Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1.Bölüm: Şarkıyla Akan Gözyaşı

@birkitapbagimlisi

(NOT:Kitaba başlamadan önce ben bu bölümü yazarken şu şarkılarla yazıyorum.Eğer şarkıyla okumayı seven varsa aşşağıya şarkı adlarını bırakıyorum:

1.Değmesin Ellerimiz

2.Müzik Kutusu

3.Gitme

4.Dünyanın En güzel Kızı (İlham veriyor bana)

Şimdi sizi ilk bölümle baş başa bırakıyorum.)

Kafenin sessiz ve tatlı ortamına kendimi kaptırmış bir şekilde çeviri yapıyordum. Yeni çıkan bir kore dramaydı kendileri. Genelde fantastik romantik iş almazdım. Ama son zamanlarda biraz değişiklik istiyordum ve konusu ilgimi çekmişti. Konusunun insanların zihnindeki düşünceleri okuyabilen bir kızın zorbalanması olması garbime gitmişti. Üstüne üstün kore dramalarda romantizime bayılıyordum. İlk bölümde kızı biraz anlatmışlardı. Kız insanların düşüncelerini gerçekten söylediklerini zannetmişti ancak yaptığı şey bu işleri iyice karıştırmıştı ve suçlu olan kızmış gibi onu kenara çekip dövmüşlerdi. Tam ilk bölüm bitmek üzereyken arkadaşım beni aradı. Ona az bir işimin kaldığını söyleyerek bölümü bitirdim. Yarın çeviriyi işverenime teslim edecektim. Aslında birazdan eve gidecektim ancak arkadaşımın beni aradığı aklıma geldi. Onu geri aramalıydım. Tam arkadaşımı arayacakken hissetmiş olmalı ki o beni aradı.

-Kardelen, balım işin bitti mi?

Bilgisayarımı kapatırken konuştum.

-Bitti… Niye aradın?

-Ne var ne yok diye ya önemli bişi değil.

- Kavas ile yine mi aranız bozuldu?

-Offf. Nasıl bir falcı gibi tüm olanları anlayabiliyorsun.

-O kore kdramalar bazen işe yarıyor.

Telefonun ucunda kıkırdadığını duyabiliyordum. Bu beni ilk başta mutlu etsede daha sonra rahatsız olmaya başlamıştım.

-Kes yaaa. Azcık yaptığım işe saygı göster. Ben olmasam o çok sevdiğin dramaları izleyemeyecektin.

 

-Oooo. Sinirlenme kardelen reis. Bişi demedim hemen sinirleniyorsun.

 

-Tamam tamam. Neredesin yanına geliyorum. Dertleşelim sana iyi gelir. Sonra çevirdiğim bölümü izleriz.

 

-Kardelen…

 

-Efendim.

 

-Kardelen…

 

-Efendim Aysal.

 

- Kardelen sen biliyor musun bir tanesin.

 

- Senden sürekli bu cümleyi duyduğumdan biliyorum maalesef. Konum at bana kapıyorum ben.

 

- Tamam aşk atıyorum hemen. Bays…

 

Aysal telefonu kapattığında çoktan hesabı ödemiş kafeden çıkmıştım. Yarın matematik sınavı vardı. Önceki gün aslında bakmıştım ancak çok anladığımı düşünmüyordum. Aysal evime yakın bir resteorandtan yer ayırtmıştı. Resteoran çok da pahalı olmadığından ona bir şey söylememiştim. Çünkü ikimizde üniversite öğrencisiydik. En fazla ne kadar paramız olabilirdiki. Ailemizin verdiği harçlık ve ufak tefek işlerden para kazanıyorduk. Resteoranta doğru ilerlerken aniden telefonumun çalmasıyla irkildim. Telefon tabiki Kavastandı.

 

-Kardelen ben sıçmış olabilirim.

 

-Evet Kavas ama bir tek Aysal sıçmayacak ağzına. Seni gördüğüm an gebertebilirim.

 

-Ya kardelen bana yardım et.

 

-Siz bugün buluşacaktınız ne oldu?

