Yeni Üyelik
22.
Bölüm

22. Bölüm Hediye

@birfanikul_

Gözlerimi açıp odada dolandırdım bakışlarımı. Sevde yanımda uyuya kalmıştı.

 

Allahı'm böyle bir dost nasip ettiğin için teşekkür ederim.

 

Uyandırsam mı acaba? Ama uyusun ya şimdi uyandırsam yerimde rahat falan etmediğimi sanar falan. Gözlerimi geri kapattığımda odanın kapısı açıldı. Gözlerimi geri açtım.

 

"Hayırlı sabahlar." Dedi sessizce hemşire.

 

Bayılıyorum böyle ince zarif insanlara.

 

"Hayırlı sabahlar." Dedim gülümseyip.

 

"Serumun bitti şimdi çıkarıcam tamam mı? Çıkış işlemlerini sözlün hâl ederim dedi gitti."

 

"Tamam Allah razı olsun teşekkür ederim hemşirecim." Dedim sessizce.

 

"Kardeşin mi?" Diye sordu gözleriyle sevdeyi işaret edip.

 

"Evet." Dedim gülümseyip.

 

Koluma bişey döküp damar yolunu çıkardı. Canım biraz yansada pamuğu tuttum.

 

"Hemen bırakma beklesin bir süre pamuk kolunda."

 

"Allah razı olsun teşekkürler."

 

"Amin ecmain olsun geçmiş olsun." Dedi gülümseyip odadan çıktı.

 

2 dk bekleyip sonra pamuğu attım. Yerimden yavaşça kalkıp. Feracemi koltuğun üstünden alıp giydim. Baş örtümüde düzeltip sevde'ye döndüm. Ne kadar kıyamasam da uyandırmak zorundaydım.

 

"Sevde Sevde." Dedim kolunu sarsıp.

 

Uykulu gözlerle bana bakıp gözlerini büyütüp bana baktı.

 

"Nereye fulya?"

 

"Sakin taburca oldum uyuduğun için kıyamadım sana. Gidiyoruz hadi." Dedim gülümseyip.

 

"İyimisin peki?" Diye sordu yüzüme bakıp.

 

"Elhamdülillah süperim canım." Dedim gülümseyip.

 

"Allah daha iyi etsin canım sevindimm." Dedi gülümseyerek.

 

Yerinden kalkıp feracesini düzeltip eşyaları toparladı. Hazır olunca odadan çıktık.

 

Telefonumu cebimden çıkartıp rehbere girdim.

 

Yoldaşı'm aranıyor...

 

"Selamünaleyküm."

 

"Aleykümselamm yengee!"

 

"Nisaa seni mi aradım dur bakem ee yok seni aramamışım?“

 

"Abim arabayı çıkarmaya gitti yenge telefonu da bende dur bekle geliyorum." Dedi ve telefonu kapattı.

 

"Nisa geliyor. Toprak arabayı getirmeye gitmiş." Dedim.

 

Nisa' da gelince üçümüz beraber çıkmıştık hastaneden. Dışarı adım atmamla burnuma konan beyaz şeyle sevinçle gülümsedim.

 

"Kar yağıyor!" Dedim gülümseyerek.

 

"Ay evet yengee!" Dedi Nisa' da benim gibi sevinip.

 

Ama Sevde yaz aylarını severdi onun için karla pek arası yoktu.

 

"Selamünaleyküm!" Diyen kişiyle daha da mutlu olmuştum.

 

"Aleykümselamm." Dedik selamı alıp.

 

"Nasılsın biraz daha iyimisin?"

 

"Elhamdülillah iyiyim süperim." Dedim gülümseyip.

 

"Allah daha iyi etsin çok sevindim." Dedi toprak.

 

Ya sen balmısın be adam! İçimde sevgi patlaması yaşıyordum.

 

"Amin Allah razı olsun teşekkür ederim."

 

"Amin ecmain olsun. Hadi arabaya kızlar daha fazla soğukta durmayalım."

 

Benle Sevde arkaya geçmiştik nisada yanımıza gelmişti. Bütün yol boyunca gözlerimle dışarıyı izlemiştim. Sonbahar ve kış en sevdiğim mevsimlerdi sahi az kalmıştı değil mi yeni yaşıma?

 

.

.

.

.

 

Otele geldiğimizde kar iyice bastırmıştı. Dışarı çıkmak istiyordum.

 

"Sevde hadi dışarı çıkalım baksana hava çok güzel!" Dedim elimle camdan dışarıyı gösterip.

 

"Evet güzel ama tek çıkmayalım. Toprak enişteme haber versin nisa."

 

Bakışlarımız nisaya dönünce telefona gülümseyerek bakıyordu.

