@bl_beyazleke
|
3. bölüm Güneşli günler bulutlu anlarda değer kazanır.. Sabahın erken saatlerinde kendimi Alp'in kollarının arasında yatarken buldum hızlıca doğruldum Alp uyanıktı ve beni izliyordu bu çocuğun nesi vardı böyle. "Niye uyandırmadın rahatsız etmedim seni değil mi?" Diye sordum Alp "neden rahatsız olayım ki hem gece kabus gördün anneni sayıklıyıp duruyodun bu yüzden yanıma aldım seni" dedi ay gördüğüm kâbusun etkisinden cikamamıştım düzgün "Tamam ben şimdi üstümü değiştiriyım sende mehir ile Ozan'ı kaldır diyecektim de baksana şunlara" diye çenemle birbirine sarılarak uyuyan mehir ile Ozan'ı gösterdim ve hızlıca telefonumun kamerasını açıp fotoğraflarını çektim bunu daha sonra mehire gösterecektim. Alp hafif sırıttı ve "tamam sen hazırlan ben bunları kaldırırım" dedi hızlıca odama koştum,üstüme beyaz hafif göbeği açık bir kısa kollu tişört giydim altımada mavi bol bir kot pantolon giydim saçlarımı açık biraktim hafifte yaz makyajı yapıp içeri yöneldim. İçeri gittiğimde bizimkiler kıyafetlerini giymiş etrafında toplamış beni bekliyolardı tam o esnada telefonum çaldı arayan annemdi hızlıca açtım ve telefonu kulağıma götürdüm. "Alo anne noldu yine beni mi azarlıyacaksın" dedim çünkü fazlasıyla bıkmıştım beni azarlamasından ama annem beklemedigim bir şekilde beni endiselendirerek konuşmaya başladı"kızım.. yetiş.. ba-baban..." Devamı gelmeden telefon kapandı şok içinde kalakaldım bedenim buz kesti. Sonra hemen kendime gelip bağırmaya başladım "ALP OZAN KOŞUN ARABAYI ÇALIŞTIRIN BENİM ANNEMİN YANİNA GİTMEM GEREK MEHİR BABAM.. BABAM YİNE ALKOL ALMIŞ ANNEM İYİ DEĞİL HADİ HIZLI OLUN!" dedim elim ayağım titriyordu hızlıca kapıya doğru koştum arkamdan tedirgin şekilde mehir geliyordu Alp ve Ozan araba anahtarını almış arkamdan geldiler hızlıca arabaya bindik içimde git gide harlanan öfkeyi daha fazla biriktiremedim ve araba koltuklarını tekmelemeye başladım. "Tamam sakin ol dalya kendine gel derin nefen al ver" diyordu mehir öfke nöbeti geçirdiğimi anlamıştı"sakin olamam mehir babamın ne yapacağı belli değil annem tehlike altında ben ne yapacağım ya ne yapacağım?!" Diyerek koltukları tekmelemeye devam ettim Ozan "bak dalya tamam anneni kurtarıcaz ona zarar gelmiyecek lütfen derin nefes al ve ver" dedi arabayı kullanan ozan. Eve yaklaştığımızda ellerim dahada fazla titremeye başladı stresten tırnaklarımı elime batırdığım için ellerim yara olmuştu. En son eve vardığımızda hızlıca arabadan indim ve koşmaya başladım Alp de endişeyle peşimden geliyordu. Bir hışım anahtarı çıkartıp kapıyı açtığımda gördüğüm manzarayla yere düşmem bir oldu. Babamın elinde keskin bir çakı ve boğazından kesilmiş kanlar içinde yerde yatan annem vardı. Mehir gördüğü görüntüyle çığlık atıp ağlamaya başladı,Ozanın gözleri dolmuş küfürler savurarak kafasına vuruyordu, Alp ise bir bana bir babama birde annemin yerde yatan kanlar içindeki bedenine bakıyordu. Hemen ayağa kalktım ve annemin yanına gittim "ANNE KALKSANA NEDEN YERDE YATIYOSUN KALK!" diye bağırmaya başladım. Babam denilen o adamda şaşkınlıkla anneme bakıyordu. Neden,neden