İlk ortaklık

iyi okumalar

"niye böyle bakıyorsun?"

bilerek cevap vermedim,

"hey adını bilmediğim kız"

"adım sıla... o kız benim arkadaşım, Bartu nasıl öldü anlat"

derinle çok yakındım eğer öldüyse bende ölürdüm yada katilini sikerek öldürürdüm.

"emin misin kaldıra bilecek misin?"

"anlat oros-... evet anlat"

"biliyorsun ki ben mafyayım ünlü mafyalardan bir ta-"

"kim olduğunu sormadım, derin NASIL ÖLDÜ DEDİM!!"

adama götüm çıktığı kadar bağırıyordum

"tamam be kızım, bir sakin ol, şöyle oldu ben ünlü olduğum içinde düşmandım çok. 2-3 saat önce korumasız geziyordum, beni öldürmek isteyen bir mafya adamları beni takip etmeye başladı bende durumu fark edip koşmaya başladım. bir ara sokağa gireceğim sırada arkamdan ateş ettiler. o kurşunda arkadaşına sekti. ben orada bir ağacın arkasına saklanıp soluklanırken adamlardan biri ' cesedi yakın sabahta burdaki kanı temizlemeye gelin' demişti belki de çoktan yakmışlardır hatta kanda temizlenmiştir bile"

sakin ol sıla x gibi davranamasın hakim ol kendine, yok olmuyor anam babam demiyeceğim.

"lan siktimin dölü bok mu vardı o sokakta ha? amına koyayım koca şehirde sokak mı kalmadı da oraya girdin sikiyim senin ünlü kariyerini orospu çocuğu" evin bilmediğim dış kapısına doğru ilerledim

kapıya vardığıma da açmaya çalıştığımda ise kilitli olduğunu fark ettim

"aç şunu!"

kollarını bağdaştırmış kapıya yaslanmış piç gülüşü ile yüzüme bakıyordu

"yüzüme iyi bak"

"ne?"

ışıklar söndü...

çığlık sesleri, babamın bağırışları, cam kırılma sesleri

yine bayılıyordum...

karanlık olunca bayılmaktan nefret ediyordum.

🤍

uyandığımda yeni bir güne başlamıştım bile, gerçi uyuyabildiysem. dün öğrendiklerimin sonra derinin ölümünün 2. günüydü kapı açıldığında bakma gereği duymadım, Bartu olduğunu biliyordum. uyuma numarası yapmaya karar verdim gözlerim kapalıydı buraya doğru geldiğini ayak seslerinden duyabiliyordum,

ayak sesleri susunca tam karşımda olduğu belliydi çünkü geniş omuzlarıyla bir ağacın gölgesi gibi etrafı kaplıyor du, bir anda nefes alış verişi yüzüme çarpmaya başladı siktir, dudağımı uzatsam dudaklarımız değecekti o kadar yakınımda olduğu kesindi ve BAM bomba benden gelmişti

gözlerimi bir anda açınca neye uğradığını şaşırdı, yaklaşık yedi sekiz saniye bakıştık. gözleri dudaklarıma kayınca o yöne doğru başını eğdi. arada çok küçük bir boşluk kalmıştı

tutkuyla öpecek deli edecektim onu. sonrada canını bir güzel öpecektim,

ve birisi kapıyı açtı. siktimin kodumun dölü geleceğin zamanki yarranı sikiyim... Bartu bir anda doğruldu, bende başımı bizi basan şerefsize çevirdim, bir adamdı en az Bartu kadar kaslıydı, ama Bartu'nun eline su dökemezdi.

"oha amına koyayım ne oluyor lan?"

ananın amı oluyor diyecektimde olmayacak işte

"ananınki oluyor arda, kapı çalma diye bir şey var,"

Bartu da benimle aynı şeyi düşünmüştü galiba. anamızın amını,

"ne biliyim ben"

"bil arda, kadın belki çıplak üstünü değiştiriyordu ne yapacaktın o zaman, ay pardon mu diyecektin"

işte buna yarıla bilirdim ama dudaklarımı birbirine bastırıp gülüşümü engelledim.

"tamam amına koyayım çıkıyorum ben, öpüşün hatta yiyişin ya"

arda denilen adam çıktıktan sonra

"arda götünü sikerim senin!"

Bartu da bu sözleri savurarak çıktı, adam bağırmadı kükremişti resmen. anlaşılan kurbanımda beni arzuluyordu, güzel önce onu elde edecek, sonrada kellesini elde edecektim.

yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım, üstüme bir şey giyemezdim çünkü benim evim değildi üstümde Bartu'nun eşofmanı ve gömleği ile güne devamdı, aşağı indim

kahvaltı yapıyorlardı köpekler beni çağırmadılar, bende Bartu'nun yanına oturdum. iki üç parça bir şey yedim, aklıma derin geldikçe yüzüm bozuluyordu. aklıma yine derin gelmişti iştahımda pek yoktu, masadan kalkıp odama çıktım yaklaşık iki, üç saat odada oyalandım. aşağı inip insan yüzü görmeye karar verince evde kimsenin olmadığını fark ettim. salona geçince koltuğun üstünde siyah bir kutu vardı.

koltuğa oturtup kutuyu kucağıma aldım, kapağı açıp yanıma koydum içinde siyah topuklu ve kırmızı bana göre çok kısa bir elbise vardı. elbise askılıydı iki askısındanda tutup kaldırıp baştan aşşağı süzdüm, düz kırmızı bir elbiseydi.

"beğendin mi?"

sesin sahibi tanıdıktı başımı kaldırıp sesin sahibine baktım Bartu. yine safa yatan rolüme döndüm

"efendim anlamadım?"

"elbiseyi diyorum, hoşuna gitti mi bu gün gece bunu giyeceksin"

ne, buna x bile şaşırmıştı

"ne, yani niye?"

"elime düşmüşsün, sonuçta bundan yararlanmam gerek dimi"

"Bartu bey anlamıyorum?"

cidden x de anlamıyordu kafam buna basmıyordu, ama galiba adamı olmamı istiyordu. benim için daha iyi kurbanım iyi yaşa son zamanlarını.

"bu gece bir bara gitmen gerek orda bunları giyeceksin bizde orada olacağız zaten, ardından sana bir adam göstereceğiz o adamı etkilemeye çalışacaksın elbisen bu yüzden kısa, ardından bu adama buluşma teklif edeceksin yarına muhtemelen hayır diyecektir, yarın bu adamın önemli bir toplantısı olduğu için ve asıl konu senden bu toplantının yerini öğrenmeni istiyoruz"

"neden böyle bir şey yapayım?"

"yapmak zorundasın diyelim, elimde büyük kozların var"

"koz mu, ben masumum bende önemli bir sır ne arasın"

"şunu söyleyeyim sana sıla, masumum diyen kişi en tehlikeli kişidir,"

haklısın Bartu'cum, sonuçta önünde x var,

"kimsin sen, beni adamın olarak görmek sana düşmez"

yüzünde bir piç sırıtışı oldu

"tanıştırayım Bartu Bisha, namı diğer w, sende x olmalısın dimi sıla, selam ortağım, daha doğrusu ilk ortağım"

siktir... x olduğumu emir ve derinden başka kimseye söylememiştim bu 'x' içinde ilk ortaklıktı. ortak olmak istemesem de zorundaydım kesinlikle zorundaydım.

x'in ilk ortağı Bartu Birsha yani w olmuştu , dünyaca aranan iki katil ortak olmuştu...

oha amına koyayım iki ünlü katil ortak oldu kıyamet kopacak.

umarım beğenmişsinizdirr