Sabah her zaman ki gibi annemin sesiyle uyandım. Annem bana, "hadi Hazal kalk artık, okula geç kaldın uyan" diye bağırıyordu. Uyanmayınca annem içeri girip perdeleri açtığında güneş yüzüme vuruyordu. Yatağımdan kalkıp Çığlık atmaya başladım bugün o korkunç kabusları görmedim. Çığlık seslerime annem, "ne oluyor Hazal neden bağırıyorsun." Yok bir şey anne her zamanki rüyalar deyip geçiştirdim.

Saate baktığımda saat 9 geliyordu çoktan geç kalmıştım. Hızlı bir şekilde kıyafetlerimi giyip çantamı hazırlayıp Kahvaltı yapmadan evden çıkmak zorunda kaldım. Allahtan babama raslamadan çıkmıştım. Yakalansaydım bir ton laf edecekti.

Biraz yürüdükten sonra karşıya geçmek için ışıkları bekliyordum. Hızlı adımlarla derse yetişmeye çalışıyordum. Yeşil ışık yandığında her iki taraftan da acelece koşuşturan insanlar vardı. Cebimden kulaklığımı çıkarırken bir anda kulaklığım yere düştü.

Almak için kalktığımda karşıya geçerken siyah kapüşonlu adamı görür gibi oldum. Ona baktığımda İçim bir an korkuya kapıldı ama ne yapacağımı bilmeden olduğum yerde kala kaldım. Bana doğru ilerlemesiyle nefesim gittikçe hızlanmaya başladı, gözlerim kararıyordu ve bir an düşecekmiş gibi oldum.

Kendime gelmek biraz uzun sürmüştü ama Arkamdan birinin, "hanımefendi ışıklar yanmak üzere" demesiyle kendime geldim. Hızlı bir şekilde karşıya geçtim. Arkamı döndüğümde onun yok olduğu gördüm.

Çok korkuyordum, ellerim titremeye başladı. Korkarak koşa koşa okula doğru gittim. Okulun girişine doğru girerken hala ellerim titriyordu. Oktayı gördüm bana "ne oldu böyle yüzün kireç gibi olmuş iyimisin"dedi. Bende olanları anlatamazdım iyiyim yok bir şey deyip geçiştirdim. Bu kısa sohbetin ardından Mervede geldi hep birlikte sınıflarımıza girdik.

Mervede ne olduğunu sordu ama pek bir şey demedim. Oktay kendi sınıfına gitti bizde kendi sınıfımıza biraz bekledikten sonra hocamız gelip derse başladı. Coğrafya derslerini seviyordum ama hoca beni pek fazla sevmezdi. Benimde pek umurumda olmazdı yine de dersi dinlerdim.

Bu hafta ki konumuzun nüfus olduğunu söyledi. Bize biraz konuya giriş yapmıştı derse başlayalı 20 dakika olmuştu birden kapıya vurma sesleri geldi. Girin dedikten sonra tarih hocamız derse girdi. "Dersinizi böldüğüm için kusura bakmayın hocam hemen bir duyuru yapacağım." Coğrafya hocası; "tabii ki de buyurun yapın."dedi.

Aslında ne olduğunu çok merak ediyorum. Genelde tarih hocası ders varken dersi bölmez kendi dersinde anlatırdı ama bugün öyle olmadı. Arkadaşlar; "size bir görev vereceğim tarihte iki kişilik gurup olacaksınız ve bu gurupları birlikte seçeceğiz. Size bazı konular vereceğim araştırma yapacaksınız.

Yaparken de bazı yerlere gitmeniz gerekiyor. Kazanana büyük bir ödül var haberiniz olsun. Dersimizde de anlatacağım. Şimdilik bu kadar bilgi yeterli bu arada kusura bakmayın dersinizi böldüm"deyip hocamız dersten çıktı. Coğrafya hocası anlayışlı biri olduğu için sorun yok dedi.

Birden Sınıfta konuşmalar yükseldi ama coğrafya hocamız müdahale ederek derse devam etti. Kısa süre içinde zil çalar çalmaz sınıfta sesler yükseldi herkes tarih dersi hakkında konuşuyordu. Hiç kimse bir şey anlamamıştı bu yüzden ortaya saçma sapan şeyler atıyorlardı.

