Yeni Üyelik
9.
Bölüm

7.Bölüm¿

@black_dream356

Merhabalar sevgili okuyucularım♡♡Bu bölümde şarkıyı daha iyi hissetmeniz için video da paylaştım. Destekleriniz için çok teşekkür ederim seviliyorsunuz♡♡ keyifli okumalar dilerim

Gözlerimi açtığımda nefes nefese kalmıştım yorganı üzerimden atıp sakinleşmeye çalıştım. Bu sefer bu rüya diğerlerinden çok farklıydı. Ayağa kalktım pencereye doğru gittim hava hâlâ karanlıktı. Çok susadığım için odamdan çıkıp sessiz adımlarla mutfağa doğru ilerledim. Hâlâ rüyanın etkisindeydim. Her an bir şey olacak diye korkuyordum.

Mutfağa geldiğimde bir bardak su alıp içmeye başladım. O sırada öyle soğuk vurdu ki yüzüme bu esintinin nerden geldiğine baktığımda mutfağın penceresinin açık olduğunu gördüm. Annen hiç bir zaman açık unutmaz kapatırdı. Sanırım unutmuş diye kendime inandırmaya çalıştım. İçten içe bir ürksem de hızlı adımlarla mutfaktan dışarı çıktım. Sanırım annem hâlâ uyuyordu.

O kadar erken kalmıştım ki hava hala karanlıktı. Odaya doğru ilerlediğimde hafif sessiz bi konuşma sesleri duydum. Sesler annemin odasından geliyordu. Sessiz yavaş adımlarla annemin kapısının orda duvara sırnaşmış bir şekilde kulak misafiri oldum.

Sessiz sessiz bağrışmalar geliyordu ama bir şey anlaşılmıyordu. Bende kapıya doğru yavaş yavaş yaklaştım. Artık az da olsa duya biliyordum. Annem ve babam kavga ediyordu. “Neden Hazal’a kötü davranıyorsun çok belli ediyorsun. Çocukluğundan beri kıza huzur vermiyorsun” Diyordu. Babam çok sinirlenmiş bir şeyler söylüyordu. Bende kulağımı açmış dinlemeye çalışıyordum.

O kadar çok odaklanmıştım ki balkondan gelen sesleri duymadım. Annem babama “bir bak sesler geliyor” deyince nereye saklanacağımı şaşırdım. En sonunda babamların yan taraftaki odaya saklandım. Babam bir hışımla kapıyı açıp Balkona doğru ilerliyordu. Balkon kapısı rüzgardan açılmış kediler saksıları devirmişti.

Babam kapıyı kapatıp annemin yanına gitti. “Korkacak bir şey yok rüzgar ve kediler ses çıkarıyormuş. Annem Hazal yatıyor mu? Diye sorduğunda babam “Yatıyor yatıyor bu konuyu kapatalım artık sonra konuşuruz” deyip yattılar.

Bende hemen odadan sessizce çıkıp kendi odama döndüm. Yatağıma oturup biraz soluklandım. Sonrada annem ve babam benden ne saklıyor, ne olabilir? Bu konunun peşini bırakmayacağım. Biraz düşündükten sonra artık yatma vaktim gelmişti yatağıma girip hemen yatmaya koyuldum.

Gözlerimi açtığımda güneş ışıklarını yüzüme doğru vuruyordu. Gözlerim kamaşıyordu. Yatağımdan kalkıp anneme bakmaya gittim. Annem kahvaltı hazırlıyordu. Annem, “günaydın güzel kızım”dedi. Bende günaydın annecim deyip kahvaltıya yardım ettim.

Annem, “babamın erken çıktığını abimin de şimdi çıktığını”söyledi. Aslında güzeldi annemle kahvaltı yapacaktım. Bir yanım çok mutlu diğer yanım düşünceli. Ne sakladıklarını bulmam lazım ama nasıl yapacağım bilmiyorum.

Neyse bu konuyu kapatalım okula gitmem lazım hemen kahvaltımı yapıp hazırlanmaya gittim. Anneme bir görünüp evden çıktım. Hava güzeldi yürüyerek gitmeye karar verdim.

Yolda giderken çantamdan Kulaklığımı çıkarıp şarkıya ayak uydurmaya başladım. Kulaklıktaki şarkı çok güzeldi. Söyleye söyle yürüdüm...

