Yeni Üyelik
5.
Bölüm

4.Bir Ayı Meselesi!

@biryazarimm

Şuan ne yapacağımı bilemiyordum.Zira oldukça utanıyordum.

Çünkü ayı diye Arazın kafasını yarmıştım!

Araz çalıların arasından çıkıp ensesini ovuşturarak karşıma geldiğinde beni görünce şaşırdı.

Bana ve elimdeki sopaya baktı.

"Bana vuran sen miydin ?"diye sorarken afallamıştı.

Aslında 'sana vuran ben değilim be adam bu sopa!'diye ortamdan tüymek vardı ama gururum buna izin vermiyordu.

Kafamı sallağımda sinirle konuştu.

"Çok merak ediyorum buna da mantıklı bir açıklaman var mı ?"diye sordu ve kollarını göğsünde birleştirdi.

Ayrıca gayette mantıklı bir açıklamam vardı ki!

"Ayı sandım."dedim ve gözlerimle onu işaret ettim ."Eh gördüklerimde de yanılmamışım."diyerek ona yandan yandan laf soktum.

Göz devirdi.

"Sen anca laf sok zaten."diye mırıldandı."Kafamı kırdın resmen.Hayır anlamıyorum yani minicik te bir şeysin o güç nereden geliyor."

Kaşlarımı çattım."Sen unuttun sanırım ama bende askerim.O kaslar sadece sende yok KIZILKURT hatırlatırım."dediğimde Araz şaşırarak bana baktı.

Bir dakika az önce ben ona KIZILKURT diye mi hitap etmiştim ?

"KIZILKURT mu ?"diye sordu.Bu sefer odağında doğrudan gözlerim vardı.

"Ağzımdan öyle kaçtı çok takma yani."

"Sevdim."dedi.Dediğini anlamadığım için kaşlarım havalandı.

Boğazını temizledi."Yani bana böyle seslenmeni."dedi.Artık gözlerime bakamamak için çabalıyordu.

"Ya sen onu bırak da asıl senin çalıların arasında ne işin vardı ?"diye sordum.

Az önce ki olayda kesinlikle ben suçlu değildim çünkü çalıların arasında olan oydu.

"Mangal için odun topluyordum.Ama sayende onu da yapamadım."dedi.

Hiçbir şey demeden yanından geçip gidecektim ki kolumdan tuttu.

"Nereye gittiğini sanıyorsun ?"

"Anlamadım ?"

"Senin yüzünden odun toplayamadım.Bu yüzden sen toplayacaksın!"

Kaşlarım havalandı ve ellerimi beline yerleştirdim.

"Hadi ya bundan benim niye haberim yok ?"diye sordum.Sırıttı.

"Artık var."dedikten sonra yürümeye başladı.

Bu sefer onu kolundan tutup durduran ben oldum.

"Hayırdır nereye ?"dedim.Beni burada bırakıp gidiyor muydu ?

"Diğerlerinin yanına."dedi çok normal bir şeyden bahseder gibi.

"Ha ben burada odun toplarken sen orada oturacaksın yani öyle mi ?"diye sordum.

"Aynen öyle."dedi.

"Peki sence ben buna izin verir miyim?"

"İzin isteyen yok."

"Bana bak sabrımı zorluyorsun kaşınma!Eğer gidersen bir tane bile odun toplamam ve pikniği sana zehir ederim."dedim.

"Ne istiyorsun?"

"Beraber odun toplayacağız.Aslında bakarsan bunu senin yapman gerekiyor ama vicdanımdan dolayı bende yardım edeceğim."

"Eğer istemezsem ?"diye sorarken amacı ne anlamıyordum.

"Dene bak ne oluyor ?"dedim ve yerde bulduğum çok büyük olmayan odunları toplamaya başladım.

Derin bir nefes verip o da benimle beraber toplamaya başladı.

Sırıttım.İşte böyle yola gelirdi.

Uzun süre ona bakıp gülmüş olmalıyım ki bana hayırdır anlamında kafa salladı.Bir şey yok dercesine omuz silkip işime devam ettim.

