Yeni Üyelik
4.
Bölüm

3.Piknik!

@biryazarimm

Sabah kalkar kalkmaz timin en sevdiği kekten yapıp fırına koymuştum.Malum bugün pikniğe gidecektik.

Kek pişerken odama girip kıyafet dolabımı açtım.Ne giyeceğim hakkında en küçük bir fikrim yoktu ama hava sıcaktı.

Elbiselerime göz gezdirdim.Acaba giyse miydim? Ama yok ya elbise pek tercih ettiğim bir tür değildi.

O yüzden bej rengi bir gömlek ve altına da aynı tonlarda bir kot pantolonu çıkardım.

Kıyafetlerimi giydikten sonra belime kahverengi bir kemer taktım.Saçlarımı ise bir fularla topladım.Perçemlerimi serbest bırakmıştım.

Aynanın karşısına geçip kendime baktım.Taş gibiydim maşallah ne diyeyim yani ?

Düşman çatlatır kız bu güzellik!

Kendimi yeterince övdükten sonra mutfağa gidip keki kontrol ettim.Pişmişti.Hemen fırından çıkarıp soğuması için tezgaha koydum.

O sırada telefonum çaldı.Arayan Parlaydı.

"Efendim."diye açtım telefonu.

"Günaydın aşkommm."diye karşılık verdi.Sabah sabah bu enerji bir tek bende yoktu sanırım.

"Günaydın."diye karşılık verdim.

"Hayırdır ya bir şey mi oldu sesin bir mutsuz geldi ?"

"Yok canım ne olacak biliyorsun sabahları pek enerjik değildim."

"Hmm anladım.Peki şey diyecektim biz şimdi Göktunçla piknik alanına geçeceğiz de sen ne zaman çıkarsın ?"

"Ben yarım saate çıkarım Parlam."

"Ay tamam o zaman bekleriz seni."

Onaylayan bir ses çıkardığımda Parla'nın kıvranan sesini duydum.

"Minela şey..."

"Ney parlacığım ?"

"Siz Arazla beraber mi geleceksiniz ?"diye sorduğunda kaşlarım çatıldı.

"Ne münasebet ya aa ben ayrı geleceğim o ayrı gelecek!"dedim.Ben asla onun arabasına binmezdim bir kere!

"Tamam sadece bir soruydu sakin ol."dediğinde derin bir nefes verdim.

"Neyse dediğim gibi ben çıkarım birazdan hadi öpüyorum seni de."diyerek telefonu kapattım.

Sinirlerime oynandığını hissediyordum.Bu kesinlikle adil değildi.

Artık soğuduğunu düşündüğüm keki keserek saklama kabına koydum ve mutfaktan çıktım.

Odamdan çantamı aldıktan sonra aynadan son kez kendime baktım ve evden çıktım.

Benimle beraber Arazın kapısı da açılmıştı.İçimden şansıma küfürler yağdırdım.Her sabah onunla böyle karşılaşmazdım değil mi?

Beyaz spor ayakkabılarımı giydikten sonra kapıyı kilitleyip asansöre yöneldim.Yine aynı şeyi yapıp ondan önce binmiş ve onun gelmesini engellemiştim.

Gerçi bu pek işe yaramıyordu çünkü adam zaten asansörden hızlıydı.

Asansör durduğunda o da merdivenlerin son basamağındaydı.Hiç belli etmeden baştan aşağıya onu süzdüm.

Benimle aynı tonlarda bej pantolon ve üzerine ise yine aynı renk Polo yaka tişört giymişti.

Kaşlarımı çattım.Bilmeden neden bu kadar uyumlu giyinmiştik ki?Ayrıca onun gözünde gözlük te vardı ki keşke olmasaydı yeşillere bakmak tercihimdi.

Zira o yeşiller bayağı bir etkileyici...

Boğazımı temizleyerek apartmandan çıktım ve kendi arabama doğru yürüdüm.

Bir yandan da göz ucuyla onu kesiyordum.Arabamın kapısını açıp içeri girmeden bir kaç saniye bekledim hala bir hamle yoktu.Arabaya bindim.

Amacım onun ne yapacağını görmekti.Beni kendi arabasına davet edip etmeyeceğini merak ediyordum.Ama zaten davet etseydi de binmezdim.

Kendisi tam anlamıyla bir medeniyet görmemiş barbar öküzdü!

