@biryazar_sevval
|
2. Bölüm
Gördüğüm siluet karşısında ağzımdan şu kelime çıktı. " Yaman?" dediğim an Yaman'ın bana sarılmasıyla şok olurken içerden Esra seslenince kendime geldim. "Bade kim gelmiş?" diyince Yaman benden kollarını ayırdı. Bende anında "Yaman." Dediğimde Esra da salondan çıkmış bizi görünce oda şok olmuştu. En sonunda cümleye ben giriş yaptım. "Sen ne zaman geldin?" " 10 dakika önce uçaktan indim. İndiğim gibi buraya seni görmeye geldim." Dediğinde hemen ona sarıldım. O kadar çok özlemiştim ki hemen kokusunu içime çektim. Kokusu aynı naneye benziyordu. Keskin bir kokusu vardı. Ama hoşuma giden bir kokuydu. Ne kadar süredir görüşmediğimizi unutmuştum. En son babası yüzünden ayrılmıştık tahmini 1 yıl olmuştur. İşleri yüzünden hiç görüşemedik. Liseyi bitirdikten sonra babası üniversite okumasına izin vermedi. Hemen holdingin başına geçirmişti. Tabi bu işler Yaman'ı biraz yıpratmıştı. "Seni çok özlemişim Yaman." "Bende seni güzelim ama bak geldim." Deyip bir daha sarılmıştı tam öpecekken içerden gelen ses bütün romantik anımızı bozdu. "Koklaşmanız bittiyse artık salona gelin!" diye abim bağırınca mecburen içeri geçtik. Abim ne zaman beni Yaman ile yan yana görse hemen tiksinerek bakardı. Çünkü abimin hiçbir zaman ilişkisi olmadığı için bizi kıskanıyordu. Abim eski yerinde oturuyordu. Esra da kendi yerine geçince bende yamanla birlikte koltuğun sol köşesine oturduk. Herkes birbirine bakarken abim bu sessizliği böldü. "Hayırdır. Sen niye buradasın?" kaş göz yaparak Yaman'a baktı. "Bade'yi görmeye geldim." "Babanın haberi var mı?" diye sordu Esra imayla. Esra ile Yaman da birbirlerinden haz etmezdi. Yaman da bakışlarını Esra'ya çevirip "Sevgilimi görmek için babamdan izin mi alacaktım." Demesiyle abim ve Esra sessiz kalmayı tercih etmişlerdi. Ben ise bu sessizlikten sıkılmıştım ve hemen "İyi ki geldin Yaman. Seni görmek beni çok mutlu ediyor." Dedim ve Yaman anında elimi tuttu. Abim burada olduğu için bırak birbirimizi öpmeyi doğru dürüst sarılamıyorduk bile. İşte bir abiniz varsa size her şey yasak oluyordu. "Beni de öyle sevgilim." tam sarılacağımız sırada Esra araya girerek; "Ay yeter be! Sizin şu mıç mıç hallerinizi çekemeyeceğim. Adam akıllı şu filmi izliye bilir miyiz sevgili Bade Hanım ve Yaman Bey!" diye bağırmıştı. Hayatımda ilk defa Esra'yı böyle görmüştüm. Açıkçası biraz tırsmıştım. Sonra bişey demeden onu onayladık. O da hemen ayağa kalktı ve ışığı kapatıp geri yerine oturdu. Ve hepimiz birden film izlemeye başladık. Filmin yarısına geldiğimizde diğerleri ne yapıyor diye kafamı onlara doğru çevirdim. Esra'ya baktığımda filme odaklanmış bir şeyler düşünüyordu. Abime baktığımda o da mısırını yiyerek filme dalmıştı. Yaman'a doğru kafamı çevirince bana baktığını gördüm. Bana uzun bir süredir bakıyor gibiydi. Gözlerini benden ayıramıyordu. Büyülenmiş gibiydi. Anlam veremedim ilk defa böyle bakıyordu. Herhalde