Yeni Üyelik
21.
Bölüm

13. Bölüm

@bitterimrjn

 

Selammm.

Yeni bölümle geldim.

Şarkılar. Cem Adrian kül

 

13. Bölüm

 

 

Acı

 

 

Hayat kimine çok acımasız davranıyor. Kimine çok bonkör. Her insanın kendine göre kaybedişleri vardır. Ben kaybedişlerimi daha 6 yaşındayken başladım.

 

Annemi ve babamı acımasızca benden alan hayat. Bana bir can borcu var.

 

Önceliklerim var. Kendime kurduğum bir ailem var. Onlar için bu hayatta kalmalı ve yaşamalıyım.

 

Ellerim kollarım bağlı bir sandalyede oturuyorum. Bir depoda hafif sarı bir ışığın yansıttığı kadar görüş açımı görebiliyorum.

 

"Uyandın mı prenses" dedi Cahid.

Pis gülümsemesiyle karşımda duruyor.

"Biliyormusun Cahid seni kendi ellerimle öldüreceğim."

"Çok korktum. Beni nasıl öldürmeyi planlıyorsun mesela?" İğrenç bir kahkaha attı.

"Seni öldürdüğüm zaman da bakalım böyle gülebilecekmisin?"

"Hodri meydan güzelim. Kim kimi öldürecek."

 

Ayağa kalktı yüz hizama yakınlaştırdı Kendisini. bir eliyle çenemi sıktı.

"Koca bir teşkilatsınız bir beni yakalayamadınız? Ben sizden güçlüyüm."Dedi sertçe çenemi bıraktı.

"Biliyormusun sana acıyorum Cihad. Bir fare gibi saklanıyorsun." Bunu söylemem zoruna gitti. Sert bir tokat attı yüzüme, başım sağ tarafa savruldu. Dudağımı patlatmıştı.

Tekrar ona döndüm. Ağzımdaki kanı tükürdüm.

 

"Şuan kim daha çok acınacak bir halde. Seni şuracıkta öldürürüm, kimsenin ruhu duymaz."

 

"Sen bana hiç bir şey yapamazsın. Adamların arkasına saklanan bir korktan başkası değilsin."

 

"Seni şurda siker Anka'nın önüne atardım. Ama bunu onun gözünün önünde zevkle yapacağım."

 

"Oruspunun evladından başka bir bok değilsin." Dediğimde saçımı tuttu. Bütün var gücüyle çekti.

 

"Bana bak oruspu sana öyle işkenceler edeceğim. Konuşacak halin kalmayacak. Acıdan inim inim kıvranacaksın." Saçımı bıraktı. Yüzüme bir tokat daha attı.

 

Ağzımın içi kan doldu, tükürdüm.

"Senin derini ben yüzeceğim. Bir parçan bile kalmayacak. Piç kurusu."

 

"Cesaretine hayranım elimde olmana rağmen böyle konuşa biliyorsun? Anka ağzının tadını biliyor."

 

Yüzünde iğrenç bir sırıtmayla bana baktı. Eline telefonu aldı. Bir şeyler yaptıktan sonra birini aradığını anladım.

 

"Bakalım Anka seni ne kadar sürede bulacak. İki gün içinde seni bulursa seni özgür bırakacağım. Ama onu esir almış olacağım."Dedi.

 

Telefon çaldı. Karşıdan gelen sese kulağımı verdim.

 

"Alo."Dedi bu Anka'nın sesiydi. Sesine müptela olduğum.

 

"Merhaba Anka nasılsın?" Dedi Cahid.

 

"Seni geberteceğim. Siktiğimin piçi."Dedi Anka bağrışı depoyu doldurdu.

 

"Çok ayıp oluyor ama özlemedin mi beni?

 

"Ulan göt şerefsizi seni bir elime geçireyim bak sana neler yapıyorum."

 

"Bizde senden bahsediyorduk sevgilinle, ağzının tadını iyi biliyorsun. Birazda biz eğlenelim nedersin?" Bana hoş olmayan bakışlarla baktı. Korktuğumu asla belli etmedim.

