Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@bitterimrjn

 

Yaralı kalpler 💔

 

"Yara alıyorsan, yaranı kendin sar."

 

                          

Bugün kapalı bir hava ile gözlerimi açtım. Yataktan kalkıp cama koştum. Sesler duyuyorum ama anlamıyorum. Kimin sesi bilmiyorum, yarı uykulu gözlerle camdan bakmaya çalıştım ama göremedim. Duyduğum ses "Anne bırakma beni " diye ağlayan ince bir ses geliyor göremiyorum ama, Üzerimi giyinip sesin geldiği yere doğru gittim.

 

Bahçede oynayan Tura'yı gördüm. "Tura" diye bağırdım. Hemen bana döndü."Ne oldu Zümrüt? " diye yanıma geldi. Bende bilmiyordum ki ne oluyor. Ağlayan bir sesi duyup bahçeye o sesin yanına gidecektim. "Tura camın dibinde biri ağlıyor tek gitmek istemiyorum. Boyum yetmediği için camdan göremedim. Birlikte bakalım mı? " dedim benim gibi oda merak ettiğini anlayınca başını olumlu salladı. "Tamam gidelim." dedi.

 

Birlikte arka tarafa doğru yürüdük. Cam kenarında sarışın, üzerinde sarı elbise olan küçük bir kız çocuğu ağlıyordu. Tura ile birlikte yanına gittik. "Merhaba ne oldu. Neden ağlıyorsun?" Dedim hemen yüzünü dizlerinden kaldırıp bize baktı. Maviş Maviş gözleri kıp kırmızı olmuştu.

 

Ama bize cevap vermedi. Yüzünü yeniden dizlerine gömdü. Tura'ya baktım bizde yanına oturduk, "Adın ne senin? Tanışalım mı? Ben Zümrüt " Dedim. Tura da hemen " Bende Tura " dedi.

 

Sarışın kız bize tekrar baktı. Artık ağlamıyordu. "Ben Sara" dedi ince sesiyle. " Sen yeni gelen çocuklardan mısın?" Diye sordu Tura. Sara başını evet anlamında salladı. " Annem beni buraya bırakıp gitti. Artık sana bakamam dedi. Babam zaten bizi bırakıp gitmişti. Şimdi annem de yok "dedi ince sesiyle . Tura ve benim de kimsemiz yoktu, biz kimsesiz ve bırakılmış çocuklarız.

 

"Bizimde ailemiz yok ben ve Tura aileyiz sende bizim ailemiz olursun. Biz üçümüz aile oluruz, olur mu?" Maviş gözleri bir bana bir Tura'ya baktı. "Tamam" dedi.

 

Ve biz artık üç kişilik aile olduk. Hiç bir zaman ayrılmayan bir birine sıkı sıkı sarılan üç küçük kalp, üç beden bir aile .

 

******

 

İlk ringe Çınar ve Sara çıktı. Sarışınım ince uzun boyuyla çok güzeldi be. Çınar'a alttan bir bakış attı. Meydan okuyordu. Ama Çınar hiç oralı olmuyordu.

" Sarışın hiç çekin me en sert halinle başla" dedi Çınar çapkın bir gülüşle, ahh Çınar çok yanlış sularda yürüyorsun yavrum Sarışınımı hiç tanımıyor. Sara" aman Çınar dikkat et de sonra kolum bacağım diye ağlama " diyerek göz kırptı. Anka ringe doğru yürüdü. " yerinizi alın,adil olun ve dikkatli olun" dedi. Ve "Başla"

 

Sara Çınar' a önce bir yumruk attı. Bunu beklemeyen Çınar bir an afalladı. Sara bir yumruk daha atma kalktı bu defa Çınar havada yakaladı bileğini hiç beklemeden ters çevirdi ve Sara' yı göğsüne yapıştırdı. "Sert oynamayı severim be sarışın" dedi Sara ayağını kaldırıp dizine geçiriyordu ki Çınar bu hamlesin dende kurtuldu. " Bizde oynarız" dedi Sara ve bu defa başını önce öne sonrada sert bir şekilde Çınar'ın yüzüne geçirdi kafasını, Çınar inleyerek Sara'yı itti. "Harikasın bebeğim" diye bağırdık Tura ile "Aferin kızıma" Dedim.

