Yeni Üyelik
26.
Bölüm

26. Bölüm Nikâh

@birfanikul_

Akıp giden yol ve güm güm atan kalbimle camie gidiyorduk. Aaağ evleniyorum bugün. Derin nefes alıp verdim ama nafile kalbim durmak bilmeden aşırı hızlı atıyordu.

 

Arka koltuğa son oturuşum olması... Sevde ile arkaya nisa şoför koltuğunun yanına oturmuştu. Sevde demişken sabah başımızdan neler geçmişti öyle.

 

3 saat önce...

 

Sabah namazını kılmış ve erkenden hazırlanmıştım. Feracemi de üstüme giyip baş örtümü de takıp sevdeyi bekledim. Heyecandan iştahım bile yoktu. Oysa dün gece bile az yemiştim.

 

"Aaaa fulyaaa!" Diye sevde'nin bağırması ile yerimden kalktım. Hızla konteyner kapısını açıp dışarı baktım. Sevde ilerde olduğu yerde korku dolu bekliyordu. Önünde ki köpek ona doğru yaklaştıkça geri gidiyordu.

 

"Ayy hoşt kış kış git git git!" Dedim aklıma ne geliyorsa şuan onu yapıyordum. Elime ince bir çırpı alıp köpeğe doğru yaklaşım. Hava sopayı savurup gitsin diye ümid ettim. Ama gitmek yerine bana havlayıp saldırmaya başladı.

 

"Hoş hoş hoş!" Diye köpeğin üzerine üzerine giden tanımadığım gençle derin nefes aldım. Çünkü o köpeğin üstüne gittikçe köpek korkup geri gidiyordu.

 

"Allah razı olsun sağolun çok teşekürler." Dedim tebessüm edip.

 

"Rica ederim abla." Dedi samimi bir tonda söyleyip.

 

"Sizi kurtardım şu hanım efendiyi değil. Geçen bir kova suyu başıma sebepsiz boca etti." Dedi sitemle bana söylüyor gibi görünse de aslında Sevde duysun diye böyle yapıyordu. Üstelik yüksek bir ses tonuyla.

 

"Aman yesinler tribini kardeş." Dedi umursayıp Sevde.

 

"Kardeş deme inadıma yapıyorsun resmen!" Diye sevde'ye çıkıştı. Sevde o tarafa bile bakmdan yanıma gelecekken birden ayağına takılarak arkaya doğru düşecekken bizi kurtaran genç belinden tutup kavradı. Sevde fark etti anda hemen doğrulup çekildi.

 

"Bir kova su sana az az!" Dedi titreyen sesiyle.

 

"Ne o niye sesin titriyor?" Diye sordu alayla genç çocuk.

 

 

"Bu sizi hiç ilgilendirmiyor." Dedi sertçe.

 

"Yürü fulya gidelim." Dedi Sevde elimden tutup kapısı açık olan konteyner eve girdik ard arda. Kapıyı sertçe örtüp tekli koltuğa oturup ellerini başının arasına aldı.

.........

Nisanın yüksek bir tonda bağırmasıyla dalğım düşüncelerimden kurtuldum.

 

 

"Geldikkk!" Dedi nisa sevinçle bağırıp.

 

"Kızım bağırma!" Diye uyardı toprak.

 

"Aman bu ne sakinlik sanki gezmeye gelmiş." Diye toprağa söylenip kapıyı açıp indi.

 

"Ya sabır..." Dedi toprak ardından hepimiz arabadan inip Camie doğru gittik. Toprak imam beyle dün konuşmuş söylemişti nikah için geliceğimizi. Ayakabılarımı çıkarıp diğerlerini bekledim

 

Caminin içine girdiğim anda huzur ve sıcaklık his ettim. Bakışlarımla caminin içinde dolandırdımdım.

 

"Selamünaleykümm hocam! Nasılsınız?" Diyen toprağın sesiyle bakışlarımı ellerime çevirdim.

 

"Aleykümselamm evladım hamdolsun iyiyim sen nasılsın? Sizlerde hoş geldiniz evladım." Dedi orta yaşlarda biriydi imam.

