@birfanikul_
|
Buğra niye haber vermiyorsun! Kostok seni!"
Sarılmayı bırakıp yanaklarımı tutup çekti.
"Oyy hiç değişmemişsin. Nasıl üzüldüm biliyormusun yanına gelemedim diye..." Dedi sesi ağlamaklı oldu bir anda.
"Kardeşim ablan turp gibi bak." Dedim Gülümseyerek.
Gözlerini silip kapıya baktı.
"Eyvah adamı unuttum ya okadar da yardımcı oldu. Nerden bulucam onu şimdi?"
"Iıı ben tanıyorum onu..."
Kaşlarını çatıp bana baktı.
"Tanıyorsun onu?"
"Bakma bana öyle kırgın kırgın sende bana hastasın nenesi çılgın! Oyy hani burda hemşireyim ya buğracım?" Dedim. Ohh kılmayı payı kurtuldum. Biran unuttum mesleğimi...
"Haklısın abla." Dedi kaşları düzeltip gülümsedi.
"Kaç gün burdasın?"
"Yarın akşam dönüyorum gece biletimi aldım bile." Dedi.
"Yiaa..."
"Üzülümüyoruz elhamdülillah Rabbim nasip etti bak gördük birbirimizi. Unutma bütün bu zamanlar anlardan oluşuyor onun için de bu anımızı güzel şeyler yaparak geçirelim ki ilerde inşallah gülümseyerek hatırlayalım."
"Haklısın ama üzülüyorum be ablam ama elhamdülillah zor bir imtihan ama hayat acısıyla tatlısıyla devam ediyor."
Gülümseyip sarıldı Buğra. Bende kollarımı dolayıp başımı omzuna yasladım.
. . . .
"Naime sana bişey diyicem?" Diyen Esila ablama baktım.
Bana biraz daha yaklaştı.
"Ne diyiceksin abla?"
"Ya biz burayaa gelirken bir tane doktor gördüm ay çok yakışıklıydı yaaa şimdi sen tanıyorsundur aramızı yapta sevgili olalım."
Odaya bir göz gezdirmeye başladım. Haberi alan akrabalarım beni ziyarete gelmişti. Her biri ayrı bir köşede sohbete dalmıştı. Esila ablama dönüp kaşlarımı çattım.
"Aşk olsun abla yani ben öyle birimiyim ayrıca haram sevgili olmak bakman bile haram öyle inceliye inceliye."
"Ama çok yakışıklıydı ya heh adını bile öğrendim!Ertuğrul."
"Ne!" Dedim ama yüksek sesle söyledim.
"Kızım?" Diyen annemle gülümsedim.
"Hala konuşuyorduk öyle ani tepki verdi. Sorun yok." Dedi Esila abla.
Sorun var. Hiç hoşuma gitmemişti.
"Abla telefonu mu verirmisin?" Dedim düşen yüzümle.
"İyimisin kötü bişey mi dedim?" Dedi Esila abla.
"Yok abla saate bakıcam. Buğra beni biraz hastanenin bahçesine götürürmüsün?" Dedim buğra'ya bakıp. Esila abla telefonu bana verip burukça bana baktı.
"Tabi abla." Tekerlekli sandalye'yi getirdi üstümde ki çarşafı kenara atıp yerimden doğrulmama yardımcı oldu. Serumu kolumdan çıkartım. Serumla gezmek zor oluyordu.
Gözlerim neden doluyordu. Neden böyle üzgün his ediyordum.
Terlikleri mi ayağıma geçirip tekerlikli sandalye'ye oturdum.
"Çok durmayın hava geceleri serin oluyor." Dedi annem.
"Tamamm anne." Dedi Buğra sonra ise odadan çıkıp asansöre bindik.
"İyimisin?"
"Değilim." Dedim içimdeki karmaşayı çözmeye çalıştım.
"Ozaman biraz sohbet edelim mi peki?"
"Teşekkürler ama hayır Buğra."
"Öyle olsun bakalım fındık."
"Öyle olsun fıstık." Dedim gülümseyip.
"Aklına nerden geliyor böyle şeyler." Dedi gülüp.
"Bir anda oluyor be Buğra."
Bahçeye çıktığımızda Buğra tekerlikli sandalye de öyle gezdirmeye başladı.
Gün yüzüne çıkıyordu içimdeki hisler birer birer. Ertuğrulu başkasından duymak kıskanmama sebeb olmuştu. Ve sanırım etkilenmiştim Ertuğrul'dan...
Sal,5.11.2024
|
0% |