Erdem Yücedağ , her zaman yaptığı gibi sabah kahvesini içerken, evinin korumalarından birinin kendisine doğru yaklaştığını görünce , siniri bozulmuştu. Her sabah, keyif kahvesini içerken rahatsız edilmek en sinir olduğu şeylerden biriydi. Koruması nihayet yanına yaklaştığında , kahvesinden bir yudum alıp , fincanını masaya bırakmıştı. Karşısında ki adam söze girmeyince büyük bir sinirle korumasını azarladı.

Ben size demiyor muyum? Sabah kahvesini içerken rahatsız edilmek istemiyorum diye ?

Koruma , Erdem beyin çıkışıyla başını mahcup bir şekilde önüne eğdi.

Evet efendim biliyoruz.

Erdem Yücedağ , korumanın lafıyla daha da sinirlenmişti.

Eee o zaman neden rahatsız ediyorsunuz?

Efendim bahçede bir adam var . Eve girmeye çalışırken yakaladık.

Erdem bey korumasının lafıyla hem şaşırmış hemde merak etmişti. Saray gibi korumalı evine kim nasıl gizlice girmeye cesaret edebilirdi? Düşüncelerinden ayıran şey, korumasının konuşmasıydı.

İyice aradık üzerini. Cüzdanında bunu bulduk. Adam polis' miş .

Erdem bey ,iyice korkmuş bir şekilde ikinci şokunu yaşarken, adamının uzattığı cüzdanı eline aldı . Ve bir yandan da okuma gözlüklerini takmıştı. Cüzdanda yazan isim kanını dondurmuştu yaşlı adamın.

Bu yıllar önce öldürmüş olduğu ailenin,Baş düşmanı Kemal'in Oğluydu.

Onu hemen tanımıştı. Küçüklüğünde yurda verilen bu çocuğu gayet iyi tanıyordu. Yıllarca Onu takip etmişti. Ve şimdi o an gelmişti. Anne ve babasının intikamını almak istiyordu genç adam. Ama bu öyle çabucak olacak bir şey değildi. Kendisini daha tanımıyordu. Ama , babası gibi o da kendisini yenemeyecekti .

Cevap bekleyen,korumasına döndü .

Onu buradan uzaklaştırın . Bu eve bir daha adım atamamasını sağlayın. Gerekirse korumaları arttırın ama , bir daha o adam buraya giremeyecek !

Koruması kendisini onaylayıp salondan çıkarken, koltuğuna yavaşça oturmuştu yaşlı adam.

O gün gerçekten gelmiş miydi ?

Oğlu, anne ve babasının intikamını almak istiyordu. Ama böyle hazırlıksız değil. Babası nasıl öldüyse , oğlu da öyle ölecekti.

♧♧♧♧♧♧

Aras'dan bir haber var mı ?

Hayır komiserim.

İki gündür ortada yok bu adam. Telefonuna da ulaşılamıyor! Yer yarıldı da içine mi girdi bu ?

Taner , karakolun içinde diğer polis arkadaşlarına bağırırken, gerçekten de Aras'ı çok merak ettiğinden di. Aras ile iş arkadaşından çok abi, kardeş gibilerdi. Bunu da tüm karakol çalışanları biliyordu. Ve Arasın başına bir şey gelecek olma korkusu Taneri mahvediyordu.

Bir kez daha eline aldığı telefonla, Arası ararken, yine o sinir olduğu telesekreter in sesini duymuştu. Telefonu kapatıp masaya attığında sinirle ellerini başının üzerine koydu.

Umarım bir delilik yapmazssın Aras !

