17. Bölüm
BitterimKara RC / GECE KRALİÇESİ / 13.Bölüm

13.Bölüm

BitterimKara RC
bitterimrjn

Merhabalar sevgili okurlarım.

Size yeni bölümle geldim.

Okuyup yorumlarınızı ve yıldızlarınızı bekliyorum.

Keyifli okumalar

 

BİR ŞANS

 

Bütün inandığım kendime ait duygularımı yerle bir eden bir adam. Hafızamın yerine gelmesi ile inandıklarım bir bir yok oldu.

Ve boşanmak istediğim adam tüm olanlara rağmen beni öpüyordu. İznimi almadan beni susturmak için yapmıştı. Kollarımla göğsünü bütün gücümle ittim.

 

İtmem sonucu benden ayrıldı. Ve sağ elimle onun sol yanağına sert bir tokat attım. Attığım tokatla başı sağ tarafına düştü. "Sen ne yaptığını sanıyorsun aptal herif?" Diye bağırdım. Öfkem her dakika daha çok harlanıyordu. Başını bana doğru çevirdi.

 

Sağ elini yüzüne vurduğum yere koyup, daha sanra çenesine ve dudağının kenarını okşadı. Dudaklarının kenarı sadistçe kıvrıldı. kömür karası gözlerini gözlerime dikti. "Karımı öpüyorum. Ve bu sert halin çok hoşuma gitti." Söylediği sözlere hayretle baktım.

 

"Karın falan değilim adi herif." Yüzünde hala gülümsemesi yerini koruyordu. "Hafızanı yenileyelim istersen. Dün akşam evlendik ya hem resmi, hem dini şuan odamızda benim kollarımda uyanman gerekiyordu. Kavga etmemiz değil karıcım."

 

Ağzım açık bir şekilde olduğum yerde duruyordum. "Seni boşayacağım. Senin karında olmayacağım." Dedim öfkeyle. Sanki komik bir şey söylemişim gibi kahkaha attı. Bir adım bana doğru attı. "Senden boşanmayacağım. Hele daha 24 saat olmamışken senle evleneli boşanmayı unut hanım ağa öyle bir şey asla olmayacak." Dedi meydan okuyordu gözlerime bakarak.

 

"Yalanla evlendiğin karın ama o rüyadan uyan çünkü senden boşanacağım Siyam ağa. Beni burda bir nikah için zorla tutamazsın." Aynı şekilde ona meydan okuyarak yüzünde hiç bir mimik oynamıyor, sadece gözlerime bakıyordu.

 

Aramızda kalan son adımı da kapattı. Elini yüzüme doğru kaldırdı. "Sen ben den seni atmamı istiyorsun. Ama unuttuğun bir şey var okyanus gözlüm," elinin tersiyle yanağımı okşamaya başladı. "Ben senin bu gözlerine ilk anda vuruldum. Sesine ilk o anda hayran kaldım. Kokuna ilk o an meftun oldum. Sana ilk o an aşık oldum. Sen de kendimi buldum şimdi sen ben den canımı istiyorsun. Sen olmadıktan sonra bu canın var olması neye yarar. " Dedi

 

Sol gözümden bir damla yaş aktı. "Olmaz bizden olmaz bırak gideyim." Dedim titreyen sesimle anında başını iki yana salladı. "Bırakmam seni bulmuşken kurak çölüme çiçek ekmişken benden yaşam kaynağımı alıp gitmene izin vermem veremem." Dedi. Gözlerimi kapattım. Dokunduğu her yeri yakıyor canımı acıtıyordu.

 

"Ben seni affedemem. Bunu yapamam senide kendimi de yok ederim." Dedim gözlerimi açmadan konuştum. O ise yanağımı avucunun içine almış az önce sol gözümden akan yaşın yerini dudağımın üst kenarını öptü. "Bize bir şans ver. Yeniden başlayalım bir anda kestirip atma. Evet hatalıyım bütün benliğimle özür dilerim. Seni asla kırmak üzmek değildi amacım. Seni çok seviyorum. Beni sensiz bırakma yalvarırım kendimi sana affettirmeme izin ver." Dedi alnını benim alnıma birleştirdi. Yanağıma değen ıslaklığa gözlerimi açtım. Çünkü bu ıslaklık benim değil Siyam'dan gelmişti. Yanağında benim yanağıma süzülen göz yaşını gördüm.

