@birufakyolculuk
|
Aradan bir saat kadar zaman geçmişti. Ben Alya'nin odasında kalmis yatağının yanındaki tekli koltuğa oturmus, elimle çenemi tutup derin düşüncelere dalmıştim .Gercekten heryil bu resmi yeniden çiziyor muydu acaba . Ben onu canımdan çok severken oda beni aynı şekilde seviyor muydu?. Neden ben anlayamadım ,neden çıkmadım karşısına ,neden mücadele etmedim neden yalnız bırakdım. Allah beni kahretsin diye ayağa kalktim .
Aşağıya inmek için kapının yanına doğru yürümeye başladığımda saat' e gözüm takildi. Saat sabah'in dördü. Bu kadar nasıl kalabilmiştim burada. Saatin hiç farkında bile değildim. Yalnız yaşayan bir kadının evinde gece kalmam doğru muydu. Konu her ne olursa olsun burada kalmamalıydim.
Hızlı aşağıya indim merdivenlerden. Alya'ya bakmak için mutfağa gittiğimde mutfakta yoktu. Salona kaydı gözlerim Sanırım beni beklerken koltukta uyuya kalmıştı. Etrafa bakılmaya başladım bir battaniye bir örtü bulmak için ama yoktu. Hemen yukarıya çıktım Alya'nin odasını açıp içeriye girecekken yandaki oda dikkatimi çekti biraz aralık olan kapıdan içeriye baktim. Gözlerime inanamadim sayamayacağim kadar vazolarda siyah gül.
"Bu olamaz diye geçirdim" icimden. Neden heryer siyah gül. Bunu sonra düşünürüm diyerekten hemen Alya'nin odasından battaniye alıp aşağıya indim. Üzerini örtüm. Ne güzel uyuyordu nefesim, yanına yaklaştım saçlarının bir tutamini elime alarak dokundum." Bu nasıl kokudur Allah'im bir insan bu kadar güzel kokar mi? Sevdiğim, yoluna canımı koyduğum hayatımın tek anlamı, yokluğunda bile sırf sen varsın diye sen kelimesini sevdiğim, çok seviyorum be seni hayatımın en güzel çiçeği şimdi ben gidiyorum" dedim. Saçlarından öptüm kokusunu cigerime çektim. Hayatımın en güzel anı, sevdiğim yanımda hasretim, nefesim, yıllarca özlemini duyduğum o gül kokan kokusu. Karşımdaydi işte gözümün önünde elini tutabiliyiyor dokuna biliyordum. Bu rüya değil gerçekti. Birde eskisi gibi baksa bana, o unutamadiğim gülüşü ile gülse, o hasretini çektiğim gazeleri bir kez daha görsem. Yanından yavaşça uyandirmamaya özen göstererek kalktım.
Ceketimin iç cebinden çıkardığım kağıt kalemle bir not yazıp sehpanın üzerine bıraktım. Üzerinede telefonu bıraktım notu görmesi için.
Telefonunu alıp numaramida kaydettim. Hemen dışarıya çıkıp acele ile evime geldim.
Sabah dokuzda uzun zamandır uğraştığım bir dava var ve benim onun dosyası üzerinden geçmem gerekiyordu. Mutfağa gidip kendime bir kahve hazırladım dün gece hiç uyumadigim için yorgun ve uykusuzdum. Kendimi toparlamam için kahvemi yudumlayıp bir dusa girdim. Hemen çıkıp dolabimi açıp kıyafetlerimi giydikten sonra saate baktim. Acaba uyanmismiydi sevdiğim. Sabah yedi otuz olmustu. Telefonumu taktigim şarjdan çıkarıp salona geçtim.
Telefonumda bir sürü msj oldugunu fark ettim tam on mesaj iki tanesi annemden 8 tanesi Alya' dan. Hızlıca msj okumaya basladim.
"Neden gittin Çınar"06.00
" Çınar cevap verir misin? 06.24
"Telefonunu kaybetmişin notu okudum. lütfen beni tekrar bırakmamış ol".06.30
" Çınar ben çok kötüyüm". 06.32
" Neden telefonlarıma cevap vermiyorsun Çınar eğer bu seferde gidersen seni asla affetmem. Ne olursun yıkma beni . On yıl sonra kavuştum sana beni yakma yıkma bu sefer. 06.40
"Ben çıkıyorum birazdan dışarda isim var. Eğer beni görmek istersen saat onikide sana atacağım adrese gel.
" Çınar mesajımı okursan mutlaka bana don telefonun kapalı" 06.50
Adresini yazmıştı diğer mesajda hemen annemin mesajına geçtim.
