Yeni Üyelik
5.
Bölüm

4.Bölüm¿

@black_dream356

Koşuyordum nereye gittiğimi bilmeden koşuyordum. Soluk soluğa kalmıştım. Etrafa baktığımda büyük bir caddenin ortasındaydım. İnsanlara bakınca her şey çok normaldi. Peki niye ben böyleydim. Etrafa daha da dikkatli bakınca. O sırada caddenin en başında onu gördüm siyah kapüşonlu adam bana doğru ilerliyordu.

Korkmaya başlamıştım. Niye ben ya niye ben kahretsin! Arka arka gittiğimde kapüşonlunun daha da hızlandığını gördüm. Ben hâlâ giderken o sırada birine çarptım. Arkamı döndüğümde çok şaşırdım. Bardayken hayatımı kurtaran o çocuğu görünce çok şaşırdım. İlk başta ne yapacağımı, ne diyeceğimi bilemedim. Sersem gibiydim hemen kendime geldim.

Ne işin var burada, benimi takip mi ediyorsun? Hemen git buradan diye bağırdığımda bana “sakin ol sakin ol tamam ben seni takip falan etmiyorum tamamı?” Deyip beni sakinleştirmeye başladı.

Benim burada ne işim var ben neredeyim? Burası neresi? Her şeyi açıklayacağım sen sadece sakin ol ve koşmaya başla tamam mı?

Korkarak da olsa tamam dedikten sonra elimden tutup koşmaya başladık. Koşarken çok korkuyordum ne yapacağımı bilmiyordum. O çocuğa her şeyi soruyordum. Çok konuştuğumun farkındaydım bende susmaya karar verdim.

Bir ara sokağa girmiştik artık yavaşlamaya başladık. Elimi elinden bir hışımla çektim.

Sen kimsin seni tanımıyorum tamamı ne yapmaya çalışıyorsun? “

Tamam sakin ol ben sana zarar vermem.”

Seni tanımıyorum ve güvenmiyorum anladın mı beni!

Çok korktuğum için koşarak oradan uzaklaşmaya çalıştım. Ben koştukça bir güç beni tekrar onun olduğu yere getiriyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ne istiyorsun benden defol git desemde beni dinlemedi. Üzerime doğru gelmeye başladı. Sanki bir güç onu çok sinirlendirmişti.

Birden beni yere itti. Üstüm başım dağılmış, saçlarımdan önümü göremiyordum. Saçlarımı önümden çekip biraz araladım bakayım dedim ama o yoktu. Ayağı kalktım etrafa baktım yoktu. Arkamı dönmüştüm önümü döndüğümde onu gördüm. Neredeydin diye tam soracaktım o çocuk, rüyamda gördüğüm kapüşonlu adama döndü. Çığlık atmaya başladım. Korkutucu adam yaklaştıkça yaklaştı daha fazla dayanamayıp Yeter diye bağırdım.

Gözlerimi açtığımda yerdeydim. Yine mi yeter artık bıktım ne oluyor yaa... Neden bu rüyaları görüyorum ben ya neden. Bunlar neyin işareti de her zaman bu tür rüyaları görüyorum. Bu sefer ilk defa annemin bağırmamasından erken kalmıştım.

Hâlâ yerdeydim ve ellerim titriyordu. Bir an önce ayağa kalkıp kapıyı kilitlemem gerekiyordu. Annemin beni bu hâlde görmemesi lazımdı. Ayağa kalkacak hiç mecalim yoktu. Zorlana zorlana kapıya ulaştığımda kapıyı en sonunda kilitlemeyi başardım. Hemen kapı kenarındaki duvara çöktüm.

Dizlerimi katlayıp ellerimi başımın iki kenarına koyarak sessizce ağlamaya başlamıştım. Yeter artık neden sürekli bu rüyaları görüyordum. Takmamaya çalışıyordum ama gün geçtikçe daha çok merak ,stres ,korku ve ellerimin sürekli titremesi artık canımı sıkıyordu. Rüyamda hiç tanımadığım bir adamı sürekli görüyorum. Bu adam niye benim rüyalarıma giriyor anlamıyorum. Kafamda deli sorularla düşüncelere daldım.

