KEHANET

DİKKAT!!!

BU HİKAYE TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR.

BAZI BİLGİLER DOĞRU OLSADA BAZILARI DEĞİLDİR! ŞİDDET İÇEREN SAHNELER OLABİLİR!

                               🌙                           

Amaris "Ay'ın Çocuğu" demekti. Dünyada tekti. Tabii yıllar hatta asırlar önce yaşayan Tanrıça Diana'yı saymazsak...

Diana asırlar önceki 'Ay Tanrıçası' ydı. Tekti, ilkti, başlangıçtı. Diana başlangıcı yapmıştı ama sonu kim getirecekti?

Diana asırlar önce yaşamış 4 elemente hükmeden, ay'ın ilk tanrıçası, gelmiş geçmiş en güçlü kraliçe idi. Ay'ın tek sahibi olması ve 4 elemete aynı anda hükmedebilmesi çevredeki krallıkları çileden çıkarmıştı. Diana'yı öldürmek için çeşitli suikastlar yapılmıştı . Ancak hiçbirinin gücü onu öldürmeye yetmemişti. Bu ölüm oyununda yanında olması gereken annesi ve babası ise onu yanında değil Diana'yı öldürmek isteyenlerin yanında olmuşlardı. Diana'nın gücünün farkına varmışlardı ve kendi sonlarını getireceklerini düşünerek onu öldürmek istemişlerdi . Ancak bunu öğrenen Diana Deska Ülkesinden kaçarak kendi ülkesini İthilien'i kurdu. Kendi ülkesinin başına geçti ve ilk işi eskiden kendi ülkesi olan Deska'ya savaş açtı. Annesi ve babası kendi sonunu getireceklerini düşündükleri kızını öldürmek isteyerek kendi sonlarını getirmiş oldular. Savaşı kazanan Diana Deska topraklarını kendi ülkesine alarak gücüne güç kattı. Eski Deska halkı Kraliçe Diana'dan çok memnunlardı. Eski Kraliçeleri gibi zalim değildi. Halk uzun zaman sonra mutluydu, huzurluydu.

Diana'nın yaşı iyice ilerliyordu. Artık evlenmesi gerekiyordu. Bir gün karşısına Kral Harold çıktı. Kendisi Andromeda Ülkesinin kralıydı. Uzun görüşmeler sonucunda birbirlerine aşık oldular ve evlendiler. Andromeda Ülkesinin tahtını kardeşi Alex'e bıraktı. İthilien ve Andromeda Ülkeleri dost oldu.

Yıllar yılları geçti fakat Diana'nın düşmanları bitmiyordu. Hala onun sonunu getirmek istiyorlardı. Bunu üzerine Kral ve Kraliçe Opus, Fotia, Elfrad ülkelerine savaş açtı. Savaşı kazanan Kral ve Kraliçe kazandıkları toprakları kendi topraklarına katarak bir imparatorluk kurdu.

Yıllar yılları geçti kral ve kraliçenin bir kızları oldu. 'Asil' anlamına gelen 'Della' ismini verdiler. Adı gibi asildi. Aynı annesi gibi...

Fakat Della Ay tanrıçası değildi. Babası gibi ateş elementine hükmediyordu. Diana bu duruma çok üzülmüştü ama kızına belli etmedi, kızını sevgi ile büyüttü. Üzüntüsünü birine anlatmak için bir kahine gitti.

Kahin ise ona Diana' nın yakın zamanda öleceğini, önceden saldırdığı ülkelerden soylu birinin kendisinin öldüreceğini söyledi. Tahta kızı Della'nın geçeceğini, Kral eşinin ise Diana'nın ölümünün üzerine yaşamına son vereceğini söyledi. Bunun üzerine Kraliçe ay tanrıçası gücüne ne olcağını sordu. Kahin kendisinin aslında bedenen öleceğini, ruhunun hala yaşayacağını söylemişti. Kraliçenin öldükten sonra bir kehanet bırakacağını, bu kehanetle birlikte ay gücünü de bırakacağını söyledi. Yıllar sonra dünyaya gelecek olan güzeller güzeli Amaris Ay'ın varisi seçilecekti. Kraliçeden bile güçlü olacaktı.

Kraliçe öğrendiklerinden sonra saraya geri döndü. Uzun bir süre sonra kahinin dediği gibi bir soylu tarafından bedenen ölmüştü. Tahta kızı Della geçmişti. Kral eşi kendisini üzüntüden öldürdü. Bunun üzerine Diana kahinin dediği gibi bir kehanet bıraktı.

Kehanet ise;

Doğumuyla başlayacak her şey,

Yer gök inleyecek,

Denizler taşacak, volkanlar patlayacak,

Güzelliği ile başları döndürecek,

Ay'ın varisi, Ay'ın çocuğu Amaris

Aşkı ile gelecek her şeyin üstesinden

Arkasında ben, yakıp yıkacağız her yeri,

Şimdi korksun onlar,

Bizi öldürmek isteyenler,

Unutmayın o benden de güçlüdür,

Tanrılar arasından en güçlüsü,

Unutma Ay kızım

Sen Kraliçesin, Tanrıçasın,

En önemlisi sen Amaris İthilien'sin.

Kehaneti duyan duymayana duyurdu. Duyanlar korkudan tir tir titredi. Atık herkes her şeyin farkındaydı.

ASIL ŞİMDİ BAŞLIYORDU...