Yeni Üyelik
4.
Bölüm

3.Bölüm¿

@black_dream356

Huzurlu bir şekilde yatağımda yatıyordum. Birden sesler duymaya başlayınca gözlerimi açtım. Çok korkaak etrafıma bakındım. Odamda olduğum için birazda olsa rahatlamıştım. Ayağı kalkarak kapıya doğru ilerledim. Bir gariplik vardı ama anlayamadım. Kötü bir şey olacaktı hissediyordum. Biraz daha kapıya yaklaştım. Kapıyı açmak için dokunduğumda sanki biri beni çekti.

Korkuyorum! Tekrar yatağıma doğru uzanayım dedim başımı yastığa koyduğum an da odam yok oldu. Uzanmış bir şekilde yolun ortasındaydım. Etrafıma baktım kimsecikler yoktu. Evim nerede, odam nerede, ben neredeyim diye bağırmaya başladım. Kimse duymuyordu anneme seslendim ses yoktu. Çok korkuyorum birisi kahka atıyordu. "Her şeyi biliyorum" defalarca tekrar ediyordu. Seslere dayanamıyordum kulaklarımı kapattım ama hiçbir işe yaramıyordu.

Arkamı döndüğümde babamı gördüm. Bana doğru hızlıca koşmaya başladı. Gelme gelme diye bağırdım birden yok oldu. Etrafıma baktım kimse yoktu. Bir ses daha duydum sessi çok tanıdıktı. İntikamımı senden alacağım her şeyi biliyorum diyordu. Bu sesi hatırladım Oktaydı.

“ Oktay sen misin duyuyor musun beni neredesin göremiyorum yardım et bana” binlerce kez bağırdım. Bir anda yanımda belirdi. “Bu yaptıklarının hesabını vereceksin” bir çok kez bağırdı bana elimi uzattığımda kayboldu.

Hiç durmadan Koşmaya başladım. Bir kapıdan içeri girdiğimde bir orman çıktı karşıma. Ağlayarak yeter evime gitmek istiyorum neresi burası çok korkuyorum. Haykırarak ormana doğru koştum. Bir ağacın orada parlayan bir ışık vardı oraya doğru ilerledim. Nefesimin gittiğini hissediyorum çok yoruldum.

Vardığımda bir ayna vardı. Aynaya doğru yavaş yavaş yaklaşıp baktığımda çok korkutucu siyah kapüşonlu bir adam vardı. Korkudan çığlık atmaya başladım. Ne yapacağımı bilmiyorum bana yardım edecek biri yokmu çok korkuyorum yardım edin diye yalvardım ama hiç ses gelmiyordu. Etrafıma bakındım yerde bir taş bulup aynaya fırlattım.

Ayna yerle bir olmuştu. Daha vazla dayanamıyorum etrafıma bakındım koşarak kaçmaya başladım. Her yerde aynalar vardı. Daha yeni kırdım kahretsin! Ben kaçtıkça aynalarda çoğalıyordu. Yeter artık diye haykırmaya başladım. Tüm taşları fırlattım. Gücüm azalmıştı. Çok korkuyorum çığlık attığım için sesim kısılmıştı. Aynalar üzerime doğru geliyordu daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapattım. Dayanamıyorum artık yeter. diyerek yataktan fırladım...

oh rüyaymış. Ter içinde kalmıştım. Annem koşar adımlarla odamın içine fırladı. “Ne oldu yine Hazal neden çığlık atıyorsun.” demesiyle o dama girmesiyle çıkması bir oldu.

Annemde çok korkmuştu ama bir sey söyleyemem bu yüzden “ Yok bir şey anne sadece bir kabus gördüm o kadar dedim. Annemde “Tamam kızım hazırlan gel kahvaltıya” deyip çıktı odadan.

Bu nasıl rüyaymış ya bıktım artık çok gerçekçiydi. Yatağımda kendi kendime konuşuyordum. Annem “bağırarak hadi Hazal gel aşağı” der demez yatağımdan kalktım. Hâlâ rüyanın etkisindeydim. Hâlâ çok korkuyordum. Odamda ki aynaya doğru yavaş yavaş bakmak için yaklaştım. Belki de rüya değil gerçekti.

Kendimi toparlayıp Yaklaştım. Aynaya baktığımda onu görür gibi hissetim korkudan geri cekildim ama derin derin nefes aldım kendi kendime bu sadece bir rüya gerçek değil korkacak bir şey yok sakin ol diye geçirdim. Birazda olsa iyi gelmişti.

