Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@birvarbiryok

Merhaba bu benim ilk hikayem bir şans verip okursanız hemen acele etmenizi istemiyorum çünkü olaylar bir kaç bölüm sonra oturmaya başlayacak o zamana kadar lütfen sabredin ve kitabı okumaktan vazgeçmeyin.

Ve lütfen bana gerçek hayatta böyle şeyler olmaz diyerek gelmeyin çünkü bu benim hayal gücüm

Neyse uzatmayayım öpüldünüz

*

"Berk! AHh! Allah ın cezası"

Yediğim tekme ile kendimi yerde bulmam bir oldu.

Kafamı hızla kaldırıp sırıtarak yatakta yayılan Berk e baktım.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen ya"

dedim ve düştüğüm yerden kalktım.

Ellerini başının altına koymuş ve gülmemek için kendini kasarak tek gözünü açtı.

"Gece gece ne bu ses kızım bir uyutmadın. "

Bilmezlikten gelen konuşması daha da sinirlenmeme sebep oldu.

"Hobim var benim gecenin bir yarısı kendimi yataktan atmaya bayılıyorum(!) Öğrenemedin mi daha?"

Dedim ve yastığımı kafasına fırlattım.

"Ayağına sahip çık koparmayayım bacağını. Yorgunum şurda yarın bir ton işim var. "

Gözünü tekrar kapatıp alayla

"Ne yaptın sanki kızım bütün yük bendeydi. Yattın sadece."

Şok olmuş bir şekilde ağzımı açtım ve aynı hızda kaşlarımı çatarak tekrar kapattım.

"Ne bütün yük sendeydi be bacaklarımı hissetmiyorum öküz."

Güldü ve sırtını bana dönüp uyumaya devam etti.

Ne desem üste çıkacağını bildiğim için

Yatakta ki yerime geri uzanıp kötü olduğunu düşündüğüm bir bakış attım Berk e.

Ardından koyunlarımı sayarak tekrar derin bir uykunun kollarına bıraktım kendimi.

"Beril!"

"Hmm!"

"Berill! Uyan hadi"

"Iıhıh! Biraz daha"

"Sen kaşındın"

Berk in son söylediği söz başıma gelecekleri anlamamı sağladı ancak yüzüme yediğim su her şey için geç olduğunu gösteriyordu.

Öksürerek yerimden sıçradığım sırada odayı Berk in kahkahası doldurdu.

"Yaa! Berk NAPIYORSUN"

"Günaydın kuzu hadi kahvaltı yapıyoruz"

dedi ve hiç bir şey olmamış gibi gülerek arkasını dönüp odamdan çıktı.

Hırsla yüzümdeki suyu temizleyip yataktan çıktım.

Mutfağa girdiğimde masanın ortasında duran kuymak ile iki saniye aşk yaşadıktan sonra Berk e döndüm.

"Kuymağı görene kadar seni öldürme planları yapıyordum kendi içimde ama iyi yırttın afferim."

Güldü ve masaya kuruldu.

"Çayları da sen doldur iki gündür pestilim çıktı."

"Tabii efendimm ne demek."

dedim ve çayları doldurup masaya oturdum bende.

Bıyık altından gülerek çatalındaki salatalığı kemirirken

"Yüzünü yıkadın mı sen günah kalk yıka bakayım."

Dedi. 

AHh şakacı çocuk senii.

Vazgeçtim içim soğumamış bunun öcünü alırım ben senden Berk efendi.

Ama şuanlık suyuna gidiyimde çakmasın.

"Bugün oda servisi geldi yüzümü yıkamak için merak etme sen Berkcim(!)"

Alaylı bir şekilde güldüm ve çayımdan bir yudum aldım.

Halinden memnun bir şekilde sırıttı ve kahvaltıya devam ettik.

"Beril kahvaltıdan sonra eşyalarını bir gözden geçir gelmeyen bir şey varsa babamı arar gönderttiririz."

Evin içine dün Berkle ne zorluklar ile taşıdığımız eşyalara bakınca derin bir iç çektim.

Evimden kilometrelerce uzakta Trabzon daydım.

Annemi, babamı, yuvamı Mardin de bırakmıştım.

Benim için hayat yeni başlıyordu.

Yeni bir maceraya atılmıştım. Burada belki yıllarca küçük çocukların hayatlarına dokunacaktım.

Duygulu duygulu düşünürken gözüm mutfaktaki buzdolabına kaydı. Onu görünce sanki kan davalımı görmüş gibi oldum. Aslında abimin evinde olan eşyaları buraya taşıdık çünkü ben bu evin manzarasını daha çok beğendim ve Berk i çenemle ikna etmek zor olmadı aslında keşke ikna olmasaydı dediğim anlar oldu dün ama neyse. Berk nereye bu kadar sinirle baktığımı farkedince gülmeye başladı.