böyle olmuştu?, neden günüm kötü başlamıştı?, o zaman hep günlerim mutsuz mu başlayacaktı? , hiç bir şeye anlam veremiyordum başım dönüyordu. Mehir yanıma gelip annemin nabzını baktı ve içimi daha çok kavuran bir cümle kurdu "dalya Ayşe abla ö-ölmüş!" Diye kendini geri attı. Tekrar ayağa kalktım ve annemin cansız bedenine bakan babamın boğazına sarıldım Alp beni tutmaya çalıştığında "BIRAK ALP BUNUN HESABINI ONA ÖDETECEĞİM!" diyerek Alp'in koluna vurdum ve onu kendimden uzaklastırdım. Babam nefes alamamaya başladığında bu sefer uzun tırnaklarımı suratına geçirip cırladım, "BUNDAN SONRA BENİM BİR BABAM YOK BUNU BİL PİÇ HERİF ANLADİN MI?!" Tırnaklarımı batırdığım yüzü kanamaya başladığında dahada fazla derisine bastırıp çığlık atmasını sağladım. Arkadan mehir'in "dalya dur artık birak vicdan azabı çeksin oda lütfen dur artık!" Diye seslendigini duydum ama bir şey duymak istemiyordum tek istediğim bu pisliğe cezasını ödetmek ti. Kemal daha fazla bağırınca bu sefer Alp dayanamayıp beni omzundan aşağı sarkıtarak kaldırdı ve arabaya doğru yürümeye başladı. Mehir'in "Alp dikkat et öfke nöbeti geçiriyo dana zarar verebilir" dediğini duydum. Alp beni arka koltuğa oturttu ve yanıma geçti. Ozanda ambulansı arıyordu ama nafile annem o piç kurusu yüzünden oracıkta can vermişti. (1 hafta sonra) Zaman bu kadar hızlı geçer miydi? Ben annemsiz ne yapacaktım alkolik bir babayla ne yapacaktım? bir hiçtim kendini bir şey sanan koskoca bir hiçtim.. Annem öleli 1 hafta olmuştu ve babam aranıyordu nasıl yaptıysa kacabilmişti pislik yüzünü asla görmek istemiyordum. Annemin ölümünden sonra düzgün yemek yememiştim mehir benimle kalmıştı ve zorlada olsa bana yemek yedirmişti ne kadar itiraz etsemde ağzıma tıkamıştı Alp ve Ozanda arada geliyor bana bakıyor odamdan çıkmam için yalvarıyorlardı. O kadar suçlu hissediyordum ki keşke annemi sinirlendiricek hareketlerde bulunmasaydım keşke inadına gitmeseydim keşke onu zamanında üzmeseydim bu düşüncelerle daha da içime kapanmış asla çıkmıyordum. Ama bu gün bir karar aldım toparlanacaktım şuan mehir,ozan ve Alp içeride benim hakkımda konuşuyolardı yavaşca yataktan doğruldum ve aynanın karşısına geçtim göz altlarım morarmıştı tenim solmuştu çok kötü görünüyordum ama umrumda değildi. Yavaş adımlarla kapıya yöneldim bizimkilerin sesleri geliyodu "Ya abi bu kızı nasıl odadan çıkarıcaz?"diye soruyodu Ozan. "Ah bir bilsem kendini suçlayıp duruyor bir o kadar da babasına karşı nefret dolu" diye yanıtladı mehir evet babam denilen o adama fazlasıyla öfke doluydum. "Benim küçükken yaşadığımı bu yaşında yaşaması daha çabuk atlatabileceği anlamına geliyor biraz rahat mı bıraksak?" Diye sordu Alp, küçükken ne yaşamıştı acaba bunu ona bir ara soracaktım ve acı verici bir şey olduğundan çok emindim. En son kapıyı açtım ve onların yanına doğru ilerlemeye basladım hepsi birden bana dönüp şaşkınlıkla bakmaya başladılar en son mehir koşarak bana sarıldı "nasılsın güzelim? iyi misin? noldu çıkmazdın odandan?"diye soru yağmuruna tuttu beni mehir "iyiyim sadece toparlanıcam kendime gelicem buna karar