Yeni Üyelik
8.
Bölüm

7.İlk Görev

@biryazarimm

Askeriyeye geldiğimde arabadan inip ağır adımlarla yürüdüm.Hissediyordum bugün görev vardı.

Arazın arabası da bahçeye girince bir küfür savurdum.

On dakika önce yaşadıklarımı unutmamıştım.

Askeriyeye girip bizimkilerin kaldığı koğuşa yöneldim.

Kapıyı çaldıktan sonra içeri daldım.Bizim klasik dörtlü buradaydı.Ve görev giysilerini giymişlerdi.

"Komutanım günaydınlar."diye şakıdı Göktunç.

Şu çocukta ki mutluluk beni bitirecekti!

"Size de günaydın.Hayırdır niye zırhları kuşandınız ?"diye sordum.Az biraz tahmin edebiliyordum.

"Az önce haber verildi komutanım.Göreve gidiyoruz."dedi Kaan Çelik yeleğini giyerken.

İç sesim hiç bir zaman yanılmazdı.İşte bu da kanıtıydı!

"Ee özlemiştik bizde dağlarda kükremeyi.Gidelim de bir özlem giderelim."dedim ve kendi dolabımdan eşyalarımı çıkardım.

"Yavrum iyice sıktın dimi bak lütfen kaskını her şeyini en güzel şekilde ayarla."diyen göktuncun sesiyle onlara döndüm.

Parlayla ilgileniyordu.

"Hayırdır lan yavrum falan burada meslek ortamındayız.Edep biraz."dedim kınarcasına.Aslında sadece onlara takılıyordum.

"Ama komutanım biz vizeyiz kimseden sakladığımız yok bizim.Bırakında rahat edelim."diye mızmızlandı.

"Evlenince rahat bırakırım."dedim.

Parla az kaldı dayan dercesine göktuncun koluna dokundu.

"Diyorum sana Parlam yıldırım nikahı kıyalım diye.Valla Minela ya kalırsak evlenmemize bile izin vermez."diye parlağı doldurmaya başladı.

"Ne diyorsun sen lan!Eğer ki öyle bir şey yaparsanız ikinizi de silerim.Ayrıca Minela ne ben senin askerlik arkadaşın mıyım ?"

Sırıttı."Komutanım aslında teknik olarak öyle oluyorsunuz."dediğinde herkes güldü.

Altta kalamazdım!

"Çok konuşma sen Parla'nın miniği."diye dalga geçtim.Ama yine de gülüşü solmadı.Hatta gülmeye devam ettiler.

Kapı açıldı ve içeri Araz girdi.

Herkes ona günaydın diyip selam verirken ben hiçbir şey demeden Çelik yeleğimi giydim.

Yandan yandan bana yaklaştığını görüyordum ama hiç pas vermedim.Benimle dalga geçecekse hiç gelmesindi.

Yeleğimi sıkıca bağladıktan sonra bileğimde ki tokatla saçımı at kuyruğu şeklinde bağladım.

Kaskımı elime aldım ama takmadım.Sırt çantamı da taktıktan sonra ekibe döndüm hepsi hazırdı.Araza baktım.O da hazırdı ve yanımda durmuş beni izliyordu.

"Hadi bakalım."dedim ve koğuştan çıktık.

Yandan yandan aradı süzüyordum.Adam üniforma giyince hey maşllahlık bir şey oluyordu.

Bahçeye gittiğimizde iki tane zırhlı aracın hazır olduğunu gördük.Bu göreve iki tim olarak gidecektik.

Diğer tim Şimşek timiydi.Daha önce bir kaç kez onlarla göreve çıkmıştık.

Yanlarına gidip komutanlarına selam verdim.

"Ooo Kenan uzun zaman sonra tekrar bir aradayız desene."dedim.

"Öyle valla.Uzun zamandır görüşmüyoruz.Duyunlarıma göre timine yeni birisi gelmiş."dedi.

Gözlerimle arası işaret ettim."Eh oldu bir kaç değişiklik."diye mırıldandım.

Babam yanımıza gelince hepimiz ip gibi dizildik.Öncesinde ekibin tam olduğundan emin olmalıydım.

Komutanları olduğum için öne çıkmıştım ki Araz da benimle aynı şekilde adım atmıştı.

Aslında burada inatlaşıp sen ne yapıyorsun be adam diye çıkışmak vardı ama ortam da albaylar vardı.Zordu yani.