 

"Hoş bulduk amca'cım." Dedim tebessüm edip.

 

Ayak üstü bir hasbihalden sonra nikah için imamın gösterdiği yere oturduk toprakla. Heyecanımdan artık kalbim daha hızlı atıyordu. Derin nefes alıp verdim. İmam amca nikâh akdine başladı. Camide ki başka iki tonton amca da bizim şahitlerimiz olmuştu.

 

"Sen halim kızı fulya Harun oğlu toprağı kocalığa kabul ettin mi?"

 

"Ettim."

 

"Ettin mi?"

 

"Ettim."

 

"Ettin mi?"

 

"Ettim."

 

Nefesimi dışarı verip dizimin üstünde ki titreyen ellerime baktım. Babamın gerçek adını kullanması yüreğimi burkmuştu...

 

"Sen Harun oğlu toprak halim kızı fulya'yı kocalığa kabul ettin mi?

 

"Ettim."

 

"Ettin mi?"

 

"Ettim."

 

"Ettin mi?"

 

"Ettim."

 

Ve ben artık evli bir kadındım. Yıllarca helalimi beklemiştim. Sırf bu anı yaşamak için ne dualar etmiştim Rabbime.

 

Hamdolsun Allah'ım hamdolsun...

 

"Hayırlı olsun evlatlarım Rabbim size iki cihan saadeti versin. Amin." Diye dua etti bize imam amca. Toprak eğilip elini öptü amca' nın. Nikah şahitlerimizde dua edip tebrik etmişti.

 

"Bahçedeye çıkalım mı hocam?" Diye soran iki amca imam amcanın vereceği cevabı bekliyorlardı.

 

"Çıkalım bizim gülleri de budayalım bir." Dedi hatrına yeni gelmiş gibi.

 

Onlar camiden çıkarken Sevde ve nisa da bahane olduğunu düşündüğüm bir nedenle dışarı çıkmışlardı. Camide ikimiz tek kalmıştık.

 

Elimin üzerinde his ettiğim elle bakışlarımı yanıma çevirdim. Toprak gülümseyerek bana bakıyordu. Gözleri dolu doluydu onu öyle görünce benimde gözlerim doldu.

 

"Ömrüme hoş geldin nazlı yârim seni çok seviyorum." Demesiyle gözümden bir damla yaş düştü. Toprak elini yanağıma koyup yaşı sildi.

 

Kulağıma yaklaşıp Sessiz bir tonda.

 

"Sarılabilirmiyim?" Diye sordu. Yüzüme gülümseme yayılırken kafa onaylar şekilde salladım.

 

Bedenimi saran kollara bende kollarımı sardım. Hani insan evindeymiş gibi his eder ya her anlamda evime ulaşmış gibi his ediyordum. Yıllarca içimde tuttuğum o sevgi dolu cümleleri söylemek istedim.

 

"Hoşbuldumm yâri'm." Dedim içime sığmayan bir sevinçle.

 

Bu günü unutmayacaktım inşallah. Hayatıma bir su damlası gibi damlayan bu güzel adamı...

 

 

Herkes ordan oraya koşturuyor bense sanki bu koşturmaca içerisinde değilmişim gibiydi. Çünkü aklım başka yerdeydi. İçinden bulunduğum andan sıyrılıp etrafa baktım. Gelin odasında hararetle gidip gelen sevde'ye ve nisa'ya gülümsedim.

 

"Nikâh şekeri ay evde mi unuttuk nisa koş çabuk alıp gelelim!" Diye panik yapan sevde'ye nisa sakin sakin cevap verdi.

 

"Abla sakın bak şurada ben getirdim." Diyince Sevde rahatlamış bir hisle bana baktı. Bana göz kırpıp gülümsedi.

 

"Nasıl öderim ben sizin hakkınızı yia!?" Dedim sanki kendilerine yapılıyormuş gibi davranıyorlardı.

 

"Yengee bana bir tane yiğen getir ödeşelim!" Diye söyledi nisa. Kollarımı açıp gelmelerini işaret ettim bakışlarımla.