Çökmüş akşam üstüme yığılmışım yerlere, kalmışım

Olur olmadık bir anda gelir yakalar bu his seni, ah seni

Yakmışım da ben de yanmışım

Sararmış resmine dalmışım

Yakmışım da ben de yanmışım

Takılmış geçmişe kalmışım

Hiç umurumda değil günlerden nedir, ben sende esir

Hiç umurumda değil günlerden nedir, bu derdi bitir...

Bu tarz şarkılar hep hoşuma gitmiştir. Son ses dinlemeye bayılırım. Yol boyunca şarkı dinleyerek geçti. Okula yaklaşmıştım şarkıyı kapattım hemen içeriye doğru ilerledim. Oktay her zamanki yerimizde oturuyordu. Yanına gittim oturdum. “Ne yapıyorsun tek başına burada” diye sordum. “Ne yapayım düşünüyorum bana bu hainliği yapanı.”

Bulursan ne yapacaksın peki? “Güzelce benzeteceğim”deyince ben bir korkar gibi oldum. Bende “ya yapan kişi erkek değil de kızsa ne yapacaksın.” Dedim “O zaman direk müdüre vereceğim.” Deyince ben çok şaşırdım. Genelde fark etmeksizin intikamını alırdın ama bir şey yapmayacağını söylüyorsun.

“Hazal ben artık çok değiştim artık intikam almak filan yok. Daha yeni dedim ya erkek olursa benzeteceğim onda da bir şey yapmayacaktım direk müdüre verecektim.”

Oktay beni şaşırtıyorsun peki bu kararının sebebini sorabilir miyim. “Söyleyeyim mi bilmiyorum kafam çok karışık ama artık böyle şeyler yapmayacağım kendime söz verdim.”

Biraz daha konuştuktan sonra okula girdik. Oktay kendi sınıfına gitti bende kendi sınıfıma geldim. Dersimiz matematikti ve ben bu dersi hiç sevmediğim için bu derste uyurdum. Hoca bana karışmazdı zaten zil çalana kadar uyur sonra Merve beni uyandırırdı. “yine uyudun mu Hazal”derdi. Artık ezberlemiştim sonrasında bahçeye gider hep aynı köşemizde oturur konuşurduk. Bugün tarih dersi vardı Oktay ile onu konuştuk.

Hocamız ödevleri dağıtıp eşleri belirleyecekti. Herkes çok heyecanlı bir şekilde tarih dersini bekliyordu. Son bir ders kalmıştı oda lanet olası matematik dersi bir bitmek bilmedi. Bu cümleleri söylerken Oktay duymuştu.

“Ben bunu içimden söylememiştim yaa...” dediğimde Oktay gülmeye başladı bende arkasından güldüm. O kadar çok gülmüşüz ki zilin sesini duyamadık.

Nöbetçi öğrenci uyardı bizi. Hızlı bir şekilde sınıfa girdik. Bir az bekledikten sonra matematik hocamız geldi. Dersimiz çabuk bitsin diye bildiğim bütün duaları okudum. Sanki beni duymuş gibi hocayı müdür çağırdı. Sınıftan hoca gidince herkes konuşmaya başladı. Kimi oyun oynuyor, kimi uyuyor diğerleri ise bizim gibi kendi guruplarıyla takılıyordu.

İlk defa bu derste uyumadım o da ders yok diye. Matematik dersi böylece çabuk geçmişti. Bu zilde dışarı çıkmadık sınıfta oturduk. Oktay’la konuşuyorduk Oktay bana “Hazal sana bir şey söyleyeceğim”dedi.

“Hazal şu dışarıdaki kızlar neden buraya bakıyor.” Hangi kızlar? “Bizim sınıfın karşısına bak.” Baktığımda üst sınıflardan iki üç kişi duruyordu. İçlerinden biri çok öfkeliydi. Diğer arkadaşları onu yatıştırmaya çalışıyor ama hiç bir işe yaramadı kız birden bizim sınıfa daldı. Bir hışımla bizim yanımıza geldi.