uzun süredir görmediği içindir diye düşünüp tam kafamı çevireceğim sırada boynumdan tutup kulaklarıma yaklaştı ve "Artık ne olursa olsun umurumda değil kimse beni tutamaz." Diyerek kulağıma doğru fısıldadı. Ardından dudağıma ilerleyince ben hala ona şok olmuş gibi bakıyordum. Ne yapacağını anlamadım. Ama o dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı. Ardından narince öpmeye başladı. Ben hala şok içerisindeyken o beni öpüyordu. Karşılık beklediğine emindim ve istediğini de yaptım. Yavaşça gözümü kapatıp bende ona karşılık vermeye başladım. Yaptığım hareket hoşuna gitmiş olmalı ki dudakları kıvrıldı hissedebiliyordum. Birbirimizden ayrılınca kafamı çevirip abim ve Esra'ya baktım. Filme o kadar odaklanmışlar ki bizi görmemişlerdi neyse ki. Hatta bir şeyler konuşuyorlardı. Ama o kadar sessizler ki konuştuklarını duyamıyordum. Film hakkındadır diye düşündüm ama çok umursamadım çünkü uykum gelmişti. Hemen abime seslendim. "Abi biz uyumaya gidiyoruz." Deyince abim anında bana bakarak beni sevimli bir şekilde onaylamıştı. Şaşırdım çünkü hiçbir zaman böyle tepki vermezdi. Ne zaman Yaman ile ilgili bir konu açsam kaşlarını saniyesinde çatardı. Bu işte bir iş vardı ama neyse "İyi geceler." Diyerek Yamanla yukarıya çıktık. Tabi ki de Yaman misafir odasında yatacaktı. Ben odama tam çıkacakken Yaman kolumdan tutup "İyi geceler güzelim." Dediği an dudağımda tebessüm oluşmuştu. "Sana da." Deyip yanağına narince öpücük kondurup çekildiğimde o da hemen tebessüm etti. Ben hızla odama ilerlerken kapıyı açtım. Ve hemen banyoya ilerleyip elimi yüzümü yıkadım. Banyodan çıkınca hemen yatağa ilerledim. Zaten üzerimde pijama vardı. Hiç değiştirme gereksinimi duymadan yatağa yattım ve kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım...
Yazar'ın ağzından; Bade'nin uyumaya gittiğinden emin olmak isteyen Murat yukarı çıktı. Bade'nin odasını kontrol edip tedbir amaçlı Yaman'ın odasını da kontrol ettikten sonra aşağı inince salona girdi. Girdiği gibi kapıyı örtünce derin bir nefes aldığı sırada Esra ona boş boş bakarken "Murat abi ne oldu iyi misin?"deyince Murat anında kendine geldi. Esra'ya yaklaşırken Esra hiçbir şey anlamamıştı. Murat ona yaklaşıp "Esra sana çok önemli bir şey söylemeliyim." Dediği an Esra 'Ne gibi? ' bir ifadedeyken Murat ona yaklaşıp "Ama Bade'ye söylememen lazım. Sana bu konuda güvenmek istiyorum. Anlatmayacağına söz verir misin?" Esra şuanda bile şok olmuşken anında kafa sallamıştı. Ama bu yapabilecek miydi? Bu zamana kadar Bade'den hiçbir şey saklamamıştı. Esra düşünceler içerisindeyken Murat hemen söze girdi. "Bir görev için bir mafyanın peşine düştüm." Esra anında gözlerini irice açarken Murat'a "Mafya mı?" diye sorduğunda Murat anında kafasını salladı. Murat şuan Esra'nın neler düşündüğünü az çok tahmin ediyordu. Ve tekrar söze girdi. "Bade'ye söylersen geriye kalan hiçbir şeyi anlatmam!" deyince Esra