O yüzden tüm dürtülerime engel olarak geriye bir adım attım.Yumruklarımı sıkıyordum.Yaptığım şeyle tüm tim şoka girdi.

Kolay kolay yerimi kimseye vermezdim.Şimdi ise kendimi zor tutuyordum ama ciddi olmak zorundaydım.

Araz boğazını temizleyerek karşımız geçti.

"Sancak rahat!"dediğinde komutuna uyduk.

"Sancak hazır ol!"dediğinde yine uyduk.

"Başarılar Sancak!"diye tok sesiyle bağırdı.

Hepimiz bir ağızdan saol diye bağırdık.

Zırhlı araçlara bindiğimiz de hiç kimseyle konuşmadım.Kafamı cama yaslayıp gözlerimi kapattım.

*********

Araç durduğunda etarfa baktım.Tamamen dağdı.Zaten ne bekliyordum ki.Hepimiz araçtan indikten sonra araç uzaklaştı.

Plan basitti.Gerkeni getir gereksizi öldür!

Sağ Salim götürmemiz gereken bir adam vardı.Uzun zamandır alt etmeye çalıştığımız çetenin kurucusuydu.

Şimdi ise buraya başka itlerle anlaşma yapmaya gelecekti.Ne zaman geleceğini bilmiyorduk.Biz hep tetikte kalacaktık.

"Komutanım mağarayı her açıdan izlemek için ayrılalım."dedi Sinan kafa salladım.

"İki iki ayrılalım."dedim.

"Parla ve Göktunç batı yönü sizin."dedim onları işaret ederek.

Kafa salladılar.

"Sinan ve Kaan kuzey doğu sizin."dedim.Kenan ve timi ise diğer yönlere yerleşecekti.

"Ve sen KIZILKURT kuzey yönü de bizim."dedim.Sanırım ona soy adıyla hitap etmeye başlıyordum.

Herkes yerlerine dağıldığında bizde yerlerimize geçip nişancı silahlarımızı ayarladık.

Belki bir gün belki bir hafta belki de bir ay hep tetikte olacaktık.

************
2 gün sonra...

Ofladım.Tam anlamıyla sıkıntıdan patlamak üzereydim.Bunun görevin uzunluğuyla alakası yoktu.

Tamamen görev arkadaşımla ilgiliydi!

Çünkü kendisi bu iki gün boyunca toplasan sadece on kelime etmişti.Ben ise sayamayacağım kadar çok.

Konulmağı sevmiyor olabilirdi ama ben burada sıkılıyordum!Neden kendimi bu adamla ekip yapmıştım ki!

Tekrar ofladım.

"Oflamayı keser misin artık ?"diye Araz konuştu en son.

Allahım gerçekten konuştu!

"Oooo siz konulur muydunuz Araz bey."diye sordum.Hazır konuşmaya başlamışken biraz sohbet edebilirdik.

"Konuşmazdık da sen böyle konuşmak için kıvranınca vazgeçtim."dediğine kaşlarımı çattım.

"Ne alakası var ya!Ben sadece burada sıkıldım tamam mı ?"dedim.

"Bu konuda benim yapacağım bir şey yok."

"Ne demek yok biraz sohbet edebilirsin."

"Gerek yok."

"Bana bak delirtme beni.Burada yalnızız seni gebertirim sonra da kayalıklardan düştü derim!"diye onu tehdit ettiğimde güldü sonra da bana bakıp yalandan kızıyormuş gibi yaptı.

"Komutana tehdit ha ?"

"Ne münasebet!Sen benim komutanım değilsin!"

"Sen öyle sansan da rütbe den dolayı senin komutanınım."dedi.

Değilsin işte!

"Vazgeçtim konuşma sen.Sus ve önüne dön.Sinirlerimi bozmaya başladın.Bu Yalta katil olacağım.Tertemiz sicilim kirlenecek sonra."dedim.

Güldüğünü duydum.

"Senin sicilinin pek de temiz olduğu söylenmez."dedi imalı imalı.

"Ne demeye çalışıyorsun?"

"Diyorum ki lise de müdür kapısını kırmaktan tutanak mı dersin sonra ortaokulda başlattığın kavgalar mı dersin say sat bitmez yani."dediğind kaşlarım havalandı.

Beni mi araştırmıştı o ?

"Sen beni mi araştırdın ?"dediğimde bir pot kırdığının farkına varmış olanlı ki yerinde dikleşti.

