@birufakyolculuk
|
Çiçeklerin anlamlarını bilirmisin? diye sordu.
" Senin safligina masumiyetini temsil ettiği için beyaz gül, zarafetini ve güzelliğini temsil ettiği için pembe gül gönderdim" dedim.
" Biliyor musun? Çınar. Siyah Gül' ün anlamı kara sevda demek, umut demek. Ben sen gittikten sonra sevda mi içimde yaşadım hep bir umut vardı içimde birgün döneceksin diye hep umut ettim. Her gün siyah gül aldım. Tam on yıl heryila 365 gül sigdirdim. On yıl boyunca umut ettim bekledim. Şimdi diyeceksin neden dün vardı, bugün yok hepsini attım bugün çünkü sen geldin benim kara sevdam umudum döndü. Artık onlara değil sana ihtiyacım var.
Bir offf çektim ta derinden nefesimi alıp vermekte güçlük çekiyordum. Yutkunamadim nefesim kesildi. Bir dakika bekler misin diye elimle işaret ettim. Kapıya doğru yönelirken elimle duvardan destek alarak yürüdüm. Nefes alamıyordum. Disari çıktım kiravatimi çıkarıp gömleğimin düğmesinin iki tanesini açarak oradaki sandalyeye oturdum. Nefesimi toplamaya başladım birazda olsa sakinlestim. Buz gibi havada terlemistim. Sırtımda bir sıcak el hissettim. Arkamı yavaşça döndüm Alya bana bakıyordu o gece siyahi gözleri ile.
" iyi misin Çınar. İstersen bir doktora gidelim" dedi.
" Hayır" anlamında başımı salladim. " Ellerini tutup yanağıma getirdim. " Ne olursun affet beni sana yalvarıyorum affet. Sana yasattiklarim için affet. Şurada al canımı istersen ama affet beni kurban olduğum ben çok pişmanım sana yemin ederim bilmiyordum bunlari. Kaza gecirdin sana birşey olacak diye dünyam başıma yıkıldı. Ben sensiz nasil yaşanır bilmiyorum." Dedim.
"Sen sakın kendini suçlama sen geldin önemli olan o. " Karşıma oturdu. " Çınar biri senin beni sevdiğini beklediğini benimde seni beklediğimi biliyor. Ben o kaza yaptigin gece biri bana mesaj attı. Senin adresini verdi . Ben oraya giderken kaza yaptım".
Ayağa kalkarak masaya tekme atarak sinirlenmistim. " Yine benim yüzüme degil mi? Yıllarca acı çektiğin yetmiyor gibi benim yüzüme ölümlerden döndün degil mi ? Allah beni kahretsin. Diyerek hızla arabama bindim . Alya arkamdan bağırıyordu" Gitme Çınar gitme. Bu sefer beni yalnız bırakma" o kadar canım yanıyordu ki Alya' nin yüzüne bakamıyorum. Arabamı çalıştırıp az ilerde ani bir firenle durdum. Ne yapıyordum ben. Yine üzdün oğlum kızı yine. Sen güzel sevmeyi bile becer edemiyorsun diye bağırdım kendi kendime. Arabayı kenara çekip indim hemen arkama dönüp koşmaya başladım. Bahçe kapısına geldiğimde Alya buz gibi havada üzerinde bir askılı mini bir elbise merdivene oturup yüzünü elleri ile tutup basini dizlerine koymuş ağlıyordu.
Yanına vararak sarıldım hiç kıpırdamadı. Alya'm sevdiğim benim narin çiçeğim, ne olursun ağlama be sevdiğim. En büyük özlemim, hasretim , canımın içi, ağlama, ben sevmek istedim onu bile becer edemedim. Onlarda dava kazandım kimseye boyun eğmedim. Yapma be kurban olduğum şu senin karşında aciz olan adama yapma ağlama. Ben senin yerine açıda çekmeye razıyım göz yaşı dökmeye de raziyim. Sen yeter ki üzülme ağlama" titriyor hic konuşmuyordu. Ceketimi çıkarıp üzerine bıraktım sırtından belimden tutup ayağa kaldırdım. "Hadi içeri gecelim üşüme kurban olurum sana ben" Dedim. İçeri geçtik sofra ya oturdu. Bu sefer karşısına değil yanına oturdum. Çorba soğumuştu. Hemen bekle burda diyerek mutfağa gidip yemekleri işitip sofraya bıraktım. Elime kaşığı alıp Alya' ya yedirmeye başladım.
Hem konuşuyor hemde kaşık kaşık yediriyordum çorbadan. " Bundan sonra asla ağlamayacaksin Alya'm. Seni o kadar çok seveceğim ki asla kendimin bile üzmesine izin vermeyeceğim sevdiğim. Başını omzuma koydu. " Tek huzur bulduğum yerdeyim şuanda seninle ağlamak bile güzel seni beklemek bile yetiyor bana yeterki sen gitme benden, sen olmayan evim yuvamsin benim" dedi. Başını kaldırarak gülümsedi. Çok uzun zamandir onu gülerken görmemiştim. İşte hasret kaldığım gülüşü o yanagindaki gamzeleri gece siyahi gözleri.
