Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1-Karşılaşma

@birgulll

Hayat kime ne verir .

Kimine şaşalı bir hayat , kimine yoksulluk , kimine güzel bir aile , kimine ise ailesi var iken ailesiz kalmayı mı verir ?


Peki ailesi olup ailesiz kalan kişilerin suçu neydi doğmak mı

İstenilen evlat gibi olamamak ya da zorunlu dünyaya gelmek mi ?


Berra ' nın suçu neydi peki zoraki bir evlilikten gelen kişi olması mı ?

Doğuşu ile annesinin ölmesi mi ?

Babası erkek çocuk beklerken kız çocuk doğduğu için miydi kimsesiz kalması.


Yüreği daralıyor nefes alamıyordu

19 yılık hayatı artık omuzlarına zor geliyordu , altında ezilip kalmıştı ayağı kalkacak takati yoktu ki artık.


Omuzları düştü, bacakları titredi zar zor nefes alamaya çalıştı. Alışmıştı yine üvey annesi yapacağını yapmıştı .


Alıştım artık, cümlesinde ki o çaresizlik, umutsuzluk. Yüreğe batmasın mı ?


Zar zor aldığı nefeslerle sırtını duvara yasladı. Ne demişti Hilal hanım " ben ona bir kısmet buldum. baya da zengin adam bey verelim gitsin işte " ne acı size sorulmadan karar veriliyor.


Babasının sesini duydu " Hilal hanım adam 39 yaşında hiç denk mi 19 yaşındaki kıza " derin bir nefes aldı Berra


" Bey yaşı boş kemal Ağa zengin bir zaman sonra hepsi bizim kıza kalır sefa içinde yaşar " Hilal hanımın amacı kocası ikna olsun da kız hem başından gitsin hem de eline para geçsin di sözlerini seçerken devam eti


" Bizim gibi mi olsun kız gözü birşeyler de mi kalsın evden doğru dürüst çıkarttığın mı var kızı arabası olur gezer parası olur yer fena mı bize bile yardımı dokunur bey gel he de sen de sevmiyon gözünün önünde olmaz işte "


Neydi bu şimdi. Herşey para uğrunamı . Oysa yoksuluk içinde olan bir aile değilerdi ki sadece üvey annesinin gözünü para bürümüştü .


Yine aynısı oluyordu babası ikna olucak diye çok korkuyordu. Bu gelen kaçıncı kısmeti herkesi bir şekilde geri çevirmişti kah dayak yiyerek kah üvey annesine yalvararak ne de aciz bir durum oysa hayata olan bir babası vardı.


Düşündü Mecit bey yatmıştı bu Bir fikir aklına " tamam hanım bir gelsinler konuşalım " kulakları uğuldamaya başladı yanlış mı duydu ah hayır doğu duydu babası tamam demişti.


Eleri titriyo göğüsü daralıyor kesik kesik nefes alıyordu neydi bu ızdırap neyin bedelini ödüyordu.


Öğlen vakti güneş ta en tepede günü şenlendiriyor sıcaklığı ile .

Ama güneşten gelen sıcaklık onu ısıtmayı bırakalı çok olmuştu.


O hep üşüyordu artık . Şimdi ise duyduklarını sindiremiyor bir çare bulamıyordu beyni işlevini kaybetmiş düşünemiyor .


Derin derin nefes aldı sindiği duvar köşesinden yavaşça ayrıldı çıktı odasına yatağın dibine oturdu . Düşünmeye başladı hayatını yaşadıklarını.


Anne ve babası zorla evlenmiş annesi babasının ona dokunmasını istemiyormuş babası usul bu diyerek dokunmuş.

Annesinin rızası yok sesiz kalmış abisi için . Annesi sonra hamile olduğunu öğreniyor istemiyorum diyince babası abisinin canı ile tehdit edince annesi bir şey yapamıyor


Annesi ikinci kes hamile olduğunu öğreniyor bu sefer susmuyor bu bebeği istemiyorum diyip yeri göğü inletiyor da kimse bir şey demiyor Asmin hanım karnında bebeği ile intihara kalkışıyor ilk denemesi başarısız ikinci deneme başarısız üç dört beş diye diye gidiyor .