************
Yarım saat sonra...

Ben tam anlamıyla bitmişko,ölmüşko.gebermişko.

Son yarım saattir yaptığımız tek şey odun toplamaktı.Ciddiydim çünkü zorunlu olmadığı sürece Araz konuşmamıştı bile!

Her ne kadar yarım saat geçmiş olsa da az odun toplayabilmiştik.Araz gösterdiğim odunların çoğuna bu geç yanar tarzı bahaneler bulmuştu.

Şuan ise dönüş yolundaydık.Son bir ümitle elime aldığım odunu ona gösterdiğimde yine kafasını iki yana salladı.

Ama bir şey fark etmiştim.Bunları yaparken gülmemek için kendini zor tutuyordu.

Kaşlarım çatıldı.Bunu bilerek yapıyordu!Gözlerimi kısarak önümde salına salına yürüyen adama baktım.O eğleniyor muydu ben de eğlenecektim.

"Aa Araz çok güzel bir odun buldum!"diye heyecanla bağırdım.Bana dönerek boş olan elime baktı.

"Hani nerede ?"

"Tam karşımda duruyor."dedikten sonra kahkaha attım.Ben durmaksızın gülerken o gözlerini kısmış gülüşüme bakıyordu.Uzunca baktı.

Hemde haddinden fazla uzunca...

Başını iki yana sallayıp yine ağzının içinde bir şeyler homurdanmaya başladı.

"Ya sen ne konuşuyorsun böyle bıdır bıdır ya."diyerek ona yetiştim.

Yandan ters bir bakış attı.

Sonunda masaların ortaya geldiğimizde koşarak bizimkilerin yanına gittim.

"Komutanım sonunda gelebildiniz ya."dedi Sinan.

"Valla ben erken gelecektim ama yolda bir ayıyla karşılaştım."dedim.Hepsinin beti benzi attı.Yazık gerçek ayı sanmışlardı.

"Gerçekten mi?"diye soran kişi Kaan dı.

"Gerçekten tabi.Ben aslında yanından uzaklaşacaktım ama odun toplamasına yardım etmemi istedi."dedikten sonra masada duran kurabiyelerden bir tane alıp yedim.

Tam o sırada Araz da gelip kucağında ki odunları yere bıraktı.

"Hah işte kendisi de geldi."dediğinde kafasını kaldırıp anlamaz gözlerle bana baktı.

"Minela!"diye uyardı Parla ama omuz silktim.Umrumda bile değildi.

"Hadi hanımlar siz masaya geçin başlayın bir kaç tane daha pişirip geleceğim."dedi Göktunç.

Sumruyla Parla hemen masaya oturdular.Ben her ne kadar çok acıkmasam da gidip ikisinin arasına oturdum.

Sumru hemen kulağıma fısıldadı.

"Arazla yürüyüşte ne yaptınız siz bakayım ?"diye sordu.Kulağımı ondan uzaklaştırdım.

"Ne yürüyüşü ya dedim ya yardım istedi bende ettim."dedim.Araz baktığımda etleri mangala diziyordu.

"Ay adamın ensesine ne olmuş ya ?"diye sordu Parla.

Arazın ensesine baktığımda kızarıklık gördüm.Hadi ama ensesine mi vurmuştum ?

Suçlu bakışlarımı önüme eğdiğim de parla koluma vurdu.

"Minela adama bunu sen mi yaptın gitmeden önce böyle bir şey yoktu."

Tam ağzımı açıp cevap verecekken Sumru gözlerini sırıtarak araya girdi.

"Sinir olduğundan kafasını kırmıştır kesin malum bizim deli kızdan her şey beklenir."dedi ve gülmeye başladılar.

"Allah aşkına ne saçmalıyorsunuz ya siz.O adam benim meslektaşım sabahtan beri saçma sapan imalar kendinize gelin lütfen.Ayrıca kızarıklıkta yanlışlıkla oldu."dedim sinirle.

Şaka da bir yere kadardı yani!

"Reis sinirlendi."diye mırıldandı Parla.

"Reis öfkelendi."diye ekledi Sumru.