 

Siyam ağlıyordu. Hemde benim için koca adamın gözlerinden dökülen yaşlar kalbime bir ok misali delip geçti. Hiç bir erkeğin göz yaşına şahit olmamıştım. Yıkılmaz, her güce sahip olan adam benimle birlikte göz yaşı döküyordu. "Siyam." Dedim güçlükle çıkan sesimle ama beklemediğim bir şey yaparak hızla benden uzaklaşıp arkasını döndü.

 

Onun göz yaşlarına şahit olmak beni bin parçaya ayırmıştı. Bana dönmeden konuşmaya başladı. "İstediğin kadar vur bağır çağır ama seni boşamayacağım. Burdan benden gitmene asla izin vermeyeceğim." Derin bir nefes aldı. Bana döndü gözlerinde kızgınlık ve kırgınlık vardı. "Gerekirse zorla tutacağım beni affedene kadar yanımdan ayrılmayacaksın."

 

"Sen benim sahibim değilsin beni burda zorla tutamazsın. Kendini ne sanıyorsun ağa bozuntusu?" Diye yükseldim. Az önce döktüğü göz yaşları canımı yaksada benimle böyle konuşması beni daha çok kızdırıyordu. İki adımda aramızdaki mesafeyi kapattı. Kolunu bacaklarımın arkasından geçirip bir çuval gibi omuzundan aşağı sarkıttı.

 

Ağzımdan tiz bir çığlık koptu. Görüş açımdan sert kalçası vardı. "Allah'ın cezası bırak beni." Beni dinlemeyen hatta kahkahasını duyduğum kocam olacak mahluk. "Ben sana göstereceğim ağa bozuntusunu karıcığım." Dedi ben baş aşağı sallanırken o yürümeye başladı. Yumruk yaptığım ellerimi sırtına geçirdim. "Bırak beni yoksa çok kötü olacak Siyam." Kalçama sert bir şaplak attı. "Uslu dur karıcım. Odamıza gidince istediğini yapabilirsin bana." Dedi.

 

Sırtına bir tane daha vurdum. Aynı şekilde oda benim Kalçama bir tane daha vurdu."acıdı." Dedim. "Alırız acısını gülüm emrine amadeyim." Allah’ım çıldıracağım bu adama ne oldu. İçinden başka bir adam çıktı. "Arsız, edepsiz." Dedim kalçasına tırnaklarımı batırdım. Anında adımları durdu. Omuzundan bana baktı. Başımı ona çevirdim. Yüzünde yine çapkın bir tebessüm vardı. "Yavrum odaya kadar sabret sonra seninim." Dedi benimle eğleniyordu.

 

Yürümeye devam etti. Kurbanlık koyun gibi beni götürmesine izin verdim. Çiftlik evine girdi. Herkes hala salonda duruyordu. Beni omuzundan indirmeden kimsenin konuşmasına fırsat vermeden. "Reşit dedem ve Gülsüm nenem Robar sizi konağa götürsün. Biz biraz konuşup sonra geleceğiz." Dedi "Siz barıştınız mı? Açela ablam niye omzunda abi?" Dedi Göktuğ. "Beni bu adamdan kurtarın Göktuğ yardım et." Dedim "aslanım hiç tavsiye etmem şimdi yırtıcı bir kaplan gibi her kese saldırır. Siz gidin ben onunla ilgilenirim."Dedi

 

"Ben sana yırtıcı kaplanı gösteririm. Bırak beni Allah'ın got kafalisi."Diye bağırdım. "Hadi hepiniz gidin şimdi bizde daha sonra geleceğiz. Robar onlarla en iyi şekilde ilgilen." Dedi yönünü merdivenlere çevirip yukarı çıktı. Diğerleri toplanıp çıktıklarını gördüm. "Duru, Birsen beni burda yalnız bırakmayın." Diye bağırdım."Açelam biz hiç karı kocanın arasına girmeyelim. Siz konuşup halledersiniz." Diyen Duru dudaklarına bir gülümseme koyup çıkış kapısını kapatıp gitti.

 

"Arkadaş dedim bağrıma bastım sizi bunu yanınıza bırakmayacağım." Diye arkalarından bağırdım. Siyam çıktığı merdivenleri bitirip hazırlandığım odaya girdi. Beni yavaşça omzundan indirip arkaya döndü. Kapıyı kilitleyip anahtarı çıkardı ve cebine koydu. "Kapıyı niye kilitledin?" Sesim tedirgin çıkmıştı.