Zamanı geliyor doğum yapılıcak bir gece öncesinden alıyor birçok ilaç Asmin hanım zehirliyor kendini de bebeği de zar zor yetiştiriyor Mecit hastaneye kızı var karısı yok ilaç aldığını öğreniyor

Vücudunda kesik izleri inthara kalkışmış


Başı önüne eğiliyor Mecit beyin oldumu bu şimdi diyor aldın mazlumun ahını günahı vebali oldumu boynuna . Ne çare ya bu dünya yada öbür dünyada ödiycekti bedelini . Aldı karısından kalan kızı


Vicdanım rahatlar belki bakarsam diyor . annesi bakıyor ilk yaşlı kadın anca on iki yaşına kadar bakıyor. Sonra yalnız kalıyor Berra.

Mecit Asmin hanım dan önce sevdiği kadını alıp getiriyor hilali kadınım diye nasıl seviyor azimle büyük bir aşkla hemde ne fayda

Asmini sevmemişti zorakiydi onların herşeyi.


Küçücük bir kız çocuğu idi Berra baba annesi ne demişti annen de babanda birbirini sevmedi . Babası sevmeyi bilmiyormuydu hep böyle düşünürdü


ne zaman ki geldi 15 yaşına anıldı babası aslında sadece annesini sevmemiş. Hilal hanımın uğruna ölücak gibi bakıyor ona hedyeler alıyor gönlünü hoş ediyordu .


İlk onu sevmez de en azından yok saymıyordu Hilal hanım geldi sonra iyi davrandı önce bir kaç o da sadece sonra hamile kaldı babasının olmadığı zamanlar bütün ev işlerini ona yaptırır kendisi oturup yerdi küçüktü zar zor işleri yapardı ne gelir elden yapmasa dayak yer söylerse dayak yerdi .


Orhan abisi vardı ona hiç abilik yapmamış olan . Hilal hanım geldikten sonra iyice ondan uzaklaşan kendisinden 6 yaş büyük Orhan abisi . Bir kere gelip saçını okşamadığı ondan uzak duran nefret eden gözlerle bakan bir abisi vardı.


Hilal hanım bir kaç ay sonra hamile oldu , doğum yaptı erkekti çocuğu yasin Ali koydular adını. sevmezdi Berrayı nefret ederdi küçücük çocuğun da aklını çelmişti üvey annesi.


Yedi yaşında Küçücük çocuk bile onu hor görüyor iğrenen gözlerle bakıyordu . Ne etmişti ki bunları haketmek için , yasin Ali'yi öz kardeşi benimsemişti oysa


Berra ezilip bükülür de sesi çıkmazdı yaş aldıkça daha iyi anladı bazı şeyleri büyüyordu

Gel zaman git zaman dayakla kötü sözlerle geldi bu yaşına .


Şimdi ise birine verecekler ne etsin di kaçmak istiyor deli gibi korkuyordu üvey annesi öyle bir korkutmuş ki cesareti yok .


Başladı içli içli ağlamaya . Dış kapının sesini duydu abisi gelmişti Orhan nişanlı bir adamdı inkar edemezdi dıştan ne kadar kusursuz dursa da içi o kadar boştu.


Çıktı odadan duvardaki saate baktı saat ikiye geliyordu. Elini yüzünü yıkadı girdi mutfağa akşam için yemek yapmaya


" Kız sen iki saattir nerdesin bacaksız daha yeni yemek yapmaya mı başladın"

" Biraz rahatsızım kusura bakmayın Hilal hanım bir daha olmaz "


" Olmasın yoksa kırarım o bacaklarını senin bir işe yaradığını da yok ki sadece yüksün sen "

Homurdanarak giti Hilal hanım 


Derin nefes aldı Berra başladı yemek yapmaya . Dalgınlık tan elini yaktı tencerenin altını kapatayım derken.


