Yeni Üyelik
2.
Bölüm

#BÖLÜM 2#

@birgarip_seda

Genç kız gözyaşlarıyla ıslattı yastığını. Yarım saat geçmişti. Kalkması gerekiyordu. Önce kahvaltı sofrasını toplayıp bulaşıkları yıkayacaktı. Daha sonra işe gitmesi gerekiyordu. Yavaşça çıktı odasından Eylül. Mutfağın yolunu tuttu. Halası eline çayını alıp kurulmuştu bile televizyonun karşısına. Eylül'ün geldiğini görünce yüzünü buruşturup dönmüştü diğer tarafa. Eylül düşündü. Ne yapmıştı bunlara bu kadar kendinden nefret ettirecek kadar? Zamanla öğrenecekti Eylül. Ya tamamen yok olacaktı, Yada tamamen güçlü.

 

Eylül geçti mutfağa. Biraz salata kalmıştı. Onu yemeye başladı. Hep böyle olurdu. Onlardan arta kalanı yerdi Eylül. Kimse bilmezdi içindeki acıyı, tiksintiyi. Salatasını bitirip sofrayı topladı genç kız. Bulaşıkları tezgaha bırakıp saate baktı. 1 saat vardı mesai saatine. Buradan 45 dakikaya gidiyordu araba. Yani 15 dakikası vardı. Bulaşıkları makinaya düzelemeye başladı. Normalde yasaktı Eylül'e makinayı kullanmak. Sadece bu makina değil, diğerleri bile yasaktı.ama başka şansı yoktu, işe geç kalamazdı. İşini bitirince elini yıkayıp odasına geçti Eylül. Biliyordu akşam yine canı çok yanacaktı. Sadece bulaşıkları makinaya düzlediği için. Eylül sadece anı kurtarmak istedi. Halası sadece ise gittiğine bişey demezdi. Kendi ihtiyaçlarını alsın diye.

 

Eylül dolabının kapağını açtı. Ne giysem diye düşünmeye başladı. Sadece böyle zamanlarda genç kız gibi hissederdi. Ne acı... Eylül dolabından kalın askılı kare yaka diz kapaklarına gelen bir elbise çıkarıp üzerine geçirdi. Allah'tan tüm evi Eylül temizliyorduda bu elbiselerden ne halasının, ne kuzeninin haberi vardı. Eylül kot bir pantolon ve bol bir kazak çıkarıp elbisenin üzerinden onlarıda giydi. İleride bir park vardı oranın lavabosunda değiştiriyordu üzerini. Saçını sıkı bir at kuyruğu yapıp çıktı evden. Aslında güzeldi genç kız. Masum bir yüzü vardı. Kalbi gibi. Ama bilmezdi kıymetini.

 

Durakta otobüsü bekliyordu genç kız. 5 dakika sonra geldi otobüsü. Otobüse binip akbili basıp en arkaya geçti. Oturacak yer zaten yoktu tıkış pıkış arabada. Zar zor arkaya geçip kalçasını dayadı otobüsün en arkasına. Burada bile korkuyordu. Kendisine izinsiz dokunulur diye. Kadın olmak zordu zaten. Bide özgüven eksikse daha zor. Annesi tarafından bile sevilmeyen bir kızsan çok çok daha zor.

 

Otobüs nihayet gelmişti iş yerine. Kafasını kaldırıp baktı 21 katlı binaya. Ne çok şey yaşamıştı buraya gelene kadar. Eylül halasından habersiz gizli gizli gitti üniversite sınavlarına. Sonunda işletme kazanabilmisti. Oysaki Eylül'ün hayali hukuk okuyup adaleti sağlamaktı. Hayat bu kadar adaletsizken Eylül adaleti sağlayamazdı. Biliyordu.

 

Güvenliğe yaka kartını gösterip girdi içeriye. Asansöre binip 18. Kata bastı . Burada staj görüyordu. Halası, eniştesi, kuzeni bilmiyordu. Garson sanıyorlardı Eylül'ü. Eylül'ün en büyük korkusu öğrenmeleriydi. Hiç babasının dediği gibi güçlü olamıyordu.

 

Asansörden gelen sesle düşüncelerinden ayrıldı Eylül. Direk yerine gitti. Son senesiydi. Gecikmeli gitmişti üniversiteye. Şimdi burada staj görüyordu.

 

Yanına geldi Esra hanım. Çok severdi Eylül'ü , kalbini biliyordu çünkü. Esra gülerek baktı Eylül'e. Ama gülüşü yüzünde soldu. Çünkü Eylül'ün yüzündeki parmak izlerini görmüştü. Dehşetle konuştu Esra:

 

" Eylül!! Bu yüzünün hâli ne? Ne oldu sana?"

 

Eylül "keşke " dedi içinden. "Keşke aynaya baksaydım iyice". Kimse bilmezdi Eylül'ün durumunu. Anlatmazdı kimseye. Hem nasıl anlatsın ki? Utanırdı. Bu yüzden sonunu düşünmeden aklına gelen ilk şeyi söyledi:

 

" Önemli bişey değil Esra abla, dün giderken kapkaççı çantamı almaya kalkıştı arbede yaşandı bu yüzden oldu"

 

Esra kendisinden 3 yaş büyüktü. " Bana Esra de " demesine rağmen Eylül abla diyordu. Esra duyduklarıyla daha çok dehşete düştü:

 

"Ne diyorsun sen Eylül! Nerede oldu? Nasıl oldu? Ne zaman oldu? Polise gittin mi? Buldular mı?"

 

Eylül şen bir kahkaha attı. Esra şaşkındı çünkü Eylül ilk defa kahkaha atıyordu. Eylül şaşkındı çünkü babası dışında ilk defa birisi onun için endişelenmişti. Esra Eylül'e tuhaf tuhaf baktı. Sonra göğsüne çekti Eylül'ü:

 

" Ah garibim o arbedede kafanı bir yere vurdun heralde? Ama iyi olmuş vurduysan. Bidaha vurma. Eski haline dönme. O kapkaççılar bulunursa teşekkür edecem sanırım"

 

Dedi Esra şakayla karışık. Eylül daha çok güldü. Tam cevap verecekti ki buz gibi bir ses kesti tüm kahkahayı.

 

" NELER OLUYOR BURADA!!"

 

 

 

——————————————————

 

 

Bir bölümün daha sonuna geldik... Lütfen alttaki küçük yıldıza basar mısınız? Bana destek olur musunuz? 🙏

 

 

Loading...
0%