 

Gözlerimin içine baktı. Bana doğru bir adım attı. Ayaklarım benden bağımsız bir adım geri gitti. O bana yaklaştıkça ben geri geri gittim. Taki ayaklarım yatağın kenarına vurana kadar. Adımlarım durdu. Siyam aramızdaki mesafeyi kapattı. "Neden kaçıyorsun benden?" Sesi bakışlarına göre daha yumuşaktı. "Sen neden kapıyı kilitledin? Ne yapacaksın bana?" Dedim gözlerine bakarak içimde bir korku yeşerdi.

 

"Karım değilmisin istediğimi yaparım." Elini belime koymaya çalışınca onu itekledim onun geri düşmesini beklerken dengemi kaybedip Siyam'a tutunmak için kolundan tutmamla onuda kendimle birlikte yatağa düşürdüm. Sırtım yatağa sert bir şekilde çarptı. Dudaklarımdan bir inleme çıktı.

 

Gözlerimi açtığımda Siyam'ın yüzü çok yakınımda duruyordu. Çapkın bir gülüş yerleştirdi dudaklarına. "Beni yatağa atacak kadar istekli olduğunu bilmiyordum. Karıcım. " kaşlarımı çattım. "Kalk üzerimden. Seni yatağa attığım falan yok."Dedim.

 

"Olduğumuz pozisyon pekte öyle demiyor yavrum." Deyip ağırlığını üzerime verdi. Yüzünü boynuma gömdü. Köprücük kemiğime sıcak nefesi değiyordu. Islak ve dolgun dudaklarıyla öptü. Bütün vücudum kas katı kesildi. Kalbim hızlanması başladı. Biz şuan napiyoruz o bana neler yapıyordu.

 

"Siyam kalk üstümden gitmek istiyorum." Dedim fısıltı gibi çıkan titrek sesimle. Bir öpücük daha kondurdu boynumdan uzaklaşıp yüzümle aynı hizaya geldi. Bir elini yüzüme gelen saçları arkaya attı. Gözlerimin içine bakarak "gitmeyi unut. Hiç bir yere gitmiyorsun benimle burda yaşayacaksın." Dedi nefesi benim soluk nefesime karışıyordu.

 

"Beni burda zorla tutamazsın buna hakkın yok." Üzerimden kalkması için itmeye çalıştım ama gram oynamadı yerinden." Bir yere gitmiyorsun. Seninle bir anlaşma yapacağız karıcığım."Dedi ve üzerimden kalktı. O ayakta durmuş bana bakıyordu. Ellerimden destek alarak oturma pozisyona geçtim.

 

Anlamayan bakışlarla ona baktım."Ne anlaşmasından bahsediyorsun." Dedim. Üzerindeki ceketi çıkarıp köşedeki koltuğa bıraktı. Boynundaki ilk iki düğmesi açıktı. Üzerinde hala damatlık vardı. Tabi benimde gelinlik. Bir elini pantolon cebine koyup karşıma geçti. Yüzünde ciddi bir ifade vardı.

 

"Benimle burda yüz gün kalmanı istediğim bir anlaşma. Bu yüz gün içinde sana kendimi affettirmek istiyorum. Eğer bu yüz gün sonunda hala gitmek istersen gitmene izin vereceğim. Seni yanımda zorla bir ömür tutamam beni gerçekten sevmediğini anlarsam,yemin olsun seni kendi ellerimle götüreceğim istediğin yere. Şimdi şuan gitmeni istemiyorum. Hafızan yeni yerine geldi. Bana kızgınsın,kırgınsın anlıyorum hakkında ama bu şekilde gitmeni istemiyorum. Şimdi gidersen dönüşü olmayan yollara gireriz." Elini cebinden çıkardı.

 

Gözlerinde bana kal diyen bakışlar vardı.

"Niye yüz gün? Seni bu yüzünde affedeceğimi düşündüren ne?" Dedim yataktan doğrulup ayağa kalktım. Tam karşısında durdum."Beni affetmeyeceğini sana düşündüren ne?" Bir adım yaklaşıp aramızdaki mesafeyi kapattı. Gözlerimin içine bakıp sağ elimi tutup sol göğsüne koydu.