Sinirle gaza basıp otoparktan çıktım.Dikiz aynasında arkaya baktım o da hemen arkamdaydı.

Sinanın gönderdiği konumu açıp navigasyon ablayı takip etmeye başladım.Gittikçe binaları geride bırakmış ve ormanlık alanların olduğu yere gelmiştik.

Hedefe ulaşmama on dakika kalmıştı ki tekerleğin sürtmesiyle ani bir fren yapıp durmak zorunda kaldım.

Her ne kadar kemer takmış olsam da durmanın şiddetiyle öne doğru savruldum.

"Ne oldu be ?"diye söylenerek arabadan indim ve tekerleklere bakmaya başladım.

Gördüğüm görüntüyle omuzlarım çöktü.Sağ ön tekerlek inmişti.Hadi ama bu gerçekten Şuan mı olmuştu ?

Kara kara düşüncelere dalmışken yandan onun sesini duydum.

"Bir sorun mu var ?"diye sordu.Yüzümü ona çevirdim.

"Tekerlek indi."dedim.İki seçenek vardı.Ya kalan on dakikalık mesafeyi yürüyecektim ya da bagajda ki yedek tekerleği takacaktım.

Ama ormanlık bir alanda tek başıma yürümek pek de cazip değildi.O yüzden tekerlek değiştirecektim.

Derin bir nefes alıp bagajı açtım ve tekerleği kucakladım.Ama ağırlıkla beraber geriye doğru adım atmak zorunda kaldım.

Bir tekerlek neden bu kadar ağırdı ki!Dengemi kaybedip düşecekken bir el bileğimi kavrayıp dik durmamda yardımcı oldu.

Paytak paytak adımlarla hemen ön tekerleğin yanına gidip tekerleği yere attım.Ya da fırlattım emin değilim.

Diğer tamir aletlerini çıkarmak için bagaja yönelecekken Araz önüme geçti.

"Ne yapıyorsun sen ?"diye sordu.Gözleri ne yapmaya çalıştığımı anlamak ister gibi üzerimde geziniyordu.

"Tekerlek değiştireceğim."dedim sanki her gün yaptığım normal bir şeymiş gibi.

"Sen mi ?"derken ciddi misin der gibi bakıyordu.

Kaşlarımı çattım.Pardon da bunda garip olan ne vardı.Gayet normal bir şeydi ki bu!

Aynen,her gün aktivite diye tekerlek değiştiriyoruz!

"Beğenenedin mi paşam ?"diye alayla sordum.Cıkladı.

"Boşuna uğraşma gel benimle."dedi.Tekrar kaşlarımı çattım.Benim ona ihtiyacım yoktu ki bir kere.

"Seninle gelmem için bir neden yok."dediğimde gözleriyle tekerleği işaret etti.Yeterli bir sebepti ama yine de gitmeyecektim.

"Ben kendim hallederim sen git."dedim ve patlayan tekerleği sökmeye çalıştım.Bileğimi tutup beni durdurdu.

"Şu inadını bir kenara bırak ve gel!"dedi.Elimi bileğinden kurtarıp sinirli gözlerle baktım.

"Bana bak bir daha emir vereyim deme alırım ayağımın altına!"dedim ve işime devam ettim.

"Eğer buna kalkışırsan üstün kirlenir."bakışlarıyla baştan aşağı beni süzdü."Eh yakışmışta.Bence yazık olmasın."dediğinde durdum.

O az önce bana iltifat mi etmişti ?

Evet evet bayağı bana iltifat etmişti.

Kendisi de dediklerinin farkına varmış olacak ki boğazını temizleyip tekrar soğuk ifadesini takındı.

"Her neyse gelmiyorsan gelme."dedi ve arkasına dönüp yürümeye başladı.Kaşlarımı çattım.Az önce ne yaşanmıştı ?

Göz devirip tekrar işime odaklandım.On dakika da değiştirirdim zaten.Göz ucuyla ona baktığımda kendi arabasının ön kaportasına yaslanmış bir şekilde dümdüz bana bakıyordu.

Hayırdır anlamında kafamı salladım.

"Merak ediyorum gerçekten bunu tek başına yapabilecek misin ?"dedi.

"Sen daha beni tanımıyorsun.Benim yapamayacağım hiçbir şey yok."

Eski tekerleği çıkardıktan sonra yenisini sürükleye sürükleye-malum taşıyamıyoruz-yanıma getirdim ve takmaya başladım.