 

 

 

Ben bunun eğitimini almıştım zaten.

 

"Zümrüt'ün bir saç teline zarar gelirse veya ona dokunursan yaşatmam seni duydunmu beni? " Sesindeki o korkutucu tınıyı hissetmemek ne mümkün.

 

Bir kahkaha attı Cihad.

 

 

 

 

 

"Emin ol sevgiline çok güzel bakacağım. Sana iki gün veriyorum. Bu iki gün içinde sen bizi bulamazsan ben seni aldıracağım. O zamana kadar sevgilinle eğlenceli vakitler geçireceğiz sana söz, elini çabuk tut." Dedi Anka'nın konuşmasına fırsat vermeden telefonu kapattı. Bana doğru geldi.

 

"Ee güzelim kaldık mı baş başa ne yapmak istersin?" Dedi

 

"Bana dokunursan ellerini kırarım. Münasip bir yerine sokarım."

 

"Vayyy çok ateşliyiz en sevdiğim." Dedi.

 

Elini boynuma getirdi. Başımı çevirdim.

 

Elleriyle çenemi tuttu. Kendi yüzüne yaklaştırdı. İğrenç kokan nefesi midemi bulandırmaya yenmişti.

 

 

 

Dişlerimin arasından tıslayarak "Sakın bana dokunmaya kalkma çek o iğrenç nefesini yüzümden midemi bulandırıyorsun."Dedim yüzüne tükürdüm. Elini çekti bütün var gücüyle karnıma yumruk attı. Nefesim kesildi. Geri çekildi bu defa ayağıyla tekme attı. Sandalyeyle birlikte yere düştüm. Başımı yere vurdum yüzümde hissettiğim sıcaklıkla başımın kanadığını anladım.

 

 

 

Karnımda ki ağrı arttı. Gözlerim bulanıklaştı. Cihad'ın sesi uğultulu geliyordu.

 

Hemen yanı başımda durdu.

 

Elini yüzümdeki saçları çekmek için kullandı. "Bana itat etmeyi öğreneceksin. Yoksa senin için hiç güzel şeyler olmayacak." Dedi.

 

Cevap veremedim, karnım ve başım ağrıyordu. Kemiklerim ciğerlerime batıyor canımı yakıyordu. Bir şeyler daha söyledi. Duymuyordum acımdan dolayı gözlerim karanlığa kendini bıraktı. Bilincimi kaybettim.

 

 

 

*****

 

Anka'dan.

 

 

 

Çınar'ın aramasından ters giden bir şeylerin olduğunu fark etmiştim. Yinede Zümrüt'e yansıtmak istememiştim. Çınar Cahid'in en son Ankara'da olduğu bilgisini almış, ama ordan ayrılıp bu tarafa yani Mersin'e bizim oğlumuz şehre geldiğini söyledi. Burda ekibim yoktu, aklınca bizi yalnız avlayacaktı. Onunda bilmediği bir şey var ben asla yaş tahtaya basmam. Zümrüt ve annemleri eve gönderdim. Bende burdaki ekiple görüşmeye gelmiştim.

 

Bir ekibi annemin evinin çevresini koruması için göndermiştim bile. Ama Cahid tahminimden erken davranıştı.

 

 

 

Zümrüt'ün aramasına cevap verdim.

 

"Alo güzelim." Dedim. Aramasına cevap vererek Zümrüt'ün telaşlı sesi ile oturduğum yerden fırladım."Anka peşimizde bir araba var bir süredir bizi takip ediyor. Şimdi iki hatta üç oldu." Dedi

 

İşte o zaman Cahid benden önce davranmış akıllıca devam etmişti.

 

 

 

"Sahile doğru sür güzelim. Ben hemen çıkıyorum size yetişeceğim." Dedim ve telefonu kapattım. Çünkü Çınarı arayıp yola çıkmalarını söylemem gerekiyordu. Hızla burdaki ekibi toplayıp yola çıktım. Sahile sür demiştim.