Oktay'da sınıfa girdiğinde ne konuşuyoruz diye merak etti. Sonra her şeyi anlattığım da "bizim sınıfa da böyle bir ödev verecekti. Bize bahsetmişti biraz nasıl olacak filan anlattı. Kendi sınıfınızdan yada başka sınıftan gurup çıkabiliyor. Konu veriyor ekip arkadaşın kimse birlikte yapıyorsun.

Bu açıklamayı yaptığı an şimdiden herkes kendi ekip arkadaşını ayarlıyordu. Oktayda onlara katıldı biraz durup "ödevler aynı olursa birlikte gurup olsak mı? Diye sorduğunda cevap veremedim. Sebebiyse ben Oktay ile gurup olmak filan istemiyorum nasıl söylemeliyim bilmiyorum.

Derin düşüncelere dalmışken Oktay'ın bana seslenmesiyle kendime geldim. "Hazla ne diyorsun birlikte bir gurup olalım mı?" Tam mecbur olduğum için kabul edecektim Mert yanımıza gelerek "Oktay senle grup olalı mı?" diye sorunca bir rahatlama geldi. Çünkü Oktay ile mert yakın arkadaş oldukları için tklifini kabul ederdi.

Bir süre sonra benimle konuştu "ben mertle gurup olsam bir şey söyleyip, kızarmısın? Biliyorsun mert benim yakın arkadaşım." Diye sordu. Benim zere umrumda değildi çok sevinçliydim anlamasın diye Oktay hiç sorun yok ben bulurum birini sen arkadaşınla ol dedim.

Bunları söylerken gülmemek için kendimi zor tuttum kısa bir süre daha konuştuktan sonra bu konuşmalar yüzünden kimse teneffüse çıkmadan zil çaldı. Dersimiz tarih herkes merak ediyordu hocanın açıklamasını. Hızlı bir şekilde herkes yerine geçti. Osman hocamız sınıfa geldi.

Yerlerinize oturun açıklama yapacağım dediğinde herkes yerine oturdu. Oktay senin burada ne işin var sen sınıfına git çabuk." "Hocam benim dersim boş şuan hocamız gelmedi bende bu sınıfa geleyim dedim yani kalabilir miyim." "Tamam Oktay kal ama akılı uslu otur. Ses çıkarırsan direk çıkarsın sınıftan anlaşıldımı?" Tamam hocam.

"Gelelim önemli konumuza, arkadaşlar dikkatlice beni dinleyin. Size çok önemli bir ödev vereceğim. Yaptığınız çalışmalar karnenize işleyecek bu yüzden çok başarılı olması gerekiyor. İlk başta konuları ben size seçeceğim. Bir konu vereceğim o konuyu araştıracaksınız.

Örnek vereyim tarih bilimi diyelim ilk başta araştırıyorsunuz, bilgi buluyorsunuz gurup arkadaşınla o konu hakkında müzelere, kazı bölgelerine, tarihi yerlere gideceksiniz, Fotoğraf çekeceksiniz; Video, slayt hangisini seçerseniz ikisini birliktede seçe bilirsiniz orası size kalmış ama ben çok güzel edevler görmek istiyorum.

Sorusu olan var mı?" Sınıfın yarısı el kaldırmıştı." İlk başta Oktaya söz hakkı verelim." "Hocam bu gurup işi ne olacak biz mi seçeceğiz?" "Arkadaşlar ben gurupları ayarlamayı düşünüyorum çükü hep bir karmaşa oluyor. Ve diğer sınıflarda katılacağı için aynı sınıftan guruplar olmaya bilir. Tanımadığın biriyle de gurup olma ihtimalin olabilir."

Başka sorusu olan? Oradan Merve'nin el kaldırdığını görünce söz hakkı verdi.

"Hocam ödevin süresi ne kadar olacak?"

"Süre sıkıntısı çekmenizi istemiyorum güzel ödevler görmek istiyorum. Ödeviniz için 2 ay vereceğim baştan sağma yapmayın kabul etmem. Bu arada etkinlikler için bir yerlere gitmeniz gerekiyor ben yardımcı olacağım imzalı kağıt ayarlayacağım. Dersten sonra gelin vereyim. Başka sorusu olan?