 

Elimin altında hızlıca atan kalbi benim parmak uçlarımdan,damarlarıma, ordan kalbimin bir köşesine akıp aynı ritimde çarpmaya başladı. "Beni affedeceğini söyleyen ben değil seni seven kalbim. Eğer o hissetmeseydi senden bunu istemezdim." Dedi ona karşı öfkeliyim ama şu kalbim beni yarı yolda bırakıyordu.

 

"Tamam kabul ediyorum ama şartlarım var." Dedim elimi göğsünden çektim yanından ayrılıp koltuğa oturdum. "Şartlarımı kabul edersen burda kalırım sana o şansı veririm." Oda yürüyüp yanıma oturdu. Yüzlerimizi bir birimizi görecek şekilde çevirdik. "Kabul ama benimde şartlarım olacak." Başımı salladım.

 

"Öncelikle mesleğimi yapacağım burda çalışacağım gidene kadar." Dedim.

"Kabul." Dedi devam ettim." İstediğim zaman dışarı çıkacağım istediğim kıyafeti giyeceğim. Ve en önemlisi bu süreç zarfında benim iznim olmadan bana dokunmayacaksın." Dedim "Tamam hepsini kabul ediyorum. Ama dışarı çıkacağın zaman yanında ben veya korumalar olacak." Dedi "özgürlük alanımı kısıtlıyorsun. Koruma istemiyorum."

 

"Yavrum korumasız dışarı çıkamazsın sen Mardin'de bir hanım ağasın her kesin gözü senin üzerinde ve düşmanlarımın olduğu bir yerde karımı tek başına hiç bir yere yollamam." Gözlerimi kocaman açtım. "Senin düşmanların mı var?" İçimde beliren korkuyla sordum. Elini elime uzattı. Güven verircesine konuşmaya başladı. " Açelam canımın içi ben varken sana kimse dokunamaz. Ve evet düşmanlarım var çünkü yıllardır süre gelen bitmeyen bir toprak davamız var. Dedem zamanından beri devam ediyor şimdide Demir ağayla çoğu zaman çatışıyoruz." Dedi elimin tersini okşayarak "ya sana zarar verirlerse sana bir şey olursa?" Onun için endişelenmem hoşuna gitmiş gibi bakıyordu.

 

"Bir şey olmaz bana kimse dokunamaz bana şimdi gelelim benim şartlarıma." Dedi kıvrılan dudakları ile bana baktı. " Benimle birlikte konakta benim odamda ve yatağımda yatacaksın. Ailem hiç bir şey bilmiyor bu olanlar hakkında. Onların yanında karı koca gibi davranacağız." Dedi hemen cevap verdim. "Yatak olmaz dokunmak yok demiştim."

 

"Seninle aynı odada uyup ve aynı yatakta yatacağım güzelim ve senin dediğin gibi dokunmak yok." Elimi çektim elinden çatık kaşlarımla ona baktım. "Yatmam seninle unut onu." Dedim "sikseler senden ayrı yatmam. Dokunmayacağım dediysem dokunmayacağım." Dedi "Düzgün konuş küfür etmeden seninle de yatmayacağım."

Dudaklarına çapkın bir gülümseme yerleştirdi.

 

Bana doğru yaklaştı. " Hayırdır karıcım kendine mi güvenmiyorsun? Benim gibi çekici yakışıklı bir kocayı yatağında görünce dayanamam mı diye korkuyorsun?" Sırtım koltuk kenarına değdi. Üzerime doğru gelen Siyam'a "N-ne saçmalıyorsun? " üzerime gelmeye devam ediyordu. Şimdi koltuk ve Siyam arasında sıkışmış durumdaydım.

 

"Benim ırzıma mı geçersin, yoksa benimle ilgili farklı fantezilerin mi var? Eğer bu konuda endişen varsa bedenim senindir istediğin gibi kullanabilirsin?" Gözlerim fal taşı gibi açılmış ona bakıyordum. O ise bu halimden keyif alır gibi gülüyordu. "Öyle bir düşüncem yok tamam mı? Seni isteyip arzulayan da yok. Kalk üstümden?" Dedim sinirle.

 

Çekilmek yerine başını boynuma doğru yaklaştırdı. Dudakları sağ kulağıma doğru fısıldadı. "Şöyle yatakta ellerimde kelepçe varken beni soyman bunun düşüncesi bile çok güzel değilmi?" Bütün vücudum karıncalandı. Erkesi sesi ile boynuma değen nefesi kalbimi hızlandırdı. Yanaklarımı ise alev aldı. "S-sen iyice arsız edepsiz biri oldun çıktın ağa bozuntusu. Kirli fantezilerini alıp kalk şuradan?" Kollarımla bulduğum gücü onu üzerimden çekmek için ittim.