 

 

 

Çınar'ı aradım. İlk çalışta açtı. "Kardeşim hemen şimdi çıkıyoruz yola." Dedi ne ara öğrenmiş ve çıkmışlardı.

 

Merakımı kendi giderdi. "Zümrüt Tura'yı aradı. Yanındaydım saatindeki çipi aktiflestirmesini istedi." Ne çipi ne aktiflestirmesi?

 

"Çip ne alaka Çınar." Dedim.

 

"Zümrüt, Sara ve Tura'nın saatlerinde takip cihazının çipi varmış. Yıllardır takılıymış." Dedi.

 

 

 

Şaşırmıştım bu daha önce neden benim aklıma gelmemişti.

 

 

 

"Tamam Çınar Tura aktifleştirsin. Ben onların olduğu yere varmak üzereyim. Gelince haber edersiniz." Dedim telefonu kapattım.

 

Zümrüt'ü tekrar tekrar aradım. Ama cevap vermedi. İçime bir korku peydah oldu.

 

Bade aklıma geldi onu aradım. Uzun bir çalıştan sonra cevap verdi. "Bade nasılsınız niye cevap vermiyorsunuz? Zümrüt siz iyimisiniz?" Ama Bade hıçkıra hıçkıra ağladı.

 

 

 

Hıçkırıklarının içinde zar zor konuştu. "A.. abi ben ve annem iyiyiz." Dedi ve durdu. Dudaklarından bir hıçkırık sesi daha geldi. "Zümrüt yengem" dedi daha şiddetli ağladı. İşte o zaman damarlarımdaki kan çekildi. Kalbime bir ok saplandı. Zümrüt'e bir şey olmuştu.

 

 

 

"Abi yengem bizi arabaya kilitledi. Onu adamlar alıp götürdü." Dünyam durdu. Nefesim kesildi. Zümrüt'üm dünyamı alıp götürmüşler. Onu yalnız bırakmamalıydım. Onunla olmalıydım Cahid'in buraya geldini söylemeliyim. Her şey benim yüzümden. Elimi serçe direksiyona geçirdim.

 

Kendime olan öfkem daha çok arttı.

 

 

 

Aklıma gelenle hemen Tura'yı aradım.

 

"Bana hemen o çipin konumunu at." Dedim konuşmasına bile izin vermeden kapattım.

 

Bekledim, ama beklediğim her saniye ömrümden ömür götürüyor nefes alışım zorlanıyordu.

 

Onu kaybedemem bir kez daha olmaz. Yaşayamam onsuz. Tura'yı beklerken annemlerin olduğu yere varmıştım.

 

Arabanın kapısı açık içinde oturuyorlardı.

 

 

 

Annemi görünce yanına koştum.ağlamaktan gözleri kızarmıştı. Bade de aynı durumdaydı. "Oğlum" kelimesi zar zor çıktı,dudaklarından.

 

"Oğlum kızımı bul Zümrüt'ümü getir. Bizi kurtardı. Kendini feda etti."Dedi.

 

Göğsüme bastırdım annemi ve Bade'yi. "Bulacağım anne onun bir saçına zara gelmesine izin vermeyeceğim." Dedim.

 

Cahid piçini bulduğum an geberteceğim.

 

 

 

Annemle Bade'yi bir ekiple eve gönderdim. Sakinleşmeleri gerekiyordu. O sıra tanımadığım bir numara beni aradı. Kim olduğunu bilmeden hemen açtım.

 

 

 

"Alo." Dedim. Hemen sonra duyduğum sesle bütün öfkemi arttı.

 

"Merhaba Anka nasılsın?" Dedi Cahid.

 

"Seni geberteceğim. Siktiğimin piçi."diye tısladım.

 

O ise eğlenen bir sesle "Çok ayıp oluyor ama özlemedin mi beni?" Dedi.

 

"Ulan göt şerefsizi seni bir elime geçireyim bak sana neler yapıyorum."diye bağırdım.

 

 

 

"Bizde senden bahsediyorduk sevgilinle, ağzının tadını iyi biliyorsun. Birazda biz eğlenelim nedersin?" Kan beynime sıçradı. Şuan yanımda olsa bir saniye düşünmem çeker vururum.

