@biryazar.62
|
Bu bölümün parçası Tarkan' dan yolla..
Keyifli okumalar..
Bölüme oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Seviliyorsunuz..
Kendimi böyle bir konuma nasıl düşürdüm anlamıyordum. İki hafta boyunca depresyonda olup kimseyle konuşmazken şimdi seksin kollarında olmam bence hiç etik değil. Ben buradan kurtulmanın yollarını düşünürken üstümdeki dağ ayısı temizlikçi tulumunun düğmelerini heyecanlı bir şekilde açıyordu. Bir yandan düğmelerle cebelleşirken diğer yandan beni süzüp pis pis birazdan yapacaklarını düşünerek sırıtıyordu.
Ben şimdi nasıl kurtulacağım ya. Allah seni bildiği gibi yapsın mavi. Kendin kurtuldun insan bi benide kurtarır demi ama. Burda bir ayının altında mahsur kaldım neticede. Düğmelerini açmayı bitiren adam tam üstündekini çıkaracaktı ki hızla oturur pozisyona gelerek kollarımı boynuna doladım. Ellerimle ensesinde ki saçlarını okşarken sesimi yumuşak tutmaya çalışarak konuştum.
" Şşşş bu kadar vahşi olma sevgilim. Uzun zamandır seks hayatım çok kötü bu anların tadını çıkarmak istiyorum. " Diyerek dudağının kenarını tiksinmemeye çalışarak öptüm. " Şimdi sen beni aynı bu şekilde bekle ben senin için aldığım geceliğimi giyinip hemen geliyorum." Diyerek kalkmaya çalıştım fakat bacaklarımda oturduğu için bana müsade etmiyordu ." Boşver şimdi geceliği zaten birazdan bunlarıda çıkaracağım önemi yok." Diye boğuk bir sesle konuştu.
Allah'ım sana geliyorum ya.
Dudağımı ıstırarak başımı eğip ağlayan bir tavırla ona baktım. " Ama senin için aldım ve görmeni istiyorum. " Dedim yalvarırcasına.
Israrlarıma dayanamayan adam pes ederek üzerimden kalktı. Hızlıca ayağa kalkarak gömleğimin önlerini ilikledim. " Hemen gelirim." Diye konuşarak odadan hızla çıktım. Çok beklerdi daha.
Pislik!!
Daha bir adım atmıştımki arkamdan mavinin sesini duydum. " Neden bu kadar uzun sürdü çıkman? Neredeyse içeri girecektim. Nasıl kurtuldun?" Diye arka arkaya sorularını yöneltince. Kolundan tutarak 512 numaralı odaya doğru kendimle beraber onu da sürükledim.
" Ona seksi bir gecelik sözü vererek. Büyük bir beklentiyle şu anda beni bekliyor odada. Hadi işimizi halledip bir an önce buradan çıkalım" dedim. Sesim sonlara doğru ağlamaklı çıkmıştı. Bunu farkeden kız kolumdan tutup beni durdurarak ona bakmamı sağladı. " Sen iyimisin." Dolan gözlerimi saklamaya çalışarak. " Hadi işimize bakalım yeteri kadar oyalandık zaten şu lanet odası odayı bulalım da gidelim buradan." Diye onu azarladım. Bir anahtar yüzünden neler geldi başıma. Olayı kurtarmak için böyle yaptım ama berbat hissettirdi. Biraz daha üstüme gelirse dizlerimin üzerine çöküp ağlayabilirim.
Neyseki mavi ısrar etmedi. Hızlı bir şekilde koridorun sonunda 512 numara yazan odanın önünde durduk. Mavi başını kapıya yaslayarak bir süre içeriyi dinledi. İçeriden ses gelmediğine emin olduğunda kartı kapıya okuttu. Açılan kapıdan sırasıyla başımızı uzattık. Görünurde kimse yoktu. Sessiz adımlarla içeriye girdik ve kapıyı yavaşca kapattım. Gözlerimi odanın içinde gezdirdigimde odanın ortasında yuvarlak kocaman bir yatak vardı, yatağın hemen yanında küçük bir komidin onun sağ çaprazında kocaman bir kıyafet dolabı vardı. Burası büyük ve lüks bir odaydı. Dolabın yanında büyük bir teras vardı. Odayı incelemeyi bırakıp banyo kapısına doğru ilerledim. Kulağımı kapıya koyunca içeriden gelen su sesleriyle bedenim gerildi. Sanırım buluşmak için geldiği kişi odadaydı.