 

O ise kahkaha atıp yüzüme baktı. "Nasılda kızardın utandın. Ölürüm sana Açela." Dedi geri çekildi. Kendimi toparlayıp oturma pozisyona geçtim." Bu yaptığın bel altı vurma." Dedim ters bir bakış attım. "Okyanus gözlüm karım değilmisin sana tüm benliğimi sunuyorum. Ne istiyorsan ne yapmak istersen ben ve vücudum emrine amade." Hala edepsizce konuşmaya devam ediyordu. "Sen iflah olmazsın be adam. Diğer şartların ne?"

 

Konuyu değiştirmem gerekiyordu. "Benim istemediğim bir yere gidemezsin kıyafetlerine karışmam ama buraya uygunda giyinmeni tercih ederim. Bu aramızdaki anlaşmayı kimse bilmeyecek sadece ikimizin arasında biz bileceğiz. Yüz günün dolduğunda kendimi affettiremediysem dediğim gibi seni bizzat ben götüreceğim." Dedi "kabul." Aklına yeni bir şey gelmiş gibi "Ha bu arada dediğim gibi aynı yatakta uyuyacağız."

 

Gözlerimi devirdim."onada kabul Allah'ın cezası." Dedim ayağa kalktım. "Anlaştığımıza göre şimdi çık odadan üzerimi değiştireceğim." Dedim. Ayağa kalkıp "benden çekinmene gerek yok efulim kocanın görmesinde bir sakıncası yok." Dedi yataktan aldığım yastığı ona fırlattım. "Çık dışarı kocammış hadi be ordan." Diye bağırdım. Ani refleksleri iyi olmalı ki ona fırlattığım yastığı güzel bir manevra ile yakalamıştı."Ah karıcım böyle bağırıp, sinirleniyorsun ya nasıl ateşli ve seksi duruyorsun bil bilsen." Beni baştan aşağı süzdü. Bakışları üzerimdeki gelinliklite fazla oyalandı. Bana böyle bakması midemdeki kelebeklerin kanat çarpmasına neden oluyordu.

 

Kendini toparlayıp elindeki yastığı yatağa bıraktı. Kapıyı açıp çıktı. Ardından kapıyı kapattı. Derin bir nefes aldım. Eşyalarımın bir kısmı burda olduğu için dolabı açtım önce beyaz bir iç çamaşırı takımı aldım. Diğer tarafa geçtim. Burda çok seçeneğim olmadığı için askıda ki lacivert beyaz çizgileri olan diz de biten uzun kollu elbiseyi aldım. Elbiseyi yatağa bıraktım iç çamaşırımı alıp banyoya girdim. Elimdekileri bir kenara bıraktım.

 

Üzerimdeki gelinliğin sırt bölgesin den başlayıp kalçama kadar inen düğme detayını unutmuş olmamla olduğum yerde kaldım. Elimi sırtıma attım sadece iki düğme açabildim. 'Of Allah'ın cezası açılsana ' diye gelinlikle resmen kavga etmeye başladım. Kızlarda yoktu. Çiftlikte sadece ben ve Siyam kalmıştık. Beyfendi hepsini gönderdiği için kimse yoktu. Ben bu gelinliği şimdi nasıl çıkaracağım.

 

Biraz daha uğraştım sadece bir kaç düğme açtım. 'Ah akılsız kafam kim sana düğmeli gelinlik al dedi alsaydın fermuarlı bir gelinlik.' Kendime söylenip durdum. Sinirle banyonun kapısını açıp "SİYAM." Diye bağırdım. Bir kaç saniye sonra odanın kapısı açıldı. "Açelam ne oldu? Niye bağırıyorsun? " Sesi endişeli çıkmıştı. Hem o ne çabuk gelmişti kapının önündemi duruyordu? "Yardım edermisin üzerimden şu gelinliği çıkarmaya?" Bunu söylememle yüzünde ani bir değişim oldu. Sonra sertçe yutkundu. Bir bana bir gelinlige baktı.