Bu düşüncelerden annemin beni çağırmasıyla dağıldı. Ellerime baktım titrememde geçmişti kendimi daha iyi hissediyordum. Ayağı kalkıp kapıyı açıp "Tamam anne geliyorum" deyip kapıyı kapattım. Hızlı bir şekilde üstümü giyip Aşağı indim.

Kahvaltıya indiğimde babam yoktu. Annem ben ve abim vardı. Yerime geçtiğimde abim babamın yerini hiç aratmıyordu. Bana laf söyleyip duruyordu. Çok sinirleniyordum ama cevap veremiyordum. Cevap vermeye kalksam annem müdahale ediyordu daha çok üzülmesin diye sustum. Daha fazla dayanamadım çantamı alıp evden çıktım.

Yol boyunca düşündüm bu adam neyin nesiydi. Rüyalarım çok gerçekçiydi acaba bana bilgi vermek mi istiyordu Yoksa sadece bir rüya mıydı. Anlayamıyorum ben ne yapacağım bilmiyorum. Düşünmekten okulun oraya çoktan gelmiştim ama pek farkında değildim.

Kapıya doğru ilerlediğimde arkamdan Oktay bana sesleniyordu.

“Hazal bekle beni" diye bağırdı. Yanıma geldiğinde “ne yapıyorsun” diye sordu.

Bende öyle aynı sen ne yapıyorsun diye sordum. İlk soruma cevap almadan ikinci soruyu sordum.

"Sana kötülük yapanları buldun mu?"

“Hayır bulamadım ama hala arıyorum. Bulacağım ve çok kötü benzeteceğim” diye sinirle cevap verdi.

“Oktay sen bu mevzuyu kafana çok taktın görmüyormusun her gün çok daha öfkeleniyorsun.”

“ Hazal seni kırıcak bir şey yaptıysam özür dilerim ama ne yapayım sende gördün biri üstüme attı ben suçlandım”

“evet çok haklısın yapanı bulurlar sen rahat ol.” Konuşmalarımız okula girene kadar devam etti.

Ders zilimiz çaldı Oktay görüşürüz deyip kendi sınıfıma gitti. Bugün ilk iki dersimiz resim tek rahatladığım, içimi döktüğüm yerdi bu yüzden Resim derslerini çok seviyorum. Bugün resimde konu olarak serbest çalışmayı işleyecektik. Hoca içeri girdiğinde

“atölyeye gidiyoruz artık atölyedeyiz.” Dediğinde çok sevindim çünkü daha rahat çalışabiliyordum.

Müzik eşliğinde resim yapmak çok iyi bir rahatlama şekliydi. Tuvalimi, kalemlerimi her şeyimi hazırladım. Rahatlamak için güzel bir müzik açtım. Çizimime başlamadan önce derin bir nefes aldım odaklanmaya çalıştım. O anda Hocamız bir saniye beni dinlermisiniz dediğinde herkes çalan şarkıları durdurup hocaya odaklandık. Ne diyeceğini çok merak etmiştik.

“Arkadaşlar bir sergi düzenlemek istiyorum bu yaptığınız ve yapacağınız resimler sergiye koyalım çocuklar ne dersiniz” sınıfa baktığım da Herkes onayladı. “Şimdi başlayın zihninizi boşaltın güzel şeyler düşünün. Yapacağınız resim iyide olsa kötüde olsa sergiye koyacağım.”

Hoca yerine geçti bende düşünmeye başladım. Güzel bir şarkı açıp odaklandım İlk başta aklıma bir şey gelmedi çok kararsız kalmıştım. Birden aklıma rüyalarıma takıldı. O kapüşonlu adamın kim olduğunu düşündüm. O an da kalemi elime aldım başladım çizmeye. Artık karar vermiştim rüyamdaki kapüşonlu adamı çizecektim.