mecburen tamam anlamında kafasını salladı. Çünkü öğrenmezse çatlayacağını biliyordu. Murat sözüne devam etti. "Adı Karan. Karan SOYLU şu anda beni arıyordur. Buraya gelmemin sebebi ise o." Esra duydukları karşısında bininci kez şoka girerken Murat onu umursamadan devam etti. "Benim burada olduğumu bilmiyor ama öğrenmesi an meselesi. Eğer beni bulursa o zaman işim biter. Çünkü beni yıkmak istiyor. Buraya gelmemin sebebi telefonda anlatılacak bir konu olmamasıydı. Sizin de peşinize düşebilir. Esra dikkat etmelisiniz." Dedikten sonra Esra hemen işin ciddiyetliğini anladı ve hemen söze girdi. "Merak etme Murat abi Bade'ye hiçbir şey anlatmam. Ama ya bizi bulursa ya peşimize düşerse o zaman ne olacak?" "Ankara'ya ne zaman gideceksiniz?" "1 hafta sonra da niye ki?" "1 hafta içerisinde sizi bulması biraz zor, bundan sonra Ankara'da yaşamaya başlamalısınız en azından izinizi kaybettirirsiniz."deyince Esra hemen odasına doğru ilerledi. Ama aklında bir sürü düşünce vardı. Ya Karan onları bulursa . Ya Bade her şeyi öğrenirse? Esra ne yapacaktı? Esra düşüncelerini bir kenara bırakıp odasına girdi. Hemen küçük bir çanta alıp 3-4 parça kıyafet koydu. Çantayı kapatınca kapının yanına koyup yatağa doğru ilerledi ve hemen yatağa girdi. Aklındaki sorularla uykuya daldı. Aynı şekilde Murat'da Esra odasına gidince salonda kendi için yatak yaptı ve o da düşünceler içeririnde kendini karanlığa bıraktı...
Sabah saat 06.00 yazar'ın ağzından; Esra alarmın sesiyle uyanmıştı. Yüzünü buruşturarak hemen telefonundan saate baktı saat 06.00'dı. Uçak 06.50'deydi. Esra tüm planını kafasında kurarak yataktan kalktı hemen yatağını düzenleyip lavaboya doğru yürüdü. Lavaboya gelince hemen elini yüzünü yıkamaya başladı. Aklında hala dün Murat'ın söylediği şeyler vardı. Esra elini yüzünü kuruladıktan sonra lavabodan çıktı. Tam üstünü değiştireceği sıra da odanın kapısı yüksek bir sesle açılınca korkup arkasına baktığında Bade elinde kahve ile gelmiş odanın ortasında duruyordu. "Ayy! Bade ödümü patlattın." Dediğinde bade ona sırıtarak bakıyordu. "Korkma kız ben geldim. Sana kahve getirdim. Kendime de yaptım. Ve seni havaalanına ben bırakacağım itiraz istemiyorum. Yarın saat kaçta uçaktan ineceksin?" "Öğlen 12.00'da."deyince Bade hemen kafasını olumlu anlamda sallayıp kahveyi arkadaşına uzattı. Esra hemen kahvesini eline alıp içmeye başladı. ikisi birden kahvelerini içerken Esra kendine giyecek rahat kıyafetler seçince Bade'ye kaş göz yaparak çıkmasını ima etti. Bade tabi kaşını çatarak. "Ne benden utanıyor musun?" deyince Esra anında gözlerini irileştirerek ısrar edince Bade'de oflayarak odadan çıkmıştı. 