@birgarip_seda
|
Yine kasvetli bir güne tek başına yatağında uyandı genç kız. Yorganı üzerinden atarak ayağa kalktı. Her sabah yaptığı gibi dolabına bağlı aynanın önüne geçip kendisine baktı. Kendini en çok sabahları beğeniyordu zaten. Gerçi sadece sabahları beğeniyordu. Kendisine aynadan bir gülücük yollayıp lavabonun yolunu tuttu. İhtiyaçlarını giderip aşağı inmeye başladı.
Daha mutfağa girmeden saçından tutulup çekilmişti. Canı çok yanıyordu. Geçsin istedi bu acı. Bitsin istedi. Ama ne kadar bitsin istediyse tam aksine daha çok canı yandı. Yanağında hissetti önce yakıcı acıyı. Sonra dudağında... Kulağına geliyordu bağırış sesleri. Ama kendisi sesini çıkaramıyordu. Çünkü sesini çıkarsa daha çok canı yanacaktı. Biliyordu. Daha önce defalarca yaşamıştı bu anın aynısını Başladı halası konuşmaya:
"Bu saattemi kalkıyorsun kız sen. Eski köye yeni adet mi getiriyorsun! Nerede bizim kahvaltı. Benim kızım senin yüzünden okuluna geç kalıyor. Sen bu saattemi kalkıyorsun! Kendini, yerini bil. Kimse sahip çıkmadı sana. Biz sahip çıktık biz!! Şimdi kalk kahvaltıyı hazırla. 20 dakikan var!"
Halasının itmesiyle yere düştü genç kız. Sesini kimse duymuyordu. Gözünden bir yaş düştü parkeye. Ama hayır... Güçlü olmalıydı. Bide ağlayarak bu zevki veremezdi karşısında ki insanlara. Hem ne demişti babası :
" Eylül hep güçlü ol. Seni zayıf gören insanların karşısında ağlayıp onları mutlu etme. Çünkü onlar ağlamanın da güç aslında cesaret gösterisi olduğunu bilmez kızım. Bu yüzden güçlü ol. Hak edene hak ettiği gibi davran."
Böyle demişti babası. Ama Eylül çok zorlanıyordu. Henüz 22 yaşındaydı. Hayat onu 17 yaşında güçlü olmaya zorlamıştı. Önce babası gitti. Sonra annesi... Halası haklıydı kimse sahip çıkmamıştı Eylül'e. Gerçi halası da sahip çıkmamıştı ki. O parayı seviyordu.
Yavaşça yerinden kalktı genç kız. En çok zaman geçirdiği yere gitti mutfağa.. 20 dakika vermişti halası. Hemen işin başına geçti. Önce çay suyunu koydu ocağa, sonra çıkardı 3 yumurta. 2 tanesi eniştesine, 1 tanesi halası na, bir taneside kuzenine. Kendine yer yoktu o sofrada. Yumurtaları haşlamak için koydu cezveye, suyunu ekleyip onuda ocağa bıraktı. Şimdi yumurtanın yanına salata yapacaktı. Onuda yaptı genç kız. Saate bakınca 15 dakika geçtiğini farketti. Elini hızlı tutmalıydı. Hemen dolaptan kahvaltılıkları da çıkarıp bıraktı masaya. Sonra çayı demleyip yumurtaları soydu. Halasını çağırmak için mutfaktan çıkıyordu ki eniştesiyle kapıda çarpıştı. Eniştesi bağırmaya başladı:
"Hem sakar , hem salak. Gözünün önüne niye bakmıyorsun lan sen. Çık kız gözüm görmesin seni sabah sabah!"
Eylül elini önünde birleştirip, kafasını eğip dinlemişti eniştesini. Eniştesi konuşmayı bitirince çıktı mutfaktan halasına seslendi:
" Hala kahvaltı hazır. Ezgi geç kalmasın"
Diyip baktı halasına. Halası yüzünü buruşturup cevap verdi :
"Sanane kız. Ezgi'yi çok düşünsen sabah erken kalkardın.!"
Deyip Eylül'ün omzunu ittirip geçti mutfağa. Eylül kuzeni için demişti zaten. Daha fazla azar yememek, dayak yememek için demişti. Sessizce odasına geçti genç kız. Yatağına uzanıp ağlamaya başladı. Hep yaptığı gibi.
——————————————————
Evettttttt... İlk bölüm bitti. Beni bu kitap için cesaretlendiren kız kardeşime teşekkür ediyorum. İnşallah kitabım çok çok okunur. Ben kurguya güveniyorum. Gelen okuyan herkese şimdiden teşekkü ediyorum ♥️♥️🙏 BÖLÜM 1# |
0% |