Kimse,kimsesi olmayan bir çocuğun ölümün kıyısına nasıl geldiğini sorgulamazdı,herkes o çocuğun konumunu sorgulardı.

Bir hikaye vardır mesela kısa ama uzun olanlardan.

Güneş sorar aya yer değiştirelim mi

Ay kabul eder lakin derki sen geceleri ağlayan kimsesiz insanların sesine katlana bilecekmisin

Güneşte derki peki sen ağlamamak için kendini sıkan insanların içlerine katlanabilecekmisin

Aslında değilimdir kimsesizleri anlatan bu hikaye boş masallar mutlu sonlar yoktu hiç bir zaman aslı buydu kimsesi olmayanların hikayesi

Gözlerim büyük bit sarsıntı ile açıldı kulaklarıma ilişen uğultular susmuyordu çok ışık vardı gözlerimi açacakken geri kapatıyor dum bu yüzden

"Marsel kalk küçüğüm"bu ses çatışma sırasındaki sesti ama ben buraya nasıl gelmiştim ki

.......

Kayra günlerdir kurduğu planını gerçekleştirmek üzereydi lakin küçüğü o çekici zekasıyla bozmuştu yine oyunu.Hesapta olmayan şey kızın kaçmasıydı. Kayra kızmamıştı aksine hoşlanıyordur kızın bu zekasından her seferinde dahada hayran kalıyordu ama küçüğüne kavuşmakta çok istiyordu yeterdi onu bu gün almalıydı her ne olursa olsun

Marsel ise herşeyden habersiz çatışan bu üç adamı izliyordu içten içede tebrik ediyordu onları, bir bilseydi bunu duysalar ne kadar gururlanıcaklarını bu üçlünün.Onun bilmediği bir lakabı ve ona gösterilen büyük bir saygı vardı evet Marsel hiç bilmediği bir mekanda saygı ve üstlük sahibi olmuştu insanlar onun tarafından övgü almak şöyle dursun tebessüm etseler çıldırırdı tabi Marsel bunun farkında bile değildi

Adamlar ise yeterince yorulmuştu artık, Kayra gelmezse dayanamazlardı. Marsel in burda olduğuda şüpheliydi onlar için zaten kimse inanmıyordu oyuncunun burda olduğuna hele birileri yaralanmıştı ve bu onlar için hırs demekti hırs ise zayıflık getirirdi. Bu düşünceleri aşağıya atlayan oyuncu ile bölündü dalgaya alışları, güçlü duruşu, emin kişiliği, zekice hareketleri ile insanları şaşırtıyor ve kendine hayran bırakıyordu.E Kayra da boş durmuyor çatışma alanına gelene kadar küçüğünü izliyordu babası kendisine büyük bir yalan ile kandırmış ve onlara ihanet ermişti tabikide ölüm ile cezalandırılacak tı heleki oyuncunun canını yakmıştı bir kere kurtuluşu yoktu.

Sonunda çatışma alanına vardı hızla arabadan indi ve silahını çıkardı ilk olarak küçüğüne bir hasar kontrolü yaptı, sıkılmış ve yorulmuştu ama onun dışında bir sorun yoktu içini rahatlamış olmanın verdiği cesaretle onlara ihanet adama silahını doğrulttu ve gözünü bile kırpmadan adamı vurdu.

Bilmediği tek şey ise adamın düşündüklerinden daha zeki olduğuydu.