@bitterimrjn
|
Selam keyifli okumalar🌺
Hatalarım varsa affola
Kalpte ilk kıpırtı
Hayat bize hiç ummadığımız zamanlarda, hiç beklemediğimiz şeyler yasatabiliyor. 25 yaşıma kadar, sevinçlerim üzüntülerim, heyecanlarım, korkularım oldu. Hepsinde yaşayan biri olarak bu yeni duyguyu yeni yeni tadıyorum.
Hızlı zamamanlarım elbette oldu. Ama bu başka bir şey adlandırılamadığım bir duygu. Onunla aramdaki çekim değişik bir şekilde bizi bir birimize çekiyor.
Bence bu çekimin O da farkında. Şuan arabada süren bir sessizlikle yola devam ediyoruz. O uçurum kenarında yaşadıklarımız güzel hissettirdiği kadar tuhafta hissediyorum.
Uzun sessizliği bozan benim tlf oldu. Daldığım düşüncelere beni yeniden şu ana getirdi. Telefonu arka cebimden çıkardım. Arayan Tura hemen cevap verdim.
"Sara uyandı. İlk seni sordu. Nerdesin Züm? " daha konuşmadan sorularını soran Tura görmesede güldüm. "Durumu nasıl? Geliyorum birazdan orda olurum." Cevapladım."Tamam bekliyoruz,durumuda iyi." Deyip kapattı.
Anka' ya baktım. "Sara uyanmış bizi bekliyorlar. Çok şükür durumu iyiymiş." Dedim. O da göz ucuyla bana baktı. "Gözün aydın. Geçmiş olsun." Dedi. Beş dk sonra hastahane kapısında oldu. Araba hızlı bir şekilde emniyet kemerimi açıp indim arabadan. Sara'nın bulunduğu odanın kapısını hızlıca açtım. İçerde Tura, Çınar ve Asel vardı. Sara hasta yatağında yatıyordu. Bir elinde serum takılıydı.
Hemen baş ucuna geçtim. Önce başından öptüm. Sonra incitmeden sarıldım. "Çok geçmiş olsun canım benim. Bizi çok korkuttun. Ama iyisin artık. "Dedim ve ayrıldım hemen yatağın yanındaki boşlukta oturdum. Elini sıkıca tuttum. "Biliyorum çok korkuttum sizi ben de çok korktum bırakıp giderim" dedi. Göz yaşlarıyla elimi uzattım. Göz yaşlarını sildim.
"Geçti artık ağlama bebeğim, ne o biz Tura'ya ağlak diyorduk. Sen onu geçtin." Dedim gülerek oda hemen gülümsedi. Ve "Yok canım ben mi Tura'yı geçeceğim. Onu kimse geçemez. Kesin ben vurulunca ağlaması hiç durmamış, baksana gözlerine kan çanağı" dedi. Buruk bir gülümsemeyle bize bakan Tura
"Sen iyi ol. Ben ağlak olmaya razıyım kızım. Öldüm öldüm dirildim. Bir daha sakın böyle bir şey yapma hayatını tehlikeye atma." Dedi ve gelip oda başını öptü.
Biz böyle sıkı sıkı sarılınca gözüm bize bakan üçlüye takıldı. Güzel bir a nı yaşıyorlar gibi bakıyorlardı. Anka ya bakıp gülümsedim. Onun da dudakları varla yokla kıvrıldı.
"Hadi ayrılın yeter bu kadar duygusallık." dedim Anka ayağa kalktı "geçmiş olsun Sara." Dedi. Sonra sırasıyla hepsi odadan çıktı. Bir ihtiyaç olursa aramamızı istediler. Teşekkür edip, hepsini yolcu ettim. Ne kadar Tura gitmek istemeseler zorla ikna etmiştim.
Onlar gidince bende Sara'nın yanındaki koltuğa geçtim. İlaç etkisiyle uyuyan Sara benim de yorgunluk tüm vücudumdaki hücrelere akın etti. Gözlerim ağır ağır kapandı. Aradan ne kadar süre geçti. Bilmiyorum sabah olmuştu. Doktor gelip kontrolleri yaptıktan sonra taburcu olabileceğimizi ama iyi bir bakım şart dedi. Çıkış işlemlerini hallettim. O sırada Tura'da gelmişti.
Hastahaneden çıkıp kendimize ait olan evimize geçtik. Sara'yı odasına yatırdım kendimi bir hışımla banyoya attım. Ilık bir duşa ihtiyacım vardı. Küveti doldurdum. biraz duş jeli yağ ve güzel kokular damlattım. Üzerimdekileri çıkarıp kendimi küvetin içine bıraktım.
Günlerdi üzerimdeki yorgunlu gitsin diye uzun bir süre içinde kaldım. Küvetten çıkıp duşun altında yıkanıp üzerime bornozumu giydim. Saçlarıma havlu sarıp banyodan çıktım. Dolaba yönelip önce iç çamaşırı çıkardım. Rahat bir eşofman takımı çıkardım. Üzerimi giyinip yatağa geçtim başım ağrıyordu. İlaç alıp uyudum.
*********
Aradan geçen bir hafta Sara toparlanmış, ama bir süre daha işten uzak duracaktı. Ben ve Tura Zümrüdüanka binasına gelmiş, Toplantı odasında yanımızda Çınar ve Asel oturuyordu. Hepimiz Anka'yı bekliyorduk. Yeni bir göreve çıkacağımız için bizi buraya toplamıştı.