Maviye parmağımla sus işareti yaparak banyo kapısını gösterdim. Mavi etrafına bakarak büyük dolabın yanına gitti. Kapağını açarak içini kontrol ettikten sonra eliyle bana gel işareti yaparak dolaba girdi. Bende dolabın yanına giderek dizlerini karnına doğru çekip oturmuş mavinin karşısına aynı şekilde oturdum.
İkimizde sessizlik içinde olacakları bekledik. Bir süre sonra dış kapının açılma sesisini duydum. Saniyler içinde içeriye giren muzafferle nefesimi tuttum. İşte başlıyoruz. Bakalım neler karıştırıyorsun muzaffer. Eğer babamı bu cani öldürdüyse bu odadan çıkamazdı. Yeminim var babamı kim öldürdüyse ne pahasına olursa olsun bende onu öldüreceğim.
İçeriye giren adam. Etrafına bakındıktan sonra banyodan gelen su sesleriyle oflayarak yatağa uzandı. Maviyle göz göze geldiğimde bilmiyorum dercesine omuzlarını kaldırdı. Bir süre odada hiç hareketlenme olmadı. Daha sonra banyo kapısı açıldı. İçeriye tam olarak kimin girmesini bekliyordum bilmiyorum ama belinde havluyla sıska bir adamın girmesini kesinlikle beklemiyordum.
Kaşlarımı çatarak giren adama baktım. 1.70 boylarında oldukça sıska birisydi. O kadar zayıftıki kemikleri sayılıyordu resmen. Yaşı benden daha büyük gibi duruyordu. Kumral saçlarından akan damlalar çıplak göğsünden süzülerek havluyla buluşuyordu. Mavide olacakları benim kadar merak ediyor olmaliki kafasını öne doğru iyice eğerek olanları izlemeye başladı.
Sıska adam " neden bu kadar geciktin?" Diye sitem ederek konuştu.
Yatakta yatan muzaffer hiç istifini bozmadan " sana bugün buluşmak için iyi bir gün değil demiştim. Arabanın tekeri patlamıştı onu değiştirmekle uğraştım , ayrıca hastanede olruc'un ölümü yüzünden ortalık çok karışık mesai saatleri içinde hastaneden ayrılmam doğru değil ama sana laf anlatamıyorum işte." Diyerek küçük bir açıklama yaptı. Mavi bana manidar gözlerle bakınca omuz salladım. Ondan önce gelebilmek için tekerini ben patlatmıştım.
Sıska adam kollarını göğsünde birleştirerek muzafferin başında beklemeye başladı. Tepesindeki adamdan hiç ses gelmeyince gözlerini açan muzaffer " neden tepemde dikiliyorsun." Diye sordu.
" gönlümü almanı bekliyorum. Neden olacak." Diye çocuk gibi şikayet etti. Burada tam olarak neler dönüyor bilmiyorum ama olacaklardan çok fena korkmuyorum değil.
Muzaffer kahkaha atarak yatakta doğruldu. Elini sıska adamın beline doladıktan sonra dizlerinin üzerine oturarak onunla aynı boya geldi. " Üstümüze düşeni zevkle yaparız." Diyerek ensesinden tuttuğu gibi sıska adamın dudaklarına yapıştı.
Gözlerimi kocaman açarak ellerimle ağzımı kapatıp çığlık atmamı zor engelledim. Yok artık. Buraya bunun için mi geldi. Bu adam geymiymiş?
Maviye baktığımda oda benimle aynı tepkileri vermiş gibi duruyordu. Eliyle ağzını kapatarak gülmesini zapdetmeye çalışıyordu. Ne bekledik ne bulduk resmen. Biz şaşkınlık içinde olanları izlerken odadaki adamlar gayet mutlu gibi duruyordu. Muzaffer son bir öpücük daha konduruktan sonra sıska adamdan ayrılarak anlını onun anlına koydu. Nefes nefese kalmış çift tutkuyla birbirine bakarken sıska adam " seni affetmem için bundan daha fazlasını yapman gerekiyor." Diyerek boğuk bir sesle konuştu.
Muzafferin dudakları kıvrıldı. " zevkle " diyerek cevap verdikten sonra eliyle sıska adamın havlusunu indirdi. Lanet olsun bu kadarı da çok fazla. Hızla geriye çekilerek kendimi bu görüntüden mahrum bıraktım. Yok artık ya bizim burda ne işimiz var . Odanın içinden gelen seslerle kulaklarımı tıkadım. Sanırım başımız biraz dertte.
Mavi çantasından telefonunu çıkararak bişeyler yazdıktan sonra bana uzattı.
" buraya onların sevişmesini izlemeye geldiğine inanmıyorum!"