 

Neye bakıyordu yine neye takıldı? " Hey! Burda mısın? " Dedim boğazını sesli bir şekilde temizledi. Dudaklarında bir kıvrılma ile bana yaklaştı. "Beni bu kadar çabuk isteyeceğini düşünmemiştim.Ama büyük zevkle çıkarmana yardımcı olurum Açelam." Dedi karşımda durdu. "Yine başladı. Siyam delirtme beni açamadığım için çağırdım seni?" Sinirle konuştum. Bu adama evlendikten sonra bir şey oldu.

 

"Bu gelinliği her türlü üzerinden çıkaran ben olacağıma göre bu zevki kaçırmak istemem." Dedi yanaklarımın kızardığına eminim. "Yine kızardın. Gel bu gelilinliğin hakkını verelim güzelim. İlk gecemiz bu bizim." Vücudumdan bütün kan çekilip hızla tekrar pompalandı. Bir adım atıp parmağımı onun yüzüne salladım.

 

"Bağa bak azgun boğa gibi etrafumda dolanup durma. Sikarum bacağuna." Dedim onunla ilk defa şiveli konuşuyordum. Gözlerini şaşkın bir şekilde açmış bana bakıyordu." Şimdi şu düğmeleri açıp çık odadan." Arkamı döndüm Siyam'ın açmasını bekledim.

 

"Sen hep şiveli konuşsana efulim çok seksi oluyorsun." Dedi yok en sonda gel sık kafama diyor. "Siyam eğer seni şimdi vurmamı istemiyorsan hemen şu düğmeleri aç çıldırtma beni koca katili olacağım en sonunda." Diye yükseldim.

 

Gülüşünün sesini duydum. Başımı yukarı doğru kaldırdım sabır diledim. Bir kaç saniye sonra parmakları sırtımın açıkta kalan yerde gezdi. Bütün vücudum ürperdi. Düğmeleri ağır bir şekilde tek tek açmaya başladı.

 

"Açela çok mu aradın bu gelinliği yavrum aç aç bitmiyor." Sitem dolu çıkan sesiyle. "Sana özel kocacığım." Dedim kıkırdayarak omzumun üzerinden ona baktım. Yüzünde sinir görünsede gözleri koyulaşmış bir şekilde düğmeleri titizlikle açıyordu.

 

"Okyanus gözlüm şunu yırtsam çok üzülürmüsün? " sabrı kalmamış şekilde konuştu. "Sakın zarar vermeye kalkayım deme." Dedim homurdanarak açmaya devam etti. Bir süre sonra göğsümdeki kumaş gevşemeye başladı ellerimle sıkıca tuttum.

 

Omuzumda hissettiğim sıcak ve nemli dudaklarıyla buz kestim. Bir eliyle bel oyuntumu boydan boya hafif dokunuşlarla okşadı. "Dokunmak yasak biliyorum ama öpmeme izin veremez misin Açela?" Dedi eli sırtıma doğru çıktı. Diğer omuzuma da bir öpücük kondurdu. Her bir öpücüğü ve dokunuşu olduğu yeri yakıyordu. "Siyam bir anlaşma yaptık ona uy lütfen." Diyebildim. Ondan uzaklaşıp yüzüne baktım.

 

"Bu yaptığın kural ihlali." Bakışlarımı yüzünde gezdirdim. Onun bakışları daha da koyulaşmış bir şekilde bana bakıyordu. "Sikerim kuralı da anlaşmayı da." Deyip bir adımda mesafeyi kapatıp dolgun dudaklarını benim dudaklarıma bastırdı.

 

Yaptığı hareketle sırtım dolaba çarptı. Dudaklarımdan bir inleme koptu. Bundan haz alarak dudaklarımın arasına sızdı. Bir elim göğsümde tuttuğum gelinlik vardı. Diğer elimle onun omuzundaydı. İtmeye çalışmama rağmen çekilmedi.

 

Elini çıplak belime koyup gezdirmeye başladı. Dudakları dudaklarımı talan ederken karşılık veremiyordum. Bir daha itmeye çalıştım diğer eliyle bileğimi tutup dolaba yasladı. Öpüşü gittikçe sertleşmeye başlamıştı. Gözlerim dolmaya başlayınca hemen kapattım. Kapattığım gözlerimden birer damla yaş aktı. Yanaklarımdan aşağı doğru.

Siyam birden durdu. Önce elimi bıraktı sonra belimdeki elini çekti. Gözlerim kapalı olduğu için yüz ifadesini göremedim. "Özür dilerim Açela özür dilerim. Allah belamı versin. Çok özür dilerim." Deyip duyduğum açılıp kapanan kapı sesiyle gözümü açtım.