Hazal el kaldırdı söz hakkı verelim. "Hocam bir ödülden bahsetmiştiniz ya nasıl bir ödül?" İlk başta şunu söyleyeyim çok güzel bir ödül olacak Kazanan arkadaşlarınız 1 aylık kampa gidecek. Çok güzel bir yer Etkinlikler olacak, gezecek yer çok, her gün farklı etkinlik, Kalacağınız yerler çok güzel yemekleri her şeyi çok güzel olan bir yer. Kazanan arkadaşlar çok şanslı olacak.

Bir öğrenci daha el kaldırdığında görünce ne soracağını anladım. "Kaç kişi kazanacak" Bir açıklama yapacağım kazanacaklar için. "İki kişilik gurup olacaksınız toplam 20 kişi gidecek 3 kişi öğretmenlerden gelecek." Herkes üzülmeye başlamıştı ama hocamız ekleme yaptı. "Üzülmeyin arkadaşlar en az 5 tur olacak bu sayede çoğu kişi bu etkinliğe katıla bilecek."

Tamam arkadaşlar konuşmamız burada bitmiştir şimdi zil çalar diğer dersimizde görüşürüz. Kısa bir süre içinde zil çaldı şimdiden herkes kimle eş olacak çok merak içindeydi. Bugün iki hocamız gelmediği için eve erken gidecektik. Hızlı bir şekilde çıkışa doğru ilerledim.

Oktay ve Mertle birlikte çıktık. Eve gidene kadar bu ödev hakkında konuştuk. İkiside aynı sınıftan olmasını istiyordu. Oktay bizim bir alt sokakta ayrıldı mervede görüşürüz deyip bizim sokağın başında ayrıldı.

Bugün çok yorulmuştum hemen eve gittim. Evde sadece annem vardı. Anneme görünüp odama çıktım. Üstümü değiştirip yatağıma uzandım. Düşünceye dalarken uykuya kalmıştım. Uyandığımda çoktan karanlık olmuş abim ve babam gelmişler, Annem de yemekleri hazırlıyordu.

Anneme yardım etmeye gittim. Annemin işi bittikten sonra babamı çağırmaya gitti. Herkes yemeğe oturduğunda her zamanki gibi bir sessizlik oldu. Yemekler yendikten sonra anneme yardım edip odama çıktım.

Yatağıma uzandım ama Uykum gelmiyordu. Biraz telefonla uğraştım uykum hala yoktu. Canım sıkıldığı için Yatağımdan kalkıp Cama doğru ilerledim. Camdan dışarıyı, sokaktaki insanları izliyordum. Bizim evin ilerisinde birden birini gördüm.

İlk başlarda tanıyamadım sonradan bir daha dikkatli bir şekilde baktım. Uykularımı kaçıran, rüyalarımı kabusa çeviren siyah kapüşonlu adamdı. çok korktum küçük bir çığlık atıktan sonra geri geri çekilip korkudan perdeleri kapattım.

Yatağıma doğru ilerleyip oturdum. Çok bağırmamak için kendimi zor tuttum. Kendimi toparlamam gerekiyordu ama bir türlü yapamadım. Derin bir nefes alıp ellerim titreye titreye bir kez daha cama yaklaşmaya karar verdim.

Sakin bir şekilde cama doğru yaklaşıp perdeleri açtım. Korkarakta olsa aynı yere bir kez daha baktım ama bir gariplik vardı. Artık siyah kapüşonlu adam etrafta yoktu. Çok korkuyorum hayal miydi yoksa gerçek mi bilemiyorum. Ne yapacağımıda bilmiyorum.

Sonrasında çok korktuğum için pencereleri sıkıca kapatıp kapımı kilitledim. Korkudan yatağıma girip yorganı başıma çekip uyumaya çalıştım ama korkudan artık uyuyamazdım.

Ne yapacaktım bilmiyorum birden aklıma müzik dinlemek geldi. Beni bu dünyada rahatlatan iki şey vardı biri müzik dinlemek diğeri ise resim yapmaktı. Bende Kulaklığı takıp müzik eşliğinde uyumayı tercih ettim. Başlarda zorlandım o görüntüyü aklımdan çıkaramadım ama sonradan etkili olmuştu. uykum gelmeye başlamıştı yavaş yavaş kendimi bırakıp uyumaya koyuldum...