Yeni Üyelik
3.
Bölüm

2.Tanışalım Bakalım

@biryazarimm

Evet ikinci bölüme hoş geldiniz.Kitap hakkındaki yorumlarınızı yazmayı unutmayınız.

İyi okumalar))

Gerçek miydi yoksa tüm bu olanlar bir kamera şakasından mı ibaretti ?Ben öyle olmasını umuyordum.

Fakat değildi basbayağı gerçekti.O,gözlerini hepimizin üzerinde gezdirip en son bende sabitlemişti.

Beni tanımış olmalı ki tek kaşı havalandı.Aynı şeyi bende yaptım.Bu sefer kaşlarını çatınca bende çattım.

Kafasını hayırdır der gibi salladı bende salladım.Derin bir nefes verdi.

Asıl ona hayırdır yani!

Gözlerimi kısarak ona baktım.O da bana bakıyordu ama soğuk gözlerle.Zaten bu herif dünde bana böyle bakıyordu.Ben ne yapmıştım yani!

"Minela,sizi bilgilendirmiştir ama yine de tanıştırayım Kıdemli Üsteğmen Araz KIZILKURT."dedi babam.

"Hoş geldiniz komutanım.Ben Sinan BİRSEN."diyerek kendini tanıtan ilk kişi Sinan oldu.

Herkes tek tek kendini tanıttığında o sadece kafasıyla onaylayıp el sıkılıyordu.

En son bana geldiğinde sıkıla sıkıla"Üsteğmen Minela ÇEVİK."dedim.Ona elimi uzatmadım ki o da bana uzatmamıştı.

İnatlaşmak mı istiyordu ?

Hay hay efendim!

Bu sefer yüzüne bile bakma gereksinimi duymadan dümdüz duvara bakıyordum.Bu duvarın rengi neden maviydi ya?

"Çocuklar siz şimdi çıkın zaten bugün kaynaşırsınız."dedi Babam.Gülümseyerek bir an önce bu odadan çıkmak için hareketlendiğimde babamın sesi beni durdurdu.

"Minela,sen kal lütfen."dediğinde omuzlarım çöktü.Gerçekten kalmak zorunda mıydım ?

O hariç timdeki herkes çıktığında odada üç kişiydik.

"Buyurun oturun ."dedi babam ama benim oturmaya hiç niyetim yoktu.

"Saolun albayım."dedim kuru bir sesle."Böyle iyiyim."

Yandan ona ters bir bakış attım.Ciddiyetle babama bakıyordu.Yani cevap vermemekte ne bileyim!

"Peki siz bilirsiniz ama sizi burada çok tutmayacağım."Ellerini masada birleştirdi.

"İkinizde başarılı askerlersiniz.Araz seninle çalışmadım ama başarılarını okuyunca tebrik etmeden edemedim."dedi.

"Eyvallah Albayım."diye kuru bir sesle cevapladı sadece.

"Kısa keseyim ikinizinde şuan ne kadar gergin olduğunun farkındayım.Ama merak etmeyin alıştıkça rahatlayacaksınız ve eminim ki çok güzel başarılar elde edeceksiniz."dediğinde kaşlarımı çattım.

"Ben gayette sakinim albayım.Gergin olmamı gerektiren bir durum yok."dedim.Onun dudağının köşesi kıvrılır gibi olmuştu.Eğleniyor muydu bir de?

"Peki öyle diyorsan öyledir.Söylememe gerek var mı bilmiyorum ama Minela benim kızım Araz."dedi.

Yine göz ucuyla ona baktım.Hala bir tepki yoktu.

Hadi ama!

Robot mu bu adam acaba ?

"Söyleyecek bir şeyiniz yoksa çıkabilirsiniz."dediğinde koşar adım kapıya yönelmem ikisini de güldürmüş olmalı ki kısık gülüşlerini duydum.

Arkamı dönüp onlara baktığımda en ciddi ifadeleriyle bana bakıyorlardı.Şaşırmadan edemedim.Az önce gülen onlar değil miydi ya?