5 dakika da hazırlanmıştı Esra makyaj yapma gereksinimi duymadan çantasını alıp aşağı indiğinde Bade onu hazırlanmış bir şekilde bekliyordu. Bade hemen kapıya yöneldiğinde ikisi de evden çıktılar. Arabayı her zamanki gibi Bade sürüyordu. Kızlar havaalanına gelmiştiler. İkisi de arabadan inince birbirlerine sıkıca sarılarak vedalaştılar. Neyse ki bu ayrılıkları kısaydı ama yine de onlar birbirlerini özlüyorlardı. Bade Esra'nın içeri girdiğini görünce arabaya doğru yürüdü ve arabanın kapısını açarak oturdu. Bade eve gelince odasına çıktı. Odaya girince kapıyı kapatıp kendine pijama çıkarıp üzerine giyinmişti. Ve ardından geri yatağa girip uyumaya çalıştı çünkü Esra olmayınca hiçbir şey yapmak istemiyordu. Esra onun neşe kaynağıydı. Annesi Babası öldükten sonra tek arkadaşı o kalmıştı. Ve o gelene kadar uyanmak istemiyordu. En sonunda kendini uykunun huzurlu kollarına bıraktı... Ertesi gün Bade'nin ağzından; Saat 11.30 da alarmın sesi ile uyandım. Uzun bir uykunun ardından çok dinçtim. Hemen lavaboya koşup elimi yüzümü yıkamaya başladım. Lavabodan çıkıp hemen kıyafet dolabıma koştum. Üzerime kıyafet seçerken bir anlık gözlerim saate kaydı. Son 25 dakika kalmıştı. Hemen giyecek bir şeyler aradım ve en sonunda buldum. Altıma gri bir eşofman üzerine ise siyah bir crop giymiştim. Hemen makyaj masama gelip sandalyeyi çektiğim gibi oturdum. Hemen sağ çekmecemden tarağımı çıkartıp saçlarımı nazikçe tararken yine saate baktım. Geç kalmaktan korkuyordum. Saçımı taradıktan sonra masamın sol çekmecesini açıp bir adet lipbalm alıp dudaklarıma sürdüm çünkü dudaklarım sabahları çok çatlıyorlardı. Hemen kapağını kapatıp çekmeceye attım çekmeceyi de kapattıktan sonra telefonumu alıp hızla aşağı indim. İndiğimde Yaman ile abim kahvaltı yapıyordu. Onlara söyleyecek çok sözüm vardı ama acelem olduğu için hemen arabanın anahtarını aldığım gibi arabaya koştum ve bindim. Yaklaşık 5-6 dakikada havaalanına gelmiştim. Arabayı hemen park edip saate baktım ve daha 10 dakika vardı. Neyse ki hemen gelmiştim. Havaalanına girdiğim gibi hemen üst kata çıktım ilk defa havaalanına gelmiyordum sonuçta bildiğim için ilerlemeye devam ettim. Burası değişmiş gibiydi. Tam önüme döndüğüm anda bir kişinin göğsüne çarpmıştım. Kafamı kaldırıp baktığımda bir erkek olduğunu anladım. Bu adamın boyu kaç acaba? Zürafa kadar boyu var neredeyse Adam çarptığımı umursamadan arkasını dönüp yoluna devam edecekken konuştum. "Beyefendi size çarptığım için benden özür diler misiniz?" dememle adamın adımları durdu ve bakışları bana döndü. "Sizin benden özür dilemeniz gerekmiyor mu sizin de dediğiniz gibi siz çarptınız." Dedi sert bir tavırla. Bu sert tavrı benimde sinirlerimi bozarken yine konuştum. "Beyefendi siz benim karşıma çıkmasaydınız ben size çarpmayacaktım. Bu yüzden sizin özür dilemeniz lazım." Dememle adamın anlamayan bakışları bende durdu. Ben halen özür dilemesini beklerken adam yüzümü inceliyordu. Hem de anlam veremediğim bir ilgiyle. Acaba gidip Yaman'a mı şikayet etsem? Adam yüzüme baktı. Baktı. Arkasını döndüğü sırada omuz hizasından bana bakarak "Tekrar karşılaşmak dileği ile." Dedi ve kısa bir süre sonra gözden kayboldu...
|
0% |