YOLCULUK

                                  🌙

Odamın kapısı aniden açılmasıyla gözlerimi araladım. Yatakta hafiften doğrulurken nedimem Maria ellerini önünde birleştirip eğilerek selam verdi. "Prensesim üzgünüm odanıza ani bir giriş yaptım ancak Kral babanız sizi acil odasında bekliyor. " deyince yataktan hemen kalktım. Babam önemli bir şey olmadıkça sabahın erken saatlerinde beni çağırmazdı. "Prens'i de çağırdı mı? " elbisemi giyerken sorduğum soru üzerine Maria "Bir bilgim yok prenses" dedi. Kafamı sallayarak saçlarımın arasına prenseslere özel aksesuarı takmasına izin verdim.

Taht odasının önüne geldiğimde derin bir nefes alarak kapının yanındaki şovalyelere kapıyı açmaları için işaret verdim. Kapı büyük bir gürültü ile açılınca babam ve abimin gözleri bana döndü. Normalde beni gördükleri zaman hep gülümserlerdi ama bu sefer öyle olmadı. Bir kez daha durumun ciddiyetinin farkına vararak içeriye girdim. Babamın oturduğu tahtın önüne geldiğimde babamın önünde eğildim.

Sonra yanımda duran abime dönüp başımla selam verdim ve tekrar babama dönerek "sizi dinliyorum kralım. "dedim. Babam derin bir nefes aldı, bir süre tuttu, geri verirken gözlerini odada gezdirdi. Kaşlarımı çatarak babamı izledim. Onu daha önce hiç bu kadar gergin görmemiştim.

Birden bana dönerek "Kızım Amaris ... Biliyorsun ki sen 4 elemente hükmeden tek kişisin. Son zamanlarda ülkemizde bazı element hırsızlıkları oluyor. Uzun zamandır abin Arlond bu işin peşindeydi ve öğrendiğine göre elemet hırsızını yapanların başında Beatrice var. Kendisi cadı olmakla birlikte aynı zamanda element avcısı." İsmi geçen kişi üzerine lafa atladım. "Kralım üzgünüm sözünüzü kesiyorum ancak Beatrice aynı zamanda benim peşimde olan kişi değilmiydi? " "Evet işler burada karışıyor zaten. Dün akşam Jenna adında bir kişinin daha güçleri alınmış durumda. Beatrice Jenna ile sana bir mesaj göndermiş. Sabah Jenna gelerek bana anlattı. Bende bunun üzerine çevre krallıklara haber saldım. 4 elemet krallıklarına gideceksin ve gücüne güç katacaksın. " babamın söyledikleri üzerine

"Peki mesaj neydi ki 4 element krallığına gönderiyorsunuz? "dedim. "Asıl amacı senin güçlerin. Senin bizim bildiğimizden daha güçlü olduğunu düşünüyor. Bizim bilmediğimiz bir gücün daha varmış söylediğine göre. "abimin söylediklerinden sonra kaşlarımı çattım. Kimsenin bilmediği ne gibi bir gücüm olabilirdi ki. Tekrak babama dönüp "Ne zaman yola çıkacağım? annemin durumdan haberi varmı? " Sorum üzerine "Kraliçenin haberi var senin için hazırlık yapıyor. Birazdan yola çıkacaksın. Yanında abin ve bir kaç muhafız olacak. "dedi. Kafamı salladım anladım dercesine.