 

Zümrüt'ün bir saç teline zarar gelirse veya ona dokunursan yaşatmam seni duydunmu beni? " dedim en korkutucu sesimle.

 

"Emin ol sevgiline çok güzel bakacağım. Sana iki gün veriyorum. Bu iki gün içinde sen bizi bulamazsan ben seni aldıracağım. O zamana kadar sevgilinle eğlenceli vakitler geçireceğiz sana söz, elini çabuk tut." Dedi ve telefonu kapattı. Öfkeden deliye döndüm.

 

Ya Zümrüt'e bir şey yaparsa düşüncesi bile beni öldürmeye yetti. Hemen onu bulup kurtarmam lazım. İki gün değil bir saniye o adamla kalmasına izin veremezdim.

 

Elimdeki telefon çaldı. Bu defa arayan Tura "Anka şuan mersin dışında bir yerde görünüyor. Geniş bir arazide en son orda algılandı sinyal. Ama şuan nerde olduğunu bulamıyorum. Sinyalin çekmediği bir yerdeler. Yeraltı depo gibi bir yer. Onun için sinyal alamıyorum." Şimdi uçağa biniyoruz sen o çevreyi kontrol et. Biz sana yetişiriz." Dedi.

 

"Tamam sen en son sinyal aldığın yeri at. Burdaki ekiple hemen yola çıkıyorum." Dedim telefonu kapattım.

 

 

 

Gelen konum bildirimiyle ekibe döndüm.

 

Her biri özel kuvvetlerden oluşan 12 kişilik ekip tam sıra karşımda duruyordu. En önde gövdesi benim iki katım olan yüzünde kar maskesi kolunda silah olan adam bir adım bana yaklaştı. "Merhaba ben Özel kuvvetler den Duman timin lideri Kara Aslan." Dedi. Sadece simsiyah gözlerinin bile insanın nefesini kesmesine yetiyordu.

 

"Zümrüdüanka teşkilatının lideri Anka Kılıç." Dedim yüzümdeki gülümseme büyüdü. Hızlı bir şekilde sarıldım. Geri çekildim. "Ne oldu bizim aslan kükreyişine sesin kısılmış görmeyeli?" Sert bir kahkaha attı. Tanımasam bir adım gerilerdim korkudan.

 

"Dağlarda Aslanız Kılıç'ım. Orda bir kükrer inletirim." Dedi en haklısından.

 

"Hoşgeldin. Alphan albay burda olğunu seni göndereceğini söyledi. Uzun zamandır peşinde olduğumuz bir siktiğimin bir piçi var." Dedim.

 

"Konu derin gözüküyor. Bulalım amına koyduğumun piçini." Başımı salladım.

 

 

 

 

 

Aynen öyle. Şimdi bana gönderilen koordinatları bunlar nasıl bir yol izleyip ilerlememize karar vermemiz gerekiyor. Benim ekibim sonradan bize katılacak. O vakte kadar yerlerini bulup kimseye zarar gelmeden kurtarmalıyız. Cihad'ı sağ olarak istiyorum." Dedim.

 

 

 

"Arazi geniş bir alan onun için iki guruba ayrılacağız. Sana 5 adamım eşlik edecek. Gerisi bende öyle bulmamız daha hızlı olacaktır." Dedi başımı salladım. Gelen koordinatları ona ve ekibine gösterdim.

 

 

 

"Tamam Ne kadar hızlı bulursak o kadar iyi olacak. Oyalanmanın gereği yok." Dedim

 

"Serdar,Umut,Göktan, Sinan ve Mert siz Anka'ya eşlik edin.gerisi benimle gelecek. Duman timi dikkat edin. Hata istemiyorum yoksa yakarım çıranızı." Dedi sert sesiyle.

 

"Emredersiniz komutanım." Dediler hepbir ağızdan. Bana verdiği ekiple arazinin doğu tarafını o ve kalan ekibi batı tarafını kontrol edecekti. Geldiğimiz eski kullanılmaya terk edilmiş fabrikalar e depolarla doluydu.