Suya tutu gözleri doldu elinde olan yanık acısımı yoksa yürek acısımı canı çok yakar diye düşündü . Cevap beliydi


Huzursuluk dolu bir yüreğin acısı tüm fiziksel acılardan daha ağırdı.


Yemekleri hazırlandı sofra kuruldu . Yemek Faslı sesiz geçti kimse konuşmadı . Küçük kardeşi Ali yatmaya giti Hilal hanım ve babası da odalarına giti kaldı abisiyle bir başına bir cesaret konuş dedi kendine


Derin nefes aldı " abi " dedi çekinerek . Baktı Orhan kız kardeşine " abi bugün Hilal hanım babama derken duydum 39 yaşında bir adam istemeye gelecekmiş"

Burda derin bir nefes verdi 


" Abim kurbanın olayım ben istemiyorum benim elimden birşey gelmiyor sen yardım et " gözleri dolu dolu baktı abisine


Orhan baktı kız kardeşine nasıl içli içli bakıyor diye geçirdi içinden .

Sonra inanmadı bu bakışlara o da kardeşini bir yerde suçluyordu koca adamdı ama Hilal hanım onu da zehirlemişti . Kız kardeşin olmasaydı annen ölmezdi demişti bir keresinde o gün nefret etmeye başlamıştı .


" Sen ne diye Hilal anne ve babamı konuşurken dinliyorsun ha bu yaptığın saygısızlık git yat zıbar Berra hade onlar ne derse o "


Berra hüzün dolu gözlere baktı abisine bir şey diyemedi kalktı sofrayı topladı geçti odasına . Verdi kararını kaçıcak o adamla evlenmeyecekti kendi ayakları üstünde duracaktı bir şekil.


Akşam vakitleri geldi herkes odasında kendi halinde olduğu zamandı saat yeni sekiz buçuktu

Çıktı odadan ses çıkarmadan yavaş adımlarla elinde hazırladığı bir çanta . Evin arka kapısına geldi çıktı bahçeye sokağa bakan teraftaydı.


Sesiz sesiz adımlamaya başladı bir sağa bir sola bakıyordu .

İleri tarafta yana baksaydı orda bir adam olduğunu Görürdü ama o korkudan sadece evin olduğu tarafa bakıyordu iki çift gözün onu izlediğini bilmeden .


Hilal hanım bakıyordu pencereden giden kıza aha dedi bu sefer yaktım seni anası kılıklı paçavra .

Hilal sevmezdi Asmini . ona göre Mecit hep ona aiti o mecidi seviyordu Mecit de onu onların arasına girmişti Asmin .


Oysa Asmin sadece abisi yüzünden mecide gelin gelmişti abisi mecidin kız kardeşini kaçırma saydı gelmezdi ki o da .

Mecbur kalmıştı. 


Hilal duyunca delirmişti. Asmini bilirdi Asmin güzelliği dilerde olan bir kadındı kocaman yeşil gözleri güzel bir fiziği keskin yüz hatlarına zıt samimi gülümsemesi insanı içine çekerdi . Kıskançlıktan deliriyordu hilal Mecit onu sever diye .


Berrayı da bu yüzden sevmezdi annesinin kopyası gibiydi sadece kocaman gözleri yeşil değil koyu kahveydi. Fiziksel olarak da karakter olarakta Asmindi

Nefreti bundan dı mecidi de bu yüzden uzaklaştırmıştı berradan

Orhan zaten onun sözünden çıkmıyordu saf bir şeydi


Orhanın nişanlısı onun kız kardeşinin kızıydı kendi yeğeni ile evlendirmişti . Tüm ipler eilindeydi de bir Berra kalmıştı onu da kocasının haberi olmadan satmıştı . Ama Berra direniyordu tıpkı şimdi kaçmaya kalktığı gibi


Yolun yan tarafında olan adamı gördü bilirdi Berranın kimseyle alakası yoktu ama küçük bir oyundan bir şey olmazdı diye düşündü.


