@birgizemlikisi
|
Daha mutlu olamam. Evet daha mutlu olamazdım ama daha üzgün olabilirdim. Çok sevilmiş olabilirim. Ama çok yıkılmışda olabilirim.
Bu aralar çok yorgundum. Ama bu bedensel bir yorgunluk değildi. Ruhen bir yorgunluktu. Bir bina çökmüştü üzerime ve ben onun altında kalmıştım. O bina da umutlarımdı. Üzgündüm. Kırgındım. Yıkıktım. Yıkılmıştım. Hüzünlüydüm. Yalnızdım. Boştum. İçimde hiç bir duyguya yer yoktu. Ne aşk ne sevgi. Dermişim. Ama vardı. Evet Akın'dan vaz geçmem benim için zor olmuştu. Hatta en zoruydu. Ama en sonunda vaz geçebilmiştim. Şimdi ise karşıma tekrardan 5 yıl sonra çıkmıştı. Ne düşüneceğimi ne yapacağımı bilmiyordum. Çünkü ben başka birini seviyordum. Yalan yok. Onu ilk Menekşe sokağındaki kafede gördüğümde yakışıklı bulmuştum. Şimdi ise bana, beni sevdiğini söylüyordu.
Nasıl bir denklemdi. İçinden çıkılmıyordu. Sahil kenarında yürüyordum. Üzgündüm. En çok da kendime kırgındım. Elimde Akın'ın günlüğü vardı. Elim çok ağırdı. Günlük çok ağırdı. Rüyaysa bu gerçekten artık uyanmak istiyorum. Mutluluk bile acı veriyor. Çünkü sonu var biliyorum. Çünkü bir daha bu kadar mutlu olamayacağımı biliyorum. .....
Sahilde uçurumun kenarında bir yere oturmuştum. Saçlarım rüzgarla beraber savruluyordu. Gözpınarlarım gözyaşlarım yüzünden ıpıslaktı. Yine ağlıyordum. Ağlamaktan başka bir b*k bildiğim yoktu. Günlüğün yanımda sayfaları uçuşuyordu. Elime aldım. Son kez sayfalarını çevirdim. Yeni bir hikaye yazmalıydım kendime. Son sayfayı açtım günlükteki. Elime bir dal aldım. Kazıya kazıya 'Hikaye Bitti yada bu kadardı.' Yazdım. Ve uçurumdan denize fırlattım.
Akın'la olan sayfa kapanmıştı. Geçmişe veda etmiştim. |
0% |