"Sana demiştim nakliye tutalım diye ama sen ne dedin 'Binim inlirdin ni iksiğim vir.'"

Ağzını eğerek konuşması ile gözlerimi devirdim.

"Tamam kabul bende pişman oldum ama gururumdan ödün veremezdim tamam mı."

Başını olumsuz anlamda salladı.

"Bu gururun bir gün başına çok büyük iş açacak. "

"Sen kurtarırsın beni Abim benim."

Dedim ve yanağından makas aldım.

Hüzünlü bir şekilde gülümsedi.

"Her zaman yanında olamam biliyorsun değil mi?"

Gözlerimi kısarak yüzüne baktım

"O cadaloz ile evlenmeyi mi planlıyorsun. Yonarım o Tuğçe yi. Abimi elimden almaya mı taktı kafayı şimdi de."

Saklamaya çalıştığı kahkahasını daha fazla tutamadı ve gülmeye başladı.

"Saçmalama Tuğçe den ayrılalı çok oldu nasıl bir travma bıraktı sende bu kız."

"Allah ım çok şükür! Neden daha önce söylemedin kına yakardım."

Delirmişim gibi baktı ve kafasını olumsuz anlamda sallayıp

Masadan kalktı ve şimdi farkettiğim tezgahın üzerinde duran silahı beline yerleştirdi ve yanıma gelip anlımı öptü.

"Benim mesai başladı güzelim belki gecede gelemem haberin olsun.

Ama boş fırsatlarımda yanına uğrar bir çayını içerim."

"Çay sana feda olsun abilerin bir tanesi."

Dedim ve yanağına sulu bir öpücük kondurdum.

"Ha bu arada kendine bir yatak al en yakın zamanda senin tekmelerin ile uğraşamam her gece" göz devirerek söylediğim cümleye karşın şok olmuş bir şekilde bana baktı.

" O yatak benim bir kere sonradan gelen sensin."

Bilmiş bir şekilde yüzüne baktım

"Ama benim odamda"

Sen iflah olmazsın bakışını attı

"Ay tamam tamam alırım en yakın zamanda sen para harcama hiç"

Tekrar bol tükürüklü öpücüğümü yanağına kondurdum.

Güldü ve yanağındaki tükürüklerimi silerek evden dışarı çıktı.

(Size en son kendimden bahsediyordum.

Beril AY mardinde doğdum ve büyüdüm.

Abim Trabzon da polis memurluğu yapıyor bende onun peşinden kuyruk olarak geldim ve burada bir kız yurdunda yetimhane müdür yardımcılığına atandım.)

Masayı bir çırpıda topladım ve lavobada işlerimi hallettikten sonra odama geçtim.

Midi boy siyah dar bir etek ve üzerine gömlek giydim. Saçlarımıda at kuyruğu yaptıktan sonra hazırdım.

Kendimi son kez aynada kontrol ettim ve bende evden dışarı çıktım.

 

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

 

10 dakika kadar sonra taksiden hayatımın yeni dönüm noktası olacak yurdun önünde indim.

Bahçede koşuşturan küçük kızları görünce istemeden de olsa yüzümde gülümseme belirdi.

Kızlara çok dikkatli bakmış olmalıyımki güvenlik klubesindeki tonton amca dışarı çıktı.

"Kim için gelmiştin kızım."

Gülümsedim ve

"Ben Beril AY yeni müdür yardımcısıyım."

O da güldü ve demir kapıyı açtı.

"Müdür Bey bilgilendirmişti beni buyurun."

Kafamla selam verdim.

"Teşekkür ederim."

 

Ve ardından emin adımlar ile yurt binasına doğru ilerlemeye başladım.

Müdürün odasının önüne gelince kendime son kez bir çeki düzen verip kapıya vurmak için yumruk yaptığım elimi kaldırdım.

 

1 Hafta sonra

"BERİLLL?"

Kafamı kaldırıp karşı masamda bana mahcup bir şekilde gülümseyerek bakan Doğan a baktım.

"Ne?!"

"Hadi ama yaa halen küsmüyüz?"

"Sen onu bana tayininin buraya çıktığını söylemeden önce düşünecektin!"

"Ne olmuş yani tayinimin Muğla ya çıktığını söylemişsem?"

Doğan benim üniversiteden en yakın arkadaşım yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi benden 2 yaş büyük olduğu için sadece 2 sene bir arada olduk ama yıllardır beraber olduğum insanlardan daha samimi ve de içtendi. Mesleğini eline alınca 2 yıl boyunca hiç iletişimimizi kesmedik ve şimdi aynı şehir için başvuru yaptık ama o beni kandırmayı tercih etti.