Pencereden ayrılıp salona koştu bağırdı " bey bey Mecit bey Orhan Berra kaçıyor " Orhan sese geldi

Mecit bey çıktı odadan

" Ne oluyor hanım" 

" Kızımız kaçtı Mecit arka bahçeden gidiyor"


Orhan koştu arka tarafa baktı kardeşi evi çevreleyen çitlerden atlamaya çalışıyor yan tarafta olan adamı gördü bağırdı " lan Berra gel lan buraya seni oruspu "

Mecit bey de çıktı bahçeye

" Berra " diye gürledi rezil olmuştu konu komşuya


Berra duyduğu sesle olduğu yerde dondu kaldı Bera arkasına döndü abisi babası ona bakıyordu korkudan bedeni titremeye başladı . Orhan koşar adım geldi kolundan sıkıca kavrayıp bir tokat atı yüzü yana düştü ruhu kırıldı gözleri doldu da bir damla akmadı sesi bile çıkmadı.


Orhan bağırmaya başladı 

" nemusumuzu iki paralık etin bu güne temiz gelmiş soy adımıza ihanet etin lan sen ne bok yemeye çalışıyorsun" .


Abisi kolunu sıkıyordu canı yanıyordu. Başını Hilal hanım dan taraf çevirdi sana bunları ödeteceğim der gibi bakıyordu

Kaçmayı bile beceremedi şimdi herşey tamamen bitti onun için .


Abisi yürümeye başladı kolundan tutarak arkasından sürüklüyordu

Berrayı canı yanıyor sesi çıkmıyordu şimdi herşey gerçekten bitmişti.


Orhan Berrayı Mecit beyin önü savurur gibi atı. Bera son anda yere düşmekten kurtuldu .

Mecit bey baktı kızına nefret ediyordu ne zaman baksa aklına Asmin geliyor vicdanı sızlıyordu onu görmeye katlanamıyordu


Mecit bey tükürük gibi

" Sen ne bok yemeye çalışıyorsun lan bu ne hatsizlik. Başıma ouruspu mu olucan orda burda elin adamına mı kaçıyorsun seni gebertirim seni sürtük "

Mecit elini Berranın saçlarına dolayıp çekti


Berranın kafası aşağı doğru eğildi saç dipleri yanmaya başladı

Zar zor " ba baba yapma kim kimseye kaçtığım yoktu "

Derin nefes almaya çalışıyordu


Hilal hanım " Mecit bırak kızı . Dışardayız insanlar bakıyor yeterince rezil olduk zaten "

Hilal zar zor aldı Berrayı 


Kolundan tutup eve çekiştirdi o sırada sokağın yan tarafında olan adam olaylara aldırmadan yürüyüp giti .Mecit o sinirle giremedi eve çıktı giti . Orhan giti odasına .

Hilal Berrayı odasına getirip yere savurur gibi atı. Berra dengesini koruyamadı dizlerinin üzerine düştü.


Hilal tutu saçından " demek kaçmaya kalktın ha seni paçavra ne sandın kurtulabileceğini mi annesi kılıklı soysuz seni . Ne yapayım sana ha sen de ne edeyim . Her halde soğuk odada kalmayı özledin "


Berra korkuyla başını iki yana salladı olumsuz anlamda.

" Ha hayır özür dilerim ne olur yapma " artık ağlıyordu Berra


Hilal kızı ayağı kaldırıp okalı bir tokat atı sonra bir daha ve bir daha yanağı kıp kırmız olmuştu sesini bile çıkarmıyordu. Karanlık odaya giricek diye .


" Şimdi beni iyi dinle oruspu o adam gelecek ve sen de paşa paşa evlenecekain duydun mu beni en ufak hatanda olacaklardan sorumlu olmam bil"


Hızla kafasını salladı " sana tamamı dedim " Berra

" ta tamam sen nasıl istersen "

Dedi Hilal bıraktı kızı yere .

Çıktı odadan bir daha yapmazdı biliyordu .


