@birfanikul_
|
"Hıığ annem valla içmek istiyorum ya!" "Naime beni çıldırtma kızım! İç şu çorbayı!" Dedi kaşığı uzatıp kafamı geriye çektim. Annem kaşığı yaklaştıracakken kapı açıldı. İçeri inci abla gelmişti. Sevinçle gülümsedim. "Selamünaleyküm!" "Aleykümselamm!" Dedim sevinçle. "Bak bak nasıl da seviniyor şimdi içmedin ama içeceksin sonra bu çorbayı." "Noldu teyzem niye sinirlisin?" Dedi inci abla sedyeye oturup. "Naime sinirlerimi bozuyor neymiş canı et çekmiş çorba içmiyormuş serumden fasulye tadı geliyormu-" "Aaa yalan mı söylicem ya!" Dedim kafamı çevirip. Geliyordu işte! "Sen onu bırak git dinlen teyzem bu gece naimenin yanında ben kalacağım." Dedi inci abla "Kızım sen çalışıyorsun sana zahmet vemiyelim işinden bölmeyelim seni?" Dedi annem inci ablaya. "Görev saatim bitti. Sende git dinlen evde bir haftadır perişan oldun bu gece değişiklik olur. Hiç hayır deme." "İnci abla çok eyleneceğiz!" Dedim sevinçle. . Annem gideli tam bir saat olmuştu. "Seninle bişey konuşmak istiyorum Naime?" "Dinliyorum ablacığım?" Derin bir nefes alıp gözlerime baktı. "Ertuğrul benim amcam varya işte o seni rüyasında görmüş." "Yiaa deme? Nasıl görmüş?" "Öldüğünü görmüş. Baya bı etkilenmişti resmen her molada yoğun bakıma gelip konrol ediyor uyandın mı uyanmadın mı? Bana sana söylememi rica etti. Allah şifa versin şafi ismiyle çok geçmiş olsun gerçekten üzüldüm. İyi olmasına sevindim. Diye söyle dedi." "Amin ecmain olsun Allah razı olsun sende teşekür ettiğimi söyle lütfen." Dedim gülümseyerek. Küçük mutluluk yetiyordu insana. Odanın kapısı tıklatılınca inci abla kalkıp bakmaya gitti. "İnci abla bunu Ertuğrul abi gönderdi." Merak online... "Allah razı olsun teşekkürler canım." Kapı örtülme sesiyle merakla bakıyordum inci ablanın gelmesini. Elinde paketle gözüken inci abla bana gülümseyip yanıma gelip sedye'ye oturdu. Kutuyu bana uzatıp açmamı bekledi. Kare kutuyu açtığımda içinden en sevdiğim çikolatalar çıkmıştı. "Ertuğrul hocam sen adamsın ya!" Yia ne ince düşünceli ya nasıl mutlu oldum. "Severmisin?" Diye sordu inci abla. "Evet." Dedim gülümseyip. "Allah razı olsun teşekkür ettiğimi söylersin abla." "Söylerim söylerim canım." Sonrası inci abla ile sohbet ettik. Konu nerden Ertuğrul geldiğini anlamadan onun çocuk anılarına kendimi gülerken buldum. "Bir gün yine oyun oynuyoruz. Ertuğrul yine havalı havalı geliyor. Naber yiğen diyince gözlerimi devirdim. Çocuklarda gülüyor tabii." Dedi gülerek. "Ay ne güzel ya yaşıtsınız. Benim kardeşim asker onu çok göremiyorum." "Öyle. Rabbim yardımcısı olsun." Dedi inci abla. "Amin ecmain olsun abla." Aklıma gelen anıyla güldüm. "Bir gün işte bir türkü ezberlemiş. Evde de söylüyor. Dilime dolandı yüksek sesle bende söyledim bir gün. Babam kapıyı açtı bende ' burası da aspat değil halili'mmm' diye söylüyorum hemde elbise katlıyorum. Ay babamla bir göz göze geldim. Oyy her hatırladığım utanıyorum." "Ahaha yaa oluyor öyle arada bende severim çökertmeyi." Dedi gülümseyip. "Hadi bakalım uyku vakti." Dedi inci abla. Serumu konrtol edip. Üstümü örtü. "Bişey lazım olursa Allahın izniyle uyanığım canım. Allah rahatlık versin." Dedi yanda ki tekli koltuğa oturup. "Tamam." Dedim sağ tarafıma yatıp gözlerimi kapattım. . Sabah erkenden uyanmıştım elhamdülillah kendimi süper his ediyordum. "Kahvaltı yap sonra dinlen olurmu abla ya hakkını helal et." Dedi burukça. "Helal olsun canım. Dinlenirim geçer bitanem." Hasta yemek masasını önüme doğru getirip plastik tabağın kapağını açtı. "Ooo farklı menü?!" "Aslında o senin değildi. Ufak bir kaçamak yapabilirsin." "Keşke hep doktorum sen olsan." Dedim. Odanın içini değişik bir bildirim sesi doldurunca kafamı kaldırdım. İnci abla gülümseyip telefonu eline aldı. Besmele çekip yemeğimi yemeye başladım. "Canım benim gitmem lazım kapıyı açık bırakayım bişey olursa seslenirsin olurmu kusura bakma ya..." "Olurmu öyle şey abla ne kusuru sen işini hâl et. Tamam." Yerinden kalkıp öpücük atıp odadan çıktı inci abla. Bir güzel kahvaltımı yaptıktan sonra hasret kaldığım kuranı kerimimi telefondan açıp niyet edip euzu besmele çekip okumaya başladım. Arapça eğitimi aldığım için her manasını anlayarak okuyordum. "1. Güneşin yükselip en parlak halini aldığı kuşluk vaktine, 2. Sükûnete erdiği dem geceye yemin olsun ki: 3. Ey Resulüm! Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da. 4. Elbette senin için her zaman, işin sonu, başından daha hayırlıdır. 5. Elbette Rabbin sana ileride öyle ihsan edecek, ta ki sen de ondan ve verdiğinden razı olacaksın. 6. Seni yetim bulup barındırmadı mı? 8. Seni muhtaç bulup ihtiyacını gidermedi mi? 9. Öyle ise, sakın yetimi güçsüz bulup hakkını yeme, sakın onu küçümseyip üzme. 10. İsteyene de kaba davranma, onu azarlama. 11. Rabbinin nimetlerini ise durmayıp söyle!" (Duha, 93/1-11) Ayet bitince 'sadakAllahulazim' deyip ellerimi açıp dua ettim. Biten duamın ardından kapıya gözüm deyince gördüğüm kişilerle hem şaşkınlık hemde sevinç vardı yüreğimde. "Hüma kuşu? Özlemedin mi kardeşini?" Demesiyle gözlerim dolmuştu. Kollarımı açıp gülümsedim. Yanıma seri adımlarla gelip sarıldı kollarım buğra'ya sarıp gülümsedim. Gözlerim ertuğrul'a deyince gülümserken rastladım ona. Sahi gülüşü ne kadar güzeldi eruğrulun aynı yüreği gibi. .................. Selamünaleyküm Hayırlı akşamlar:) Nasılsın? Allah'ın izniyle Boykota devam🤍 Allah'a emanetsiniz selametle kalın 🌸 Pzt,4.11.2024 |
0% |