Karanlık sokağı geride bırakarak eski limanın oraya çıktım.

Yıkık dökük teknelerin bulunduğu mekan benim gibilerin işlek yeriydi.

Saray muhafızlarının giremediği ender yerlerden biriydi. Açıkçası normal bir insan buraya gelmeye cesaret bile edemezdi. Eski liman denildi mi akla çılgın suikastların olduğu yer gelir. Zaten biz de normal değildik.

Hızlı bir şekilde yürüyerek eski bir teknenin içine girdim, üzerimdeki pelerinden kurtulup simsiyah elbisemin eteklerini düzelttim.

Teknenin alt kısmına iniş merdivenlerine geldiğimde adamın parolayı sormasıyla duraksadım.

"Hayatta"dedi adam. Cümlenin sonunu ben tamamladım.

"Bir piyon olmak için çok masumsun."

Bu cümle çok anlam ifade etmesede örgütün uygun gördüğü bir parolaydı.

Bugün büyük gündü. Örgüt üyelerinin tamamı burada toplanacaktı. Bu büyük toplantı 3 yılda bir kez yapılırdı. Ve bir üyenin buna katılma ihtimali çok azdı. O yüzden 3 yılda yapılan tüm başarılar değendirilir ve bu yüzden toplantıya çok büyük bir azınlık katılırdı.

Teknenin alt kısmına indiğimde erken geldiğimi anladım. Odada sadece 3 kişi vardı. Odaya girdiğin anda tahta duvarda altın renklerle süslenmiş bir yazı dikkatimi çekti.

En basit bir suç için bile çok düşünülmüştür.

Altında ise başka bir yazı vardı.

Hiçbir çocuk suçlu olarak doğmamıştır. Sadece gelecekteki şartlar bunu gerektirir.

Kendimi bildim bileli bu örgütün üyesiydim.

Ve bu örgütün amacını hala anlayamamıştım. Odadakilere tekrar göz gezdirdiğimde sarışın bir kız elindeki hançeriyle oynuyor. Kumral saçlı oğlan ise tüm dikkatini bana vermişti.

Kendime bir sandalye çekip oturdum.

O an aklıma birşey gelmişti. Bugün benim doğum günümdü. Her zaman ki gibi kendime yeni bir hançer alıp kutlardım doğum günümü. Çok da mühim değildi zaten.

Toplantı odası yavaş yavaş dolmaya başlıyordu. Daha önce hiç görmediğim yüzler vardı ama bir o kadar tanıdığım yüzler de vardı tabii.

Bir anda gördüğüm yüzle şok oldum. Yanımda oturan kıza baktığımda. Tepkisizdi. Sen çok gizli bir örgütün başkanının kralın danışmanı olduğunu öğrenirsin ve nasıl şaşırmazsın?

Kız pürdikkat onu izlediğimi görünce konuşma ihtiyacı hisetti.

“Noldu bir sorun mu var?”

Yok dercesine başımı salladım.

Toplantı başladığında Çapa'nın başarılarından bahsetmeye başladılar.

O sırada kız bana doğru eğilip:

“Ben Laura.”dedi.

Bende kendi ismimi söyledim.

“Misty”

“Sisli demek. Çok garip hangi insan kızına bu ismi koyar ki?”

Konuşmayı kesip dikkatimizi başkana verdik.

“Suç işlemek bir sanattır. Ve bu sanatı başaramayacaklar varsa aranızda bu örgüte girmenize gerek yok.”

Bu toplantıya yeni gelen kişiler de katılmıştı. Aslında sözler onlaraydı.

------BÖLÜM SONU-------

Öncelikle hepinize merhaba.

Yeni bir kurguyla karşınızdayım.

Bu sefer kendi sınırlarımın dışına çıktım ve fantastik bir kurguya başladım.

Ve güzel bir kitap serüveni olmasını umut ediyorum.

Bölümün kısalığını çok takmayın ilk bölüm olduğu için bu kadar kısa.

Neyse hadi bye bay.