Berra içi çıkana kadar ağladı gözleri yanıyordu artık. Çöktüğü yerden yatağa tutunarak kalktı. Gözü saate kaydı akşamın onuydu aklına kediler geldi bugün yem vermemişti. Onların yanına giderse aklı dağılır diye düşündü


Çıktı mutfağa girdi sesiz bir şekilde ekmek ve su kabı aldı . Arka bahçeye çıktı sırtını sokağın sonunda olan telere yasladı

" Pisi pisi gel buraya " kediler sanki bunu bekliyor gibi telin diğer tarafından koştular


Aralarında sadece tel engeli vardı Berra telin altında suların ve ekmekleri verdi onları izledi bir süre sonra gözü eve kaydı cehenem mahzeni olan eve sözde evine ağlama isteğiyle doldu taştı.


Gözlerinden yaşlar akmaya başladı olduğu yerde " neden ben neden ne yaptım ben ne yaptım" diyor yumruk patiği elini toprağa vuruyordu .


Sonra bir ses duydu önce yanlış anladığını sandı sonra ise telin yanına kedilerin olduğu yere tek dizini kırmış ona seslenen adamı gördü " iyimisiniz hanımefendi " adamın sesi ilgile çıkıyordu


Oldukları yer çok karanlık değildi sokak lambası aydınlatıyordu yüzlerini adamın kehribar rengi duran gözlerine baktı hemen gözlerini çekip panikle toparlanıp ayağı kalktı Adam da onunla beraber ayaklandı .


Berra tekrar adama baktı şimdi yüzü daha da neti . Hazar ayağı kalkan kızın yüzünü daha net gördü. Kocaman kahve gözleri tatlı ve güzel bir yüzü dolgun dudakları olan bir kızdı . İçi titredi bir an Ağlamaktan gözlerinin içi kızarmış burun ucu pembeleşmişti . Çocuk gibi duruyor diye düşünmeden edemedi .


Hazar gözlerini dikmiş ona bakan kızın gözlerine baktı ne de güzel gözleri var böyle insanın bakası geliyordu . Berra adama gözlerini diktiğini farketiğinde gözlerini kaçırdı tam arkasını dönücekdi ki

" Ne oldu size neden ağlıyordunuz . Bir sorun mu var hanımefendi yardımcı olabilirim size "


Berra cevap vermeyip arkasını döndü . Hazar kızı durdurmak istese de aralarında teler vardı öylece durdu . Kaçar gibi giden kıza baktı . Ne de içli içli ağlıyordu bu kız yere vuruyor bir şeyler söylüyordu ama anlamamıştı ki


Kız eve girince bir süre eve bakıp oda geldiği yöne doğru adımlamaya başladı. Oysa çoktan kader ağlarını örmüş zamanı bekliyordu .


Bera korku , endişe ve panikle çarpan kalbimin üstüne elini koydu eve girmiş odasına çıkmıştı. Az önce ne olmuştu öyle . O adam kimdi ve orda ne arıyordu o yoldan o saate kimse geçmezdi ki .


Sonra adam ayağı kalkınca ki an geldi aklına ne de uzun ve heybetli duruyordu öyle . Geniş omuz dik duruşluydu bir dağ gibiydi sanki . Kehribar gözleri vardı ama net değildi tam emin olamamıştı .


Bir an irkili gibi oldu ne düşünüyordu böyle ona ne elin adamından . Derdi başından aşkındır . İhtiyaçlarını haledip yatağa girdi şimdi ne olucaktı bilmiyordu herşey bitmiştir artık onun için .


Yatakta durmadan dönüyor düşünceler yüzünden uyuyamıyordu . Kalbi sıkışıyordu

Hayaleri vardı elbet bir gün bu evden giderim diye kurduğu hayaleri vardı ama artık olmıycaktı


Kızdı kendine kaçmayı bile başaramamıştı işe yaramaz biriyid

Çok aciz hisediyordu kendini .

Gözleri dolu doluydu ağırca kapatı gözlerini huzursuz bir uykunun kolarına bıraktı kendini ...


