçirmekle kalmayacağım!" Dedim geri çekilip.

 

Arkamı dönüp ağlayan kıza yaklaştım.

 

"İyimisin?" Diye sordum hüzünle yüzüne bakıp.

 

"İ-iyiyim." Dedi burnunu çekip.

 

"Gel canım otur bi su iç." Dedim elimi omzuna koyup ilermeyemeye başladık.

 

Oturduğum banka gelince ilk o sonra ben oturdum. Telefonumu elime alıp rehberden abi bulup tıkladım.

 

Abi'm: selamünaleyküm abi bahçeye bir su getirirmisin sana zahmet olmasa?

 

"Teşekkür ederim benim için kendini tehlikeye attın. O hiç normal bir insan değil."

 

"Öncelikle bişey değil canım. İkincisi o kişi için suç duyurusunda bulunucaz sonra senin için güvenlik talep edicez. Bu arada ben inci bu hastanede çalışıyorum." Dedim Gülümseyip.

 

"Kaçıncı suç duyurusu olucak bir şekilde çıkıyor. Memnun oldum bende Esra." Dedi gülümseyerek.

 

"Selamünal-eyküm ııı inci su istemişsin canım." Dedi abim suyu uzatıp. Elinden alıp tebessüm ettim.

 

"Allah razı olsun abi sağ ol. Esra al canım?" Dedim suyu uzatıp.

 

Abim ise ayakta dikilmiş bize bakıyordu. Anam daldı bu. Ayağımla birtane bacağına geçirdim.

 

"Aağğ inci!" Dedi sinirle. Elime telefonu aldım.

 

Abi'm: daldın gittin aslanım uyarı amaçlı.

 

Telefonu ötünce bakması için mimiklerimle işaret ettim. Cebinden çıkardı. Ekrana bakıp bana baktı.

 

"Ben gideyim. Allah'a emanetsiniz." Dedi ve seri adımlarla içeri doğru gitti.

 

.

.

.

.

 

"Geldim evet dua seni dinliyorum." Dedim sakin bir tonda.

 

"İkimizede evde kahve yaptım. Ve senin sevdiğin bardaktan aldım." Dedi gülümseyerek.

 

Önüme bir bardak kahve uzattı. Havaya kaldırıp ağzıma götüreceğim sırada bir yazı gözüme çarptı.

 

"Canım teyzem geliyorum." Diye yazıyordu. Teyzem mi? biri şaka falan mı yapıyordu acaba ya.

 

"Dua bunda canım teyzem geliyorum yazıyor biri ya bizi işletiyor ya da yanlışıkla bu bardağı verdiler."

 

"Yok yanlış değil o bardak senin." Dedi bende jeton düştü.

 

"Oha hamilemisin!?" Diye sordum.

 

"Evett." Dedi heyecanla.

 

Yerimden kalkıp sarıldım. Yıllardır anne olmak istiyordu. Elhamdülillah Rabbim nasip etmişti. Allahım evlat hasreti çeken tüm annelere anne olmayı nasip et. Amin.

 

"Yiaa bende diyorum teyze ne alaka meğersem ayy duygularım karıştı."

 

"Sözün olduğu gece biraz iyi değildim. Yahya da gidelim doktora diye ısrar edince gittik. Biliyormusun hiç beklemediğim anda geldi bu haber elhamdülillah." Dedi dolan gözlerini silip. Yanında ki masaya oturup kollarımı sardım.

 

"Elhamdülillah Rabbime nasip etti. Senin için çok mutluyum ya ay ben ona minnoş kıyafetler alırım!" Dedim kollarımı geri çekip gülümseyerek.

 

 

"Elhamdülillah..." Dedi dua gülümseyerek.

 

 

"Ee düğün işini konuştunuz mu?" Diye sordu dua.

 

"Evet 1 ay sonra evleniyoruz. Çok uzatmak istemedik. Yıllık iznimi kulanacağım 2 hafta kala."

 

"Peki Bursa'da mı kalıcaksınız?"

 

"Hayır İstanbul'a kalıcaz. Zübeyirin iş hayatı orda aileside nasip olursa her hafta görmeye gelirim hepinizi."

 

"Anladım. Bak gelmezsen küserim inci..." Dedi dudağını büküp.

 

Yanaklarını tutup sıktım.

 

"Oyy sen arkadaşını mı özlersin!" Dediklerime gülmeye başladı.

 

 

Sonra soğuyan kahvelerimizi içip sohbet ettik. İçeriden acil çağırınca dua ile ayrılıp işime devam ettim. Yoğun geçen günün ardından kendimi oda da ki koltuğa atıp gözlerimi kapattım.

 

Kapı açılma sesiyle gözlerimi açtım.

 

"Selamünaleyküm yiğen." Dedi Ertuğrul.

 

"Aleykümselamm amca kusura bakma böyle uzanıyorum valla yoruldum. Sana noldu?"

 

"Nolcak Naime beni çıldırtıyor." Dedi koltuğa oturup.

 

"Neden?" Diye sordum merak etmiştimdim.

 

"Gitmiş o Ferhat şahsıyla konuşuyor."

 

"Ee anlamadan dinlemeden ne kızıyorsun be amca!"

 

"İnci sevmiyorum çocuğu bane konuşmasın. Varya gidip yüzüne uzak dur müstakbel eş adayımdan diyesim var ama işte söylemem işler ciddi olmadan."

 

"Amca sevmiyor olabilirsin. Ama Naime bu hastanede çalıyor. Yani onla karşılaşacak da konuşacaklar da belki. Naime kime nasıl davranacağını bilir." Dedim gülümseyip.

 

"Napim be kıskanıyorum elimde değil görünce şantellerim atıyor."

 

"Ee ne zaman istiyoruz?" Diye sordum. En son 3 kere evlilik görüşmesi için bir araya gelmişlerdi.

 

" Nasip olursa inşallah bu hafta sonu isteme var."

 

"Hmm anladım."

 

"Zübeyir gitti mi?"

 

"Yok hayır daha bursadalar 1 hafta sonra gidicek."

 

Biraz daha sohbet edip yerimden kalmıştım. İkimizinde mesaisi bitince beraber çıkmıştık hastaneden. Eve vardığımda hava kararmaya başlamıştı. Öyle bir uykum vardı ki gözlerim kapanıyordu. akşam namazı vakti girince abdest alıp namazımı eda ett

ikten sonra kendimi yatağıma attım. Gece uyanıp namaz kilabilmek için alarm kurup üstümü örtüp uykuya bıraktım kendimi.

 

Paz,10.11.2024

 

Loading...
0%