Sabah esneyerek kalktığımda yine ne kadar uykusuz olduğumu düşündüm. Uykuyu çok sevdiğim bir gerçekti ve her gün kalkmak bana işkencede başka bir şey değildi. Heh bir uyuyan güzelliğimiz eksikti o da oldu tam oldu.Yalnız beyaz atlı prens beni bulur mu orasını ben bilemem. Ne kadar öfkeyle kalksamda bugün önemliydi. Galatasaray Beşiktaş maçı vardı. Hemen siyah yazlık elbisemi ve beyaz spor ayakkabımı giyindim. Bugün her şey siyah beyaz. Dolabı açıp içinden bir şeyler aşırıp arabamın anahtarını ve telefonumu alıp evden çıktım. Arabada tahmin edin hangi şarkıyı açtım. Hahahahaha tabi ki Beşiktaş 100. Yıl marşı. Bugün sadece önemli işlerimi halledip dönecektim. Babamın yardımlarıyla kendi çapımda bir şirket kurmuştum. Moda tasarım mezunuyum ve bu işi gerçekten de seviyordum. Kıyafetler tasarlayıp denilenler yapmak harikaydı. Şirkete vardığımda sekreterim edayı görüp gülümsedim. Eda'yı gerçekten de seviyordum. Bazı önemli sileri halledip bir kafeye gidip bir şeyler alıştırdım . Evet asla yemek yemem sadece bir şeyler atıştırırım. Allah iştah vermemiş suçum ne? Mesajlar kısmına girdim ve boranın adını gala değiştirmediğimi farkedip ismini Boran olarak değiştirdim. Ona yazmaya başladım.

siz: Heyy

siz: hiç sesin çıkmıyor nerelerdesin.

siz: ben yazmasam hiç yazmayacak misin cidden

siz: kalbim kırıldı.

boran: burdayım

boran: melis

boran: bir şeyi yapamayacağını hissettiğinde ne yaparsın.

Bu mesajı karşısında şaşırdım. Ne yani çaresiz miydi?

siz: elimden geleni yaptığım sürece ne kadar dibe batarsam batayım umurumda olmaz.

boran: peki ya sana güvenen insanlar?

siz:yapamadığım bir şey için kendimi heba edemem. Zaten ilk hatanda senden vazgeçenler hatanı kollamıştır. Sorun sende değil hata yapman veya bir şeyleri başaramaman sadece bahane.

boran: gerçekten böyle mi düşünüyorsun.

siz: bir sorun mu var?

boran: umar olmaz.

boran: neyse görüşürüz.

siz: by byyy

Kafama takılmıştı.Acaba neyi yapmamaktan korkuyordu. Kim bilir nasıl hissetmişti. Bunları düşünürken aklımdaki düşüncelerden kurtulmak için kafamı salladım ve eve gidip hemen formamı altına pileli mini eteğimi ve spor ayakkabımı alıp çıktım.Maçın başlamasıyla gerildikçe gerildim. Maç ilk yarıda iyi gidiyordu ama ikinci yarı tam bir vasattı. Ve en kötüsü de bunun sebebi boran ateşti. Gol olabilecek pozisyonları kaçırmıştı ve kaçırdıkça daha da stres olup daha da batırmıştı. Boran Beşiktaşta bir süre bulunduktan sonra yabancı liglere transfer olmuştu. Beşiktaşa tekrar döndüğünde kısa bir süre içinde sakatlanıp hiç oynayamamıştı. Bu süre zarfında gerek eski performansından gerekse yakışıklılığından hiç oynamamasına rağmen herkesin tanrısı olmuştu. Ben onu tanıyordum. O gerçekten iyi oynuyordu ve sadece uzun sure oynamadığı için paslanmıştı. Ve bu maça çıkmayım antrenman yapması lazımdı. Olan oldu ama bu maçtan sonra çok linçlenecekti. Maç 2 -1 mağlubiyetle bitince ulaşarak sahadan çıktım. Boran şimdi kim bilir ne haldeydi. Eve kendimi attım ve sadece koltukta oturdum. Üzerimi dahi değiştirmedim. Her şey tahmin ettiğim gibiydi. Linçler başlamıştı. Allah aşkına şu çocuk robot mu hep mükemmel olsun. Bu sırada borsnın bana yazdığını gördüm.

boran: maç hakkında ne düşünüyorsun.

siz: kaybettik o kadar. Bide linçler var maalesef.

boran: sence haklı değiller mi ?

siz: tabiki değiller. İnsanlar hata yapabilir. Bu onları linçlenebilir yapmaz. O ve onun gibi ünlü kişiler de insan ve onların da duyguları var bunları yok sayamayız. Hem onca kişi onu severken ne oldu bir hata da sildiler mi? Allah aşkına kim bilir ne haldedir kimse bunu düşünüyor mu acaba?

siz:Neyse başım ağrıyor.

Koltukta uzanarak uyudum .Telefonumun çalmasıyla uyandım. Boran ismini görünce şaşırdım. Saat bire geliyordu. Bu saatte niye aradı ki. Telefonu açtım "melis gelir misin ? Sana ihtiyacım var. "Sesinden anladığım kadarıyla sarhoştu. "Neredesin boran konum atar mısın ?" Ne olmuştu ki acaba şu sabahki mesele mi? Umarım konum atamayacak kadar sarhoş değildir."Nasıldı ya bu konum her buldum" dediklerinin gerisini anlamasam da konumu sonunda atabildiğinde arabaya atlatıp konumun gösterdiği yöne doğru gittim. Allah aşkına barda ben yüzünü bilmediğim adamı nasıl bulucam. Telefonla aradım ve zorla da olsa onu bir şekilde buldum. Üzerindeki sweetin kapişonundan yüzü gözükmüyordu. Elinde bardak ve zil zurna sarhoş. Bu gece işimiz var. Hemen onu oturduğu yerden kaldırdım. "Melis" bir şeyler mırıldandı ama anlamadım. Onu hızla dışarı çıkardım. "Dur kapişonunu indireyim de bir hava al bu ne torbacı gibi" bu ortamda gülmem ne kadar doğruydu. Belki de en doğru şeydi. Kapişonunu indirdiğimde şaşkınlıktan ölabilirdim. "Boran ateş kaya" karşımda şuan kanlı canlı sarhoş boran ateş kaya duruyordu. Bunun şaşkınlığını atlatamadan boran boynumdan kavrayıp beni öptüğünde ikinci bir şok yaşadım. Durum trajikomikti. Boran ateş sarhoşken beni öpmüştü.

Bölüm sonu

Selaaammm. Bölüm nasıldı umarım beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı bekliyor olacağım. By byy