 

"Nisaa?" Dedim bir kaşımı yukarı kaldırıp gülümseyerek.

 

"Sakın sizde annem gibi kiminle konuşuyorsun imaları yapmayın. Buğlem bütün istegramda ki gördüğü komik videoları bana atmış ona bakıyordum." Dedi.

 

"Şahsen ben inandım." Dedim sevde'ye.

 

"Bende. Ozaman hadi ozaman toprak enişteyi arada dışarı çıkalım."

 

"Tamamm!" Dedi nisa telefonu kulağına götürüp bize baktı.

 

"Selamünaleyküm abiciğim. Biz dışarı çıkmak istiyoruz onun haber verelim. hıı tamam. bekleriz çok geç kalma Allah'a emanet."

 

"Kızlar abimin işi var hâl edip gelicekmiş." Dediğinde kafamı salladım.

 

.

.

.

.

 

Öğle namazını eda etmiş ve tesbihatımı çekiyordum.

 

"Yengee sana bişey soracağım."

 

"Sor bakalım?"

 

"Sen 33 defa sübhanallah, 33 defa elhamdülillah, 33 defa Allah-û Ekber diyorsun bunu bende söylüyorum ama sen sonda bişey daha okuyorsun böyle uzun bir dua sanırım ya da süre mi?"

 

"Allah'ın izniyle Dur sana anlatayım." Dedim yatağın üstünden telefonumu alıp. Şifreyi girip kaydetdiğim nolardan tesbihat fazileti bulup tıkladım.

 

"Birgün, başta Ebû Zer (r.a.) olmak üzere Muhacirlerin fakir olanları Peygamberimize (asm) gelerek şöyle dediler:

 

“Yâ Resulallah, varlık sahipleri yüksek dereceleri ve dâimi nimetleri alıp gittiler. Çünkü onlar da bizim gibi namaz kılıyor, bizim gibi oruç tutuyor. Onlar sadaka veriyor, biz veremiyoruz. Onlar köle âzat ediyor, biz edemiyoruz.”

 

Sahabîlerini dinleyen Peygamberimiz (asm), onların gönlünü şu müjdesiyle aldı:

 

“Ben size bir şey öğreteyim mi? Onunla, sizi geçenlere yetişir, sizden sonrakileri de geçersiniz. Hem hiçbir kimse sizden daha faziletli olamaz. Meğer ki, sizin yaptığınız gibi yapmış olsunlar. Her namazdan sonra otuz üç kere ‘sübhanallah’, otuz üç kere ‘elhamdülillah’, otuz üç kere ‘Allahü ekber’ derseniz, tamamı 99 eder. Yüzün tamamında da, ‘Lâilaheillallahü vahdehu lâ şerika leh, lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şeyin kadîr’ derseniz, günahlarınız denizin köpüğü kadar da olsa, affolunur.” (Müslim, Mesacid: 146; Ebû Dâvud, Vitir: 2)

 

"Allah razı olsun yenge. Biraz uzun gibi sanki dua ya?"

 

"Senle tekrar yaparız Allahın izniyle ezberlersin zor değil aslında uzunluğu göz korkutuyor." Dedim telefonu kapatıp yatağın üstüne endirdim.

 

"Ozaman en kısa zamanda öğrenmek istiyorum hatta sen onu bana at kendimde ezberlemeye çalışayım. Senlede çalışırız olurmuuu!?" Dedi sevinçle nisa.

 

Odanın kapısı tıklatılınca nisa 'kim ooo' diye oturduğu yerden seslendi.

 

"Benim nisa bunları alırmısın?" Diyen toprakla şaşırdım.

 

"Geliyorum!" Dedi oturduğu yerden fırlayıp kapıya gitti.

 

Aramızda duvar olduğu için kapı gözükmüyordu.

 

"Tamam abi. Allah'a emanet hazır olunca mesaj atarım. Tamam."

 

Kapı kapanma sesiyle merakla nisanın gelmesini bekledim. Elinde tuttuğu poşetle hızla yanımıza geldi.

 

"Yenge bu senin, Sevde abla bu senin buda benimm ayy heyecanladın ya!" Dedi.

 

"Bunlar ne canım?" Diye sordum.

 

"Abim aniden buraya gelince pek kimse montunu falan getirmedi onun için dedi bak diyorum kabul etmezlerse deki hediye hediye de dedi abim." Nisa vurgu yaparak.

 

"Ama zaten bir ton masraf yapmış canım gerçekten idare ederdim böyle."

 

"Yaa ne desem bilemedim." Dedi Sevde ona baktığımda ağlıyordu.

 

Tesbihi yerine bırakıp ona yaklaştım.

 

"Birtanem noldu?"

