1. Bölüm

Kafamı koyduğum yerden hızla kaldırarak etrafıma bakındım ve rahat bir nefes aldım, rüya görmüştüm ama ilk defa bir rüyayı bu kadar ayrıntısıyla hatırlıyordum. Pek fazla rüya görmez görsem de hatırlamazdım, ne kadar süre önceydi bilmiyorum ama kitap okurken kafamı masaya koymuş ve uyuya kalmıştım. Gözlerim dükkanın camına iliştiğinde havanın çoktan karardığını fark ederek toparlanmaya başladım dükkanı kontrol edip kapıya çıktım ve kapısınıda kitleyerek ayın aydınlattığı yolda yürümeye başladım, sahi saat kaç olmuştu Elimi cebime atarak telefonumu çıkardım ama ekran açılmadı Şarjım bitmişti telefonumu cebime geri koyduğum sırada gözüme bir binanın önüne sinmiş yavru bir kedi takıldı, yanına giderek çantamdan çıkardığım mamayı önüne koydum büyük bir açlıkla mamaya saldırdığında bende binanın merdivenine çöktüm bir hevesle alıp sonrada masrafı çok bakamıyorum deyip kapıya atıyorlardı vicdansızlar bari barınağa götürselerdi, diye mırıldandım kendi kendime ankarayı seviyordum ama kışları fazla soğuk olduğundan sokaktaki hayvanlar için üzülüyordum, ben bunları düşünürken avucum kadar olan kedi yemeğini bitirip üstüme çıktı hemen ardından montumun açık kısmından içeri atladığında ıssız sokakta ufak bir kahkaha patlattım, Sokak ıssız olduğundan muhtemelen saat geçti, montumun içine kurulan kediyle birlikte ayaklanıp yoluma devam ettim bu gecelik evime götürüp sabahta barınağa götürebilirdim buz gibi havada donmasındansa barınakta karnı tok ve güvende olması daha iyiydi. Sokağa döndüğümde Karşı taraftan dengesiz adımlarla yürüyen birini gördüğümde gerildim ve adımlarımı hızlandırdım tam yanından geçecektim ki üstüme doğru yürümeye başladı sol tarafa geçmeye çalıştığımda önüme geçti kafamı kaldırıp karşımda ki adama baktığımda yüzünde pis bir sırıtmayla bana bakıyordu "seninle bir tur atalım mı bak arabam şurada" dediğinde eliyle gösterdiği yere bakmamıştım bile "istemiyorum" diyerek sağ tarafa doğru yöneldim benimle aynı şekilde hareket ederek tekrar önüme geçti "merak etme evime götürmeyeceğim seni" durdu "ama istersen gidebiliriz" bir an ne yapacağımı şaşırmıştım böyle konuştuğuna ve attığı dengesiz adımlarına bakılırsa fazlasıyla içmişe benziyordu, tekrar üstüne basa basa "istemiyorum dedim neyini anlamadın?" yüksek ve sinirli çıktığını düşündüğüm bir sesle "defol git" dedim ama etkilenmişe benzemiyordu, geçip gitmek istediğimde kolumu tutarak "sen kimsinde bana istemiyorum diyorsun!" Diye bağırdığında irkilirek kolumu çekmeye çalıştım "bırak kolumu yoksa polisi ararım" Kolumu bıraktığında geri geri adımlar atmaya başladım şarjım olsa polisi arardım ama şu an tek yapmam gereken kaçmaktı ve ben arkamı dönmeye bile korkmuştum zaten pislik herif hala peşimden geliyordu aniden sert bir şeye çarptığımda irkilerek durdum zaten gerilen bedenim titremeye başladığında çarptığım şeyin bir duvar olmasını umut ediyordum ama inip kalkan göğsü benim sırtıma çarpıyordu! Korkuyla önüme dönerek bir iki adım geriledim tuzağa mı