 

Bize en güzel gülüşünü bahşederek göz kırptı. Çınarın burnu kanıyordu. "Napıyorsun kızım burnumu kırdın." Sara gülerek "sert severim demiyor muydun. Bende sert karşılık verdim" dedi. Ve ringten indi. Anka Çınar a bir bakış attı. Onaylamadığı belli olan bir bakıştı.

 

Bu defa ringe Tura ve Asel çıktı. Anka ring kenarına geçti. Aynı şekilde onları uyardı ve "Başla" dedi Tura "Asi kız bakışların kadar yumrukların da asi mi?" Dedi alaylı bir ses tonuyla Tura bebeğim kaşınıyor belli ki "Bebekleri pisten alalım sonra ağlamasınlar" dedi aynı alaylı Asel.

 

Asel Tura'ya bir yumruk savurdu. Bundan kurtulan Tura bu defa hedefi Tura aldı. Asel'e bir yumrukta o savurdu. Aynı şekilde Asel kurtuldu ve hiç beklemeden Tura'nın bacağına sert bir tekme attı. İnleyen Tura' ya bakmadan bu defa karnına sert bir dirsek geçirdi Asel. Arkaya doğru sendeleyen Tura hafif bir gülüşle

 

"Yumrukların da senin gibi asi ve sertmiş sevdim." Dedi manyak Asel bir tekme daha atmaya kalkışıyordu ki Tura Asel'in bacağını tuttuğu gibi kendine çekti ve Asel ile birlikte yere yapıştılar. Asel lin üzerine düşen Tura çapkın bir bakış atıp " Hafife alıyorsun beni asi kız " dedi ve beklemediği anda Asel dizini Tura'nın bacak arasına geçirdi. Üzerinden itti. Tura yan düşerek inledi.

 

"Bebekleri alalım demiştim" dedi gülerek ve ringten indi. "Tura bu olmadı ama!" dedi Sara yakışmadı gibi bir bakış attık. O hiç etkilenmemiş gibi sırıtarak bize doğru geldi. "Bakmayın öyle kızım uzun zamandır böyle zevk almamıştım." Dedi manyak.

 

"Eeee; gelelim en önemli maça Anka ve Zümrüt alalım sizi ringe." Dedi Çınar ellerini çırparak. Bütün gözler bize odaklandı. Sara ve Tura bana yaklaşıp "Tanrıçam hadi göster kendini sana güveniyoruz sen serersin Anka'yı" Dediler. Verin gazı tabi gelin bana sorun birde ahh o yarı çıplak vücuduyla ben nasıl dikkatimi veririm. Ahhh yandı alev aldı beni maç başlamadan.

 

Dudaklarımı hafif bir kıvırdı ve ringe çıktım. Aynı şekilde Anka'da çıktı ve karşıma geçti. O beni ben onu süzdüm. Elimi uzattım "İyi olan kazansın " Dedim oda başını sallayarak " İyi olan kazansın "dedi. Tabi bakışları hiç öyle demiyordu. Sadece denirsin gibi bir bakıştı.

 

Karşıma geçti iki kolunu savunma pozisyonunu aldı. Aynı şekilde bende yaptım. Bir birimizin gözünden ayırmadık bakışlarımızı, ilk yumruğu ben attım. Savunma pozisyonunda olduğu için bir tane daha attım. Ama hiç etkilenmiyordu.

Bir daha aynı şekilde yumruk attım. Yine korudu kendini geri çekilip dizine tekme attım. "Hepsi bu mu ?" Dedi bana yüzünde her hangi bir mimik oynamıyordu.

 

Sert çehresini kaldırdı. Üzerime geldi. Sert olmayan bir yumruk attı, bileğimi tuttuğu gibi beni ters çevirdi. "Reflekslerin iyi ama savunmada geç kalıyorsun" dedi beni kendinden uzaklaştırdı. Tam karşıma geçti.