"Yok canım ne olsun en yakın arkadaşımı tekrar kaybetme korkusu yaşadım ne önemi var değil mi!?"

Masanın üstünde duran kalemi alıp kafasına fırlattım. Anlına gelen kalem ile kafasını ovuşturdu.

"Maşallah isabet yeteneğinden de hiç bir şey kaybetmemişsin."

"Tabi canım ne sandın?"

Yerimden kalkıp kapıya doğru yaklaşınca tekrar dönüp bu sefer elimdeki diğer kalemi kafasına fırlattım. Ve gülerek dışarı çıktım.

"Hey! Kovdururum bak seni"

Arkamdan bağırmasını umursamadan

Merdivenlere yürüyüp dışarı çıktım. Tüm çocuklar bahçede yuvarlak oluşturup voleybol oynuyorlardı.

"Hey bende oynayacağım!"

Çocuklar bana döndü ve içlerinden 13 yaşlarında kızların en büyüğü olan adının melek olduğunu öğrendiğim kız

"Hocam isterseniz teke tek yapalım ama ben kazanırsam 3 gün geç gelmeme izin vericeksiniz"

Evet birazda serseri olan bir kız

"Hayır tabiki böyle bir şeye izin veremem ama istersen sana eşlik edebilirim"

Dudağının kenarı kıvrıldı ve

"Ama ben nereye istersem oraya"

Gülümsedim ve

"Peki madem öyle olsun" dedim

Melek ile uzun süredir karşılıklı bir şekilde oynuyorduk ve kazanıyordu. Hakkını yememem lazımdı gerçekten güzel oynuyor. Normalde bu durum beni sinirlendirirdi ancak onu bir kaç günde olsa mutlu etmek güzel olacaktı.

Zihnimin bir kenarına diğer kızları da her hafta bir yere götürme konusunda not aldım onlar için çok iyi olacaktı.

Melek in bana attığı son topa sert bir smaç vurmam ile karşıdan gelen Berk i farketmem bir oldu. Top tamda suratına doğru gidiyordu.

"BERK! EĞİL!"

Berk benim seslenmem ile ne olduğunu anlamadan kafasına yediği top ile yere yapışması ile kızların gülmesi bir oldu.

"Hocam serdiniz yere dağ gibi Berk abiyi"

Melek in tepkisi ile kendimi gülmemek için zor tutarak

"Öldürecek beni!" dedim ve Berk in yanına ilerledim.

"Abii iyimisin?" deyip yanına çömeldim. Ancak cevap vermesini beklemeden yanındaki poşetlere gözüm ilişti.

"Aa bunlar ne?"

Tam elimi uzatıp alacakken Berk elime vurup ayağa kalktı.

"Çek ellerini kızların hediyelerinden. Kaç kere elim boş geldim bu seferde gelmeyeyim dedim."

Gülümseyip

"İyi yapmışsın Berk kızlar çok mutlu olacak"

"Hadi sen içeri gir bana kahve söyle hediyeleri verip geliyorum."

Kafamı sallayıp tam giderken

"Bu arada bir şey demeyeceğim sanma kızların yanında rencide etmiyorum"

Gözümü devirdim ve "Geçen hafta bana yaptığına say" dedim ve yurda doğru ilerledim

"Hocam ilk randevumuz bu akşam."

Melek in cümlesine karşın gülümseyip okey işareti yapıp odama girip masanın üzerindeki telefona uzandım.

"Hatice abla bize 3 sade Türk kahvesi lütfen." diyip telefonu kapattım

"Berk mi geldi?"

"Evet kızlara hediye almış onları verip gelecek."

Doğan kafasını işinden kaldırmadan gülümsedi ve

"Kızlar Berk i çok sevdi"

Demesiyle Berk gülümseyerek içeri girdi ve benim koltuğuma oturdu.

"Aay bana zorla polisliği bırakıp tekrar okutturacaksınız."

Berk in isyanına karşılık Doğan

"Saçmalama Berk ben kimden dinleyeceğim sonra böyle aksiyonlu olaylar"

Yüzünü buruşturup

"Çok meraklıysan git sende polis ol"

"Ayh Hayır! Beni kan tutar kusarım oralarda üzerine."

"Iyh iğrençsiniz kalk sende makamımdan" dedim ve Berk i üniformasından tutup kaldırdım.

"Dur be kızım daha kahvem gelmedi."

"Git karakolda iç ne bu her gün her gün buradasın."

Dedim ve kapıyı açıp dışarı ittirmem ile köşeden çıkan adamla çarpışıp adamın üzerine düşmesi bir oldu.

Yerde yatan adamın delici gözleri ile karşılaşmam ile yurkunup geri adım attım.

______________________________________________

Kitabı beğendiyseniz oylamayı ve yorum yapmayı unutmayınn

Loading...
0%