Kendimi motive ederken annem "hadi Hazal geç kalacaksın” sesini duyduğumda bağırarak Geliyorum anne deyip aceleyle hemen hazırlanmaya başladım. Lanet olasıca Ellerim yine titremeye başlamıştı. Bu gördüğüm rüyalarda neyin nesiydi. Neden rüyalarıma giriyor neden her rüyamda o kapüşonlu adam var. Neden neden neden bıktım artık. Diye kendimce iç savaş verirken annem, “haydi Hazal yine geç kalacaksın bir daha uyarmayacağım demesiyle” kendime gelip bu konuyu şimdilik rafa kaldırdım.

Okul çantamı alıp Aşağı indiğimde herkes yemeğin başında toplanmışlardı. Babam bana öyle bir bakıyor ki yerime çiviledi beni “neden bana öyle bakıyorsun baba” deyince babam sinirle “bir daha bu sofraya ben gelmeden geleceksin, Hazal anlaşıldı mı?” İçten içe sinirlenmeye başlıyordum. Yine neye sinirlenmişte bana patlıyor anlamıyorum.

Babam sesini bir kez daha yükseltip “anlaşıldı mı? dedim sana" deyince sesim titreyerek tamam dedim. Anneme bakınca yine gözleri dolmaya başlamıştı ona baktığımı hissedince benden gözlerini kaçırıp önündeki yemeğe baktı. Biliyordu bir şey yapmadığımı sırf annem daha fazla üzülmesin diye sesimi çıkarmıyordum. Abime bakınca o iştahla yemeğini yiyordu sanki burada bir şey olmamış gibiydi.

Yemek sofrasına şöyle bir bakınca iştahım gitmişti. Kimseye bir şey demeden evin çıkış kapısına doğru ilerlemeye başladım. Arkadan babamın “nereye gidiyorsun otur oturduğun yere! bu kızın kimseye de saygısı kalmamış artık.”

Babamın saçmalıklarını daha fazla dinlemeyip hızlıca ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Neden ya neden ben neden babam beni sevmiyor, neden bana böyle davranıyor ben ona ne yaptım. Dolmuştum biri bana dokunsa ağlayacaktım artık.

Bu ruh haliyle okula gidemezdim. Kafamı dinlendirecek bir yere gitmem gerekti. Biraz bir şeyleri unutmaya ihtiyacım vardı ve o dakika bara gitmeyi düşündüm. Hemen bisikletime atlayıp en yakın bara gitmeye karar verdim. Yaklaşık bir 20 dakika sonra bara gelmiştim.

Bisikletimin kimsenin almayacağı bir yere saklayıp bara doğru ilerlemeye başladım. İçeri girdiğimde ilk başta çok karanlıktı ve sesler geliyordu ilerlemeye devam ettim. Kapıya geldiğimde seslerde yükseliyordu. Ellerimle itip içeriye girdim. İçerisi dumandan ve sis bulutundan bir şey görünmüyordu.

İçerisi çok kokuyordu ama insanlar çılgınlar gibi dans ettiklerinden kimse umursamıyordu. Bazıları çok komik dans ediyordu. Gülmemek için kendimi zor tuttum aralarından geçip bir yere oturdum. Barmen geldi “ne içersiniz “diye sordu ben de kafana göre bir şeyler ayarla dedim.

İki dakika geçtikten sonra hazırladığı içeceği getirdi bir iki yudum aldığımda tadı kötüydü midem bulanıyordu ama sonradan alıştım. Bir bardağı bitirip çılgınlar gibi dans etmeye başladım. Çok yorulmuştum yerime geçtim.

Oturduğumda giriş kapısından bir gurup içeri girdiğini gördüm. Barda ki herkes o gruba bakıyordu. Gurup yerine geçtiğinde dans etmeye devam ettiler.

Barmenden bir bardak daha istedim kafaya diktim bir tane daha istedim. O gruptan bir çocukla göz göze geldik bana bakıp duruyordu. İçtikten sonra dans etmeye başladım. Çılgınlar gibiydim çok güzel dans ediyordum. O esnada bir çocuk bana yaklaştı birlikte dans etmeye başladık. İlk başta bir sıkıntı yoktu. Çok güzel eğleniyorduk taa ki çocuk bana sırnaşana kadar.