Berra gözlerini bir odada açtı kaşları çatık olduğu yere bakıyordu sonra üstüne baktı siyahi bir gelinlik vardı üstünde


Anlam veremiyor olduğu yeri kavrayamıyordu . Olduğu odanın kapısı açıldı bir adam girdi içeri kırklı yaşlarında yaşlı saçları beyazlamış biri yüzünde pis bir gülümseme ile yaklaşıyor berraya


Bera geri geri gidiyor adamın her hareketinde " kim kimsin ne istiyorsun se sen gelem üstüme"

Adamın yüzündeki gülümseme genişliyor bu sefer imayla süzüyor bedenini korkuyla çarpıyor kalbi


" Ben senin kocanım ve bu gece sen kocanı eğlendireceksin seninle çok eğlenices Berra "

" Ne saçmalıyorsun gelme üstüme"


Adam iyice yaklaşıyor bir anda Berranın kolundan tutuyor Berra çığlık çığlığa bağırıyor nefes alıyor kurtulmaya çalışıyor. Adam bir tokat atıyor Berrayı yatağa savuruyor


Berra yatakta geri geri kaçmaya çalışıyor adam bir anda üstüne çıkıyor boynuna eleri değiyor Berra bağırıyor nefes nefese yatağın yanında komedinde olan vazoyu alıyor adamın kafasına çarpıyor

Adamın ensesinden kanlar akıyor her yer kan oluyor.


Berra adamı itip kalkıyor yüzünde kan damlaları ver çıkıyor odadan koşuyor bir uçurumun başına geliyor tüm bedeni tir tir titriyor

Uçurumun sonuna doğru adımlamaya başlıyor gözlerinde yaşlar akıyor bağırıyor çığlık çığlığa


Bir ses duyuyor " dur yapma bunu bizi bırakıp ne yapıyorsun sen " Berra arkasına dönüyor bir adam adamın yanında bir çocuk var

" Baba anne ne yapıyor" diye soruyor Berra anlamsızca bakıyor


Adamın sesini duyuyor tekrar 

" Canımın canı gel hadi evimize gidelim " Berra

" olmaz ki ben evli değilim evim yok benim hem ellerim üstüm kanlı "


Adam kafasını salıyor olumsuz anlamda " gel hadi evimize gidelim ellerini yıkarız " adam öyle güven verici konuşuyor ki Berra bir adım atıyor anlara doğru duruyor sonra üstüne bakıyor üstünde artık siyah değil beyaz bir elbise var .


Bir adım iki adım üç adım yanlarına varıyor adam elini uzatıyor ona " canımın canı" diyor içli bir sesle . Sonra başka bir ses ellerinde silah olan bir adam silahı çocuğa doğru tutmuş


Tetiğe basıyor Berra çığlık atıyor adam bağırıyor. Berra yataktan sıçrayarak uyanıyor kalbi hayla çok hızlı atıyor gördüğü kabusun etkisi tüm bedeninde hissediliyor. Derin nefesler alıyor . Yatağın kenarında olan komedinin üstündeki su bardığını alıp içiyor . Elini kalbine koyup nefesleniyor .


Hazar Uykusundan korkuyla uyanıyor yatakta doğrulup derin derin nefesler alıyor yüreği sıkışıyor eli kalbine gidiyor vuruyor üst üste.

Aklına gördüğü rüya geliyor


Ellerini tutan bir çocuk ve bir kadın vardı kadın intar ediyor izin vermiyor kadını yanına çağırıyor kadın geliyor sonra bir Salah sesi çocuk hedef alınmış. Anlam veremiyor gördüklerine


Yüreği bugün ikinci kere titriyor nefesi kesiliyor aklına akşam gördüğü kadın geliyor gözleri kocaman olan onu gördükten sonra aynı kadını bu sefer rüyasında görmenin şaşkınlığı var üstünde ilkez böyle bir durum yaşıyor yüreği acı ile harlanmış


Neyin acısı kendini tuhaf hissediyor derin nefes alıp Kalkıyor yataktan çıkıyor balkona bir sigara yakıyor önündeki zifiri karanlığa bakarak

" Mardin kimi sevdaların gömüldüğü kimi acıların boy gösterdiği neden yüreğimi acıyla harlıyorsun bu gece neden "


sorduğu sorunun cevabını alamadı Hazar . Sabah kadar birden fazla sigara içti de yüreği ferahlamadı . Akşam ki kadın ve rünyasındaki kadın aynıydı.