Taner, Arasın annesi ve babasının katilini bulmak için bunca zaman çalışıp birlikte el ele verip sonunda katili bulmuşlardı. Ama bu işi birlikte halledeceklerine dair söz de almıştı Aras'dan ama hiçte sözünü tutacak gibi görünmüyordu. İki gündür , haber alamadığı arkadaşı , Erdem Yücedağ ile karşılaştı diye aklı çıkıyordu. Çünkü Erdem Yücedağ hiç te kolay bir lokma değildi. Adam öyle güçlüydü ki polislerle bile iş birliği içinde olduğunu herkes biliyordu. Ama niyeyse kimse sorgulamamış, düzen nasıl işliyorsa öyle devam ediyorlardı. Bir kaç adamının da polis olma olasılığı baya yüksekti. Ve bu durumda Erdem Yücedağ'ın kirli çamaşırlarını ortaya dökmek için baya çaba sarfetmeleri lazımdı. Yoksa kimse bu adamı kolay kolay tutuklayamazdı. Her yediği pislik , ya da cinayet büyük bir ustalık , ve profesyonellikle siliniyordu. O yüzden bunca zaman cezasını bulamamıştı ya !

Odasının kapısının açılması ile karşısında Arası görmesiyle oturduğu yerden kalkıp arkadaşına sarıldı.

Nerdesin lan sen! Aklım çıktı şerefsiz.

Taner , Arasın yüzünde ki morlukları, ve dudağının üzerinde ki kanı görmesiyle daha çok şaşırmıştı.

Yüzüne ne oldu lan senin?

Hiç birşey !

Hiç birşey mi ? Yüzünü çarşamba pazarına çevirmişler.

Taner kes!

Asıl sen kes lan ! Telefon açmamak nedir ? Ne boka yarıyor o telefon! İki gündür aklım çıktı! Ne yaptın Erdem Yücedağ'ın kapısına dikildin öyle mi ?

Son anda yakalandım. Çok az kalmıştı. Onu gebertmeme!

Taner arkadaşının hüzünlü gözlerini inceledi.

Öldürmek istediğini biliyorum. Ama hislerinden çok mantığına odaklan. Sen bir polissin. Ve hapiste çürümesini sağlayacağız. Bizim işimiz öldürmek değil. Cezasını sağlamak.

Aras,arkadaşının sözleri ile histerik bir kahkaha atarken, Tanerin endişeli gözlerinin hedefi olmuştu.

Cezasını çekecek öyle mi? Sen bu söylediklerine inanıyor musun gerçekten Taner ? Adamın işlemediği suç kalmamış. Ama hepsinden de yırtmış nedense ? Bu adam ölmeli Cezasını ancak o zaman bulacak!

Aras sakinleş ! Bir daha sakın benden ve ekip arkadaşlarından habersiz bir deliliğe kalkışma! Madem bu adamı kimse bunca zaman yakalayamamış, o zaman bizde farklı bir yol izleyeceğiz.

Nasıl bir yolmuş o birader?

Madem o saray gibi kuşatılmış eve giremiyoruz! O zaman bizde içine sızmanın bir yolunu bulacağız.

Denedim olmadı!

Düşmanca değil , dostça o eve gireceğiz.

Nasıl olacak o Taner ?

Bu adamın bir kızı var. Araştırdım, magazin haberlerinde boy boy resimleri var. İsmi Seren. Seren Yücedağ belki o bize yardımcı olabilir .

Öz Babasını bize satacak değil ya ?

Nefret ediyorsa emin ol satacaktır. Sonuçta annesinin ölümüne neden olmuş .

Ne ?

Öyle. Erdem Yücedağ karısını kıskandığı için öldürmüş.

O zaman bu kız bizim tek umudumuz.

Evet kardeşim.

Göstersene bir fotoğrafını şu kızın .

Tamam

Taner telefonunda ki fotoğrafı ararken, kapısının açılmasıyla bakışları oraya yöneldi.

Komiserim?

Efendim Ali?

Sorgu odasına aldık Gökhan Yılmaz'ı sizi bekliyoruz.

Tamam geliyorum.

Ali' nin gitmesiyle Taner, telefonunu kapattığında,Arasa döndü.

Sonra gösteririm Aras hadi sorgu odasına gidelim.

Tamam.

3.bölümün sonuna geldik!! 🌟 Bölüm hakkında düşünceleriniz neler yorumlarda belirtin 🌸 yeni bölümde görüşmek üzere hoşçakalın 🌸🌸