Yeni Üyelik
4.
Bölüm

3.BÖLÜM

@birkitapsevergunlu

Tekrardan merhabalar!

Yeni bölüm ile karşınızdayım. Keyifli okumalar 🦋

 

 

 

 

Bölüm şarkısı: GÜNÜ GELİR (DEDUBLÜMAN)

 

 

 

 

​​​​​...

​​​​​​​​​​​​Eve gittiğimde ise tam bir kaos ortamıydı.

Herkes sinirle birbirine bağırıyor ve ağlayan Gökçe Hanımı kimse umursamıyordu.

Geldiğimi kimseye belli etmeden kenarda durup dinlemeye başladım.

"Kim bilir nerede? Bir de saat dört gibi gelirim diyordu. Bok gelir! Annem onun yüzünden ağlıyor ama o kim bilir nerelerde geziyor, kimlerle buluşuyor!"

Konuşan kişinin kim olduğunu bilmiyorum -daha doğrusu ben ailemdeki hiç kimseyi tanımıyorum ki- ama söylediklerinden sonra büyük bir sınır dalgası ele geçirdi bedenimi. Hemen cebimdeki telefonumu çıkartıp saate baktığımda saatin 18:27 olduğunu gördüm.

Tamam arkadaşlarımla buluşunca zamanı unutabiliyoruz ama bu kadar sinir de boşuna yani.

"Nerde olacak kesin sevgililerin den birinin yanındadır. Belkide altında!"

Konuşan kişi ile midem ağzıma geldi. Resmen bana sü***k muamelesi yapılıyor! Tam içeri giymeye hazırlanırken Atalay Bey'in sesini duyarak biraz daha dinlemeye karar verdim.

-Çok ayıp değil mi Alisa? Kapı dinliyorsun resmen.

Ayıpsa ayıp canım ne yapabilirim. Benim hakkımda konuşuyorlar!

"O sizin kardeşiniz. Her şeyden önce bir kadın. Ve sizin hiçbir kadın ile namusuna laf ederek konuşmaya hakkınız yok! Biz sizi böyle yetiştirmedik. İğrenç birisi oldunuz Melis'ten sonra!"

Ve hemen sonrasında bir tokat sesi!

Üff ve hayranı oldum bu adamın ya! Biyo father bey acımıyor yapıştırıyor bir tane.

"Baba sen o kız için kardeşimize nasıl vurursun!"

Salak yaa! Adamın ne demek istediğini anlamamıs gelmiş burad 'biba sen o kız için kardişime nasıl vurursun' diyor. Gerizekalı!

​​​​​​Atalay Bey'in cevabı ile kendisine biraz daha hayran oldum açıkcası.

"Ben kardeşinize o kız diye bahsettiğinzi kişi için vurmadım! Öyle olsa bile yaptığınız bu ima ile bu tokadı hakediyorsunuz! Ayrıca o kız diye bahsetmek nasıl bir mantıktır. Ben size o kız sizin kardeşiniz ona iyi davranın zorluk çekmesin derken boşuna mı konuşuyorum! Biraz olsun şu önyargınızı kenara bırakın ve insan gibi davranın! Ayrıca Alisa geldiğinde ona hiçbir şey söylediğinizi duymayayım! Ona nerede veya kimlerle olduğunu sormak sizin hakkınız değil! Kimsenin değil! Ben gerektiği şekilde konuşurum kızımla!"

Diyerek odadan çıktı ve beklendik şey! Beni gördü!

Sı***k Cafer bez getir!

​​​​​​Yüzüne yerleşen kısa bir şaşkınlık sonrası hemen kendine geldi ve yanıma doğru adımladı. Ve kolunu omzuma atıp beni başka bir odaya ilerletti.

"Kızım, ne zaman gelmiştin? Bizde abilerin ile birlikte şirket hakkında bir şeyler konuşuyorduk. Naptın bakalım babam."

Sözlerinin ardından her şeyi duyduğumu belli eden bir bakış ile baktığımda ise derin bir nefes verip "Duydum değil mi? Ben kendi oğullarım adına özür dilerim kızım. Biz onlara gerekli terbiyeyi verememişiz sanırım. Ama sen merak etme bir daha böyle bir olay yaşanmaması için uğraşıcağım." Dedi.

