Artık dudaklarımız birbirinden ayrılmıştı ama yan yanaydık. O araba kullanıyorken daha yakışıklıydı. Arada bana bakıyor göz göze gelip birbirimize gülümsüyorduk. Bir yandanda kafam çok karışıktı acaba doğru mu söylemişti tekrar benimle dalga mı geçecekti düşüncelerine dalmışken evime geldik. Arabadan indim o da arkamdan indi. Kapının önüne geldiğimizde "Alev neyiz biz şimdi." dedi. " Kafam çok karışık bana biraz zaman tanı düşünmeme biraz izin ver bu sorunun cevabını vericem sana." dedim. Kafasıyla onayladı. Ben içeri girdikten sonra o da gitti. Cidden ço yorgundum hemen üstümü değiştirip uyumak için yatağa uzandım. Uyuyamıyordum sürekli öpüşme anımız aklıma geliyordu. Sabaha kadar onu düşündüm sonrada uyumuşum. Sabah 6 da kayıtlı olan alarmla birlikte uyandım hazırlanıp kahvaltı yaptıktan sonra evden çıktım kapıyı kapatırken arkamda bir gölge his ettim. Sonrada azım ve burnumu kapatan bir bez his ettim yüzümde. Sonrası yok gözümü güneş almayan duvar boyalarının söküldüğü tavandan su sızdıran bir odada buldum kendimi. Biraz sonra dışarıdan bir kaç adam girdi odaya. Adamlardan biri yanıma gelip çenemden tutup başımı kaldırdı. Göz teması kurmamaya çalışıyordum. "Ateş kız seçmesini biliyor bir ara gitsekte bizede böyle güzellerden bulsa." dediğinde adama baktım sonrada tekrar gözlerimi kaçırdım adam parmaklarını yüzümde gezdirip. "Bebek gibi." dedikten sonra kahkaha atarak kapıya gitti. Sonra arkadına dönüp "Ateş'e at" dedi. Korkuyordum korktuğumu belli etmemeye çalışıyordum. Fotoğraflarımı çekmeye başladı yüzümü eğdikçe kaldırıyordu. Bir kere daha yüzümü eğdiğimde bana duğru bir iki adım attı.Sen bilirsin fotoğraf atmam sevgiline ama..." dediğinde dudağıma baktığını fark ettim. Yüzümü kaldırdı son kez bu sefer indirmedim. "Bende öyle düşünmüştüm." dedi ve fotoğraflarımı çekti. Sonra da odadan çıktı. Kendimi çözmeye çalıştım ama yapamadım. Öylece o karanlık odada durdum. Arada içiriye adamlar giriyor kontrol ediyorlardı beni sonra geri çıkıyorlardı. Yine bir kaç adam içeri girdi. "Fotoğrafı attınız mı sevgilisine." "Attık 7 saat içinde bizim adamlarımızı bırakmazsa sevgilisini öldüreceğimizi söyledim." Adamlardan lider gibi görünen "Zaman daralıyor güzel bayan son 1 buçuk saatin kaldı." dedi ve parmağını yüzümde gezdirip dudaklarımda durdu yüzümü aşağı indirdim. Adamların sürekli bana temas etmesi beni korkutuyordu. Odadan çıkmıyorlar sürekli bana bakıyorlardı. "Zaman geldi güzel bayan."diyip beni çözmeye başladı. Çözdükten sonra kolumdan tutup öne doğru fırlattı. "Gerekeni yapın." "Ne yapacaksınız bana? " dediğimde bana yaklaşan adam " Bu güzelliğe dokunmadan öldüremeyiz değil mi?" "Yaklaşma bana." Dahada yaklaştı. Tişörtümü çıkarmaya çalıştığında direndim izin vermedim. "Dokunma bana,bırak beni." artık Ateş'in geleceğini düşünmüyordum. Kendimi bunların elinden kurtarmam gerekiyordu. Adamı itip kenarda duran içki şişesini kırıp bir cam parçasını aldım adam sinirlendiğinden dolayı üstüme doğru geldi. Elimdeki camı elimden aldı. Duvara yaslayıp öpmeye başladı. Ağlamaya başladım artık yapacak birşeyim yoktu diye düşündüğüm o anda kapı açıldı. Ateş girdi içeriye bir kaç asker ile birlikte onları gören adam şaşkınlıkla onlara baktı. Ateş çok sinirlenmişti. Silahı ile adamın vücüduna bir sürü mermi yağdırdı. Zaten çok korkmuştum silahın seslerini duyunca kulaklarıma gitti ellerim. Ateş durdu yanıma geldi. Ellerimi çekti kulaklarımdan öne eğdiğim kafamı kaldırdı. Sadece sarılmak istedim ona sarıldım içime çektim kokusunu ağlamaya başladım. "Çok geç kaldın." "Özür dilerim."