verdim odamda kaldıkça dahada fazla bunalmaya başladığımı fark ettim" diyince Ozan ve Alp sevinçle bana sarıldılar. Ozan"oh be şükür kız cimcime korkuyodum oda da havasız kalıp boğulcan diye,özlemişim valla seni"diyince gülümsedim. Alp "bir daha bunalıma girip kendini suçlama yıldız çiçeği, senin bir suçun yok lütfen.." dedi hemen "bilmiyorum Alp ben bir hafta önce babam tarafından katledilen annemin bedeniyle karşı karşıya geldim etkisinden çıkamadım" diye yanıt verdim. Ozan "bir yere gitmek istermisin kafa dağıtmak için kız?" Diye sordu. Hiç düşünmeden "bara gidelim" dedim Alp'in çenesi kasılmıştı nedenini anlayamadım ama umursamadım. Ozan sinsice sırıtarak "bana uyar herkes hızlıca hazırlanmaya gitsin bence" dedi. Mehir de kafasını olumlu anlamda iki yana salladı O da bar gibi yerleri severdi ve Mehir canımdı benim küçükken beni dışlayan kızlara aldırmadan arkadaş olmuştu benle birbirimize çok değer veriyorduk. Alp,ozan ve mehiri yolculadıktan sonra hızlıca hazırlanmaya başladım göz altlarımı kapattım güzel çok koyu olmayan bir makyaj yaptım üstüme de siyah mini bir elbise giydim ayağıma siyah sivri uçlu stiletto ayakkabılarımı taktım saçlarımı su dalgası yapıp sırtımdan aşağıya sarkıttım. Tam o esnada telefonum çaldı arayan Alp'ti.. "Geldiniz mi?" Diye sordum. "Geldik kapının önündeyiz hadi gel" dedi son zamanlarda Alp bana çok sıcak geliyordu onu gördüğümde kalbim hızlanıyordu. "Tamam hemen geliyorum" diyip sinir olması için telefonu yüzüne kapattım. Hızlıca telefonumu çantama koyup evden çıktığımda kapımın önündeki siyah range Rover ile karşılaştım sürücü koltuğunda ki Ozan ve yanında oturan Mehir bana ağzı açık bakıyorlardı ardından sinirle konuşan Alp'in sesini duydum "Ozan o ağzını kapat yoksa senin için iyi olmayacak" dedi ne o beni kıskanıyor muydu ne oluyordu bu çocuğa yahu. Arabaya kendimi attığım gibi mehir konuşmaya başladı "kızım bu ne güzellik?" Bu cümleyle boğazıma büyük bir yumru oturdu annem şimdi hayatta olsaydı bara gittiğim için bana çok kızardı yine bana 'sana gitmeyeceksin diyorum dalya!' bağırırdı bende itiraz eder yine giderdim gözlerimin dolduğunu hissedince mehirinde gözleri doldu ve önüne döndü o sırada Alp "çok güzel olmuşsun yıldız çiçeğim" dedi birden hüzünle kalbim hızlıca atmaya başladı yeniden heyecanlanıyorum. Heyecendan kısaca "teşekkür ederim" dedim salak dalya salak! Umarım kalbimin sesini duymamıştır çünkü biraz daha böyle atmaya devam ederse yerinden çıkacak ve şuracıkta bayılıp gideceğim.. Yarım saat sonra mekana gelmiştik kalabalık ve bir o kadar da ürkütücü bir mekandı İçeri ilerlemeye başladık mekana girdiğimizde en kenar köşede bir masaya oturduk garsonu çağırıp "ne içersiniz" diye sordum üçünde "bira alım" dedi bende garsona "sen bize üç şişe bira iki şişe de absent ver" dediğimde Alp "saçmalama o çok ağır bir alkol içme onu" dedi "yeterince doluyum biraz rahatlamak istiyorum" diye yanıtladım. Burada kaçak alkollerde satıştaydı bu yüzden bu mekanı sevmiştim. Yaklaşık beş dakika sonra alkoller geldi mehir sırıtarak bana baktı ne ima ettiğini anlamadım ama