 

-Makyajını birtürlü bitirip çıkamadı bende bir arkadaşa selam vermek için iki sokak aşağıya gitmiştim. Küstü…

 

-…

 

Gülmemi durdurmaya çalışsam da bir işe yaramıyordu.

 

-Cevap ver kardelen, şu an zor durumdayım. Suratıma bile bakmıyor. Senin yerine gidip Song Kang ile sevgili olurum daha iyi diyor.

 

-Haklı. Kimse Song Kang’ın yerini tutamaz.

 

-O kim lan.

 

-Ah siz erkekler. Hiçbiriniz anlayamazsınız. Ne bir kitap karakterini nede bir dramadaki kişileri.

 

-Neyden bahsettiğinden zerre bir şey anlamamam dışında problem yok gibi.

 

-Neyse Kavas ben Aysal ile buluşmaya gidiyorum kapamam lazım.

 

-Ne olur affettir beni. Aramızı düzelt. Ne istersen yaparım.

 

-Hımmm. Olabilir ancak bir şartım var. Fizik ve Fransızca notlarını bana vereceksin.

 

-Emredersin Kardelen reis.

 

-Yarın verirsin. Kapıyorum bay.

 

-…

 

Kavas benim çocukluk arkadaşım olduğundan ona avans sağlayıp çok önemli bir iş vermemiştim. Sadece iki gün sonra olan sınav için notları istemiştim. Resteoranta girdiğimde Aysal çoktan ikimizin favorisi tavuk spesyelinden sipariş vermişti. Yemeği yedikten sonra dertleşmeye başladık.

 

-Ya kardelen, makyajımı yapıyordum. Bugün buluşacaktık, beni beklememiş. İnanabiliyor musun? Beklememiş beni!

 

Psikolog olmak istediğim için bu problemler benim için o kadarda büyük dert değildi.

 

-Hımmm. Üzülmüşsündür ancak kanka sende çocuğu iki saat bekletmiş olmalısın.

 

-Evet üzüldüm. Kanka ben makyaj süresini biraz abartmış olabilirim o konuda katılıyorum. Ama ona hazırlanıyorum dedikten sonra yeni çıkan kore dramaya dalmam benim suçum değilkii.

 

-İyi halt yedin. Çocuğu kaç dakika beklettin?

 

-Kanka o kadarda çok değil ya. Dizi yarım saatti, bende yarım saat saç makyaj yaptım. Topu topu bir saat yani.

 

-Ciddi değilsin değil mi?

 

-Eee, şey kanka şeyy. Ciddiydim.

 

-…

 

-Barışmalı mıyım kanka?

 

-…

 

Kanka kusura bakma ama bence senin özür dilemen gerekiyor çocuktan.

 

-Yaaa gerçekten mi?

 

-Kanka sen salak mısın? Çocuğa neden hemen küsüyorsun?

 

-Kanka aramızı düzelt. Ne olur ne istersen yaparım.

 

Bu benim için iyi bir fırsattı. İkisinden de önemli notları alabilecektim.(Hayır sinsi değilim sadece durumu en iyi şekildedeğerlendirmeye çalışıyorum♥)

-Olur, ancak matematik notlarını ver.

-Offf. Tamam, sana World olarak atarım.

-Hesap da senden değil mi?

-Aaa, ayıp ettin. Tabiki ben ödeyeceğim.

-Bende öyle düşünmüştüm şimdi ben kaçar.

-Yaaa gidiyor musun?

-Evet, gidiyorum. Biraz matematik çalışalım bakalım.

-Notları atıyorum o halde. Görüşürüz balım.

Birbirimize öpücük attık. Resteorandtan çıktım. Ben çıkarken o da hesabı ödüyordu. Kulaklığımı kulağıma takıp bir çalma listesini dinlemeye başladım. Ben sürekli duygusal müzikler dinlerdim. En azından gözyaşlarım bir şarkıya akıyordu.

Gözyaşları herhangi bir ne erkeğe ne kadına akmamalıydı. Çünkü zaten bir kez akmıştı o yaş,bir adam için. Ve bir daha asla akmayacaktı.

Loading...
0%