"Neden siz özür diliyorsunuz ki Atalay Bey'. Hatayı yapan siz değilsiniz. Onlar kendileri özür dilemeliler yaptıkları şey için." Sözlerimin ardından tek kolunu omzuma attı ve "Baba-kız biraz konuşalım mı? Ne dersin?" Diye mırıldandı.

"Yarın konuşsak olur mu? Ben yorgunumda dinlensem iyi olur. Bana kalacağım bir yer gösterebilir misiniz?"​​​​​​

​​​"Elbette kızım benim. Gel ben sana odanı göstereyim." Diyerek benimle birlikte merdivenlere doğru adımladı.

2. Kata geldiğimizde ise sağ taraftan ikinci kapıya doğru yürüyüp kapıyı açtı ve benimle birlikte odaya girdi.

"Şimdilik burda kalabilirsin babacım. Daha sonra odanı dekore ederiz. Olur mu?"

​​​​​​"Hiç gerek yok. Gerçekten. Bence oda bu haliyle daha güzel. Bozmayalım bu sadeliği."

-Sen şuna ​​​​​​zaten reşit olunca gideceğim bu evden desene Alisa.

Susar mısın İçses!

"Sen nasıl istersen öyle olsun babam. Sen açsındır ben hizmetlilere söyleyeyim senin odana yemek getirsinler olur mu?"

"Gerek yok Atalay Bey ben zaten dışarıda arkadaşlarım ile bir şeyler yedim. Teşekkürler yine de." Dedim ve hemen sonra telefonumu çıkartıp kendimi islatlamaya çalıştım. Saçma bir şekilde.

"Bu arada ben bugün yıllardır yan yana olduğumuz arkadaşlarımın yanına gittim. Hatta bugün çektiğimiz resmi göstereyim size. Oradaudım yani. Oğlunuzun ifade ettiği gibi bir şey yapmadım." Telaşla kendimi açıklamaya çalışırken Atalay Bey elimi tuttu ve "Sen oğluma aldırış etme kızım. Sen kimseye kendini bu şekilde açıklamak zorunda değilsin. Bana bile. Tamam mı? Ben sana inanıyorum babam. Hadi sen şimdi dinlen daha sonra konuşuruz. Olur mu?" Dedi. Kısa bir baş sallaması ile onayladım.

Atalay Bey'in odadan çıkmasının ardındam kısaca odayı inceleyip üzerimi değiştirdim ve çalışma masasına geçip bulduğum bir kalem ve kağıt ile kulaklığımı takıp resim çizmeye başladım.

"Günü gelir

​​​​​​Senide yakar bir söz ya da bir göz

​​​​​​Anlamadın"

 

"Bitiverir

Daha çok vakit varken, mümkünken

Anlamadan"

 

"Dudağda ismini duydum

Ellerinde bir güldüm soldum

İstiyorsa onun olsun

Bir gün için bir ömür

Zuyan oldu."

"​​​​​​Tanıyorum bakışındaki makus, sana mahsus vazgeçişi

Yazılmamış yazabilir miyiz dersin

Bir hikaye bizim için"

 

"Dudağında ismimi duydum

Ellerinde bir güldüm soldum

İstiyorsa onun olsun

Bir gün için bir ömür

Ziyan oldum"

 

"Beni alsın yerlere vursun

Soğuyana kadar içi, beni yorsun

Kaçamam ki kokusundan

Ne olursa olsun

Dizinde son bulsun."

GÜNÜ GELİR (DEDUBLÜMAN)

Bir süre sonra kafamı kaldırmakta zorlandım ve kapanan gözlerime direnmeyi keserek uykuya daldım.

...

Yine bir şekilde bölümü yetiştirdim.

Umarım beğenmişsinizdir.

Düşüncelerinizi yorumlara yazarsanız sevinirim.

Aktif kullanmıyorum ama;

İnstagram hesabım: @Bulbul_kapani_tongee

Görüşmek üzere...

​​​

Loading...
0%