Okuduklarımla gözlerimi kocaman açtım. " ben nerden biliyim buraya sevişmek için geldiğini. Onun yönelimlerini bile şuan öğreniyorum. Telefonda esrarengiz bir sekilde konuşunca katil bu manyak sandım." Diye yazarak ona uzattım.
Okuduklarıyla gözlerini deviren kız " iyi halt yedin. İş birliği yaptığım insana bak, biz böyle katili zor buluruz . Bide psikolog olacaksın."
Yazdıklarını okuyunca öfkeyle kolunu cimcikledim. Ben nerden biliyim ya tekefonda hiç de böyle konuşmuyordu.
Tartışarak biyere varamayacağımızı anlayınca tekrar bişeyler yazarak bana uzattı." Nasıl çıkıcaz burdan?"
" bilmiyorum. Ben planı buraya kadar yaptım ."
" nasıl yani bir planın olmadan mı geldin buraya? Ya adam katil çıksaydı ne yapmayı planlıyordun süper zeka."
" öldürecektim onu!"
Yazdıklarımı okuyan kız gözlerini kocaman açarak bana baktı.
" ne !!!! Gerekli kanıtları toplayıp onu adalete teslim etmeyecekmiydik yani. "
Yazdıklarıyla omuz silkerek tekefonu geri ona verdim. Tekrar bişeyler yazarak bana uzattı..
" bak psikopat psikolog eğer bir cinayet işlemeyi düşünüyorsan ben yokum. Adalet varsa varım. Sana başka şartlar altında yardım edemem!"
Okuduklarımla ona baktım. Gözlerinde yalan yoktu. Sabah yardımını istemiyordum ama şimdi mantıklı düşününce katili bulmam için ona ihtiyacum var gibi duruyor. Bilgili ve meraklı kesinlikle ona ihtiyacım var.
" tamam kan yok adalet var ." Diye yazarak ona istediklerini verdim.
Okuduklarıyla rahatlayarak nefes veren kızla rahatladım. Şimdilik katile ne yapacağımı bilmesede olur.
Bir dakika işareti yaparak arka cebimden kendi telefonumu çıkardım. Acil arama listesine girerek melikin numarası üzerine tıkladım.onu arayamazdım konuşursam ses olur. O yüzden mesaj bölümüne gelip ona hızla bişeyler yazıp gönderdim.
" melik kırmızı kod yardımına ihtiyacım var. Nasıl olduğunu sakın sorma ama şuan iki tane geyin seviştiği bir otel odasında dolapta mahsur kaldım. Sakın o cani başkomiserine haber verme. Sadece kendin gel ve polis olduğunu belli etmeden beni buradan bir şekilde çıkar çünkü odadakiler iyice kaptırdı kendini daha fazla dayanabileceği mi sanmıyorum. Bu mesajıma da sakın geri dönme!"
Hızlı bir şekilde odanın numarasını ve otelin konumunuda attım. İnşaallah gelir . Tek umudum o şuanda. Karakolda bana baya iyi davranmıştı. Bacaklarımı karnıma doğru iyice çekerek olacakları beklemeye başladık.
3 saat sonra
Uyuşan bacaklarımla yüzümü buruşturdum. Üç saattir buradaydık ve heryerim ağrımıştı. Zaman bu dolabın içinde o kadar yavaş geçiyorduki mavi bir ara uyumuştu bile. Odadaki sesler bu zaman diliminde azalmak bir yana dursun daha da çoğalmıştı. Artık kaç yıldır sevişmiyorlarsa bir şeylerin acısını çıkarır gibi fazla gürültücüydüler.
Mavi sıkıntıdan yanaklarını havayla doldurarak bana baktı. Elindeki telefonla bişeyler yazarak bana uzatınca ofladım. Sürekli bişeyler sorup duruyordu. Ne kadar sabırsız bir insan.
" nerde kaldı bu arkadaşın. Geleceğine eminmisin bence bizi burada unuttu. "
Okuduklarımla gözlerimi devirdim.. her beş dakikada bir buna benzer şeyler yazıp duruyordu.
" sabret biraz mavi! Adam polis neticede belki operasyondadır. Mutlaka gelir."
Okuduklarıyla kaşlarını çatan kız.." ne polismi? Farkındaysan gizli gizli birisinin odasına girdik ,bide dolapta saklanıyoruz şuan. Mahremiyet gizliliği sıfirken sen bide polismi çağırıyorsun. Delirdinmi?"
Öfkeyle bana bakan kız her an üzerine atlayacakmış gibi duruyordu." Sakın olurmusun. Melik tanıdığım birisi, bize mutlaka yardım edecektir. Hapse felan girmeyeceğiz yani korkma" diye tesselli sözlerimi yazarak ona uzattım..