 

 

"Bileklerine çok yükleniyorsun gücünü yumruklarına ver öyle saldır." Dedi. Ciddi ifadesiyle bana baktı haydi der gibi kafasıyla işaret verdi. Ama bilmediği şey ben sadece onu gözlemledim. Daha saldırmadım, anı şekilde ben cevap verdim." Sen saldır yumruklarını görelim"dedim yüzümde alaylı bir gülümseme ile hay hay der gibi bana doğru geldi ve kolunu kaldırdı. Yumruk atmak için kaldırdığı kolunu var gücümle tuttum ters çevirdim. Hiç beklemeden ensesine dirsegimi geçirdim. Beklemdigi bu hamlede geri çekildi. Elini ensesine attı. " İyi hamle" dedi Çınar ve Saram alkış tuttu. " Yürü be kızım"dedi Tura Asel ise sadece izliyordu.

 

"Eh vardır beklenilmeyen halelerim "Dedim tekrar karşıma geçti. Elimi yumruk yapıp saldırı pozisyona geçtim hiç beklemeden ilk yumruğumdan kurtuldu. İkincisini atamadan bileğinden tuttu, ayağımı kadirdim dizine geçirmek için kaldırdığım bacağımı tuttuğu gibi beni yere serdi. Kedi de üzerime düştü. Nefes nefese bir birimize bakıyorduk. Ama bu pozisyon aklımı alıyor oldu mu bu şimdi. Üzerimden hemen kalmalıydı. Ateş basmaya başladı beni gözleri gözlerime kitlendi. Terleyen saçlarından bir damla ter yüzüme düştü.

 

Bileğimi daha sıkı kavradı. " Gücün iyi reflekslerin iyi, ama dikkatini çabuk kaybediyorsun." Dedi.pardonda kendileri yarı çıplak karşımda dururken nasıl odaklanabilirim. "Dikkat konusunda katılmıyorum sana sadece anlık bir şeydi." Dedim. Öksürük sesi duyunca kendimize geldik. Hemen üstümden kalkıp beni de kaldırdı. "Teşekkür ederim güzel bir maçtı."Dedim oda onayladı.

 

Diğerlerine döndü "bugünlük bu kadar yeter." Dedi.

 

******

 

Yorgun bir halde yatakta uzanıyorum. Gözlerim tavanda düşüncelerle dolu olan beynim beni hiç rahat bırakmıyor. Annemi babam yine aklıma düştü. Beni bırakıp gitmeseydiler şimdi nerde olurdum. Bu savaşın içinde yine olurmuydum.

 

Çocuklarla ve Anka ile tanışırmıydım. Anka ilk gördüğüm andan beri beni kendine çeken bir durumu var. Bu his tam olarak ne bilmiyorum ama garip bir his hem çok tanıdık, hem çok uzak..

 

Ben derin düşüncelere dalarken, Sara " Yine nereye daldın acaba!" Bana dönen bakışıyla, bende ona döndüm. "Düşünüyorum başka şekilde hayatlar yaşıyor olsaydık yine karşılaşır birbirimizi bulurmuyduk." Dedim.

 

" Bilmem belki yinede bir birimizi bulurduk. Yinede her şeye rağmen iyiki sen ve Tura var. İkinizin hayatımdaki yeri ayrı biriniz kardeşim diğeriniz abim, can ailem sizsiniz, siz olmasaydınız ne yaşayabilirim nede bu hayata tutunabilirdim." Dedi ve yanıma gelerek sıkıca sarılıp öptü yanağımı..

 

" Sizde iyiki varsınız sizin varlığınız bana güç oldu. Tutunağım siz oldunuz ailemden sonra!" Deyip bende sarıldım, biraz öyle kaldık.

 

Hafifçe benden ayrılarak " Evet gelelim asıl meseleye Anka diyorum." Dedi gerisini getirmedi. İmalı bir bakış attı. Safa yatarak "Eeee ne olmuş ne diyorsun Anka " Dedim gülüşü büyüdü. Sen anladın bakışı attı.

 

" Dökül bebeğim dökül, seni dinliyorum. Aranızda acayip bir çekim var. Bunu sadece ben göremiyor olamam ya..." dedi. En imalısından.

 

Anlaşıldı. Kaçış yok. "Bilmiyorum, onu ilk o davette gördüm. O an bile tuhaf bir his oluştu. Sanki yıllardır tanıyorum. Anlamıyorum bu duyguyu,"

 

Tam o sıra kapıdan Tura girdi. " Napıyorsunuz siz burda? Hadi gelin yemek yiyelim." Dedi. Yataktan ayaklandım benimle birlikte Sara da kalktı. Turaya doğru yürüdük.