 

 

 

Hangisinde olğunu bulmamız biraz zaman alacaktı. Etrafta kimseler görünmüyor,ne bir insan ne bir araba vardı.

 

 

 

Sessizce dikkat çekmeden kontrol etmeye başladık. "Aslan komutanım beni niye sizinle gönderdi ki, anlamıyorum. Bende onlarla gitseydim." Dedi Adının Umut olduğunu öğrendim geldiğimizden beri çocuk gibi mızmızlaniyordu.

 

Kahverengi gözleri dışında bir yeri görünmüyordu. Siyah kıyafetleri içinde be den biraz daha zayıftı. "Oğlum yine başladın ağlamaya sikecegim şimdi seni."

 

Dedi Serdar sert sesiyle "Görende Aslan komutanımla çok iyi anlaşıyorsun sanacak. Adamı gördüğün an kaçacak delik arıyorsun. Anlamıyorum ki bu ekibe nasıl dahil oldun." Dedi Mert. "Siktir gidinlan Aslan komutanımdan korkmuyorum." Dedi Umut.

 

Kulaklıktan önce hışırtılı bir ses geldi. Sonra Aslan komutanın sesi "Anka bu iki fabrika ve depo temiz." Dedi.

 

"Umut güzel yavrum seni öyle bir seveceğim aklın gidecek." Yerinde donan Umut. "Komutanım, canım komutanım, bende sizi çok seviyorum."Dedi.

 

Gözleriyle bile korku salan ekip kendi aralarda çocuktan farkı yoktu.

 

 

 

"Umut'um ah yavrum bu defa donsuz buz havuzunda yüzdürecek seni" Diyen Göktan çok geçikmeden "Yanında sende eşlik edersin." Dedi Aslan.

 

Onlar konuşurken bir kaç depo daha bakmış yola devam ediyorduk.

 

Zümrüt'ü bulamamak her dakika daha çok nefesimi kesiyor canımı yakıyordu. O yeşil gözlerinde kaybolmayı şimdiden çok özledim. Yanımdan bir saniye bile ayrılsa bu özlem kat be kat artıyordu. Şimdi ne halde onu nasıl bir şekilde bulurum göğüs kafesim sıkıştı. O benim evim, yuvam, nefesim onu yanımda bile olsa özleyen yanım harlı bir ateş içinde kavruluyordu.

 

 

 

"Nerde bunlar delireceğim."Dedim.

 

"Anka hayırdır Oğlum? tamam bulacağız onu da öfken niye bu kadar?" Sesimin sertliginden anlayan Aslan Zümrüt'ü bulduğumu bilmiyordu. Şimdi yine de kaybedemem. "Aslan."Dedim durdum. "Onu buldum. Yıllarca aradığım yeşil gözlümü buldum." Dedim biliyordu. Yıllarca aradığım kizi biliyordu. Onunla harp okulunda tanışmıştık. Yıllarca sürü gelen dostluğumuz vardı onunla. O dağlara çıktı. Ben babamdan zora Zümrüdüanka'nın başına yolumuz ayrılsada bir birimizden haberimiz vardı.

 

"Gerçekten mi? Buldun mu yenge hanımı?"

 

"Buldum yeni buldum ve yine kaybetmek istemiyorum." Göğüs kafesim sıkıştı.

 

"O ne demek Kılıç?"

 

"Şuan Cihad'ın elinde kurtarmaya çalıştığımız kadın o" Diyebildim.

 

"Ha siktir." Dedi.

 

Derin bir nefes aldığı kulağımdaki kulaklıktan duydum.

 

"Ah be kardeşim onu bulacağız ve sağ salim kurtaracağız buda sana sözüm olsun."

 

Dedi.

 

"Sağol kardeşim." Dedim.

 

Bir kaç depodan sonra bir çığlık sesi duydum. Doğru duyup duymadığımı düşündüm. "Benim duyduğumu sizde duydunuz mu? " Dedim.

 

 

 

Aslan "sağdan üçüncü depodan geldi ses biz daha yakınız hemen buraya gelin."Dedi.