Zaten bu dolabın icinde hapsolmuştuk bide onun mızmızlıklerıyla uğraşıyordum.
Pes eden mavi arkasına yaslanınca rahatladım. En azından ikna olmuştu. İçeriden gelen sesler kesilince başımı uzatarak odaya baktım. Yatakta sadece muzaffer vardı. Anlaşılan sıska adam yine duş almaya gitmişti. Kapının çalmasıyla muzaffer hafif doğrularak..
" kim o?" Diye kapıya seslendi.
" oda servisi. Temiz havlular ve çarşaf getirmiştim efendim. " diye tanıdık bir ses geldi kapıdan..
Yatakta oflayan muzaffer yatağın kenarındaki baksırını alarak giydi. Ayaklarını sürterek kapının yanına gidip açtı.." acele et . Çıkdığım da gitmiş ol. " Dedikten sonra banyoya girdi. Elinde otellerde kullanılan tekerlekli çamaşır sepetiyle giren kişi melikten başkası degildi.
Sonunda gelebildi. Üzerinde temizikçi üniforması olan çocuk çok komik görünüyordu.
Melik dolabın önünde durdu. Banyo kapısını kontrol ettikten sonra dolabın kapağını açınca bir anda ürktüm. Mavi gözleri kınarcasına bana bakmaya başlayınca sırıtarak el sallamamla ciddimisin dercesine bana baktı. Napıyım olayın tadını çıkarıyordum.
Gözleri tam karşımda oturan maviyi bulunca. Tepeden tırnağa onu inceledi. Mavide benim gibi sırıtarak el sallayınca kaşlarını çattı. Sabır dilenircesine yukarıya bakınca kıkırdadım. Haklıydı.
Getirdiği çamaşır sepetinin eteklerinden turarak altını açınca geçin diye bir işaret yaptı. Başımı sallayarak küçük bölmeye oturdum. Mavide beni iteliyerek tam karşıma oturunca sıkışmıştım. Melik sepetin içinden havluları alarak dolaba koyduktan sonra örtüyü kapattı..
Arabanın haraket ederek odadan çıkmasıyla derin bir nefes aldım. Bir kaç dakika sonra araba durunca melik örtüyü kaldırıp bize baktı." Oraya sevdiniz sanırım." Diye iğnelercesine konuşunca omuz silkerek dışarıya çıktım. Mavide arabadan inince üzerini düzelterek derin bir nefes aldı.
Etrafıma baktığımda Meliğin bizi camaşırlıkların olduğu bir depoya getirdiğini farkettim. Melik konuşun dercesine bize bakınca mavi lafa girdi. "Arkadaşlar size doyum olmaz ama benim çok işim var ,kahve faslını sonra yaparız artık." Diye sırıtıp kapıya doğru bir adım atmıştıki melik ensesinden tutarak onu tekrar eski yerine çekti. Böyle kurtulabileceğini sanıyordu çakal.
" Sizi dinliyorum." Diye kollarını göğsünde birleştirip kapıya yaslandı.
Masumca sırıtarak" şey biz bı arkadaş bakıp çıkıcaktık. Girdik ama iş çıkma eylemine gelince küçük bir aksilik yaşadık. " diye saçma bir savunma yaptım.
" aslında girme eyleminde de küçük bir aksilik yaşamıştık ama kurtarıcımız sağolsun yardımcı oldu." Diye gulerek gözleriyle goguslerimi işaret etti. Pislik bu kız.
Melik sıkılmış bir şekilde " peki sorgu kısmını karakolda halledelim o halde. " diyerek bize kapıyı işaret edince pes ederek onu cevaplamak zorunda kaldım.
" Bugün odada gördüğün kişiyi hastenede tuhaf telefon konuşmasına şahit oldum. Babamın katilini bir an o sandığım için gizlice buraya geleceğini öğrendim ve ona baskın yapmak için ondan önce gelip dolaba saklandık. Geriside bildiğin gibi işte, çıkamadık ve sana haber verdim. " diye kısa bir açıklama yaptım. Kaşlarını çatan adam.
" sana en ufacık bir gelişmede bile bize haber ver demedikmi. Ya gerçekten katil olsaydı ,size zarar verseydi. Nasıl böyle düşüncesiz haraket edebiliyorsun. O numaraları süs olsun diye kaydetmedim telefonuna. " diye beni azarladı.
Mavi oflayarak. " Bişey olmadı işte, çıktık içeriden. Sen de abartma istersen."diye sesini yükselterek konuşunca. Melik öfkeyle üzerine yürüdü..