 

Kendimi banyonun içine attım. Gelinliği üzerimden çıkarıp köşeye fırlattım. İç çamaşırımı çıkarıp duşa kabine girdim. Ayarladığım suyun altına bedenimi bıraktım. Islanan vücudumda gözümden akan yaşlar bir birine karıştı.

 

Bacaklarım beni taşıyamadı kendimi yere bıraktım. Dizlerimi kendime çektim. Kollarımı bacaklarıma sarıp başımı dizlerime koydum. Ağlamaya başladım. Bütün yaşadıklarım bir bir üzerime çöktü. Duygu patlaması yaşayıp canım çıkarmışcasına seslice ağladım.

 

Etrafımdaki her kes bana yalan söylemişti. Aylarca oynanılan oyuna ayak uydurmuşlardı. Ve ben bunun üzerine yinede onlara kıyamamıştım. Siyam'la yaptığım anlaşma ikimizi de çok zorlayacaktı. O kendini affettirmeye ilk günden büyük bir darbe vurmuştu.

 

Bir süre daha öylece ağladım. Sonra duşumu alıp çıktım. Dolaptan bornozu çıkarıp giyindim. Aynanın karşısına geçip yüzüme baktım. Gözlerim kızarmış ve şişmiş duruyordu. Daha fazla aynaya bakmak istemedim. Saç kurutma makinesini fişe takıp saçlarımı kuruttum. İyice kuruyan saçlarıma nemlendirici serumu sürüp taradım. İç çamaşırlarımı giyinip çıktım banyodan yatağın üzerindeki elbisemi giyindim.

 

Ayağıma beyaz çizme giyinip odadan çıktım. Acıktığım için mutfağa geçtim. Siyam ortalıklarda görünmüyordu. Dolabı açtım ne var diye domates çıkardım. Çekmecede makarnayı çıkarıp ocağa suyu koydum.

Domates soslu makarna yapacaktım. Domatesleri yıkayıp soymaya başladım. Kaynayan suya makarnayı koyup pişmesini beklerken domatesleri doğradım. Salata malzemelerini de çıkarıp o arda onuda yaptım.

 

Pişen makarnayı süzgeçe alıp sosunu hazırlamaya başladım. Makarnayı tabaklara koyup soruda üzerine döktüm. Salatayı büyük bir tabağa koyup masaya oturdum.

 

Ben yemeye başlarken Siyam içeri girdi. Yüzüne bakmadan "açsan geç otur senin içinde tabağa koydum." Dedim. Onunla konuşmama şaşırmış olmalı ki olduğu yerde duruyordu. Bakışlarım tabağımdaki makarnamdaydı. Sessizce oturup önündeki yemeği yemeye başladı.

 

Ortamdaki sessizliği sadece çatal ve tabaklarımızdaki çıkan ses eşlik ediyordu. "Bu akşam burda kalmak istiyorum. O kalabalığa girmeye hazır değilim." Diye sessizliği bozdum. "Sen nasıl istersen." Kısık çıkan sesiyle söyledi. Bakışlarımı ona çevirdim. Dağınık nemli saçları alnına dökülüyordu. Üzerinde siyah kısa kollu bir tişört ve siyah bir kot vardı. Bu soğukta kısa kolluyla üşümüyor mu?

 

"Açela." Dedi

"Efendim."

Dolu gözleri ile bana baktı. "Özür dilerim iznin olmadan seni öptüğüm için dokunduğum için." Gözümden bir damla yaş aktı. "Sen ben den bir şans istedin ve ben sana o şansı verdim. Ama bu yaptığın beni kırdı."Diyebildim. Kırıldığımı bilsin istedim.

 

"Ben elimdeki o şansı da batırdım. Gitmek istersen gitmene izin vereceğim. Seni üzgün görmek istemiyorum. Buna ben sebep olmama rağmen dayanamıyorum."

 

"Düşünmek istiyorum bana biraz süre verirmisin?"

"Ne kadar istersen kararın ne olursa olsun saygı duyacağım." Dedi.

 

 

Evetttt. Bir bölümün daha sonuna geldik.

 

Bu bölüm Siyam'ın azgınlığı ile uğraşan bir Açela gördük.

Bölüm hakkında düşünceleriniz neler?

 

Haftaya yeni bölümde görüşmek dileğiyle kalın sağlıcakla.

 

 

 

 

Bölüm : 27.12.2024 21:47 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...