Özellikle kıyafetimin kirlenmemesine dikkat ediyordum çünkü açık renk giymiştim.

Kafama vuran bir güneş olmasaydı belki her şey benim için daha kolay olabilirdi ama yoktu işte.

Sonunda işimi bitirip ayağa kalktığımda çıkardığım işin ne kadar başarılı olduğunu gördüm.

Şuan kendinle gurur duyuyordum.Başarmıştım işte!

Tüm havamla saçlarımı evet topladığım saçlarımı savurdum.Havalı adımlarla yürüyüp onun önünde durdum.

"Gördün mü aslan parçası nasıl da hallettim ?"diye sorarak yanağından makas aldım.Son yaptığım hareketle taş kesti ve derince gözlerime baktı.

Yalnız çok fena bakıyor düştüm yani.

Elimi gözünün önünde sallayıp bu dünyaya dönmesini bekledim.

Sonunda kafasını iki yana salladı ve bana odaklandı.

"Ne ?"diye sordu göz devirdim.

"Gördün mü bak nasıl da hallettim.Yuttun mu lafını ?"dedim ve arkama dönüp tekerleği bagaja atıp arabaya bindim.

Dikiz aynasından baktığımda hala aval aval burayı izliyordu.

Sırıttım.

Adamı iki dakika da etkim altına almıştım resmen!

Arabayı sürüp piknik alanına ulaştığımda Araz da beş dakika sonra gelmişti.

Çantamı koluma takıp yürümeye başladım.Bizimkiler hemen karşımda ki masaya kurulmuşlardı.

Ben ve Araz hariç herkes buradaydı.Hatta Sinanın kardeşi Sumru da.

Sumru 24 yaşında gencecik bir ilkokul öğretmeniydi.Yalnız çok kafa kızdı.Az ortalık karıştırmamıştık onunla.

Onların yanına gidip neşeyle bağırdım.

"Selam millet!"dedim ve masa da bir şey yapmakla meşgul olan Sumru ile Parla'nın yanına gittim.

"O hoş geldiniz komutanım ."dedi Göktunç.

"Hoş buldum."diye karşılık verdim.O sırada Arazda yanımıza ulaşmıştı.

"Sizde hoş geldiniz komutanım."dedi Kaan.

"Hoş buldum koçum."dedi.Özellikle benim olduğum tarafa bakmamaya çalışıyordu.Acaba makas alarak abartmış mıydım ki ?

Yanımdan bir ıslık sesi gelince Sumruya döndüm.Arazı baştan aşağı süzüyordu.

"Offf adama bak be taş gibi!"dediğinde omzuna vurdum.

"Aynen git bu fikrini abine de söyle."dedim.Sonra ekledim."Ayrıca taş gibi falan da değil.Şuna bak medeniyet görmemiş dağ öküzü."

Parla sırıtarak yandan konuştu.

"Aaa Minelacım insan hiç komşusuna öyle der mi?"dedi.Kaşlarımı çatıp tam araya girecektim ki Sumru konuştu.

"Komşu mu ?"diye sordu.Umursamazca cevapladım.

"Karşı komşum olur kendisi."

"Ne inanamıyorum.Cidden mi ya ?Bence çok şanslısın.Bir de benim komşuma bak 60 yaşında fehmi amca."dedi.

"Ne şansı be.Siz bakmayın bunun böyle olduğuna ciddi anlamda bir öküz!"

İnanamıyorum bu kız ciddi anlamda fazla yalan söylemeye başladı.Yazmaktan kolum koptu yani! diye söylendi iç sesim.

"Bu şahsiyete öküz demek büyük ayıp yalnız."dedi Sumru.

"Off tamam kapatın şu konuyu."dedim.O sırada kendi yaptığım keki çantamdan çıkarmıştım.

"Bakın size ne yaptım?"diyerek keki kızlara uzattım.İkisi de bir sevinç nidası atarak kekten birer dilim aldı.

"Ben gideyim de diğer koçlarımı doyurayım."diyerek mangal başında duran dörtlüye doğru yürüdüm.

"Bakın size ne getirdim ?"diyerek keki aralarına uzattım.

"Ben yanlış mı görüyorum yoksa canım komutanım bize meşhur kekinden mi yapmış ?"diye hayretle konuştu Kaan.

Gören de sanki onlara hiç yapmıyordum sanar!

"Yanlış görmüyorsun Kaan.Komutanınız size o kekten yaptı."dedim gülerek.