 

"Benide unutmamış ya eniştem ya duygusal bir kek oldum." Dedi gülerek.

 

Kollarımı sevde'ye sardım.

 

"Benii unutmayınnn!" Diyen nisayla güldük.

 

Elhamdülillah Allah'ım verdiğin bu güzel insanlara.

 

"Aaa tesbihatım yarım kaldı onu tamamlayıp duamı edeyim sonra hazırlanalım."

 

Kollarımı geri çekip tesbihatıma devam ettim. Tesbihat duamı yapıp. Ellerimi açıp gözlerimi kapatıp dua etmeye başladım. Ellerimi yüzüme sürüp amin deyip yerimden kalktım.

 

"Allah'ım tekrar nasip et birda ki vakti kılmak için. Amin." Dedim seccademi katlayıp yatağa endirdim.

 

Sevde ve nisa hazırlanmış birbirlerine bakıyorlardı.

 

"Sevde abla çok güzeller bunlar yaaa!"

 

Yatağın üstünde ki paketi alıp bende açtım. Acı kahve rengide ki uzun kalın kabanla gülümsedim. Ufak diğer paketle açıp baktım eldiven vardı onun içinde de siyah renkte. Unutmamış hangi rengi sevdiğimi. Oysa bir kere bas etmiştim.

 

Üzerime giyip düğmelerini taktım. Baş örtümüde omuzlarımdan sarkıtıp düzelttim. Eldiveni de takınca arkamı döndüm.

 

"Nasıl olmuşum?!"

 

"Oo maşallah yakışmış bu renk sana canım." Dedi Sevde gülümseyerek.

 

 

"Allah razı olsun teşekkürler çiçeklerim." Dedim elimle öpücük atıp.

 

"Mesaj atıyorum hadi çıkalım. Telefonu almayı unutma!"

 

Gülümseyip yatağın üstünde telefonumu alıp arkamı döndüm.

 

"Hadi gidelim."

 

Hep beraber otelin önüne çıkıp bekledik. Omuzlarımdan tutulup opülmemle korktum.

 

"Benim kız ilkbahar sakin!" Dedi gülerek.

 

"Ay korktum!"

 

"Selamünaleyküm arkadaşlar!" Deyip kızlarla da sarıldı ilkbahar.

 

"Aleykümselamm." Dedik selamı alıp.

 

"Enişte dedi ki sen biraz moralin bozukmuş mardini gezdiricem sana onlarda bizim arkamızda olucaklar nolur nolmaz hazır mıyız gençlik?!"

 

.................

Selamünaleyküm

 

Uzun bir bölüm oldu maşallah

 

Nasılsınız?

 

Dualarınızda Müslüman kardeşlerimizi ve mazlum insanları unutmayalım 💐

 

 

 

 

[5/9 01:11] 🌙: Gazze'm hüzün kokulu şehrim.

Gazze'm acılarla büyüyen şehrim.

Gazze'm seni hatırlıyorum bir karpuz görünce. Veya bir boykot ürün görünce. İçim almıyor elim gitmiyor o ürünü almaya. Gazze'm pek bişey yapamasam da dikkat ediyorum boykota. Benim gözüm yüreğim senin taşıdığın acılara dayanamazken subahanallah sen nasıl dayanıyorsun? En yakının en sevdiğini kaybediyorsun senin acını his etmeye çalışıyorum gazze'm olmuyor. Elimden başka şeylerde gelse keşke sana zarar veren herşeyi bıraksam. Bir gün aksada buluşmak duasıyla gazze'm iman teslimiyet kokan o şehirde olmak duasıyla...

🇵🇸🤍

 

[5/9 01:23] 🌙: Mavi yıldızlı bayraklım,sende hüzün dolusun sende gazze'm gibi acı dolusun. Geçicek Doğu Türkistanı'm acıların hüzünlerin geçicek. Doğu Türkistanı'm nasıl dayandın çocuğundan ayrı kalmaya?

 

Nasıl dayandın saatlerce çalışmaya?

 

Nasıl dayandın eşinden ayrı kalmaya ?

 

Nasıl dayandın tüm yapılan zulümlere?

 

İman kokuyorsunuz doğutürkistanım. Bunca İslam düşmanın içinde parlayan yıldızlardan birisiniz.

 

 

Hastalıklı diyor

lar kardeşim sana,oysa hasta olan onların zihinleri bilmiyorlar.

 

Kardeşim bugün sayıca azız belki ama seni unutmadık. Dularımızdasın seni seviyoruz sen çok güçlüsün doğuTürkistanım💙

 

 

Allah'a emanetsiniz selametle kalın 🌸

 

Pzt,4.11.2024

Loading...
0%