Hiç beklenmedik bir anda masayı fırlattı. Kız çok sinirliydi, beni itmeye başladı. “Ne oluyor neden bana saldırıyorsun sebebi ne?” “Sen suçunu biliyorsun. Seni mafedeceğim saçını başını yolacağım” diye hakaretler ediyordu. Oktay’a bakıp “vallahi ben bir şey anlamadım kız niye böyle celallendi? Oktay “sakin olun arkadaşlar oturup konuşalım”diyordu. Kızı biraz yatıştırmıştı.

“Bu arkadaşın benim sevgilimin etrafında dolanıyormuş parçalayacağım seni gel buraya” diyerek hakaretler savuruyordu.

“ Ben hiç bir şey anlamadım. Senin sevgilin kim? Sen kimsin seni bile tanımıyorum.” “Yalan söyleme görmüşler seni.” “Nerede görmüşler, ben seni anlamıyorum sevgilini de tanımıyorum simdi buradan defol git anladın mı?” Sinirler iyice yükseldi. Kız bana saldırmaya çalışıyor Oktay tutmak için hdr şeyi yapıyordu. O anda sesler yükselmiş müdürün sessini bile duyamamıştık.

“Hey! Gençler ne oluyor burada bir susun.” Sonunda herkes susmuştu büyük bir sessizlik olmuştu. Müdür gözlerini bana dikmiş “yine ne yaptın Hazal senden bir kurtulamadık.”

“Vallahi hocam bu sefer ben bir şey yapmadım inanın bana ben burada Oktay ile konuşuyorduk birden Üst sınıflardan bir kız gelip bana saldırmaya çalıştı. Oktay da şahidimdir sadece ben kendimi savundum”

“Doğrumu bu olanlar”diye sorunca Oktayda beni korudu. “Evet hocam bu sefer Hazal doğru söylüyor. Bize dik dik bakıyorlardı birden geldi masayı fırlattı Hazal’ı itmeye başladı sonra anlatı derdini.” “Neymiş derdi?” “Hocam mesele sevgili konusu göre Hazal bu kızın sevgilisinin etrafında mı geziyormuş ne saçma sapan konu yüzünden kavga çıkarıyor. Hazal ikisini de tanımıyor. Nasıl böyle bir şey olsun.”

“Evladım senin derdin ne çocuklara karışıyorsun. Şimdi bu sınıftan çık bu seferlik affediyorum ama bir daha böyle yaparsan ceza vereceğim anladın mı beni?” Anladım hocam. Herkes sınıfı boşaltıyor, bu kız gelmiş “seninle işim daha bitmedi ben sana gösteririm” diye bir şeyler geveliyordu. Bende uzatmamak adına cevap vermedim. Sonrasında konu burada kapandı.

Bu saçma sapan olaylar yüzünden zilin çaldığını duymamıştık. Bir iki dakika sonra hocamız sınıfa geldi. Herkes ödev dağılımını ve ekip arkadaşını merak ediyordu. Herkes kendi arasında konuşmaya başladı. Hoca masaya vurarak “Gençler sessiz olun” diye uyardı. Tüm sınıf pür dikkat odaklandılar. “Arkadaşlar eşlerinizi ayarladım ama baştan söylüyorum eş değişikliği olmayacaktır ve de eşiniz aynı sınıftan olmayabilir.”

Merve ve hasan kim? Şansa ilk ekip bizim sınıftaydı. “Sizin konunuz 20. Yüzyıl tarihçileri.” Hemen bir yere yazdılar. Sıradaki ikili “Oktay senle mert olacaksınız. Şuan buradayken ödevini vereyim.” Oktay çok sevinmişti. “Sizin konunuz ise heraldik. Bunla alakalı her bilgiyi bulun.” Hoca çoğu isimleri söylemişti beni hala söylememişti. Bir yandan heyecanlıydım kim gelecekti.

Aslında bir yanım Oktay ile olsak iyi olurdu diyordum ama artık geçmişti. Hoca da sanki bilerek benim ismimi en sona koymuş gibiydi. Bizim sınıfta çoğu kişi ayarlanmıştı bir ben kalmıştım. Sonunda “Hazal senin eşini açıklayacağım”dediğinde beni bir heyecan kaplamıştı inşallah tanıdık birileri olur diye içimden geçirdim.