Şizofren değilimdir herhalde.

Odadan çıktığımda nereye gideceğimi bilmiyordum ama yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.

Koridorun solundan dönüp terasa çıktığımda derin bir nefes aldım.Temiz hava iyi gelmişti.

On dakika boyunca gözüm kapalı bir şekilde kafamı dinlemiştim.Gözümü açıp derin bir nefes verdim ve terasın kapısına doğru yürüdüm.Ama gördüğüm görüntü nedeniyle adımlarım durdu.

Araz,kenarda ki duvarların birine sırtını yaslayıp yere çökmüş bir şekilde karşıya bakıyordu.Kaşlarım havalandı.Ne yaşıyordu bu adam tam olarak ?

Minik adımlarla ona görünmemeye çalışarak hafifçe ona yaklaştım.

Tam biraz daha ilerleyecektim ki bastığım yerden bir ses çıktı.Bir küfür savurarak duvarın kenarına saklandım.Eş zamanlı olarak Araz da kafasını buraya çevirmişti.

Ayrıca bu dalın burada ne işi vardı!

Terasın acilen temizlenmesini talep ediyorum!

Ona görünmemek adına geriye gittikçe gittim.Bir kaç adım daha atmıştım ki sırtım sert bir bedene tosladı.

Hızla arkama döndüğümde onu gördüm.Soğuk gözlerle bana bakıyordu.Çarpmanın şiddetiyle ona bu kadar yakın olduğumu yeni fark ettim ve geriye giderek aramıza bir kaç adımlık mesafe koydum.

Ayrıca bu herif ne zaman benim arkama gelmişti.Daha az önce oturuyordu.

Özel kuvvet yetenekleri işte ne yaparsın!

Boğazımı temizleyerek ona baktım.Fakat ona bakmak beni daha çok ürkütüyordu.'Anne'diye bağırıp kaçmamak için kendimi zor tutuyordum.

"Ne işin var senin burada ?"diye soran ilk kişi o oldu.Ayrıca ne işin var derken ?

"Anlamadım ?"dedim.

"Neden beni gizli gizli izliyordun ?"diye sordu.Hadi ama yüzünde hiçbir duygu kırıntısı yoktu!

"Birincisi seni izlemiyordum.İkincisi,sen gelmeden önce ben zaten buradaydım."dedim burnumu havaya dikerek.

"Ben neden görmedim ?"dediğinde körsün diye haykırmamak için kendimi zor tuttum zira ensemden tutup beni aşağı fırlatabilirdi.

"Ben nereden bilebilirim ki senin görüp görmediğini."dedim omuz silkerek.Bir süre sadece boş boş baktı.Evet ciddi ciddi baktı.

Ama artık birinin bu oyuna son vermesi gerekiyordu.Bu yüzden işaret parmağımla göğsüne dokundum.Robot olup olmadığını anlamalıydım.

Parmağımla baskı uygularken o benim ne yaptığımı çözmeye çalışıyordu.

Ama vücudu her ne kadar taş gibi olsa da demirden değildi.Bu sefer yanağına dokundum.Sırıttım.Cidden robot değildi.

Ama birden sıcak ve büyük bir el bileğimi kavrayıp sıktı.

"Amacın ne senin ?"diye kükredi.Sırıtmaya devam ettim.Efendimiz sinirlenmişti galiba.Ama bende sinirleniyordum.

Bileğimi elinden çekmeye çalıştım ama bırakmadı.

"Bıraksana beni medeniyet görmemiş öküz.Sanki ne yaptım ya şurada robot olup olmadığını çözmeye çalışıyorum."diyip tüm gücünle elimi çektim.

Şükür ki bu sefer bırakmıştı.Gözlerine baktım.İlk defa duygusuzca bakmıyordu.Sanki bir şeyleri çözmeye çalışıyordu.

"Nasıl bir şeysin sen böyle ?"

"Mükemmel bir şeyim ben böyle."diyerek saçlarımı savurdum.

Bu sefer ciddi anlamda güldü.Evet kahkaha atmadı ama gülümsedi.İlk defa tam anlamıyla gülümsemişti.Bu da bir adımdı.