 

"Asıl sen napıyorsun? Nasıl yeni arkadaşlar yeni odan" Dedim bir koluna ben bir koluna Sara girdik koridora doğru çıktık. "Ne olsun kızım Çınar gevşeği ile aynı odayı paylaşıyorum. Adam değişik biri , ama aynı sen gibi bir huyu var tam bir titiz hastası, dağınık hiç bir şeye gelemiyor. En son hangimizin ölüsü çıkar o odadan bilmiyorum." Dedi sırıtarak, ben ve Sara da güldük.

 

"Abartma Tura ben sevdim sempatik bir çocuk, munzur bir tavrı var yaramaz bir çocuk gibi."Dedim. Sara bana katılarak başını salladı. Yanağından bir makas aldı Sara " oyyyy çen bizsiz arkadaş mı yaptın.Hı!" Dedi.

 

Gülüşüm kahkaya döndü. Tura tip bir bakış attı. İkimize gülerek yemek haneye girdik. Her kes yemeğini yemek için kurulmuştu masalara, biz girince bakışlar bize kaydı.

 

Sınıfa yeni gelmiş öğrenci gibi tuhaf hissettim. Bakışım bizimkilere kaydı, aynı onlarda hafif bir gerilme yaşamışlardı. Yavaşça yemeklerin olduğu tezgaha doğru ilerledik. Yiyeceğimiz yemekleri tabaklarımıza doldurup boş bir masaya ilerliyorduk ki! Çınar "Zümrüt buraya gelin. Birlikte yiyelim." Diyerek masalarına davet etti.

 

Masada Anka ,Asel ve Çınar vardı. Onların oturduğu masaya doğru ilerleyip, sandalyelere oturduk. "Afiyet olsun " Dedim. Onlarda aynı şekilde bize karşılık verdiler. Bakışlarım Anka'ya kaydı. Tam karşımda oturuyor sessiz bir şekilde yemeğini yiyordu. Ona baktığımı hissetmiş gibi birden kafasını kaldırdı. Gözleri benim Zümrüt yeşili gözlerim de takılı kaldı.

 

Yakalanmış hissine kapılarak bakışlarımı hemen önümdeki yemek tabağına eğdim. "Nasıl dinlediniz mi biraz?" Diye sordu Anka.

 

Başımı evet anlamında salladım. Tok sesiyle yeniden bana bakarak konuştu Anka "Birazdan atış talimi yapacağız, ona göree yarın ilk saha görevine çıkacağız hep birlikte." Dedi. O konuşunca yüzüne bakmamak imkansız gibi yüzündeki her çehresi kalemle özenle çizilmiş gibi, yüzü sert kaşının ortası hep çatık ve belirgin bir çizgisi vardı.

 

Gözlerim gözlerinde takılı kaldı. En derinlerde bir duygu yakaladım gizem dolu bir bakışı var. "Tamam. Peki ilk saha görevimiz ne yine çete mi yoksa bu defa başka bir şey mi?" Diye sordum.

 

Yüzündeki bütün albenisi ile konuştu. "Bunu atış talimi sonra toplantı odasında konuşuruz. Şimdi yemeklerimizi yiyelim. Sonra 5. Kata iniş yaparız." Dedi.

 

Hepimiz birlikte yemeğimizi yemeğe koyulduk. Arada konuşuyor, neler yaptığımızı söylüyorduk. Yemekler yenildikten sonra 5. Kata hep birlikte inmiş, hazırlanıp atış talimi için kabinelere girdik. Herkes verilen atış hedefine hazır hale gelmiş atış için işaret bekliyorduk.

 

"Hedefi on iki den vurmayan yemek ısmarlar." Dedi Tura gülümseyerek çünkü kendileri bir keskin nişancı olduğu için hedefini ıskalaması pek mümkün olmadığı için güven ve egosu tavan. "Olur bebeğim seni mi kıracağız." Diyerek göz kırptım.

 

 

 

 

 

Bir bölümü daha geride bıraktık.

 

Bölüm hakkında düşüncelerinizi merak ediyorum.

 

Yeni bölümde görüşmek dilegiyle

Allah'a emanet olun

Loading...
0%