 

Hızlı bir şekilde ona doğru koştuk. Etrafı kolaçan eden diğer ekip üyeleri beni koruyordu.

 

Aslan'a yaklaştım."karşımızdaki depodalar dışarıda on adam var içerde kaç kişi var bilmiyoruz. Onun için sessizce dışarıdakileri etkisiz hale getirmeliyiz." Dedi

 

"Tamam ben arkadan bakacağım giriş kapısı varmı diye sen burayı hallet." Dedim.

 

Ben ve bana verdiği 5 adamıyla birlikte arka tarafa geçtik. "Susturucuları takın hepiniz. Umut nişan alabileceğin bir konum bul kendine içeriyi iyi gören bir olsun. Ahmet sende aynı şekilde. Diğer kalanların kendinize görünmeyecek yerler bulun. Iskalayanı yakarım."Dedi. Telefonum titredi arayan Çınardı. "Anka geldik. Ne taraftasınız?" Dedi

 

"Konum atıyorum gelince kendinize Konum ayarlayın biz içeri giriyoruz." Dedim kapattım telefonu.

 

Art arda susturucular atış yaptı. Arka kapıya vardı. İçeri girmek için sessizce kapıyı araladım. Hemen kolonların arkasına saklandım.

 

"İçerdeyim Aslan bu tarafta kimse görünmüyor." Dedim.

 

 

 

"Ön taraf temiz içeri giriyorum." Dedi.

 

Yavaş yavaş ilerledim. Bir kat aşağı indim. Merdiven başında sessizce ilerdim. İki adam duruyordu. İki kurşunla onları indirdim.

 

"İlk kat temiz bodrum kata iniyorum." Dedim.

 

Aşağıdan kısık sesler geliyordu.

 

Bir iki basamak daha indim. Arkamdan Aslan'ın ekibi geliyordu. Bodrumda sol koridordan sesler daha iyi duyuluyordu. Gittikçe yaklaşmıştım.

 

"Anka hemen peşinizdeyim." Dedi KaraAslan.

 

Telefonum titredi. Cebimden çıkardım. Tura'ydı. "Geldiniz mi? Bodrum katına indik." Dedim.

 

"Geldik abi ön taraf temizlenmiş hemen içeri giriyoruz." Dedi. Kulaklığı da açtım şimdi hem benim ekip hem Kara Aslan'ın ekibi duyuyordu.

 

 

 

"Tamam önce ben gireceğim. Siz konumlarınızı alın benden işaret beklemeden müdahale etmiyorsunuz." Dedim.

 

 

 

"Hemen arkandayım Anka seni koruyor olacağım." Dedi Aslan bir kaç adım daha ilerledim. Ve karşımdaki adamlara doğru yürüdüm. Adamlar silahlarına sarıldı. Ne onlar sıktı ne ben çünkü asıl kişi Cahid ve bendim. Ellerindeki silahı bana doğru tutmaya devam ederek kenara çekildiler.

 

 

 

Görüş acıma önce Cahid girdi.

 

Ardından gördüğüm manzarayla nefesim kesildi. Zümrüt bir sandalyede elleri kolları bağlı yüzü kanlar içinde başından süzülen kanla öfkem çığır açtı. Dudağı patlamış yüzünde parmak izleri vardı. Yer yer morarmış kanlar vardı. Gözlerimiz kesişti. Ne zamandır tuttuğum nefesi verdim.

 

 

 

Kalbim acıdı benim öpmeye, dokunmaya kıyamadığım kadına kıymışlardı. Hemde hiç acımadan. Parmaklarında gördüğüm kanları bütün damarlarımdaki kanı çekilmişti. Sevdiğim kadının tırnaklarını koparmışlardı. Nefesim kesildi. Nefes alamadım.Gözlerinden akan bir damla yaşla öldüm. Yüzüm öyle korkutucu bir hal aldı. Boynumdaki damarlar patlayacak derecede sinir öfkeden şişmişti.