 

"Kardeşlik bunu gerektirir fulya. Allah için seni çok seviyorum ve hak ediyorsun sen." Demesiyle gözlerim buğulaşmıştı yine.

 

"Bende seni s-seviyorum." Sesimde titriyordu boğazım acıdı birden. Yutkunmak bile zor geldi.

 

"Aaa tamam duygusallık bitti. Toparlan lütfen gelin hanım!" Dedi Sevde bana diyordu ama oda ağlamıştı. Ellerini hızla gözlerini sildi. Önüme uzatılan peçete ile başımı kaldırıp gülümsedim.

 

"Allah razı olsun teşekkür ederim." Dedim nisaya elinde ki peçeteyi alıp gözlerimi sildim.

 

Odanın kapısı açılınca içeri toprak girdi yüzüme gülümseme yerleşti.

 

"Girdim içeri pat diye kusura bakmayın lütfen." Dedi toprak mahçupça.

 

"Sorun yok enişte." Dedi Sevde.

 

"Abii kaçtın deme misafirlerin arasından?" Dedi nisa iki elini beline koymuş toprağa gözlerini kısarak bakıyordu.

 

"Öyle oldu. Napayım yarime orda sarılamam ki..." Dedi toprak onun bu haline gülümsedim. Kızlar birbirine bakıp gülüyordu. Yanıma gelip sarıldı kollarımı sardım bende.

 

"Kız gül abla başımıza gelsin!" Diye sevdeyi dürtü. Sevde gülmemek için kendini tutuyordu.

 

"Hadi sizi çekeyim hatıra kalsın." Dedi nisa.

 

Toprakla beraber bir kaç fotoğraf çektik sonra Sevde telefonu alıp yanıma geldi nisa diğer tarafıma geçerken üçümüz beraber kameraya gülümsedik. Nikâh memuru gelince salona geçtik. Üstümde ki feracemi daha çıkarmamıştım. Başımda ki kırmızı dua örtmüştü Sevde oda'dan çıkmadan önce. Toprakla ikimiz yan yana oturmuştuk. Elimin üzerinde his ettiğim elle yanıma döndüm.

 

Önüne bakıyordu toprak ama elimi tutuyordu.

 

"Sayın değerli misafirlerimiz hepiniz hoş geldiniz!" Diye giriş yaptı nikah memuru. Yerine oturup defteri açtı.Ve sözlerine devam etti.

 

"Bu güzel çiftimize mutluluklar diliyorum. Harun oğlu Toprak. Hiç kimsenin baskısı altında kalmadan iyi günde kötü günde hastalıkta sağlıkta Ahmet kızı Fulya'yı eş olarak kabul ediyor musun?" Diye sordu toprak emin bir sesle hafifçe eğilip.

 

"Evet!" Dedi toprak.

 

"Siz Ahmet kızı Fulya'ya Harun oğlu toprağı hiç kimsenin baskısı altında kalmadan iyi günde kötü günde hastalıkta sağlıkta kocalığa kabul ediyor musunuz?"

 

"Evett!" Dedim tebessüm edip. Önce toprak sonra ben nikâh memurunun uzatığı deftere imza attık. Sevde ve toprağın arkadaşı asım abi'de imza atınca nikâh memuru tekrardan konuştu.

 

"Bende sizleri karı koca ilan ediyorum. Buyrun aile cüzdanız." Dedi uzatıp. Uzatığı Aile cüzdanını elime alıp nisaya baktım. Elinde tutduğu fotoğraf makinasıyla bizi çekiyordu. Nikâh memuru bizi tebrik edip salondan ayrıldı.

 

Önde ki masada oturan kişiyle göz göze geldik. Amcam... Okadar babama benziyordu ki. İçimde ki yara tekrar kanamıştı. Bu ana odaklanmaya çalışıp toprağa döndüm.

 

"Tapun bende artık!" Dedim gülüp.

 

"Öylemiii!" Diyerek güldü toprak.

 

Per,28.11.2024

Loading...
0%