düşmüştüm? Çarptığım kişiye bakmak için kafamı kaldırdığımda kafasında ki kapşondan yüzünü net görememiştim kapşon olamasa bile net seçemezdim çünkü sokak lambası fazlasıyla cılızdı korkudan adeta olduğum yere çivilenmiştim hangisinden nasıl kaçacaktım? hızlı ve sert adımlarla bana doğru yürümeye başladığında gözlerimi sıkıca kapatıl ne yapacağımı düşünürken beklemediğim bir şey oldu ve yanımdan geçtip arkama doğru ilerledi bir gözümü açarak gittiğinden emin olarak arkamı döndüğümde beni takip eden adamın yüzüne yumuruk attığını gördüm adamı yere yatırıp suratına sert olduğunu düşündüğüm yumruklarını geçirmeye başladı her an patlayacakmış gibi duruyordu korkuyla gerilediğimde hissetmiş gibi kafasını çevirdi ve sert bir sesle "kaçmayı deneme" dediği an koşmaya başladım başka seçeneğim yoktu köşeyi döndüp arkama baktığımda hızlı adımlarla peşimden geldiğini gördüm montumun içinde tamamen unutttuğum kedi kıpırdandığında düşmesin diye bir elimi sıkıca montuma sardım birkaç sokak daha koştuğumda buz gibi havada nefes nefese kalmıştım hemen biraz ilerdeki binanın merdivenlerine koşarak çıktım ve çömeldim soluk soluğa elimi cebime attım ve telefonumu açmayı denedim kahretsin! Açılmıyordu bir ses bekledim ama rüzgar dışında hiçbir bir ses gelmiyordu gitmiş olabileceğini düşenerek yavaşça ayağa kalktım ve merdivenlere yöneldim kafamı uzatarak sokağa baktığımda kimse yoktu tam oluduğum yerden çıkacaktım ki daha ne olduğunu anlamadan biri kolumdan çektiğinde yere düşeçeğim sanıp çığlık attım ama yere düşmeme izin vermeden sırtımı duvara yasladığında yardım istemek için tekrar çığlık atacaktım ki eliyle ağzımı kapatarak sınırlı bir süre "canının yanmasını istemiyorsan sesini çıkarma" dediğinde donup kaldım bana da o adamav urduğugibi vururmuydu? "elimi indireceğim kaçmaya yada yanlış bir hareket yapmaya kalkarsan seni öldürürüm" dediğinde baştan ayağa ürperdim "anladın mı?" Hızla kafamı salladığımda "güzel" dedi ve elini ağzımdan çekti nefes nefese "benden ne istiyorsun?" Dediğimde yüzünü yüzüme yaklaştırarak "bilmek istemezsin" diye fısıldadı bakışlarımı kaçırarak "ben bir şey yapmadım" diye fısıldadım aniden iki kere cıkcıkladı ve ardından "hadi kendin kaçıyorsun onu ne diye kaçırıyorsun?" Dediğinde karanlıkta olsa bakışlarını takip ederek kafamı eğdim ve montumdan kafasını çıkarmış etrafa ürkek bakışlar atan kediye baktım az önce "kısmen" ölmek istemiyorsan sus diyen adam şimdi bana yavru bir kediyi neden kaçırdığımı mı soruyordu?

"Onu kaçırmadım kendisi geldi"

"Biliyorum"

"Neyi biliyorsun? Bu adamın derdi neydi?

S​ert bir sesle "aptal kadın" dediğinde yüzüne bakmak için kafamı biraz daha kaldırdım sokaktaki cılız ışığa sırtı dönük olduğundan yüzü gölgede kalıyordu yüzünü yüzüme yaklaştırdığında korkudan kalbim duracaktı, ama o çok rahat görünüyordu, elini kaldırıp saçımı kulağımın arkasına ittirdi ardından kafasını biraz daha eğerek kulağıma fısıldadı,

"Daha çok karşılaşacağız küçük gitmene izin veriyorum, şimdilik..."

​​​​​​​​​