 

Zümrüt'ten

 

 

 

En son yediğim tekmeyle yere düşüp bayılmıştım. Yüzüme fırlatılan suyla derin nefesler almaya başladım gözlerimi açtım.

 

"Ne uykucu çıktın güzelim. Uyanma vakti." Dedi Cahid pis sırıtmayla yüzümü parmaklarının arasında sıktı.

 

"Dokunma bana şerefsiz." Diye tısladım.

 

"Biliyormusun bu asi halin çok hoşuma gitti. Bakalım birazdan sana yapacaklarımda bu asiliğini koruyacakmısın?" Dedi elini yüzümden çekti. Önümdeki masaya doğru ilerledi. Masanın üzerinde işkence malzemelerini görüş acıma koydu. Korkup korkmadığımı kontrol etti.

 

 

 

Elime baktı. O an içimdeki korku peyda oldu. Ama bunu ona göstermedim. Buz gibi tepkisiz bakışlarla ona baktım. "Bakıyorumda hiç korkmuyorsun sana yapacaklarımı?" Dedi bana doğru geldi. "Senden korkmuyorum. Ama benim sana yapacaklarımdan senin korkman lazım." Dedim.

 

 

 

Elindeki kelpeteni sallayıp tam dibimde durdu. Sandalyeyi çekti oturdu. "Bu zevki asla kaçırmak istemem. Yüzündeki o acıyı görmek bana büyük bir zevk verecek." Dedi elimi önümde başlamışlardı. Parmaklarıma uzandı.

 

 

 

Yüz ifademe baktı. Tekrar parmaklarımı kendi elinin arasına aldı. Ve kerpeteni serçe parmağımda ki tırnağıma yerleştirdi.

 

Yüzümde gram ifade vermeden baktım ona tuttuğu tırnağımı var gücüyle çekti.

 

Canım öyle yandı ki bağırmamak için dişlerimi bir birine bastırdım. Gülerek yüzüme baktı ifademi değiştirmedim.

 

"Bakıyorum acıya dayanıklısın. Bu işkenceyi Anka burdayken yapmalıydım. O vakit daha zevk alırdım." Dedi.

 

 

 

Sadist bir şekilde bakıyordu. Acımdan zevk alıyordu.

 

"Sana asla o zevki yaşatmayacağım. O pis sadist sevklerini acımdan aldığın hazzı sana yaşatmayacağım." Dedim yüzüne tükürdüm.

 

 

 

Bir tokat daha attı. Kulaklarım çınladı. Buğulu gelen sesleri duyamadım. Elimi yeniden önüne çekti. Yüzük parmağımı tuttu, kelpeteni tırnağıma yerleştirdi. Var gücüyle çekti. Parmağımın kırıldığını hissettim. Acım o kadar dayanılmaz bir haldeydi.

 

 

 

Elini boynuma attı. Göğüs kafesime getirince bağırdım. "Dokunma bana adi şerefsiz. Seni gebertirim sakın elini sürme o ellerini kırarım." Dedim.

 

 

 

Dışarıdan duyduğum seslerle hemen elini çekti. Sesler yakınlaştıkça içimdeki his büyüyordu. Geliyordu nefesim geliyordu. Cihad ayaklanıp karşımda durdu.

 

"Erken buldu bizi eğlenmeye fırsat vermedi."

 

Tam o vakit içeri o girdi. Gözlerime baktı.

 

Kayboldum gözlerinde beni önce bir süzdü elimde bakışları durdu. Damarları patlayacak gibiydi. Gözlerime baktı acımı ölçtü. Gözleriyle özür diledi.

 

 

 

******

 

 

 

Anka'dan

 

 

 

 

 

Bakışlarımı bana sırıtarak bakan adama çevirdim. "Çok erken buldun. Doğrusu bizi bu kadar erken bulmana şaşırdım. Daha eğlenmeye yeni başlamıştık oysa dimi güzelim." Dedi.