Yemekleri yemiş sofrayı beraberce toplamıştik. Bulaşıkları makinaya yerleştirirken Alya'da mutfağı toparlayıp kahve yapıyordu. Yaptığı kahveleri elinden alarak önümden ileri geçmesi için elimle işaret ettim. Salondaki koltuğa oturarak kahvelerimizi yudumlamaya başladık.
"Alya" dedim." Şuanda bir söz verelim mi bir birimize" Eskileri hiç açmayalım. Çünkü eskiler bizi çıkmaza sokuyor ikimizde çok acı çektik. Beklide artık mutlu olma zamanımız gelmiştir" dedim.
Alya bana dönerek" Tamam doğru söylüyorsun sana birşey göstereceğim ondan sonra bizim hayatimiz bugünden başlayacak" dedi. Ayağa kalkarak içeri gidip sehpanın üzerinde duran telefonu aldi birde büyük bir kutu getirdi. " Aramızda asla gizli saklı olmasın Çınar. Ben sana yokluğunda hiç ihanet etmedim. Ama sen yokken biri sürekli bana hediyeler gönderdi" Telefonu açıp mesajı gösterdi. " Mesajlari burada istersen oku ben hiç umut vermedim. Bunu bilmen gerek " dedi.
İstemsizce bir kahkaha attım. Bayağı yüksek güldüğüm için sanırım birden kendimi toparladım. " Bunları sana ben gönderdim seni hiç bırakmadığımi söyledim. Ben senin sevdiğini bulmak için aylarca aradım. Sen bana söylediğinde anladım ben olduğumu utandım karşına çıkmaya. Kaza olunca benden gireceksin diye çok korktum. Geldim hastaneye günlerce başında bekledim. Beni affetmezsin diye neler yaşadım. Ama bunlar sana gelmem icin engel olmadı geldim sana sevdiğim. Artık bitsin bunlari geride bırakalım. Söz veriyorum sana seni artık hic üzmeyeceğim.
Alya bana bakarak " tamam Çınar ben sen olduğunu asla bilmiyordum. Eğer bilseydim belki böyle olmazdık. Seni anlıyorum neler yaşadığını tahmin edebiliyorum. Babam yüzünden sana kaldıramayacagin şeyler söyledim. Ama sen benden gitmemissin. Asıl sen beni affet " dedi. Çok üzülüyordu biliyorum. Söylenecek çok şey vardı ama o sustu. Başını yere eğdi.
"Biliyorum çok üzülüyorsun çok şey demek istiyorsun. Ama bunları konuştukça içinden cikilmayacak şeyler yaşıyoruz. Bunları unutamayiz bilmiyorum ama ,birbirimize hatırlatıp üzmeyelim." Dedim.
"Tamam" dercesine başını salladi.
Ayağa kalkarak tam önünde durdum. " Hadi gel senle dolaşalım biraz hem hava alırız hani sahil varya oraya gideriz. Belki sana pamuk şeker bile alırım kestane yeriz. Birbirimizi tanırız en azından sen beni tanirsin.
" Tek hayalin hakim olmakti olabildim mi? dedi bir anda şaşırmıştım bu soruya hiç beklemiyordum.
"Hayir olmadim. Çünkü avukat oldum. Bir ay sonra sinav var ona girecegim. Bu sefer kesin kazanırım yanımda sen varsın. Ama sen hep resim öğretmeni olmak isterdin mimar olmuşsun. Hayallerimiz gerçek olmuyor bazen." Dedim.
Alya karşıma geçerek" Ben seni çizmek için resim öğretmeni olmak istedim. Ama mimar oldum ve yine seni çizdim. Belki evimizde çizmek nasip olur ha. " Dedi.
Bu söze çok mutlu olmuştum " Sen zaten benim evimsin sevdiğim. Ama en yakın zamanda çizmek nasip olacak sana merak etme. Artık birgün bile ayrı kalmam senden. Eğer istersen yarın evlenelim ne dersin" dedim
Şaşırmış şekilde" gerçekten mi tamam olur hemen yarın evlenelim " dedi.
Gülümseyerek alnına kocaman bir öpücük kondurup kolumun altına aldım. Hadi sevdiğim sen üzerine birşeyler giy ben seni burada bekliyorum gidelim. Böyle üşürsün hem rica ediyorum lütfen biraz uzun birşeyler giy seni bulmuşken katil olmayayım dışarda biri filan bakar tutamam kendimi. Evvelden hep sen görmeden hallediyordum. Artık yanımdasın Ve ben senin yanında böyle olaylar yaşansın istemiyorum.
"Hadi sen giyin gel ben seni bekliyorum burada "oturdum koltuga.
|
0% |