Gülüşü çok fenaymış yalnız!

Boğazımı temizledim.

"Her neyse bir daha bana dokunmazsan sevinirim."dedim.Yüzü tekrar ciddi bir ifadeye büründü.

"Bana ilk dokunan sendin yalnız."dediğinde gözlerimi kıstım.

"Bana bak Araz mısın Arıza mısın nesin bilmiyorum ama gözüm seni tutmadı."dediğimde kaşları havalandı.Bunu beklemiyordu sanırım.

Ona doğru yaklaşıp işaret parmağımı ona doğru salladım.

"Ayrıca dün yaptığın gürültünün de bedelini ödeyeceksin."geriye gidip kollarımı açtım.

"Başında artık büyük bir bela var."

Sırtımı ona dönüp terasın kapısına yöneldim.Ben onu bir kere uyarmıştım dinlememişti.Kendisi bilirdi.Belayı seviyordum ne de olsa.

********
Nihayet işlerimi bitirip askeriyeden çıkmış ve eve gelebilmiştim.Arabayı park ettikten sonra arabadan indim.Tam o sırada bahçeye siyah bir jeep girdi.

Bu arabayı daha önce burada görmemiştim.Ama camdan gördüğüm kişiyle göz devirdim.Araba Arazındı.

Onunla göz göze gelmek istemediğim için binaya doğru yürüdüm.O sırada o da arabasından inmişti.

Koşar adım binaya girip hemen asansör tuşuna bastım.Hızlı gelmesi lazımdı.

Bir

İki

Üç

Ve evet asansör gelmişti.Hemen içeri girip beşinci kata bastım.Asansör kapıları kapanacakken binanın kapısı açıldı ve Araz içeri girdi.

Tam asansör kapısı kapanıyordu ki yüzüne bakıp en uyuz halimle sırıttım ve el salladım.O sadece dümdüz baktı.

Asansör hareket ettiğinde ben hala sırıtıyordum.Böyle minik hareketlerle uğraşmaktan zarar gelmezdi bence.

Ya asansörün tekrar inmesini bekleyecekti ya da merdivenden çıkacaktı ki beş kat çıkmak kolay değildi.

Asansör durduğunda gülerek inip kendi daireme yöneliyordum ki gördüğüm görüntüyle adımlarım durdu.

Araz kapıya omzunu yaslamış alay dolu bakışlarla beni süzüyordu.

Kaşlarımı çattım.O nasıl benden önce gelmişti ya! Başka bir asansör vardı da benim mi haberim yoktu.Adam resmen asansörden daha hızlıydı.

Hiç pas vermeden dümdüz ilerle kızım yüzüne bile bakma!

Aynen öyle yaptım.Sanki onunla bir yarışa giren ben değilmişim gibi kendi dairemin kapısını açıp içeri girdim ve tüm gücümle kapıyı suratına çarptım.

Sanırım bu biraz sert olmuştu ama umrumda bile değildi.

Kısa bir duş aldıktan sonra üzerimi değiştirip kendimi mutfağa attım.Ocakla ve buz dolabıyla boş boş bakıştık.

Yemek yapsa mıydım yoksa hazır mı söyleseydim ?Açık söylemek gerekirse hiç enerjim yoktu o yüzden dışardan söyledim.

Salona gidip koltuğa uzandım.Şahsen oldukça yorgundum.Bugün gidip bir günlük izin almıştım ve yarın tüm tim olarak izinliydik.

Telefonuma düşen bildirimle ekrana baktım.

Sinan kişisi Araz kişisini "Sancak Delileri" grubuna ekledi.

En abartılısından göz devirdim.Benimkiler hemende kaynaşmışlardı anlaşılan.

Göktunç:Hoşgeldiniz komutanım.

Araz:Eyvallah koçum.

Ekrana pis bir bakış attım.Koçummuş hah!Hemen arazın numarasını kaydedip ismini"Arızalı Komşum."yaptım.

Kaan:Komutanım ?

