Yeni Üyelik
16.
Bölüm

Bir Piknik Nasıl Mahvedilir?

@birgizemlikisi

 

Sabah 8'de kalkıp akşamdan yaptığım poğaça ve keki annemlere yakalanmadan bir kaba koyup sırt çantama attım.

 

 

Üzerime gri bir crop altıan siyah kargo pantolon. Hırka olarak da siyah bir kapşonlu aldım.

 

 

Çantam ise sırt çantasıydı.

 

 

Evden sessizce çıkıp otobüse bindim.

 

 

Menekşe sokağındaki parka geldiğimde sadece Umut gelmişti. İkimizde selam verdikten sonra telefona bakmaya devam ettik. O sırada Bilgin ve Ata'da gelmişti.

 

 

Gün ve Akın'ı bekliyoduk.

 

 

O sırada Gün'lerin arabası görüş açıma girdi.

 

 

Gün bize el sallayarak arabaya çağırdı. Önde Ata arabayı kullanıyordu. Yanında Gün vardı. Arkada ise biz 4 kişi ezilmiş bir şekilde yola devam etmeye çalışıyorduk.

 

(...) 

 

 

Piknik alanına vardığımızda yere bir örtü serdik. Herkes getirdiklerini çıkarmaya başladı. Ata ve Bilgin pastaneden poğaça falan almışlardı. Umut içecekleri getirmişti. Ben benim aldıklarımı koyunca sıra Gün'lerin yaptıklarına gelmişti. Biz hiçbir şey yapmadılar diye beklerken Akın elinde kocaman iki poşetle geldi.

 

 

Poşetlerde; Elmalı pasta, kısır, kurabiye, yaprak sarma, makarna salatası... Kısaca altın günü tabağı gibi bir şey olmuştu.

 

 

"Vay be Gün annen ne kadar hamaratmış" dedim.

 

 

Akın bana bakarak:

 

 

"Bunları annem değil ben yaptım yalnız."

 

 

Yediğim sarma boğazımda kalmıştı.

 

 

"Ohaa"dedim yüksek sesle.

 

 

Gün açıklama yapmaya başladı.

 

 

"Akın çok iyi bir şekilde yemek yapıyor."dedi.

 

 

Ben hala olayın şokunu atlatamamıştım.

 

 

Gün, Umut, Ata ve Bilgin ellerindeki topla maç oynamaya gitmişlerdi.

 

 

Akın ise yanımda oturuyordu.

 

 

Bir anda konuşmaya başladı:

 

 

"Bilmiyorum bunu sana neden anlatıyorum ama anlatmazsam birilerine çarlıcam artık. 7 yıldır saklıyorum herkesten bunu. Benden ortaokulda bir kız hoşlanıyordu. Ama ben onun ne tipini hatırlıyorum ne de ismini? O dönemlerde çok az arkadaşım vardı. Birkaç kere onu benim hakkımda konuşurken duydum. Hatta bir kere topu kafasına atmıştım. Öyle bir kızdı. Yalnız benim yaşıtım değildi kız. Sana baktığımda o kızı hatırlatıyorsun bana. Şimdi bir sevgilim var ama o kızı unutamıyorum. Rüyalarımda hep sesini duyuyomuş gibi oluyorum ama uyandığımda hatırlamıyorum."

 

 

Beni biliyordu. Benim onu sevdiğimi bilmiyormuş. Hatta o topu bilerek kafama atmış. Ama şimdi bir sevgilisi vardı. Bu cümleyi içimden geçirmek bile o kadar ağırdı ki.

 

 

(Bu arada bir şey dicem "Ama şimdi bir sevgilisi vardı." yazarken birden telefon ağırlaştı şaka mı bu???)

 

 

Herşeyi açıklayacaktım.

 

 

"Şey ben sana birşey söyleyeceğim. O kız bendim. Aslında o senin arkadaşının sevgilisinin arkadaşıyım uydurulmuş bir kurguydu. Senden o dönemlerde çok hoşlandığım için tanıyordum."

 

 

Bana şok içinde baktı.

 

 

Konuşmaya devam ettim.

 

 

"Merak etme bir daha asla karşına çıkmam. Sevgiline hiçbi şey söylemem. Her kimse artık."

 

 

O ise kendini toparlayıp.

 

 

"Demek o kız sendin." dedi.

 

 

Cümleye devam edeceği sırada Gün'lerin gelmesiyle ikimizde sustuk. Tam voleybol oynayacağımız sırada yağmurun bastırmasıyla mecbur eve döndük.

 

 

----Bölüm Sonu----

 

 

Loading...
0%