"Sizce yeni iş nasıl bir şey " diye Sordum. Çınar "Siz ekibe katılmadan önce bize gelen bir görev vardı. Organ mafyası ile ilgili tam içeriğini bilmiyorum. Anka gelince detaylı anlatır." Beni yanıtladı.
Hemen sonrasında kapı açıldı. Anka elinde bir dosyayla masa başına geçti. Önce bize bir baş selamı verip. Önümüzdeki dev ekranı açtı.
Önce bize baktı. Sonra ekranın önüne geçti. Ekranda görünen bir kaç resim ekranda yerini aldı.
"Evet şimdi ki konumuza geçiyoruz. Yeni görevimiz organ mafyası, yurt dışında kimsesiz çocukları ve burda sokaklarda topladıkları insanları, alıp durumlarını hangi organların sağlam olduklarını kontrol ediyorlar." Dedi onun gösterdiği ekran da siluetler teker teker ve yaptıkları kanunsuz işler yazıyordu.
Yine devam eden Anka " İyi durumda olanları iyi bir miktarda satışa sunuyorlar. Bizlerde organ alıcısı gibi aralarına katılacağız. Önce nerede tuttuklarını öğreneceğiz. Daha sonrada onları ve onlarla birlikte olan ve çalışan herkesi yerle bir edeceğiz." Diyerek bir bardak tan su aldı. İçtikten sonra derin bir nefes aldı. Hepimize bakıp yüzümüzde ki ifadelere ne bulduysa memnun kalmış gibi konuya devam etti.
" Zor bir görev olacak ne kadar süreceği belli değil. Bu süreyi en aza indirmek için hızlı bir çalışma planı yapacağız. Tura ve Çınar siz ikiniz gizli yerlerini bulacaksınız çok dikkatli olmalısınız. Siz yanlarına birer koruma olarak gireceksiniz. Sara olmadığı için Asel sende benim korumam olacaksın. Ben ve Zümrüt zengin bir kesimden olan bir çift olarak gireceğiz içeri. Böbrek hastası olan eşim için böbrek arayan yasal olmayan yollardan arayan bir eş olacağım." Dedi.
Diğerleri baslarini sallayıp olumlu yanıt verdiler. Bakışlarını bana çevirdi. "Ben ve sen bir birini çok seven ve eşi için her şeyi yapan koca rolü oynayacağız. Senin için bir sıkıntı olur mu? Yapabilirmisin? " Diye sordu.
Ayağa kalktım onun yanına geçtim. Gözlerini hiç benden ayırmadan hareketlerimi takip etti. Ne yapacağımı o ve diğerleri de merak ediyordu. Bütün gözler üzerimde ben ona yaklaştım. Koluna girerek iyice yanaştım. Kedi gibi, benden bu hareketi beklemediği bir kaşının yukarı kalkmasın dan belli oluyordu.
Yüzüne baktım. " Hayatım benim ölümüme seyirci kalamayacak kadar çok seviyor. Ne o bensiz yapabilir nede ben onsuz lütfen bana uygun bir dönür bulurmusunuz. İsteğiniz kadar para verir benim kocam." Dedim. Yüzüne aşkla ve masumiyetle bakıyordum. Şaşkınlığı devam ederken " nasıl yapabiliyormuyum tatlım" dedim gözlerimi onun gözlerinden ayırmadan.
Anka'ya bakmaya devam ettim. Aynı şekilde oda bakıyordu. Zümrüt yeşili gözlerime en derinine bakıyordu. Gözlerinde anlam veremediğim bir duygu geçti. Hayranlıkla bakmaya devam ederken ne zamandır aynı konumda duruyorduk, bilmiyorum. Arkadan alkış ve ıslık sesleri bizi kendimize getirdi. Hemen bir birimizden uzaklaştık.
Aramızdaki çekim gün geçtikçe daha çok bizi bir birimize yakınlaştırıyordu. Kendimize çeki düzen verirken Çınar'ın konuşmasına döndüm.
"Offf Zümrüt bir an oyunu gerçek sandım. Sizin bu aranızdaki elektirik walt attırıp duruyor. Çok iyiydin. Dışarıdan bir göz bile sizin sahte olduğunuzu anlayamaz ." Dedi. Tura ve Asel de aynı anda "kesinlikle katılıyoruz. Çok iyi duruyorsunuz." Dediler benim yanaklar hafif kızardığını hissediyorum.
Anka hemen "Tamam bırakın zevzekligi yeni görev için herkes hazırlansın. Bu gece dinlenin yarın işimiz çok. Bir aksilik istemiyorum. Çıkabilirsiniz." Dedi hepimiz ayaklanıp çıkmak üzere kapıya gidince duyduğum sese durup döndüm. "Zümrüt sen kal. Seninle konuşmam gereken bir durum var. Sizler çıkın." Dedi.
Onlar çıktı.Anka hala aynı yerinde masanın yanında duruyordu. Yanına yaklaşarak " Ne konuşacaksın?" Diye sordum. Oda bana bir adım attı. Burnuma dolan parfüm kokusu beni hem mest ediyor hem sakinleştirici etkisi yaratıyordu.
Yüzüme baktı. Söyleyip söylemek arasında kalıyordu. Sanki en nihayetinde karar verdi. "Seni ilk kez burda görmedim. Seni uzun zaman önce gördüm ve tanıyorum." Dedi.
Ve ben şok içinde ona baka kaldım.
Evet yeni bir bölümle daha sizinle buluşuyoruz.
Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sizce Anka Zümrüt'ü ilk nerde görmüş olabilir?
Yeni bölümde görüşmek dileğiyle
Allah'a emanet olun
|
0% |