hayır yoktu gülüşünde ozan hiç durmadan birayı açtı ve kafasına dikti oda sarhoş olmak istiyordu sanırım Alp ve mehir şarap bardaklarına doldurup yavaşca içmeye başladılar bende hiç beklemeden absenti kafama diktim baya ağırdı ve acıydı bu yüzden yüzümün buruşmasına neden oldu. Alp ise ben içerken bir yandan birasını içiyor bir yandanda beni izliyordu. Absente şeker kalmamıştım bu yüzden fazla acıydı ama umrumda değildi kederliydim annem gözümün önünde siktiğimin babası yüzünden can vermişti. Git gide içtikce başım dönmeye başlamıştı. Mehir'in "dalya neden içtin ki sen bunu ya gözlerin baygın bakıyo" dediğini duydum "bırak ya doya doya içiyim,ben gözümün önünde annemi kaybettim haberin var mı senin?!" Diye sordum sesin biraz yüksek çıkmıştı sonra birden kahkaha atmaya başladım. Ozanda baygın bakıyordu sanırım oda yavaştan sarhoş olmaya başlamıştı başlasınn bana ortak olsun o da tekrar kahkaha atmaya başladım ve "noldu lan ozan kafa mı yaptı sana alkol" diye alay ettim. Ardından anlamadan gözyaşlarına boğuldum nedenini bilmiyordum yada biliyormuydum acaba.. Alp daha fazla dayanamamış gibi birden kalktı ve beni kucakladı korkuyla kollarımı boynuna doladım "ya napıyosun ya bırak beni!" Diye cırladım ama hayla ağlıyordum. Kucağında tepinmeye başladığımda Alp "mehir sen ozan'la burada kal bekle beni şunu arabaya bırakıp geliyorum birazdan" dedi. Dışarı doğru yöneldiğinde "yahu anlamıyor musun bırak beni ya kaslı seksi kollarından çıkmak çok zor" dedim ve ağlayarak kahkaha atmaya başladım. Alp hafif sırıtıp "senin kafa baya gitmiş yarın dediklerini hatırlarsan ki biraz imkansız gibi bir şey o zaman görüşücez senle" dedi ve arabaya bindik beni arka koltuğa bırakıp hemen yanıma oturdu. Ağlamamı dindirip "Alp aslında biliyor musun sen çook yakışıklısın seni kapan şanslı hee" dedim Alp de gülmeye başlayınca "gerçekten mi?" Diye sordu emin olmak istiyordu bir şeylerden "gerçekten bak ben bile aşık olurum sana yani" dedim ve hıçkırdım. Alp'in sırıtışı büyüdü gamzeleri de ortaya çıkınca gamzeleride birden öpücük kondurdum. "Sana çok ama çok aşığım yıldız çiçeğim.." "Gerçekten mi yakışıklı?" Diye sordum şuan fazlasıyla başım dönüyordu. "Gerçekten güzellik" dedi ve kahkaha atmaya başladım "belki bir gün bakarsın bende sana aşık olurum ne dersin?" Diye sordum. "O günü iple çekiyorum yıldız çiçeği"dedi. "İpi biraz kuvvetli çek yakışıklı" dedim ve devamında bilincim tamamen kapandı. ... Sabah büyük bir baş ağrısıyla kalktım saat 12:34 olmuştu neredeyse öğlen olmuştu baş ağrısından ölmek üzereydim nasıl bir ağrıydı böyle dün akşam ne olmuştu hiç bir şey hatırlamıyorum. Yataktan doğrulduğum da pijamalarımlaydım kim değiştirmişti salona doğru ilerlediğimde şaşkınlıkla koltukta yatan Alp'e baktım neden buradaydı dün gece ne olmuştu. Alp'i uyandırmaya dikkat ederek mutfağa ilerledim uyanınca ona ne olduğunu soracaktım. Mutfağa girdim ve raftan bardak alıp suyu doldurdum dolaptan da bir tane parol alıp suyla içtim tam içeriye adımımı atacakken baş dönmesiyle bardağı elimden düşürdüm her yer cam kırıklarıyla doldu. Alp