(Aurora'nın ağzından) (1 hafta sonra)

"Ülkemi koruyup kollayacağıma, halkımı kendi isteklerimden önce tutacağıma yemin ederim."

Babamın ölümünün ardından tahtın boş kalmasını istememişlerdi. Ve 1 haftada kendimi kraliçe olarak bulmuştum. Elçilerle görüşmeler, saray dizaynı, elbiseler, taht ve daha bir çok işle uğraşmıştım.

Alex ise ülkede çıkan iç karışıklıkları bastırmaya çalışıyordu.

Taht normalde onun hakkı olmasına rağmen kesin bir dille tahta geçmek iqstemediğini belirtmiş ve ordunun başına geçmişti.

Şimdi ise yemin törenindeydim.

En önde Alex bana destek olmak ister gibi bakıyordu.

Ve bir anda başımda bir ağırlık hissettim.

Taç giyme töreni son bulmuştu.

Herkes kutlama için balo salonuna gidiyordu.

Yanıma Alex'in en yakın arkadaşı Ahora geldi. Tebrik ettikten sonra beni bir odaya götürdü. İçeride bir kız vardı. Siyah saçlı siyah gözlü, tehlikeli bir katile benziyodu. Ama gözlerinde tanıdık bir çaresizlik vardı.

Ahora konuşmaya başladı:

"Ülkenin en azılı suçlusu ve onu sne ökdürmelisin" diyerek elime bir hançer verdi.

Eğer öldürmezsem halkımı rahat bırakmayacaktı. Ve ettiğim yemini çiğnemiş olacaktım. Ama öldürürsem de vicdanım rahat etmeyecekti. Normalde bu işlere Alex bakardı.

O anda kapı çaldı ve içeri Alex girdi.

Belindeki hançeri çıkarmıştı.

Ahora konuşmaya devam etti.

"Evet hanginiz öldürecek?"

Alex bana baktı. Elimdeki hançerle kıza doğru ilerledim. Elim titriyordu.

Tam saplayacağım sırada kız çevik bir hareketle kendisini saran iplerden kurtuldu ve elimdeki hançeri ani bir hareketle boğazıma dayadı.

Alex bunu görür görmez öne atıldı. Ama kız Alex'ten daha hızlıydı. Koşarak ileri atıldı. Bu kız gerçekten insan değildi. Alex'ten kaçan hiçbir insan olmamıştı şu ana kadar.

Bir süre bu kovalamaca devam etti. En sonunda Alex kızın boş savunmasız bir anını bulup üzerine atladı. Kızla beraber ikisi paldır küldür yere düştüler. Alex hançeri kızın boynuna getirdi. O sırada kız soluklanmaya çalışıyordu.

İki dakika geçti geçmedi. Kzı hareketlenerek Alex'in elindeki hançeri yere düşürerek kendi eline aldı. Ve Alex'e doğrulttu.

"Kimsiniz?"

Araya Ahora girdi.

"Aslında bunlar prens ve kraliçe"

Kızın gözleri şok içinde açıldı ve Ahora'ya dönerek.

"Bana birilerini koruyacağımı söylemiştin. Prens bozuntusu ve hançerden korkan bir prensesi değil."

Bu bize laf mı sokmuştu?

Alex derin bir nefes alıp verdi.

Ahora yeniden konuşmaya başladı.

"İşte koruyacağın kişiler kraliyet ailesi. Daha ne istiyorsun?"

Kız cevap verdi.

"Ama istediğimi yapacaksın"

"Elbette, oldu bil."

Ne isteği? neler oluyor?

Ben onları izlemeye devam ederken. Kız yerde 1.80 yatan abimi elini uzatıp kaldırdı. Ve benim yanıma yaklaştı.

"Ben Misty. Sende Kraliçe Aurora olmalısın"

Biz tanıştığımız sırada Alex daha yeni yeni kendine geliyordu.

"Benim anlamadığım bir şey var. Hatta bir değil iki şey var. Birincisi neden bize düşmanımışız gibi davrandın ikincisi Ahora ile anlaşmanız ne?" bunlar Alex'in sözleriydi.

Misty hiç beklemeden cevap verdi.

"Birinci sorunun cevabı benim çok düşmanım var. İkincisi ise eğer sizi korursam Ahora suç dosyamı silecek."

"Kendini bu göreve adayacak kadar ne suç işlemiş olabilirsin??"

"Hiç Gecenin Suikastçısını duydun mu?" diyerek cevap verdi Misty Alex'e.

Alex gözlerini belertti ve:

"Hiçbir muhafızımın yakalayamadığı kız ayağıma geldi." dedi.

Ben ise olanları şok içinde izliyordum.

Ahora bana dönerek:

"Misty senin odanda kalacak bir sorun olmaz değil mi?"

Yok dercesine başımı salladım.

Alex duyduklarıyla daha da şoka girmiş gibiydi.

"Bu kıza nasıl güvenebilirsin? Ya uyurken kardeşimi öldürürse?"

Misty ise sert sözlerle karşılık verdi.

"Bana yanlış yapılmadığı sürece bende yanlış yapmam. Benim dosyamı senin incelediğini biliyorum. Oradada gördüğün gibi hiçbir şekilde masumları öldürmem. Prensip meselesi olarak. Ha birde sakın bana güvenmeyip peşime adam takmaya kalkma emin ol zararlı çıkan sen olursun. Bunlar odadan çıkmadan önce söylediği şeylerdi.

Nereye gittiğini bilmemekle beraber bizde Alex'le balo salonuna indik.