Besmele çekip kilidi takıp çevirdim. Kapıyı yavaş yavaş açarken.

"Selamünaleyküm." Dedim.

"Aleykümselammm kardişimm!"

Başımı kaldırmamla gülümsedim.

"Elif! Ne zaman geldin?"

Gelip sarılınca bende sarıldım. Gülüşü kulağıma gelirken durup geri çekilip bana baktı.

"Bu sabah. Sen neredeydin?"

"İşim vardı içerde kim var?" Dedim dış kapının kapısını örtüp.

"Züleyha annem ihsan babam Yusuf gelemedi işi vardı sonra gelicek bir kaç gün burdayım. Bulut da uyuyor."

Kafamı sallayıp montumu çıkardım.

"Hoş geldiniz diyeyim ayıp olmasın."

Beni kafasını sallayarak onaylayıp içeri doğru yürümeye başladı.

Elif ile aramda 1 yaş vardı ben ona abi o bana abla oluyordu. Annemle babamın sadece 2 emanet nasip olmuştu.

"Selamünaleyküm hoşgeldinizz!"

Aleykümselam." Diyerek selamımı aldılar.

Babam ve ihsan amca tekli koltuklara. Annem ve Züleyha teyze ise yan yana oturmuşlardı.

"Hoş bulduk evladım!"dediler neşeyle.

Elif yerine geçerken biraz hüzünlü gibiydi.

İhsan amcanın elini öpüp geri onlara yakın olan üçlü koltuğa oturdum.

"Aşk olsun ihsan amca unuttun bizi özledim senin sohbetlerini. Aldınız gelini unuttun öğrencini..." Dedim dudak büzüp.

"Evladım bende özledim. Yatsıdan sonra Fatiha suresinin tevsirini yapalım mı?"

"Vallaha ne güzel olur hocam."

İhsan amca bizim caminin imamamı idi ama sonra başka bir yere taşınınca bırakmak zorunda kalmıştı. Her pazar günleri piknik yapar sonra vakit namazını kılar, tesbihatımızı yapar tevsir dersi işlerdik. O huzur o maneviyat çok baskaydı.

Annemle elif çay getirmek için mutfağa gidince. Biz sohbete devam ettik. Elif içerden beni çağırınca yanlarına gittim.

Odanın kapısını örtüp mutfağa ilerledim. Peteğin önünde kurulmuş kardeşimi görünce onunla biraz uğraşmak geldi içimden.

"Kay kız yana!" Dedim onu hafifçe iteleyip yanına oturdum.

"Sen kaç yaşındasın acaba?"

"İçimdeki çocuk büyümüyor bacım ondan bu haller." Dedim. Gülümseyip elinde ki telefona baktı.

Annem tepsiyi serili sofranın üstüne endirdi. Kalkıp ellerimi yıkayıp geri geldim.

"Allah razı olsun ellerine sağlık annem." Dedim.

.

.

.

Bugün şirkete çok fazla kalmamıştık. Harun abi işlerini bitirince şirkete yakın olan ufak bir işletmeye gelmiştik.

"Son gelen şirket teklifi vardı ya abi?"

"Evet araştırdınız mı?"

"Evet. Sonuç boykot olan bir firma. Red gönderdik zaten."

"İyi yapmışsınız aslanım."

Yemekler geldiğinde soğumasını biraz bekleyip besmele çekip yemeğe başladık.

Şirket hakkında biraz daha konuştuktan sonra arkama yaslandım.

"Bir kahve içermiyiz."

"İçeriz tabi."

"Yiğidim bize iki kahve biri şekerli biri şekersiz olsun sana zahmet."

"Tamam abi." Dedi gülümseyerek.

Mutlu oldum. Öylesine söylenmiş ve ya düşünülerek söylenmiş sözler insanı mutlu edebiliyordu.

"Zübeyir!"

"Asrın?"

Yerimden kalkıp sarıldım.

"Geç otursana?"

"Kız kardeşim de burda gelmişken bir yemek yiyelim dedik seni burda görmek mutlu etti."

"Hm anladım. Harun abi bu asrın, asrın Harun abi onun özel güvenliği olarak yanında bulunuyorum. Ve Şirket işleriyle arada ilgileniyorum."

"Selamünaleyküm memnun oldum abi." Dedi elini uzatıp asrın.

Harun abi elini tutup sıktı.

"Aleykümselam memnun oldum aslanım."

Asrının arkasında duran kişiye gözüm deyince inci olduğunu anladım. İyileşmişti demek.

Asrın yanımızda ayrılırken. Gelen kahvelrimizi içtik ardından hesabı ödeyip asrına elimle selam verip çıktık ordan.

.

.

.

Polar hırkamıda giyip namaz için hazırdım. Yatsı namazını kılıp tesbihatımı çektim.

Size bişey diyimi? Namaz kıldıktan sonraki ferahlama ve kılmış olmanın verdiği huzur çok başka.

Ellerimi açıp tövbe ettikten sonra Müslüman kardeşlerim ve mazlum insanlar için dua ettim sevdiklerime duamı edip yatağıma uzandım.

İnci neden öyle asrının arkasına saklanmıştı?

Benden mi kaçıyor ama neden- hee arayıp narkozluyken konuştu acaba ondan mı. Konuşmasına meraklı olduğumdan değil öyle davranması dikkatimi çekti.

"Dayııı!"

"Oyyy deştin karnımı yiğidoo!" Dedim kollarıyla bana sarılmıştı.

Saçlarını karıştırıp başının üstünü öptüm.

"Dayı çikolatan varmı annem bana vermiyor..."

"Var ama annen niye vermiyor sana bakem?"

"İyi değilmiş arada yesem daha sağlıklıymış."

"Hmm ozaman bugün sadece kaçamak yapabiliriz?"

"Evettt" dedi sevinçle ellerini çırpıp.

Yerimden kalkıp montumun cebinden iki çikolata aldım. Birini buluta açıp verdim diğerini kendime açıp besmele çekip yemeye başladım.

Komidini çekmecesinden ıslak mendil çıkartım. Yedikten sonra silmek için.

Odanın kapısı açılınca bulut çikolatayı arkasına sakladı.

"Zübeyir hani bana!? Ayrıca oğlum ağzından yediğin belli." Dedi elif gülümseyerek.

"Montumun diğer cebinde."dedim elife.

Elifte kendi payını alıp gelince dönen saldalyeme oturup dönerek çikolatasını yemeğe başladı.

"Kaç yaşındasın acabaa?" Dedim.

"Benim lafımı bana satma satarım köyü."

"Köy senin mi?"

"Yok."

Gülüşlerimizle oda aydınlandı.

"Oğlum hadi koş anneanenin yanına." Dedi elif bir yandan Bulut'un ağzını silerek ıslak mendille.

"Allah razı olsun teşekkür ederim dayımm!" Dedi bulut yanağımı öpüp.

"Amin ecmain olsun yiğidom." Dedim saçlarını karıştırıp yanağından öptüm.

Bulut odadan çıkıp kapıyı örtünce elif baktım.

"Sana bişey demem lazım."

"Dinliyorum abla?"

"Zübeyir ben kansermişim..."

..................

Selamünaleyküm kardeşlerim

Nasılsınız?

Dualarınıza talibim ihtiyacım var💐

Yeni yaşıma son 2 günn

Ayy ekleme yapıyorum ben hep Zübeyir anlatımından anlatıyormuşum wnebdb

Allah'a emanetsiniz

02.10.2024

Çarşamba