@birmavikiz
|
Bölüm Rüya (3 yıl önce)
"Benim Ada'm napıyormuş bakalım?" Masamın önündeki sıraya oturup bana doğru döndüğünde elleri yüzüme erişti. Baş parmağı, gözümün etrafındaki ıslaklığı silerken diğer elı elimin üstüne doğru gitti.
"Hangi o-" Duraksadı yutkunarak "arkasaşımız olan şahıs bunu yaptı sana" Küfür etmekten, hatta hakaret etmekten çekinirdi benim yanımda.
"Neyi kim yaptı? Ben gayet iyiyim, kimse bir şey yapmadı. "Gözümün hemen yanına bir öpücük kondurdu. "O zaman neden ıslakmış Ada'mın yanakları? "
"Sen beni boşversene, psikoloji sınavına çalış, kalacaksın bak. Bu okulda psikoloji dersinden ilk kalan kişi olarak tarihe geçeceksin"
"Ne yapayım ben psikolojiyi, lise bitsin zaten futbolcu olacağım. Hem sen böyle üzgünken, sen psikolojik olarak bitikken ben nasıl psikolojiye çalışayım. Hem yanında olmazsam o sınavdan sonsuza kadar kalırım. "
"Beni düşünme" Diyebildim "benim yüzümden, kolun kaç gündür yara, dövmen güzel olmadı, onu geçtim az daha okulda atılıyordun. Mesela tek dövme değildi ama değil mi? "
"Dövmeydi" Dedi "değildi Ege o olsa Atakan ve Demir kaç kere atılırdı. "
"Onların böyle güzel" Dedi yanağıma öpücük kondurarak "bir dövemcisi yok ki, atılsınlar. Hem bir kaç kişi, dövmeyi nereden yaptırdığımı sordu bende dedim ki o sadece bana özel sonra"
"Dövmeye laf attılar ve o yüzden dövdün onları değil mi, disipline o yüzden gittin."
O sırada sırama fırlatılan kağıda gözlerim döndü. Küçüklüğümden kalma eski bir resimim ve yazdığım not vardı. Ege elimdeki kağıdı elimden alıp, kağıda baktı. "Bu güzellik sen misin? " Kafamı sallayarak yetindim. Önce kağıda çıkartılan resmime ardından elime öpücük kondurdu.
Resim annem ve babamın ayrıldığı yıl çekilmiş, annemin inti*r etmeye kalkıştığı gün, annemin başında ağladığım fotoğraftı.
Bunu Ece'den başkası bulamazdı, Ece bunu bulup Alya'ya vermişti bu gayet ortadaydı ama Ece bunu nereden bulmuştu?
Benden önce Ege Ayla'ya döndü. "Bu fotorafı nereden buldun? Bende bile Ada'nın fotoğrafı yokken"
"Bulmak çok basitti. Sadece-"
"Ece" Dedim "sadece ne? Neden bana-"
"Bak, Ece benim kardeşim, ne ben onu ezdiririm, nede o beni"
"Orası aşıkar, yani sen yaparsında o" Ege'ye doğru döndüklerinde kafamı iki yana salladım. "Deniz, sen ne kastediyorsunuz?"
"Hiç bir şeyi Ece'cim" Ardından bana döndü ve gülümsedi.
"Ece, kardeşini yarı yolda bırakacak biri değil, kardeşi olsa onun için canını bile verir, sen ona baktın mı şimdi... "
"Sakın bir daha bana iyi veya kötü bir ithamda bulunma ve" Ayağa kalkacağım sırada Ege beni tekrar oturttu. "Ona her an bakıyorum, Alya. Hemde aşkla"
"Bakıyorum da, üç tarafı denizlerle çevrili kara parçası, Deniz'i büyükemişsin"
"Dört" Dedi Ege, "ne" Alya Ege'nin neyi dediğini anlandırmaya çalılıyordu.
"Üç değil Alya, dört tarafı denizlerle çevrili kara parçası sen on birinci sınıfa kadar nasıl geldin? " Saate bakıp Alya'ya tekrar döndü "hadi geldin, hangi akılla eşitağırlık okuyorsun" Alya'nın yüzü asılılp kızarmıştı. "Hadi diyelim edebiyat yapıyorsun, ben onun üç değil dört bir yanındayım. "
"Ege'yi harbi büyükemişsin kız, banada ders Ver de Semih'e uygularım. " Ege'ye doğru döndüğünde "bakma Ege Denizinin adalar denizi olduğuna Ege Deniz'in bir Ada'sı var"
"Oo bu iyiydi" Diye fısıltılar duyulmaya başladı. "Ege bunlar nasıl laflar şimdi. "
"Alya" Dedim dişimi sıkarak "Deniz demek istedim herhalde"
"Hayır Ege" Egeyi bastırarak söylemişti "dedim, Ege, Ege" Her dediğinde iyice bastırıyordu. "Ege lafını ağzına alma"
"İster deniz ister Ege derim. Adı Ege Deniz değil mi? "
"Öyle ama tek Benim Ege'm siz tek De-"
Ayla'nın sevgilisi Semih braya gelmiş d elini hızlıca masaya vurmuştu. "Ayla'ya kaç kere yaklaşmayacaksın demedim mi sana"
"Yaklaşmadım bile" Alya'ya döndüm peki, Ege olmazsa ona bir şey yapar mıydım, bilmiyorum. Ege ilk başta oturtmasa..