Anlam veremiyor gördüğü rüya üzerine çok düşünüyor. Gün doğup güneşin kızlığı üstüne çöküyor geri dönüyor odasına .


Berra gördüğü rüyadan sonra uyumuyor sabaha kadar yatakta dört dönüyor. Sabah olup kalkıyor üzerinde bir kasfet ile .


Mutfağa geçip kahvaltı hazırlığına başlıyor . Sesizce . Herkes kalkmış " ooo bizim kaçak da burda " diyor Hilal hanım mutfağa girerek. Bir şey diyemiyor Berra başı eğik işine devam ediyor Hilal hanım çıkıyor kahvaltı masasına geçiyor.


Mecit beyin dün akşam eve gelmiş içmiş baya sarhoş odaya giriyor Asmin uyumuş giriyor yatağa düşünüyor. Kızı kaçıp ondan kurtulmak istemiş Asmin de ondan kurtulmak için kaçardı sinirlenmişti kızı annesi gibiydi asiydi. Asmin güzeller güzeli bir kadın inakar yok ilk başta istememişti onu sevdiği hilali vardı


Ama Asmine kapılmamak mümkün mü kapılmıştı o da fakat Asmin onu hiç bir şekilde kabul etmiyordu o da canını yakmakta bulmuştu çareyi Asmin ölünca iliklerine kadar pişman olmuştu


Ardından hilali getirmişti Asmine kapılarak aldattığı kadını ya o da giderse diye korkudan el üstünde tutmuş canı bilmişti onu.


Herkes kahvaltı masasında yerini almıştı. Berra başı önünde geldi masaya oturdu sesizce .

" Bey kemal Ağa haber etmiş bugün Berrayı görmek onunla bir yemek yemek ister "


Mecit beyin kızına baktı nefret dolu gözlerle artık bir gıdı acımazdı ona rezil

olmuştu mahalleye " gitsin hanım " demekle yetindi sadece

Berra gözleri dolu dolu boğazında bir düğüm tüm bedeni titremeye başlıyor yine . Sıkıyor kendini ağlamamak için zor bela duruyor biliyor bunda hilal hanımın parmağı var bir şey deme hakkı yok ki söylesin.

Hazar evden arkasında bir koruma aracı ile şirkete geçmişi . Toplantılara girip işleri haletmişti. Geri kalan işleri kardeşine bırakarak .


Her zamanki gittiği restorana gitmek için şirketten çıkıyor. Onunla birlikte adamları da şirketten ayrılıyor.


Hazar restorana yakın bir yerde durup iniyor yanına sağ kolu olan

Serkan geliyor 

" Abi " diyor Hazar Ağa anlayıp

" Siz çevreye dağılın etrafımda olun ama dikat çekmeyin " diyor sadece


Serkan " tamam Hazar ağam " diyip yanından gidiyor .


Hazar hızlı adımlar ile restorana geçiyor onun geldiğini gören çalışanlar onu karşılayıp masasına kadar eşlik ediyor .


Berra gün içinde evin tüm işlerini yapıyor o bir odayı temizliyor Hilal hanım ardından girip tekrar dağıtıyor. Bir şey demeye dili varmıyor böyle yapsın da daha beterini etmesin di .


" Kız yolu yeter hadi git hazırlan da müstakbel kocanla buluşmaya git . Ha gittiğinde ters bir şey yapar da canımı sıkarsan bil ki canını sıkarım ayağını denk al uslu ol "


Berra sadece dolan gözleriyle kafa saladı çıktı odasına siyah elbiselerinden birini giydi saçlarını Altan gevşek bir at kuyruğu yaptı


Çıktı odadan. Hilal hanım gelip kolundan tutup sıkarak " sakın olaki bir şey diyip yapma seni gebertirim" titrek bir nefes alıp hızla başını salladı.