Babam tahtan inerek yanıma geldi ve ellerimi tutarak "Merak etme kızım, gideceğin krallıklardaki prens ve prensesler de seninle birlikte yolculuk yapacak. Erigon, Hithlum, Atlantis, Andromeda ülkerine gideceksin ve oradaki prens ve prensesler ile birlikte çalışma yapacaksın. "dedi. Gülümsedim ve "İlk olarak hangi krallığa gideceğim? Su elementine Sodie sayesinde biraz daha iyi kullanıyorum en son Atlantis Krallığına gitsem." "Bende öyle düşündüm kızım. İlk olarak Andromeda Krallığına gideceksin. Prens Leroy ve Prenses Luna seni orda bekliyor olacak. Andromeda ülkesiyle asırlardır süren bir dostluğumuz var biliyorsun ki. Haber gönderdiğimde ilk yardım teklifi eden krallık oldu. Andromeda ülkesinden sonra prens ve prenses ile Hithlum Krallığına gideceksin. Seni orda Prenses Amaya karşılayacak. Seninle küçüklükten beri arkadaş olduğu için ikici olarak yardım edenler oldu. Daha sonra Erigon Krallığına gideceksin. Prens Edwin seni bekliyor olacak. Son olarak da Atlantis Krallığına gideceksin. Prenses Sodie haberi alır almaz buraya geldi. Senin en son oraya gitmek isteyeceğini tahmin ettiği için seninle birlikte yolculuk edecek . Sadece element bazında çalışmayacaksın. Aynı zamanda kılıç, dövüş gibi talimlerde yapacaksın. Her krallıkta yaklaşık 1 ay kalacaksın. " babam cümlesini bitirince abim sözlere devam etti "Zaten gideceğimiz Krallıklardaki Prens ve Prensesler ile yakın uzak bir bağımız var bu yüzden yabacılık çekmeyeceğiz. " abimin cümlesi biter bitmez kapılar açıldı ve içeri güzelliği ile annem Kraliçe Adelina girdi.

Tüm zerafeti ile yanıma geldi ve benim selam vermem izin vermeden bana sarıldı. Bende sarılmasına karşılık verdim. "Eşyaların hazır, yanına almak isteyebileceğin her şeyi koydum ama sen yine de kontrol edersin. " annemin benden ayrılarak söyledikleri karşısında şaşırmıştım. Ne zaman hazırlanmıştı ki? "Sizin zaten ihtiyaçlarımı valizime koyduğunuza eminim kraliçen benim kontrol etmeme gerek yok. " cümlelerime babama dönerek devam ettim "Maria'da benimle gelecek mi? " "Eğer isterse gelebilir. " dedi.

Sarayın avlusuna doğru yürüyordum. Yanımda Maria ve arkamda valizlerimi taşıyan hizmetkarlar vardı. Avluya çıktığımda sert bir rüzgar beni karşıladı. Saçlarım yüzüme gelirken yürüyüşümden ödün vermeyerek at arabalarının önüne geldim. Valizler atların arkasındaki kasalara konulurken Kral ve Kraliçe'ye selam verdim. Prens abim de yanımıza gelince ekip tamamdı.

Annemin gözleri dolmuştu ama ağlamıyordu. Ağlamazdı zaten. Onu daha önce ağlarken görmemiştim. Bir keresinde abim beni ateş elementi ile yanlışlıkla vuruken görmüştğm ağladığını. Babam ise hiç ağlamazdı. Güçlü dururdu hep. Yıkılmazdı kolay kolay.

Annem aniden beni kendisine çekerek sarıldı ve kulağıma "Dikkatli ol kızım san zarar veremeye çalışanlara zarar ver. "dedi. Gülerek annemde ayrıldım ve kafamı salladım. Babama döndüğümde abimle sarılmalarını bitirmiş bana bakıyorlardı. Gülümsediğinde ona sarıldım. Abimde anneme sarılıyordu. Bu seferde babam kulağıma " Güçlü ol kızım yıkılma, yıkmalarında izin verme ve unutma her zaman arkanızdayız. " dedi.

Babamdan ayrıldığımda kafamı salladım ve at arabasına bindim. Yanımda abim vardı. Maria ve diğer nedimeler arkamızdaki arabadaydı. Önümüzdeki ve en arkadaki arabada muhafızlar vardı. Yan taraflarımızı ise atlı muhafızlar sararak bizi daire içine almışlardı. Öndeki arabayı süren kişi hareket ettiğinde bizde hareket ettik. İşte şimdi yeni hayatıma, hayatımıza gidiyorduk...