İkisi aynı şey değil miydi ?

Daha fazla dayanamayıp masadan kalktım.Sabrım buraya kadardı.

Araza baktım.Gözlüklerini takmış ciddiyetle etleri pişiriyordu.Yanına gidip ona seslendim.

Bana dönüp baktığında gözlerinle eti işaret ettim.

"İyi pişir iyi.Çiğ et yedirme bana hiç sevmem."dedim.

"Merak etme yedirmem."dediğinde görelim bakalım dercesine kafamı salladım.

Arkadan bir ses yükseldi.

"Komutanlarım etin başında sohbet etmeyi bırakın da gelin de bunları yiyin.Onları ben hallederim."dedi Kaan.

Arazı geri de bırakıp masaya yine eski yerime oturdum.Sinan herkesin tabağına et koymama başladı.

Bana geldiğinde etlerin içinden kanatları seçip koydu çünkü en çok onları severdim.

"Bu tamamen size özel komutanım başkasına kıyak geçmez."diyip göz kırptı.

"Eyvallah adamım."dedim Adana kanalında.Sinan adanalıydı o yüzden onunla böyle konuşurdum.

Araz da gelip masaya oturduğunda herkes yemeğini yemeye başladı.

Yemek yerken gülerek sohbet etmiş daha da kaynaşmıştık.

Yemekten sonra sofrayı toplayıp tekrar masaya oturmuştum ki Sumru seslendi.

"Ay oturmaya mı geldiniz hadi kalkın voleybol oynayalım."dediğinde vakit kaybetmeden kalktım.

Voleybol uzmanlık alanımdı.

Voleybol filesini iki ağacın arasına astıktan sonra takımları kurmak için çember oluşturduk.

"A takımı kaptanıyım."diyerek ortaya çıktım.B takımı kaptanının seçilmesini beklerken hiç beklenmedik bir ses konuştu.

"B takımı kaptanıyım."dedi Araz.Şaşırarak ona baktım.Artık bu maçı kazanmak için bir nedenim vardı.

Sıra takımları seçmeye gelmişti.

"Sinanı seçiyorum."dedim.Aslında kızlar onları seçmemi bekliyordu ama tamamen stratejik ilerliyordum.Sinan da oldukça uzun boyluydu iş görürdü.

"Göktuncu seçiyorum."dedi Araz.

"Parla."dediğimde Parla'nın sevinmesini beklemiştim ama Göktunca hüzünlü bakışlar atarak yanıma geldi.

İnanamıyordum!Çocukluk arkadaşım üç yıllık aşkına benden daha fazla önem veriyordu!

"Sumru."dedi Araz.Hayal kırıklığıyla omuzlarım çöktü.Onunla aynı takımda olmalıydım.

Araza baktığımda sırıttığını gördüm.Bilerek yapmıştı.

Bende don hamlem olarak Kaanı aldığımda takımlar seçilmişti.

Ama biz bir kişi fazlaydık.Bu yüzden yer seçimi ve başlama sırasını onlara vermiştik.

Maç başladıktan sonra skor 10-8 şeklindeydi.İki sayıyla önderlerdi.

Sumru tam smaç basacağı sırada blok yaparak sayı kazandım.

Karşı takımda ki en büyük dezavantajımız Arazdı çünkü blok yaptığında boyundan dolayı ona karşılık veremiyordum.

Adam resmen filenin önüne bariyer kuruyordu.

Maçın artık sonlarına doğru yaklaşmıştık.Durum 24-23 şeklindeydi.Eğer bu sayıyı da onlar alırsa kazanacaklardı.

Sinan smaç bastığı sırada Araz yine blok yaptı fakat bu sefer fileye temas etmişti.

Onlar kendi aralarında galibiyet kutlamaya başladılar.

"Bir dakika fileye temas var."dedim.

"Hayır yok."dedi Sumru.

"Var diyorum size aaa önümde oldu benden iyi mi bileceksiniz.Kabul etmiyorum geçersiz sayı."diye uzattım.

