"Anlamıyorum Atlas kayıtlarına bakıyorum Eylül'ün ailesi bir trafik kazasında öldü olarak görünüyor. Oysaki Eylül yangın dedi. "

Bu cümleler yerimde taş kesilmeme sebep oldu. Ne demişti o. Benimde içinde olduğum ev yanmıştı. Bende yaşamıştım o kıyameti. Ne demekti trafik kazası. Üstelik Emre bey neden araştırmıştı ailemi? Banamı güvenmiyordu, yoksa başka şeylerin mi peşindeydi?

Tabi ya ben buraya geldikten sonra o değişik sorular, bişeyleri detayları ile öğrenme çabası, hepsi başka bişeyin peşinde olduğu içindi. Benide mi bu yüzden buraya getirdi? Peki neden ölmüş ailemin peşine düştü? Ne gibi bir sorun vardı?

Ben bunları düşünürken kapı hızla açıldı, hepsi önümde düşmüş ve etrafa saçılan kahveye bakıyorlardı. Muhtemelen çıkardığım sesten dolayı dikkat çekmiştim. Atlas Bey emre Bey'den önce konuşmaya başladı;

"İyimisin? Ne işin vardı burada? "

Hafif azarlar tonda konuşmuştu. Ama çokta takamadım çünkü benim tüm ilgim, bakışım Emre Bey'deydi. Oda sanki bunun farkında gibi bana bakmamaya çalışıyordu.

"İyiyim Atlas bey, sadece Emre Bey'in geldiğini duydum ve size hem kahve getirmek için hemde Emre bey'e halamların durumunu sormak için gelmiştim. Fakat ayağım takıldı ve tepsiyi düşürdüm. Kusuruma bakmayın lütfen. "

Benim konuşmam ile ikiside rahat nefes vermişlerdi. Bunu kim olsa anlardı. Benim içimdende sormak gelmemişti. Neler olduğuna dair. Çünkü sorarsam sadece onların bilmemi istediği kadarını bilir, detayları öğrenirdim. Ki bilmemi isteseler bunu benimle konuşurlardı arkamdan değil.

"Tekrardan kusura bakmayın Atlas bey"

Deyip arkamı dönüp gitmeyi planlıyordum fakat adımımı kesen Atlas Bey'in sesi oldu.

" Eylül. "

Aynı yavaşlık ile arkama döndüm.

"Buyrun Atlas bey. Bir istediğiniz mi vardı? "

İçten içe telaş yapmıştım. Ama bunu dışıma yansıtmamayı, duygularımı gizlemeyi yediğim dayaklar sebebi ile öğrenmiştim. İlk defa işime yaramıştı. Çünkü insanlar acını bilirse en çok oraya dokunurdu.

" Emre ile konuşmadan mı gideceksin? "

Sesindeki tını içimi bir hoş etmişti. Altında farklı bir tonlama var gibiydi.

" Hayır Atlas bey sadece işiniz varsa daha sonra gelebilirim diye düşündüm "

Emre bey hafif tebessüm ile bana doğru yürüdü. Bu rahatlığı birşey duymadığımı düşündüğü içindi.

" Hiç bir iş senden önemli değil Eylül. Hadi gel çalışma odasında konuşalım. Atlas sende çalışanlardan 3 kahve daha iste"

Emre bey belimden hafif ittirerek çalışma odasına gitmeme yardımcı olduğunu sanıyordu. Fakat ben dokunuşundan rahatsız olmuştum. Atlas beyde emre Bey'in eline dikkatli bir şekilde bakıyordu. Sanki oda rahatsız olmuştu kaşları çatıktı. Hadi ben şiddetten dolayı rahatsız oluyordum peki o?

---------------------------------------------------------

Bölümler nasıl gidiyor? Yorum yaparsanız bölümleri hızlandırırım arkadaşlar sjsjsjj