"Vallaha da o."dedi Göktunç ve bir dilimi alıp ağzına attı.

Sinan ve Kaan da aynı şekilde birer dilim yedi.Yerken de kendinden geçtiklerini belli edercesine gözlerini kapatmışlardı.

Bakışlarım Araza takılınca onun sadece bir tebessümle bizi izlediğini gördüm.

Kıyamadım ve ona da kek uzattım.Sonuçta o da artık bu timdendi kendini soğuk hissetmemeliydi.

Araz bir bana bir de uzattığım keke baktı.

"Almaz mısın ?"diye sorduğumda elini uzatıp bir dilim kek aldı.

"Eline sağlık."dedikten sonra keki tek lokmada yedi.

Bakışlarım onun üzerindeydi.Beğenip beğenmeyeceğini merak ediyordum.

"Beğendin mi ?"diye dayanamayıp sordum.Bana bakıp gülümsedi.Gülümsemek ona fazlasıyla yakışıyordu.

"Çok güzel olmuş."dediğinde bende gülümsedim.

Sanırım ilk defa normal bir şekilde sohbet ediyoruz.

"Kıymetini bil.Böylesini bir daha yiyemezsin."

"Bir daha yapmaz mısın yani ?"

"Keyfimin kahyasına bağlı."dedim.

Kek tabağını onlara bırakıp kızların yanına gittim.Dedikodu eşliğinde salata yapıyorlardı.

"Eee anlatın bakalım ne dedikodusu var ?"dedim.

"Sen bizim dedikodularımızı boş ver git komşuna kek yedir."dedi Sumru sonra ikisi beraber gülmeye başladılar.

Kaşlarımı çattım.Komik olan neydi ?

"Ne saçmalıyorsunuz ya ?"diye sordum.

"Aaa ne saçmalaması az önce komşuna kek yediren sen değil miydin ?"diye sordu Parla.

"Hayır tabii ki ben sadece ikram ettim."dedim.Haklıydım gayette.

"Aynen aynen."diye mırıldandı Sumru.

"Ee söyle bakalım komşun yaptığın keki beğenmiş mi bari ?"diye sorup tekrar gülmeye başladıkların da öfkem daha da arttı.

"Bana bakın kaşınmayın.Sinirlenmeye başlıyorum."dememe rağmen gülmeye devam ettiler.Daha fazla dayanamadım ve ormana doğru yürümeye başladım.

"Nereye ?"diye seslendiler arkamdan.

"Yürüyeceğim biraz sakın peşimden geleyim demeyin!"diye uyardım ve yürümeye devam ettim.

Ormanın derinliklerine çok girmeden yürümüştüm.Ve şimdi de geri dönüyordum.Yaklaşık yirmi dakika geçmişti.

Onunla beraber öfkem de geçmişti.

Masaların olduğu bölümü görmeye başlamıştım ki yandaki çalılardan bir ses duydum.

Önce umursamayıp yoluma devam edecektim fakat ses tekrar gelince durdum.

Ya hayvansa ?

Saldırmazdı değil mi?

Zorlukla yutkundum.Hadi ama bundan mı korkacaktım ben koskoca üsteğmen Minela Çeviktim.

Hem belki de orada ki şey minik bir tavşandı.

Belki de koca bir ayı!

Derin bir nefes verdim ve yerde bulunduğum kalın sopayı elime aldım.

Kontrol etmeden içim rahat etmeyecekti.Çalılara doğru yaklaştım ve zamanını bekledim.

Gelen sesler yaklaştığında hiç vakit kaybetmeden sopayı sert bir şekilde çalılara vurdum.Tam bir kez daha vuracakken bir inleme sesi duydum.

İnsana ait olan bir inleme sesi.

Hadi ama orada ki insan olamazdı değil mi?

Sopayı tere atıp çalıları araladığımda gördüğüm kişiyle dondum.

Ağızımdan ise sadece bir kişinin ismi döküldü.

"Araz..."

Evett Bölüm sonu.Aslında bakarsanız bölüm burada değil bayağı bir ileride bitecekti fakat orada bitirseydim çok uzun olacaktı o yüzden burada bitirdim.Yani anlayacağınız diğer bölümde de piknik sahnesinin devamı var.Umarım kitabımı okurken keyif alıyorsunuzdur))

Yıldıza basmayı unutmayın🎀❤️💕

 

Loading...
0%