Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7.bölüm

@birokuryazar

(Serenin ağzından)

 

Yanımda oturan adamı içten içe merak ederek inceliyordum. Kitap gibi konuşuyordu, sözleri yaralı bir insanın öğüt vermesi gibi can yakıcıydı. Bir derdi vardı, bunu onu ilk gördüğüm, o kaza günü anlamıştım. Kaza da değildi, bir kaçıncı kez denemeye çalıştığım intiharımdı... Gözlerim gökyüzünü incelerken hafızamın yine beni o güne götürüşüne izin verdim. Gözlerim usulca kapanırken , yanımdaki yabancının beni izlediğinden habersizdim.

 

Babam bana karşı hep iyi olmuştu. Küçüklüğümden beri her istediğim alınmış, ve sürekli şımartılarak yetişen bir çocuktum. Annem ve Babam benim hayallerimi süsleyen o Kral ve Kraliçe gibiydi. Onlara bakıp imrenir, o küçük yaşta ,tıpkı onların birbirini sevdiği gibi bir prensimin olmasını dilerdim hep. Ama bir gün masaldan uyandığımda 19 yaşındaydım.

 

4 sene önce...

 

Babam ile annem salonda kavga ederken , onların yanına gidiyordum. Ama bağırış çağırışlarının sesi birden kesilmişti. İnsan sessizlikten korkar mı ? Korkarmış. Kalbim çarpa çarpa bilinmez sessizliğe doğru ilerlerken, Babamın elinde ki bıçağı gördü gözlerim. Elleri titriyordu, ve tam karşısında ki anneme bakıyordu. Annem babamın ayaklarının önüne yığıldığında, nefes almayı unutmuş gibi öylece kalakalmıştım. Göğüs kafesim hızla çarparken, babamın elinde ki bıçakta hemen ardından yere düşmüştü. Bıçakta gördüğüm tek şey kandı. Gerisi ise kocaman bir karanlık...

 

Uyandığımda, bir hastane odasındaydım, gözlerimin ışığa alışmasını beklerken, bir kaç saat önce yaşananlar aklıma geldiğinde, hızla yataktan kalkmaya çalıştım. Ama kolumda ki serum buna izin vermiyordu. Odada kimse de yoktu.

 

Kimse yok mu ?

 

Diye seslendiğimde kapının açılma sesi ile bakışlarım oraya odaklandı.

Gelen kişi evimizin korumalarından biriydi.

 

Seren hanım iyi misiniz ?

 

Annem nerde ?

 

Korumanın yüzü değişirken , bakışları yeri bulurken, aklıma gelen kötü düşünceleri yalanlamak istiyordum. Ama karşımda duran korumamız , kötü bir şeyler olduğunun resmen kanıtıydı. Yüzü yere eğik oldukça üzgündü. Onun bu haline dayanamayıp sinirle bağırdığımda bakışları, beni bulmuştu.

 

Anneme ne oldu ? O iyi mi ?

 

Seren hanım!

 

Hâlâ cevap vermemesi, ile nefesim sıklaşırken , tekrar bağırmaya başlamıştım.

 

Annem iyi mi dedim sana?

 

Annenizi maalesef kaybettik Seren hanım.

 

Korumanın ağzından çıkan 5 kelime bir insanın hayatını mahvedebilir miydi ? Annem ölmüş müydü ? Şu hayatta beni koşulsuz seven bir insanı, annemi mi kaybetmiştim? Gözlerim hızla dolarken , nefesimin sıklaştığını hissettim. Kalbimin o hızla çarpışı bedenimi titretirken , korumanın bana doğru yaklaştığından bi haberdim. Gözlerim kararırken, tek düşündüğüm şey babamın nerde olduğuydu?

Ben Seren Yücedağ, kendimi bildim bileli kalp hastasıyım. Ama şimdi Babam tarafından kalbimi mezara gömülen o küçük kız çocuğuyum. Benim kalbim annemdi. Babam benim kalbimi, benden koparıp atmıştı. O hastane odasında, bir koruma tarafından annemin, kalbimin öldüğünü öğrenmiştim. Buna hangi yürek dayanırdı ki ?

 

Zihnimde ki görüntüler birinin bana seslenemesiyle son bulmuştu.

 

İyi misin ?

 

Yanımda ki yabancının sorduğu soruyu kendime sordum ? Sahi ben iyi miydim ? Niye hâlâ bu boktan hayatı yaşıyordum ? Neden anneme kavuşmak varken , burda acı içerisinde kıvranıyordum. Bedenim hayattaydı. Ama ruhum çoktan ölmüştü ki... Cevap bekleyen adını henüz bilmediğim kişiyi buldu gözlerim. Usulca kafamı salladığımda, o ise konuşmaya devam ediyordu.

 

Birden daldın gittin sanki ? Bir şey mi hatırladın canın sıkıldı?

 

Nereden çıkardın ?

 

Diye çıkıştığımda güldü. Ve ardından hemen cevaplamıştı beni.

 

Tüh keşke yanımda ayna taşısaydım da gösterirdim.

 

Çok komiksin gerçekten .

 

Gözlerimi devirip önüme döndüğümde , elini usulca yaklaştırıp selamlaşmak için elini tam karşıma getirdi.

 

Bu arada ben Aras Ercümen. Geçen arabamın önüne atladığın arabanın sahibi olan adam.

 

Gülerek elini sıktığımda, bir yandan da onu izliyordum. Gözlerinin altında ki mor halkalar, tıpkı benim gibi iyi bir uyku uyumadığının kanıtıydı. Tıpkı onun gibi çok yorgundum. Hayattan , her şeyden.

 

Bende Seren, Seren Yücedağ.

 

Memnun oldum Seren.

 

Bende memnun oldum Aras.

 

Ellerimiz bir kaç saniye öyle kaldığında, elimi sıktığını farkettim. Gözlerinde birden anlamlandıramadığım öfke hakim olmuştu. Ya da bana öyle gelmişti bilmiyorum. Elimi daha çok sıkmaya başladığında, hemen elimi kurtardım. Tam niye sıktığını söyleyecekken, korumanın gelmesi ile , o tarafa dönmüştüm.

 

Seren hanım, Babanızı normal odaya aldılar. Durumu gayet iyi merak etmeyin . Sizi eve bırakmamı istermisiniz ?

 

Babamın durumunun iyi olduğuna sevinmiştim. Neyse ki kimsesiz kalmamıştım. Ne kadar güzel bir şey değil mi ? Aslında ölmesini isterdim. Annemi benden aldığı için onun da ölüp gitmesini. Annemi öldürdüğü gün, hapise girmekten yırtmış olan , beni güya hayatta her şeyden çok seven sevgili babam Erdem Yücedağ soyadım dan iğreniyordum. Onu görmekten , onunla yaşamaya mecbur kaldığımdan.

Cevap bekleyen korumaya döndüğümde derin bir nefes çektim içime.

 

Hayır, sonra gideceğim. Şu an arkadaşımla oturuyorum.

 

Korumamız verdiğim cevap ile bana delirmişim gibi bakarken, anlam verememiştim. Hemen Arasa taraf döndüğümde bankın boş olduğunu görünce afalladım. Koruma yanımdan uzaklaşırken , Aklım korumanın ne düşündüğünde değildi . Arasın birden yanımdan sessizce kayboluşundaydı.

 

 

 

 

Loading...
0%