“Hazal senin ekip arkadaşın muratla eş oldun konunuz arkeoloji.” “Hocam o kim bizim sınıfta öyle biri yok.” “size aynı sınıfta olmayabilir demiştim.” Hocam değiştirebilir miyim diye sorduğumda hayır ben ne demiştim değişim yok. Üzgün bir şekilde tamam deyip sırama oturdum. Osman hoca geri kalan herkesi ayarlamıştı.

Kim arkadaşlar çok sevinçli, diğerleri benim gibi üzgündü. “Arkadaşlar teneffüste herkes eşiyle tanışsın. Süreniz başladı tam iki ayınız var en iyiyi yapan kazanır.” Herkes kendi arasında konuşmaya başlamıştı. Oktay “sen bu çocuğu tanıyor musun?” Diye sorduğumda “Hayır tanımıyorum ama Senle zil çaldığında buluruz” dedi. Bende istemeyerekte olsa tamam olur dedim.

Kısa süre içinde zil çalmıştı.

O çocuğu bulmaya gittiğimizde ilk başta bahçeye baktık sorduk soruşturduk herkes tanıyordu bir biz tanımıyorduk galiba. Karşımıza çıkan herkese, “acaba şuan nerede biliyor musun” diye sorduğumuzda hiç kimse bilmiyordu. Bizde sınıflara sormaya karar verdik. Üçüncü kata çıktık oradan geçen bir kızlara sorduk, “Murat nerede biliyor musunuz?” Eliyle orda diye işaret ettiler. Kafamı çevirdiğimde arkası dönük yanında bir kız kim olduğu görünmüyordu bizde yavaştan yaklaşmaya başladık.

Pardon bakar mısın demeden benimle kavga eden kızı görmüştük. Pardon rahatsız ediyorum ama bir şey söyleyecektim. Tarih hocası bizi senle eş yaptı konumuz arkeoloji. Seninle birlikte bu ödevi yapacakmışız deyince yanındaki kız çok sinirlendi.

“Senin hani muratla bir alakan yoktu. Şimdi bu ne canım?” Deyince sinirlendiğini konuşmalarından çok iyi anladım.

Ne o çocuk bu mu” dememe kalmadan bana saldırmaya kalktı. Murat denen çocuk sevgilisini tutuyor, Oktay sanki sinema izler gibi bana bakıyor. “Oktay’a kaş göz işaretiyle hadi gidelim buradan yoksa katil olacağım ben hadi gidelim.”dedim Gitmeden muratta, “ödev meselesini konuşalım sonra düşük almak istemiyorum görüşürüz. “ deyip biz bir hışımla oradan tüydük.

Biz kaçarken muratla o kız kavga ediyordu. Allah bilir şimdi çocuk ne durumdadır. Sağ kalırsa iyidir Allah çocuğa yardım etsin. Birden ikimizi de gülme tutmuştu. Koridorda giderken zilin çaldığını duyup sınıfa geldik. İçeri girerken müdür bey içeri girdi

“Arkadaşlar bugün hocanız yok evlere dağıla bilirsiniz.” Son dersimizde böyle geçmişti. Toparlanıp okuldan çıktık. Yolada giderken Oktay bir şeyler yapalım mı diye sorduğunda ben çok yorgunum eve gideceğim dedim. Onlarla yolda ayrılıp direk eve gittim.

Kapıyı açtığımda evden nefis yemek kokuları geliyordu. Anneme selam verip odama çıktım. Üstümü değiştirip akşam yemeğine kadar yarım kalan resmimle uğraştım. Sonrasında annem gelip odama beni çağırdı. Masayı birlikte hazırladık. Herkes sofraya geldi. Büyük bir sessizlik olunca herkes yemeğini yiyip odalara dağıldı. Bende anneme yardım ettim. İşim bittikten sonra odama çıktım.

Çok yorulmuştum bugün hemen yatağıma yatıp uyumaya hazırlandım ama uykum gelmiyordu. Yatakta bir oyana bir bu yana döndüm olmuyordu. Bende yarım kalan resmimi yapmaya karar verdim. Oturdum masanın başına başladım yarım kalan resmimi yapmaya.

Gece 2 buçuk civarıydı uykum gelmeye başlamıştı.Gittikçe gözlerim kapanıyordu daha fazla dayanamayıp çizimi bırakıp yatağıma doğru gittim. O kadar yorulmuşum ki Kafamı yastığa koyar koymaz uyumuşum.













































Loading...
0%