Eğer izimleri bugün bitirebilirsem sadece renkler kalıyordu. Kafamda planı hazırladım Hocadan evde devam etmek için izin istediğimde Hocada izin verdi. O hatırladığım adamın yarısını çizmiştim. Devamını evde yapacaktım.

Arkadaşlarım bana soruyorlardı “bu kim ne çiziyorsun Hazal?" Bu tür sorular soruyorlardı. Bende yanıt olarak bilmiyorum deyip geçiştiriyordum. Teneffüs zili çaldığında lavaboya gidip boya olan ellerimi yıkadım. daha sonrada bahçeye her zamanki köşeme oturdum.

Aklım hala o adamdaydı bu rüyaları neden görüyorum? Psikoloğa mı gitmeliyim? Bilmiyorum kafamda deli sorulara dalmıştım Oktay yanıma gelip “Hazal” diyene kadar. Bir çok kez seslenmiş duymamıştım.

Oktay’da “bu aralar çok dalgınsın herhâlde” diye sorduğunda yok sadece biraz yorgunum diye geçiştirdim. Sonradan yanımıza Mervede dahil oldu Kısa bir süre konuşma devam etti sonra da zil çaldı hep birlikte içeri girdik.

Dersimiz Türkçeydi; Hocamız iyi biriydi severdim, derslerine katılırdım ve Zaman da çabuk geçerdi. Hocamız da beni de çok severdi. Dersinde sevmesine rağmen pek uslu değildim ama yine de severdi.

Bizim okulda genellikle az dersler işlenir sebebi hocalar çoğunlukla gelmezdi. Önemli derslerin hocaları gelirdi; matematik, Türkçe ve tarih hocaları gelirdi. Arda gelenler olurdu ama ders işlemezlerdi.

Öğretmen kadrosunda bir sıkıntı vardı. Bizimde canımıza minet İşimize gelirdi. Herkes eve erken gitmek için sabırsızlanırdı. Gerçi ben eve gitmek istemezdim. sınıftan kimse bilmezdi aile mevzularımı. Kimselere anlatmazdım.

Türkçe dersi de bitti hemen eve gitmek için okulun çıkış kapısının yolunu tuttum. Elimde çantam ,tuvalim, fırçalarım biraz zorlanıyordum ama olsun. Oktay “yardım edebilir miyim” diye sorduğunda hayır teşekkür ederim deyip yanındanayrıldım.

Oktay’ı anlamıyorum bilse ki ben ona bu kötülü yaptım ne yapardı. Yine yardım eder miydi? Bence etmezdi ben olsam bende etmezdim. Hâlâ Oktay’ı sevmiyorum. Takılacak kimse yok ne yapayım ne demiş Sun Tzu: “Dostlarını kendine yakın tut, düşmanlarını daha da yakın.”

Bende bu taktiği uyguluyorum. Bana kötülük yapmak için vakit kolluyor diye düşünüyorum. Bir anda bana iyi davranmaya başladı. Bir hinlik seziyorum bu taktik sayesinde her şeyi bana anlatıyor. Elimde büyük bir koz düşmüş oluyor.

Yolda giderken Elimdeki eşyalar yüzünden kulaklığımı takamadım. Eve gitmek biraz zor olmuştu ama halledebildim. Eşyalarımı Odama çıkardım, tuvalimi yatağımın yanına koyup her şeyi hazırladım. Üstümü değiştirip yatağıma uzandım. Zaman bir türlü geçmek bilmiyordu.

Bende çizimime devam etmeye karar verdim. Uzun bir süre çizimle uğraştım. Sonrasında annem akşam yemeği için beni çağırınca yardım ettim. Babam hemen üstünü değiştirip yemeğe geldi. Masada koca bir sessizlik oldu. Pek umursamadan yemeğimi yiyip odama çıktım.

Biraz daha çizimlerle uğraştım. Çok yorulmuştum kendimi yatağa atıp uyumaya çalıştım ama yorulmama rağmen hiç uykum yoktu. Kulaklığımı takıp güzel bir şarkı açtım. Bir sürenin ardından göz kapaklarım ağırlaşınca uykuya daldım.

Loading...
0%