"Gözlerinle bile kirletmeyeceksin onu, yoksa onu dövdü-"
"Ona ben dokunmadım" Yanıma yaklaşmış gözlerime ateş içeren bir bakışla bakıyordu. "O kızın o hali neydi? Birine mi yaptırdın ozaman korkak gibi? Yada o çalınan" Ege'nin elinin altındaki elimi çekip ayağa kalktım hemen ardımdan o da kalkmıştı "ben bir şey çalmadım, her şeyi gidipte bana atmanızdan bıktım. Birine bir şey mi oldu hop Ada demenizden. Bir daha yok şu yok bu benim üstüme atarsanız..."
"Aa aşkim sakın bulaşma çok korktum" Alya kıkırdayarak, Semih in yanına gelmişti "yine ne saçmalıyor bu" Dedi sınıftan biri "kendi haline bakmadan beni dövecekmiş"
"Semih sen o kızdan dayak ye ben de sana barbie elbisesi alacağım" Arda'nın cümlesine sınıftakiler gülmüştü, "Zaten yesem o elbiseyi ben kendim giyerim"
"Şu seni mi dövecekmiş, bu haliyle" Ece'ye doğru adımımı attıyordum " Evet döneceğim ama ilk senden başlamak nasıl olur prenses"
"Peki öyle olsun" Diyen Ece adımlarını hızlsndırıp eli ile saçıma yapışmaya hazırken, Ege beni kendine doğru çekerek beni kendinin bir adım arkasına aldığı sırada kulağıma "kulaklarını kapat bebeğim" Diye fısıldadı, kolunu omzuma attığında elı aynı zamanda elimi de tutuyordu. "Sakın, bir daha Ada'ya bulaştığınızı görmeyeceğim. Şuan Ada olduğu için bir şey yapmıyorum ama içimden size ettiğim veya yapmayı planladığım şeyleri çok iyi bildiğini düşünüyorum Semih. Sevgiline, arkadaşlarına ve özellikle şu sarı'ya" Ece'yi kastediyordu, "iletirsin. Böyle tek tek... " Ardından bana döndü, "Ada, hadı oturalım hadi kuşum"
Gözleri bana bakıp gülen Ece'ye ilişti, ardından bana döndü " Bir insan ikizine "
"Kimse bilmiyor" Diyebildim. "Zaten o beni"
"Boşver gereksiz insanları, o" Duraksadı "onlar mıydı? İçinde yaktıkları ateşi gözyaşlarınla söndürten."
"Edebiyat yapmasan ben sayısalcıyım" 🌒
"İçinde yine mi yangın çıkarttılar"
"Seni bırakmamı istiyorlar, izmire gitmemi"
"Orada yaşamak istemiyor muydun? "
"Ama sen yoksun Ege, sen yoksun"
Ege elini genç kızın alnına koydu, "üşümüşsün" Dedi "çok soğuk burası bebeğim, neden bu saatte burdasın? "
"Gidecek başka bir yerim yok, nefes aldığım, alabildiğim yer yok, yaşadığım başka bir yerim yok Ege. "
"Hasta olma Ada'm, vücüdun çok soğuk, nefesin kesiliyor. Ölüme karşın çok güzelsin güzelliğinle, saflığınla gelme buraya, ben gelirim hep yanına"
"Ben özledim seni, keşke aşk kurutsaydı da nefes olsaydı su sana. Peri kızı masalı gerçek olsaydı. "
"O değil, evet ama bak hayat gerçek be gülüm"
"Ben, sana sebep olduğum hayatın gerçekliğini kabul etmiyorum"
"Bak seni bulmaya geldiler. Bak kurtardılar seni"
"Ben gitmek istemiyorum, senden gitmek. "
"İzmir'e git hayallerine. Matematik öğretmenliğini oku ve öğrencilerin olsunolsun, ben her an yanında olacağım tek hallerinin peşinden git. Ama ölme, bak üşüyorsun. Nefesin kesiliyor, kalbinin
sesini duyamıyorum, beni bundan mahrum etme"
Yaşlı adam kızı kucağına almış kulübesine taşımıştı. Ambulansın gelmesini bekliyordu. "Ah be kızım nasıl girdin buralara, daha çok gençsin bir de" Adam bekçiydi, mezarlıkta gece durur oralara girişi engeller, mezarlığı dolaşırdı. Ambulans geldiğinde sağlık görevlileri kızı muane ederken adam sorguya çekildi. Hastahane ona daha soğuk gelmişti, orada Ege'nin yanında içi ısınıyorduısınıyordu ve bu onun üşümesin engelliyordu. "Neredeyim" Diyebildi zorlukla "neden buradayım, neden Ege yok yanımda" Bilinçsizdi. Rüyasını kavrayamayacak kadar bilinçsiz. Aşkta bu değil miydi? Ölüm bile olsa alıp götüren hala yaşatan ve hala yanında olan.. "Neden? " Sesi duyunca irkildi, "ölmek mi istiyorsun, ne istiyorsun?" "Ben, onlaydım ve onla yaşamak istiyorum. " "Ada kendine gel o öldü. " Ece'nin lafı yüzüne tokat gibi çarparken, Ada hala kendinde değildi. "Meyra" Diye mırıldandı "o benimleydi, çok soğuk burası dedi gelme dedi. Bana sen inan lütfen" "Gelmiştir, bebeğim. Ama bak yorgunsun, hem bak İzmir'de güzel bir ev bulduk. Gideriz, okula yakın, sende okula gidersin, sınava girersin sende okursun okulunu
|
0% |