 

 

 

 

 

"Ulan senin ecdadını sikecegim. Oruspu evladı. Ona dokunduğun her anın acısını senden çıkaracağım. Diri diri yakıp küle çevireceğim." Sevdiğim kadına tekrar baktım. Kısık bir sesle zar zor çıkan "Anka" kelimesini duydum. Gözleri kapandı. Başı önüne düştü. En son gördüğüm acı dolu gözleri beni bitirmişti. Acıdan bayılmıştı. Hiç vakit kaybetmeden ona doğru koştum. Beni engelleyen kimse yoktu engelleyemezler de. Yanına diz çöktüm, başını avucuma aldım.

 

 

 

 

 

"Zümrüt'üm Zümrüt gözlüm, nefesim aç gözlerini?" Dedim ama o gözlerini açmadı. "Kurban olduğum, canımın cananı aç o yeşil gözlerini. " Yine açmadı. Öyle bir hızla kalktım. Bütün var gücümle Cahid'e yumruğu geçirdim. Kulağım daki kulaklığa "Şimdi." diye gürledim. İçeri hem benim ekip hem Aslan'ın ekibi girmişti. Onlar adamları indiriyor, ben Cahid'le ilgileniyordum.

 

 

 

 

 

"Şimdi seni kim elimden alacak bakalım. Her parmağını bir bir koparacak derini yüzeceğim." Bir yumruk daha yetmedi bir tekme ile savurdum. O sanki ona hiç vurmuyor muşum gibi gülmeye devam etti.

 

 

 

 

 

"Biliyormusun Anka baban hiç senin gibi değildi. Ah Ahmet Ah." Dedi babamı tanıyormuydu. "Baban yıllarca peşimde beni o deliğe tıkmak istedi. Ama ne oldu biliyormusun?" Yüzüne baktım işte o an bütün bedenim kas katı kesildi.

 

 

 

 

 

"Ben söyleyeyim bir tek kurşunla başından bir kırmızı ışıkta vuruldu. Yazık oldu." Dedi. Bütün var gücümle bir yumruk bir tekme savurdum karnına "babamı sen vurdun. Yıllardır aradığım o adam sendin. Suikasti sen hazırladın. Seni öldürmeden bana huzur yok sülalesini ters düz ettiğim sikik evladı." Diye gürledim.

 

 

 

"Ahmet'e beş yıl boyunca bir kovalamaca oynadık. Çok yaklaşmıştı son demlerimi oynuyordum. Farkındayım sona geliyordum bu kovalamacanın dur dedim. Ama Ahmet peşimi bırakmadı. Bana başka seçenek bırakmadı." Dedi ağzındaki kanı tükürdü. "Planım kusursuz işledi. Ahmet'i asla yalnız yakalayamıyordum. İşte o gün kırmızı ışıkta bir kurşun yetti." Dedi babamın kollarımda öldüğü an geldi aklıma kalbim sıkıştı.

 

"Babam kafasına koyduğu het hedefin sonunu getirirdi. Belki seni o yakalayamadı. Ama ben her bir kemiğini kırıp öldüreceğim." Dedim

 

Bir yumruk daha attım. Sırt üstü yere yapıştı. Üzerine oturdum yumruklarımı yüzüne geçirdim durdum.

 

Duyduğum sesle ona döndüm.

 

"Anka!" Diyen Zümrüt bir hışımla ona koştum.

 

"Güzelim canımın içi özür dilerim." Dedim kollarını ipten açtım parmaklarına baktıkça canım yanıyordu. "Bakma öyle baktıkça daha çok canım yanıyor." Dedi. Kollarımın içine sardım.

 

"Özür dilerim. Özür dilerim. Sana geç kaldığım için canını yaktığı için!"saçlarından öptüm derin bir nefes aldım. "Seni koruyamadım. Sana değen ellere yetişemedim." Dedim.Daha çok sarıp sarmaladım.

Bir silah sesi bir kurşun geldi. Girdi aramıza, duyduğum tek şey "Anka" çığlığı.

 

Ve bir bölümün daha sonuna geldik.

Bölüm hakkında düşüncelerinizi bekliyorum.

 

Vurulan sizce kim?

1.Anka

2. Zümrüt

3. Cihad

4. Tura

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%