" Çınar yavrum neredesin. Seni merak ediyorum kaç gündür konuşamıyoruz. Benim sana birşey söylemem lazım bana uğra oğlum mutlaka " 06. 55
" Umarım çıktın Alya'nin karşına artik yeter Çınar eğer sen söylesen kimse beni durduramaz. Dün söyleyecektin konuşa bildin mi?. Ben gelinimi istiyorum gelinimi getir bana. 06.58
Alya'ya hemen mesaj attım" seni bırakmam için ölmem gerek. Öğleye gelemeyebilirim ama akşam mutlaka geleceğim. Çok önemli bir davam var. Sakın seni bırakacağımı düşünme sevdiğim. Bugün çok yoğun olurum ama her fırsatta sana yazacağım arayıp sesini duyacağım artık gitmek yok, kaçmak yok ,lütfen bugün beni idare et senden rica ediyorum bugün beni idare et. Bugünden sonra her şey istediğin gibi olacak. Şimdi yola çıkmam gerek ama seni habersiz bırakmayacağım. Bugün de dışarı çıkma olur mu dinlen evde. Seni çok seviyorum nefesim kendine dikkat et.
Mesaj attıktan sonra Alya'dan cevap gelmemişti. Hemen hızlı arabama binerek çalıştırdım. Yol güzerğahını değiştirerek çiçekçiye uğradım. Oradaki görevliye pembe ve beyaz gül istediğimi söyledim bir buket yapıp vereceğim adresi göndermesini isteyip ödemesini yapıp aceleyle çıktım. Direk büroya giderek dosyaların üzerinden bir kere daha geçerek adliyeye geçtim. Aysima hanım benden önce gelip beklemeye başlamıştı. Yanına gelerek karşısında durdum.
" Hoş geldiniz Çınar bey " dedi. Ağlıyordu tekrar bana dönerek " bugün bu dava bitecek mi alabilecekmiyim kızımı " dedi.
" Aysima hanım merak etmeyin ben hiç bir davami kaybetmedim. Çok önemli deliller buldum. Kocaniz sizden aldığı bütün malları ve kızınızı bugün size geri verecek. Yalnız şöyle bir durum var ki bunu size anlatmam gerek. Aysima hanım kocanız sizi aldatmış ve o kadınla yaşamaya baslamis. Bunu size söylemek istedim. Buyrun girelim sanırım sıra bizde" elimle işaret ederek içeriyi gösterdim. O kadar kötü görünüyordu ki çantasından çıkardığı kağıt mendille göz yaslarini silerken bana bakıyordu umutsuzca kapıdan içeri girip sessizce oturdu yerine.
Dava bitmiş biz kazanmıştım. Aysima hanım bütün malını ve kızını almıştı. Herşeyi almıştı ama hiç mutlu değildi. Kapıdan dışarı çıkarken gözlerimin içine bakarak " Teşekkür ederim Çınar bey çok uğrastiniz pes etmediniz ve kazandınız davayı. Keşke mallar onda kalsaydida beni başka kadına tercih etmeseydi. Tam on yılımı verdim ona hak etmedim bunları. İyi günler" diyerek yanımdan ayrıldı. Hemen adliyeden çıkarak büroya uğradım oradaki işlerimi hallederek hemen sevdiğime gitmek istiyordum. Saat besi geçmiş ben bugün hiç bişey yemeğimi fark etmistim. Yiyecek birşeyler söyledikten sonra yemeğimi yiyerek hemen bürodan ciktim.
Hemen Alya' nin yanına gitmek ona kavuşmak istiyordum. Daha konuşacak çok şeyimiz vardı. Alya' nin kapısına gelmiş tam çalacakken kapı birden acildi.
Alya' m kapıyı açmıştı hemde çalmadan demek ki beni bekliyordu. Kapı açılır açılmaz boynuma sarıldı. Beyaz askılı mini bir elbise giymişti. Güzelliği insanın aklını başindan alacak derecedeydi. Ya o açık biraktigi saçları, ayağına giydiği siyah topuklu ayakkabisi. Beni affetmismiydi. Bu hiç beklemediğim bir şeydi. " İçeri gel" dedi. Elinde tuttuğu terliği yere bırakarak montumu aldı. Neydi bu şimdi. Terliği giydim elimden tutarak salona götürdü.
Ama bir gariplik vardı evde sonradan fark ettim. Dün evin heryeri siyah güldü ama bugün yok. Elinden çekip durdurdum.
Diyeceğimi tahmin etmiş gibi tam karşıma geçip iki eli ile ellerimi tutup gözümün içine bakarak" siyah gülleri merak ediyorsun değil mi?" diye sordu. Şaşıp kalmıştım nasıl tahmin edebilmisti. Masaya geçmemiz için isare ederek" hadi geçelim gece uzun konuşuruz" diyerek masaya geçtik. Sandalyesini çekip" buyur hanımefendi" dedikten sonra kendi tarafına geçip oturdum. Masada bir sürü yiyecek içecek ve ortada benim bu sabah gonderdigim pembe ve beyaz güller.
Bana bakarak " çiçekler için çok teşekkür ederim ilk defa bir bana çiçek alıyor çok mutlu oldum" dedi.
|
0% |