Geçen gün ömürden. Bugün ömür sermayemizden bir gün daha eksildi.

"Su verirmisin fulya?"

Bardağa su doldurup ilkbahara yaklaştım. Suyu ağzına götürüp içmesini bekledim.

Kendini geriye çektiğinde bardağı da geri çektim.

"Nasıl his ediyorsun?"

"Biraz daha iyiyim elhamdülillah canım."

"Boranla aranız düzelmiş gibi sanki?" Dedim gülümseyip.

"Yani bu olanlardan sonra sanki sevgisini belli etmek istiyor. Bilmiyorum iyi his ediyorum o öyle davranınca." Dedi ilkbahar burukça gülümseyip.

"Çok endişelenmişti zaten zaruri bir durum olmadıkça hep burdaymış öyle dedi yoğun bakım hemşiresi."

İlkbahar gülümsedi sadece.

Odanın kapısı tıklatılınca ilkbahar gelebilirsiniz deyince kapı açılmış içeri girmişti kim geldiyse.

Çünkü odanın dizaynı farklıydı ondan dolayı göremiyorduk gelen kişiyi.

"Selamünaleyküm!" Dedi boran neşeyle.

"Aleykümselam." Dedik ilkbaharla beraber.

"Evet iki gün sonra taburca oluyorsun!" Dedi boran ilkbbahara bakıp.

Hüzünle dudaklarımı büküp ilkbahara baktım.

"Mardin'e mi döneceksiniz?" Dedim ikisine sorup.

İlkbahar borana bakıp bana döndü.

"Bilmiyorum çıkınca düşünürüm." Dedi ilkbahar.

"Düşünürüm mü?..." Dedi kırılmışca.

°

°

°

°

Geçen günler içinde karar verilmiş ve söz hazırlıkları için bugün dışarı çıkmıştık.

"Gümüş olsun." Dedi toprak.

Görevli abla yüzükleri vitrinden çıkarıp önümüze endirdi.

Heyecanımdan öylece kalmıştım.

"Fulya?"

"Efendim?"

"Hangi yüzüğü istersen o olsun içine sinen beğendin olsun seç hadi."

Gülümsedim ince düşünüşü için mutlu olmuştum.

"Allah razı olsun teşekkür ederim müstakbel eş adayım." Dedim demesine sondakini sevincimden söylemiştim.

Hafif bir şekilde güldü toprak.

Kafamı yüzüklere çevirip yüzüklere odaklandım. Yoksa utancımdan öylece kalırdım Allah bilir.

Gözlerimle tek tek baktım sonunda gözüme çarpan yüzükle gülümsedim. Narin ve zarif sade bir yüzüktü.

"Bu olsun dedim elimle gösterip."

Görevli abla yerinden çıkarıp bana uzattı.

"Bir deneyin isterseniz?" Dedi abla.

Elinden alıp titreyen ellerimle parmağıma taktım.

Toprağa dönüp baktığımda oda alyansını takmıştı.



(Temsili yüzükler)

Parmağımda yüzüğü rahat hareket ediyor mu diye konrol edip ablaya döndüm.

"Parmağıma tam uydu."

"Benim ki biraz dar sanki bir tık?" Dedi toprak.

"Beğendiyseniz genişlete biliriz?"

"Fulya istersen başka seçeneklere bakabiliriz?"

"Yok bu iyi." Dedim.

Yüzüğü parmağımdan çıkarıp cam olan vitrinin üstüne bıraktım.

Toprak ücreti ödediğin de yarına hazır olacağını söyledi abla. Toprak önde ben arkasından kuyumcudan çıktık. Kapının önünde hâlâ telefonla konuşan Nisa ile karşılaştık.

"Nisa?"

Telefonu cebine atıp yanımıza geldi.

"Bitti mi işiniz ben açıktım yaa!"

"Evet bitti. Hadi bize yemek ısmarla!?" Diyen toprakla ikimizde ona baktık.

"Benmi?"

"Şaka şaka hadi gidiyoruz."

Tebessüm edip Nisa'nın uzattığı koluna kolumu doladım.

................................

Selamünaleyküm kardeşlerim

Nasılsınız ?

Dua ederseniz bana sevinirim Allah razı olsun

Nasıl gidiyor hikâye?

Görsel deki fotoğraf temsili

Eklememi isteğiniz fikirler varsa yazabilirsiniz uygunsa konuya dahil olurlar.

Allah'a emanetsiniz selametle

Cmt. 12.10.2024