Tam yerden eğilip topu alacaktım ki Araz benden önce davrandı.Toğu havaya ulaşamayacağım bir yere kaldırdı.

"Versene ya!"diye söylenerek parmak uçlarımda yükseldim ama yok yine yetişemiyorum.

Ama çok adaletsizlik var Şuan!

Resmen cama kafa atan sinek gibi etkisiz elemandım!

Böyle olmayacağını anlayarak zıplamaya başladım.

"Ya versene şu topu nesin sen mahallede çocukların topuna el koyan amcalar mı ?"diye sorarak tekrar uzanmaya çalıştım.

Ben yaklaştıkça o topu uzağa çekiyordu.

En sonunda dayanamayıp boynunu tutup aşağı indirdiğimde yüzlerimiz eşitlenmişti.
Bu mesafeye ne gerek vardı şuan.Yeşilleri ilk defa bu kadar yakından görüyordum ve çok güzellerdi.

Birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk ki hazır o dalmışken fırsattan istifade topu alıp ondan uzaklaştım.

Ben ondan ayrılınca kaşlarını çattı.Kafasını sakladıktan sonra bana bakmadan kendi yerine geçti.

Çok sinirli duruyordu.Ama ben bir şey yapmamıştım ki!

Herkes yine kendi yerine geçtiğinde bu sefer servis göndererek maça ben başladım ve sumrunun başarısız manşetiyle biz kazandık.

Biz kendi aramızda sevinirken gözlerim araza takıldı.Gözlerini dikmiş boş boş yere bakıyordu.

Sanırım bu kadar etkileyici olmak benim suçum değildi.

**********
Piknikte yaklaşık bir saat daha vakit geçirdikten sonra herkes dağılmıştı.Otoparka geldiğimde kafamı koltuğa yaslayıp nefeslendim.

Araz voleybol maçından sonra yüzüme bile bakmamıştı.Kendimi çok suçlu hissediyordum.

Belki de rahatsız olmuştu.Sanırım biraz abartmıştım.

Onunda arabası otoparka girdinde arabamdan inip binaya yürüdüm.İçeri girip asansörü beklemeye başladım.

Asansör geldiğinde Araz da gelmişti.Yine merdivenlere yöneliyordu ki onu durdurdum.

"Araz şey bugün asansörü kullanabilirsin."dediğimde dudağı kıvrıldı.

"Gerçekten tüm binaya ait olan bir asansörü kullanmama izin verdiğin için çok teşekkürler."dedi ve benimle asansöre bindi.

Ortam çok gergindi.Niye bilmiyordum ama beni şuraya yatırıp 'sen ne hakla bana o kadar yakın olursun' diye dövecekmiş gibi hissediyordum.

Asansör hareket ettiğinde zaman hiç geçmiyor gibi hissettim.

Yandan ensesine baktım.Hala kızarıktı.Belki de acıyordu.

"Ensene buz koymayı unutma."dedim.Sonuçta sorumlusu bendim.

Sadece kafa salladı.

Tam ağzımı açıp bana cevap ver diye yükselecektim ki birden bir şey oldu.

Asansör şiddetle durduğunda dengemi korumak için araza tutundum.

"Ne oldu ?"diye sordum korku dolu sesimle.

"Bilmiyorum.Birden durduk."dedi.Hala kolunu tutuyordum.

"En azından ışıklar gitmedi."diyerek kendimi rahatlatmaya çalışmıştım ki eş zamanlı olarak ışıklar da gitti.

Çığlık atarak daha fazla araza yanaştım.

"Araz lütfen tahmin ettiğim şey olduğunu söyleme."

"Maalesef Minela asansör de kaldık."

dediğinde çığlık attım.

Kapalı alan fobim vardı!

Bölüm sonu aşkolarr.Bu bölüm yine ortalama uzunlukta oldu.Sizce diğer bölüm neler yaşayacağız ?Bu bölümde karakterlerimiz biraz yakınlaştılar ve birbirlerine alıştılar.Bundan sonra vazgeçerler mi bilmem açıkçası dxavanama.

Yıldıza basmayı unutmayın❤️

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%