içeriden uyanıp bir hışım yanıma geldi saçları dağılmıştı ve dün ki kıyafetleriyle duruyordu beyaz kırışmış gömleği ve kumaş siyah pantolonuylaydı. "Meram etme sadece başım döndüğü için bardak düştü bir şey yok" diye geçiştirdim. "Sana bir şey oldu sandım ödüm koptu" dedi. "İyiyim ben sadece bir şey sorucam" dedim. Merakla gözleri açıldı ve bana sor dercesine kafasını salladı. "Dün gece ne oldu hiç bir şey hatırlamıyorum ve felaket başım ağrıyor" dedim acayip meram ediyordum dün gece ne olduğunu Hafiften sırıttı ve sonra kendini toparladı bu daha da meraklanmama sebep olmuştu. "Ve senin burada ne işin var" diye de ekledim. "Şimdi şöyle oldu" diye atıldı ve derin bir nefes verip konuşmaya başladı "dün ağır alkol almıştın belki hatırlarsın ozan'la ikinizin kafa gitti tabi bende seni alıp arabaya yerleştirdim sonrada sızdın zaten mehir ile Ozan'ı da çağırdım mehir öyle içmemişti bilinci yerindeydi ozanda senin kadar olmasada sarhoştu ozanı arkaya senin yanına oturttuk mehirde yanıma binince sürmeye başladım giderken ozan seni dürttü sende geri kalktın ve saçmalamaya başladınız hatta biliyor musun Sezen Aksu'nun Firuze açıp söylediniz beraber" deyip kahkaha attı keyifli görünüyordu "en son ozanın evine geldiğimizde mehir 'sen dalyayla kal onu götür ben ozan'la kalacağım bu salağın bu kafayla ne yapacağı belli olmaz' dedi kabul ettim hem mehir senle baş edemezdi sen daha beterdin seni evine bırakınca yatağına yatırdım ama elbisenden dolayı rahat görünmüyordun" birden şaşkınlıkla ağzım açıldı "sakın üstünü ben değiştirdim deme" diye atıldım "ben değiştirdim ama meram etme bakmadım en son burada kal diyince bende koltuğa yerleştim bide mutlaka şu dizindeki derin yanık izini anlatmanı istiyorum" deyince daha da kızdım bakmadım diyip dizimdeki yara izini incelemişti bir yandanda utançla başımı aşağıya eğdiğimde hayla sırıtıyordu öfkeyle baktığım gülmesini bastırmaya çalıştı. "Senin canını okuyacağım haberin olsun" dedim tehditkâr bir sesle "ilk yanık izini anlat sonra alırsın canımı" dedi. İtiraz etmedim ona geçmişimi bir gün dökecektim "tamam kabul bir gün sana tüm gelmişimi geçmişimi döküp canını alacağım" dedim Alp'te bir şey fark ettim biraz gergin görünüyordu sonra birden "dün geceye ait hiç bir şey hatırlamıyosun dimi?" Diye sordu biraz düşününce hayır hiç bir şey hatırlamıyordum başımı olumsuz anlamda iki yana sallayarak "hayır hiç bir şey hatırlamıyorum" diyince rahatlamış bir yüz ifadesine büründü anlam verememiştim. En son aramızdaki sessizliği bozup "gelde balkonda kahve yapıp içelim mi?" Diye sordum "olur sen kahveleri yap ben balkondayım" diyim kaçtı ve balkona yerleşti uyuz şey Yaklaşık 15-20 dakikadır havadan sudan konuşup sohbet ettik en son aniden bir şey oldu bir ses duydum "Erdal abi alalım mı ikisinide" diye bir ses.. Ardından bir dakika olmadan Alp ile ensemizde bir iğne hissettik geriye tek hatırladığım Alp ile yere düştüğümüz ve tanımadığım adamların bizi kucaklayıp götürmesiydi... Neden? Neden her şey benim ve sevdiklerimin başına geliyordu? İlk annem şimdide Alp ile kaçırılmamız..
|
0% |