Çocuk beni rahatsız etmeye başladı. Kovdum gitmedi, rahat bırak! Dedim dinlemedi. Uzak dur benden kaç kere söyledim dinlemiyordu. Çocuk gelmiş dans ederken “eğleniyorduk ne oldu şimdi” deyip durdu. İstemiyorum anladın mı beni istemiyorum diye bağırdım.

Herkeste dans ediyordu. Kimse görmüyordu sanki. Etrafıma bakıyorum yardım istiyorum resmen ama kimsenin umurunda değildi. Çocuk kolumu iyice sıkmaya başladığını anladım ama ne yapacağımı bilmiyordum.

Beni çekip başka bir yere götürmeye çalıştığı o an da biri “kızı rahat bırak” diye bağırdı.

Arkamı döndüğüm de bara geldiğinden beri bana bakan o çocuktu. Neden baktığınıda pek anlamamıştım. Beni rahatsız eden çocuk,” sana ne oluyor bırakmıyorum defol buradan” diye bağırdı. “Görmüyor musun kız rahatsız ediyorsun son kez bırak diyorum yoksa sonuçlarına katlanırsın!”

“Bırakmıyorum gel ne yapacaksan yap hadi buradayım.” Deyince Beni kurtaran çocuk çok öfkelenip bir kafa attı yere serildi. Salak çocuk biraz yerde sürünürken birden ayağa kalkmaya çalışınca bir tane daha çakınca çocuk yerlere serildi. Kesin bu sefer burnu kırılmıştı. Dikkatler o kavganın üzerindeydi. Herkes sinema seyreder gibi izliyordu. Kimse de ayırmak için bir şey yapmıyordu.

Sonrasında hayatımı kurtaran çocuk elimden tutup dışarı çıkardı. Kapıdan dışarı çıktığımda çok kötüydüm. Ben duruyordum etraf dönüyordu. Midem bulanmaya başladı daha fazla dayanamayıp bir köşeye geçip kustum. Hayatımda unutamayacağım iğrenç bir anım olmuştu.

Beni kurtaran çocuk yanıma geldi “iyi misin su vereyim iç iyi gelir” diye sorduğunda bende gerek yok teşekkür ederim deyip geçiştirdim. Saatte baktım okul çıkış saatine çok az kalmıştı ama ne yapacağımı bilmiyordum.

Çocuk yanıma yaklaştı. “İyi misin neyin var” diye sorduğunda benden uzak dur benim gitmem gerek şimdi beni rahat bırak diye bağırdım. “Sana yardım etmeye çalışıyorum tamamı” deyip sakince konuştu. Benim de kafam güzel olduğu için “Bende o zaman barda neden bana bakıp duruyordun?”Dedim.

Küçük bir sessizlik oldu cevap veremedi. “sert bir şekilde şimdi benden uzak dur başımın çaresine bakabilirim.” Deyip gitmeye çalıştım. Bisikletimi bağladığım yerden çıkarıp okul sokağına gittim. Bisikleti zar zor kulanıyordum. Sanki dünyada benimle dönüyordu. Zorda olsa okulun oraya gelmeyi başardım. Kimse görmeden kapıya doğru baktım daha zil çalmamıştı. 2 dakika bekledikten sonra zil çaldı.

Herkes dışarı çıkıyordu ben de etrafa bakınıp eve doğru ilerlemeye başladım. Az da olsa biraz kendime geldim. Eve yaklaşmıştım artık kafam yerinde gibiydi. Üstümü başımı toplayıp Kapıyı açıp içeri girdim. Annem mutfaktaydı, abim odasında, babam ise daha gelmemişti. Mutfağın önünden geçerken annem, “bugün okul nasıl kızım” diye sordu. Çok korktum anlayacak sandım ama çok şükür anlamadı.

Hemen İyi deyip odama çıktım. Odama girdiğimde üstümün, ağzımın koktuğunu fark ettim. Hemen üstümü değiştirip duş aldım. Bugün güya bara gidip kafa dinleyeyim dedim. Başıma bela aldım yine hiç şaşırmadım. Küçük bir duşun ardından hemen bu sersemliğimden kurtulmak için direk yatağa uzandım. Kısa bir sürenin ardından göz kapaklarım ağırlaşınca uykuya daldım.

Loading...
0%