Ben:Efendim ?

Arızalı Komşum:Efendim ?

Kaşlarımı çattım.Kaan komutanım diye benden bahsetmemiş miydi bu herife ne oluyordu ?

Sinan:Iıı ortalık karıştı sanırım ?

Kaan:Yani ben komutanlarım demek istemiştim zaten.

Ben:Her neyse zaten herkes kimden bahsettiğini biliyor.

Arızalı Komşum:Aynen.

Bu adam kimdi ya böyle ukala ukala cevaplar veriyordu.Sinirle yerine kıpırdandım.Tam bir şeyler yazacaktım ki Parla araya girdi.

Parlam:Ee kaan sen bir şey diyecektin sanki ?

Kaan:Evet evet şey diyecektim.Hazır yarın izin günümüzken böyle beraber pikniğe falan mı çıksak ?Zaten yazın bitmesine az kaldı böylece biraz kaynaşmış oluruz.

Ben:İlk okul çocuğumuyuz biz neden tanışma pikniği yapıyoruz.

Göktunç:Komutanım o anlamda değil.Hani uzun zaman sonra izin aldık ve bayadır da beraber etkinlik yapmıyoruz vakit geçirelim diye yani.

Haklılarda.Bayadır vakit geçiremedik.O yüzden hemen reddetmedim düşünebilirdim.

Arızalı Komşum:Bana uyar yapabiliriz.

Arazın yazdığı mesajı görünce tek kaşım havalandı.Demek kabul etmişti.O zaman bende edecektim.Mekanı ona bırakacak değildim ya!

Ben:Tamam siz nasıl isterseniz öyle yapalım.Ama lütfen mekanı güzel seçin.

Diye uyardım çünkü geçen yıl yaptığımız pikniğin sonu karakolda bitmişti.Evet beş asker olarak karakola düşmüştük.

Sinan:Merak etmeyin komutanım o iş bu sefer bende.

Ben:Adamsın.😉

Sinan:👊🏻

Ben:👊🏻

Kahkaha attım çünkü buradan bile tokalaşıyorduk.

Parlam:İnanılmazsınız gerçekten.

Ben:Öyleyiz zaten hjsbaban.Her neyse dediğim gibi güzel bir yer olsun mekan konum saat her türlü bilgiyi söylersiniz artık.

Sinan:Dediğim gibi komutanım bu sefer o iş bende bazıları yapamamıştı.

Göktunç:Konuşma lan!Ben nereden bilebilirdim orada doğum günü partisinin olduğunu!

Kaan:Sorun o değil ki önemli olan o doğum günü çocuğunun hediye olarak aldığı şeyin senin yumrukların olması.

Göktunç:Şerefsiz gözünü dikmiş Parla'ya bakıyordu lan.Birde pişkin pişkin dans edelim mi diye soruyordu.

Ben:Tamamen katılıyorum.Ayrıca o çocuğa bende hediye olarak yumruk verdim beni saymasanız üzülürüm.

Parlam:Araz komutanım siz bunlara bakmayın.Geçen sene yaptığımız piknikte kavga çıkardıkları için tutuklanmıştık.

Arızalı Komşum:Orasını anladım zaten.Ayrıca çok değişik bir ekipsiniz.

Sinan:Artık sizde bu ekinin içindesiniz komutanım.

Arızalı Komşum:Öyleyim.

Kapı çalınca telefonu bırakıp gelen yemeğimi aldım.Ben yemek yerken ekip yine eski anılardan sohbet edip araza bir şeyler anlatmaya başlamıştı.

Piknik için tüm bilgileri attıklarında telefonu bırakıp yatağa girdim ve uyudum.Yarın bol bol çekişmeli bir gün beni bekliyordu.

Evettt bölüm sonu...Bu bölüm diyerine oranla daha kısaydı ama artık bölümlerim bu uzunlukta olacak bilginize.Çünkü diğer türlü yazmam zaman alıyor ve geç kalıyorum atmakta.

Şimdiden hepinize iyi okumalar diliyorum...

 

 

Loading...
0%