Çıktı evden arabaya doğru yavaş adımlarla giti . Adam çıkıp kapısını açtı adama göz ucuyla bakıp geçti arabaya . Adam uzun boylu yaşından genç duruyor .


Uzun boyu onu biraz korkutmuştu

Yüzünde bir çizik vardı onu ürkünç gösteriyor elerine kadar çiziklerle dolu koltukta küçüldükçe küçüldü.


" Merhaba Berra " adam lafa girdi Berra sesiz kaldı " benimle konuşmıycakmısım " sesi bu sefer set çıkmıştı kemal ağanın


Berra titreyen sesiyle " Mer merhaba " diyebildi adam bir anda

Yüksek tonda " ha şöyle konuş kadın " kemal kızın elini tutmak için elini uzatı Berra panikle geri çekti derin bir nefes alıp arabayı çalıştırdı kemal


Yol sesiz geçti kemal kendi düşüncelerinden dolayı pis pis sırıtıyor bu da Berra ya korkutucu geliyordu.


Şu an korkudan bayıla bilirdi nefesini bile çok yavaş ve sesizce alıyordu. Araba bir restoranın önünde durdu " in bakalım "

Berra Kemal'e bakmadan indi yüzüne çarpan havayla derin nefes aldı


Kemal inip elini Berranın beline koyunca Berra korkudan yerinde sıçradı hemen geriye doğru iki adım atı.


Kelam artık bu durumdan sıkılmaya başladığını belirten sert bakışlar atıyordu. " Ne ediyorsun sen kendine gel sana dokunduğumda kaçma Berra senin için iyi olmaz "


Berra adamın ses tonundan korkmuştu sadece baş saladı kemal önde o arkada girdiler restorana .


Bir masaya geçip oturdular

" Aslanım bize birer sert kahve getir " kemal imayla söylemişti garsonu çağrıp .


" Eee Berra hanım nasılsın " Berra bir şey demiyor sesiz kalıyordu korkuyor geriliyordu kemal masaya hafif vurdu bu Berrayı korkutu aceleyle kalıp


" Şey ben benim lavabo evet lavaboya gitmem lazım " demiş korkuyla lavabo doğru adımlamaya başlamıştı


Yanlış yere gittiğini bilmeden sadece o adamdan uzak olmak istiyordu . Kemal kızın yanlış gittiğini görünce sırıtı istediği fırsat gelmişti. O da masadan kalkıp kızın gittiği yöne doğru adımlamaya başladı.


Onları izleyen kişi bile görmedi kemal .


Hazar 

Masasında otururken giriş kapısında gördüğü kadınla şaşırmıştı. Gece onu uyutmayan kadın şimdi karşısında duruyordu

Kalbinde bir çarpıntı oldu istemsiz eli kalbine gitti .


Bunu ikici defa yaşıyordu ve sebebi de aynı kadındı kimdi bu neyin nesiydi . Onların içeri girişini masaya oturuşunu adamın dediklerini dinledi


Kıza baktı titriyor eleri ile oynuyordu gergin duruyor korktuğu her halinden beli oluyordu . Bu kadını dün akşam gördüğünden beri tuhaf hissediyordu.


Şimdi ise etrafını saran bir huzursuzluk vardı . Kızın aniden kalkıp bir şey diyip gittiğini gördü kız artık net bir şekilde titriyordu

Bu nedensiz öfke duymasına sebep olmuştu.


Kızın arkasından giden adamla o da ayaklandı onların gittiği yöne doğru adımlamaya başladı

Girdikleri koridorun sonunda Hazar gördüğü şeyle yerine çivilenmişti adeta ..


Yıldıza basmayı unutmayın canolar ✨🌼

Yorumlarınızı bekliyorum

🪐


Loading...
0%