Kolundan tutarak sertçe onu kendisine çekerek dişlerinin arasında konuştu . " abartmak mı ? Abartiyorum Öylemi. Buraya bir katili basmaya geldiniz ve ben abartıyorum. Bugün şanslı günündeymişsin asi . Eğer o adam katil olsaydı ve sizi fark etseydi nasıl susturacağını tahmin bile edemezdin. Uzuvlarının bedeninde durmasını istiyorsan böyle saçma işlere bidaha karışmazsın. " diye onu uyardı.
Mavi kolunu sıkan adama öldürecekmiş gibi bakarak kolunu sertçe ondan kurtardı. Ortamın gerginliğini almak için " artık gidebilirmiyiz yorucu bir gündü."
Sözlerimle melik bana bakarak " ilk önce karakola gidelim sonra gidersin evine." Diyince gözlerimi kocaman açarak ona baktım.
" Hani karakol yoktu! Seni buraya boşuna mı çağırdım ben . " diye sitem edince melik burun kemerini sıkarak " bak Elsa bu davanın çözülmesini istiyorsan birlikte haraket etmeliyiz. Her attığın adımdan haberimiz olmalı ." Dedi.
Kaşlarımı çatarak " iki haftadır ne yapıyorsunuz sorabilirmiyim . Ben cevap veriyim hiçbir şey! Anca dava dosyasıyla ilgileniyoruz diyorsunuz ne buldunuz bu kadar sürede. Yine ben cevap veriyim kocaman bir hiç!! İş size kaldıysa araştırıyoruz der durursunuz . Ben de kendi işimi kendim hallediyorum." Diye bağırarak konuştum.
Melik söylediklerimden hiç etkilenmemiş gibi. Rahatça ellerini cebine soktu. " Boş durduğumuzu sana düşündüren ne. Hastanedeki doktorları ve çalışanları sorguya aldık iki hafta boyunca. Hepsini tek tek analiz ettik. Tabi bütün bu süreçte evinde depresyonda olduğun için bunları bilmemen normal." Diyince şaşırmadım desem yalan olur. Gerçi muzaffer de telefonda buna benzer bişeyler söylemişti. Peki ya amcam ,onu da sorguladılar mı acaba? İki hafta boyunca beni her gün ziyaret etmişti böyle bişeyden bir kere bile bahsetmedi bana. Belki üzgün olduğum için beni bu olaylardan uzak tutmaya çalışmıştır.
" Hafi gidelim davayla ilgili bilmen gereken ve bizim sana sormamız gereken sorular. Normalde bugün biz seni arayacaktık ama sen bizden önce davrandın. " diyerek kapıyı gösterince. Omuzlarım yenilgiyle düşerek odadan çıktım. Anlaşılan karakola gitmekten başka çarem yoktu. Otelden çıktıktan sonra garajdaki siyah Arabın yanında durduk.
Melik gözleriyle maviyi göstererek" sormaya fırsatım olmadı ama bu asi arkadaş kim?" Diye sorunca istemsizce kıkırdadım. Maviden pek hoşlanmamıştı. Mavi kaşlarını çatarak tam cevap vericektiki o konuşmadan hemen söze girdim. " Şey o benim çok yakın bir arkadaşım. Buraya tek başıma gelmek istemidiğim için benimle geldi. Bizimle karakola gelmesine gerek yoktur. Onun bu davayla hiçbir alakası yoktur." Diye yalan söylediğimde mavi napıyorsun dercesine bana bakıyordu. Bence onun şimdilik kim olduğunu bilmeseler daha iyiydi. Neticede mavi bir gazeteciydi. Onlarda polis . Bu davayla alakalı her şeyi basının duymasını istemeyebilirler. Eğer kim olduğunu öğrenirlerse maviyi bu konudan uzak tutmaya çalışırlar. Bu davayı çözebilmem için maviye ihtiyacım var gibi hissediyorum.
Mavi ne yapmaya çalıştığımı anlamasa da benim yalanıma ayak uydurarak ses çıkarmamıştı. Maviye kısa bir bakış atan melik söylediğim şeye inanmış olmaliki başını sallayarak " tamam. Arkadaşını yol üstünde uygun biyerde bırakırız ,hadi binin. " diyerek arabanın kapısını açarak şoför koltuğuna oturdu.
Maviye hadi işareti yaparak bende ön kapıyı açarak arabaya bindim. İkinci kez gidişimdi bu, o karakola.
Bakalım bu seferki sorgudan nasıl çıkacağım.
O soğuk nevaleyi görmeye hazır hissetmiyorum kendimi!
|
0% |