"Özel bir şey değildi."dedi ama aslında sesi onu ele veriyordu.

Beni merak etmişti...

Bunu sevdik dimi sevdik sevdik...

Yüzümde engel olamadığım bir sırıtmış belirdi.

"Yalnız eksik biliyorsun ben üç kere de nezarete düştüm."dedim.Bunların hepsi yaşanmıştı.

Boşuna belayı seviyorum demiyorum.

"Çok garipsin."

"Yalnız biz ona garip değil mükemmel diyoruz."

"Siz kim ?Dur tahmin edeyim sen ve mükemmel egon mu ?"diye sordu.

Bir kere ben egolu değildim.

"Ben egolu değilim öküz!"

"Bende öküz değilim."

"Öküz değilsen tam bir medeniyet görmemiş barbarsın."dedim.

Öyleydi işte Banane!

Bana cevap vermek için ağzını açmıştı ki kulaklıklardan bir ses yükseldi.

"Eee niye sustular ne güzel dinliyorduk ?"diye soran Kaanın sesini duydum.

"Sus lan devam ederler birazdan."diye Göktuncun sesini de duydum.

"Siz bizi mi dinliyorsunuz?"diye sordum inanamayarak.

"Yok komutanım.Şimdi siz kulaklığı kapatmadan konulunca mecbur kulak misafiri olduk."diye açıkladı Sinan.

Bu doğru bir şey yaptıkları anlamına gelmezdi.

Bir küfür savurarak önüme döndüm.Arazla muhabbete dedim de kaçmıştı zaten!

***********
Saatler sonra...

Görüş açım çok karanlıktı.Çünkü gece olmuştu.Evet biz hala bekliyorduk.Neredeyse üç gün olmuştu ama gelen giden yoktu.

Sabah ki sohbetimizden sonra ise Arazla hiç konuşmamıştık.O konuşmuyor diye peşinden koşacak değildim ya!

Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım.Çok güzeldi.Evet Şuan geceydi ama bu benim için daha güzeldi.Çünkü yıldızlar vardı.

Üstelik şehirden uzak olduğumuz için bir sürü yıldız vardı.

Yıldızlar...Annem benden gittiğinden beri yıldızlara hayrandım.Belki de annemin adı yıldız olduğu için onları gördüğümde aklıma annem geliyordu.

İç çektim.Anne özlemim hiç dinlemeyecekti sanırım.

"Çok güzeller..."diye mırıldandım.

"Efendim ?"diyen arazın sesini duyunca ona baktım.

"Yıldızlar diyorum çok güzeller."dediğimde kafasını kaldırıp baktı.

"Normal yıldız."dediğinde omuzlarım çöktü.

Bir kere çok güzellerdi!

Araz suratımın düştüğünü görünce boğazını temizledi.

"Ama güzeller."dedi benim gibi.

Aslında bunu ben üzülmeyeyim diye söylemişti.

"Senin için bir anlamı var mı ?"diye sordu.Kafa salladım.

"Annemin ismi de yıldızdı.O benden gittikten sonra her yıldız gördüğümde sanki o beni izliyormuş gibi hissederdim."dedim.

Bu küçüklükten beri sığındığım yalanımdı.

"İzliyordur dimi Araz?"diye sorup ona baktım.O da gözlerimin içine bakıp gülümsedi.

"İzliyordur tabi."dediğinde gülümsedim.

"Bende annemin yanına gitmek istiyorum."

"Böyle söyleme daha çok gençsin."

"Yaşımla alakası yok ki.Annem benden gittiğinde de bu yaştaydı."konuşurken gözlerim dolmuştu.

"Hem şehitlik rütbesiyle vatan uğruna ölmekten daha güzeli mi var ?"diye sordum buruk bir tebessümle.

Yoktu.

Bu vatan uğruna ölmekten,

Al bayrağın altında yatmaktan daha güzel bir şey yoktu...

Derin bir nefes verip önüne döndüm.Bakalım bu görev daha ne kadar sürecekti.

Evettt bölüm sonu.Öncelikle bölümü zar zor yazdığım için tam istediğim gibi olmadı.Ayrıca yazım hatalarını düzeltme vaktim de olmadı.O yüzden çok takmayın dcsbznz.İyi okumalar...

Yıldıza basmayı unutmayın 💕❤️🎀

 

Loading...
0%