Yeni Üyelik
3.
Bölüm
@blanco_s

"Sen kafayı mı yedin kızım? Neden bu soğukta balkonda çalışıyorsun?" Yeliz, salona girdiği gibi balkon kısmında beni gördüğünde tabii ki ağzıma edecekti. Kendisini annem olarak görüyordu ve bu hareketleri bana tatlı geliyordu.

"Yemek sipariş ettim de onu bekliyorum," dedim tebessüm ederek. Yeliz kesinlikle kafayı yediğimden emin bir şekilde kaşlarını çattı.

"Ne zamandan beri yemeğini balkonda bekliyorsun? Daha önce yaptığını hiç görmemiştim."

"Çok açım ondan. Kurye geldiği gibi göreyim dedim." Karnım yalanıma ayak uydururcasına guruldadığında sırıtmış ve karnımı ovuşturmuştum.

"Kurye seni arayacak zaten. Götünü dondurmaya değmez kızım."

"Bir şey olmaz bana," dedim boş ver dercesine elimi sallarken. "Hem senin başında havlu var, üşüteceksin. Geç içeri ve saçını kurut."

Yeliz başını iki yana sallayarak beni anlamadığını belirtircesine baktı ve araladığı kapıyı kapatmadan önce konuştu. "Sende bir haller var ama yakında çıkar kokusu Umay Hanım."

Sadece şirince gülümseyip tekrar önüme döndüm ve gözümün önünde açık duran notlarıma bakmak yerine sokağı incelemeye başladım. Yemeği sipariş edeli en fazla beş dakika olmuştu ve ben beş dakikadan bile önce yolu gözlemeye başlamıştım.

Dün yediğim dönerin tadı hâlâ damağımdaydı sanki. Bir kere daha döner yemek, hele ki evde yemek yapılmışken yemek benlik bir şey değildi ama yemem lazımdı.

Kimi kandırıyordum ki, onu görmem lazımdı.

Sesi ve gözleri dışında hiçbir şeyini bilmediğim o kuryeyi.

Neden bilmiyordum ama o ses tonunda beni çeken bir şey vardı. Hiçbir kuryeye dikkat etmemiş ben, kaskını bile çıkartmamış bu çocukta garip bir şey hissetmiştim.

"Ay abartıyor muyum acaba?" diye mırıldandım kendi kendime ve dudağımın derisini kopartmaya çalıştım ama sürdüğüm nemlendirici yüzünden bunu yapmaktan vazgeçtim.

"Ne abartması ya? Alt tarafı canım tekrardan döner çekti. Olamaz mı canım? Olabilir bence," diye kendi kendimi gazlarken motor sesiyle hızla camekana yapıştım. Neyse ki camekan siyahtı da sinek gibi cama yapışmam gözükmüyordu.

Sesini duyduğum siyah motor geçip giderken bunun bir kurye olmadığını fark ederek tekrar yerime oturdum.

Sanki kuryeyi görsem bir şey olacaktı. Alt tarafı birkaç saniye yan yana duracak sonrasında da o işine gidecek ben de notlarımın arasına dönecektim.

"Kafayı yedin kızım," dedim kendi kendime. Üşümüş parmaklarımı ovuşturarak ayaklandım ve notlarımı dikkatle toplayıp masanın üzerine vurarak hepsini hizaladım. Burada bekleyip buz tutmaya gerek yoktu. Yeliz haklıydı, siparişimi içeride de bekleyebilirdim.

Tam içeri geçecekken tekrar sokaktan geçen motorla beraber bakışlarım hemen dışarı kaydı. O an tam apartmanımızın önüne duran motoru fark ettim. Elimdeki notların düzeninin bozulmasını gram umursamadan adeta masanın üzerine fırlattığımda heyecanla kuryeye bakıyordum.

Motorun üstünden inip kaskını çıkartmadan siyah kot pantolonunun cebinden telefonunu çıkarttı. Yine sadece göz kısmı açıktı. Kaskını çıkartsa işim daha kolay olurdu ama o inatla kaskı çıkartmıyordu. Acaba tekrar takmakla uğraşmak mı istemiyordu?

Telefonum çalmaya başladığında hemen masamın üzerinden telefonu aldım ama saniyesinde açmam garip kaçacağından birazcık bekledim. Bakışlarım ondayken boğazımı temizleyerek konuştum.

"Efendim?"

"Merhaba. Rast Döner'den arıyorum. Siparişinizi getirdim de." Kaskın altından gelen boğuk sesi kalbime dokunurken motoruna yaslanmış bir şekilde benimle hoparlörden konuşan kuryeye baktım.

"Aa geliyorum hemen," diye mırıldandım ve hızla balkondan ayrıldım. "Geçen sefer gelmeden önce aramıştınız aslında."

"Hava soğuk. Erken çıkıp üşümenizi istemedim."

Olduğum yerde kalıp neredeyse tepinecekken kendimi zor tuttum çünkü bu sefer üşüyen oydu.

Hem neden benim üşümemi istememişti ki? Genelde kuryeler böyle şeyleri düşünmezdi.

“Ay doğru hava soğuk. Hemen iniyorum aşağıya siz de üşümeyin.”

Telefonu yüzüne kapatıp telefonu pantolonumun arka cebine yerleştirdiğim gibi üzerime bir şey bile almadan yine koşturarak aşağıya indim. Az önce üşümemem için aramadığını mı söylemişti yoksa ben mi hayal kuruyordum? Umarım o söylemiştir!

Nefesimi düzene sokmaya çalışmadan demir kapıyı açtığımda onu gördüm. Gözlerimiz buluştuğunda yüzünü göremesem bile gözlerinin kısılmasından minik bir tebessümle bana baktığını hayal ettim ya da öyle olmasını istedim, emin değildim.

“Merhaba,” dedim ona doğru ilerlerken. Motora yaslanmayı bırakıp arkadaki sepete ilerlediğinde yanında durdum.

“Merhaba,” dedi o da ve sepetin kapağını açtı. Bu sefer sadece bir paket vardı.

“Sanırım bu akşam tek acıkan benim,” diye mırıldandım şakayla karışık. Hiçbir tepki vermeyip paketi sepetin içinden çıkarttığında dediğim yüzünden kendimi kötü hissetmiştim. Neden çenemi kapalı tutup susmuyordum ki?

“Son siparişim size. Dükkan siz sipariş verdikten birkaç dakika sonra kapandı.”

“Ha,” diye mırıldandım. Paketi bana uzattığında hiç tereddüt etmeden paketi aldım. “Bu soğukta motor kullanmak zor olmuyor mu?”

“Elbet zor oluyordur ama ben alıştım,” diye mırıldandı. Sesi biraz soğuk gelmişti ama gözleri tekrar kısıldı ve ekleme yaptı. “Afiyet olsun.”

“Teşekkür ederim. Size de iyi geceler,” diye mırıldandım ve ona son kez bakıp binaya girmek için adımlamaya başladım. İşte bu kadardı kırk saattir beklememin nedeni. Birkaç cümle ve hop, afiyet olsun deyince biten bir konuşma.

“Umay Hanım,” dediğinde adeta kalbim göğsümden çıkacak gibi atmıştı. Meraklı bir şekilde ona döndüğümde motorunu çalıştırmak üzere olduğunu fark ettim.

“Evet?”

“Yaptığınız yorum,” dediğinde dün gece her şeye beş yıldız verip bir sürü kalp koyarak dünyanın en iyi dönercisini bulduğumu yazan yorumumdan bahsettiğini anlamam zor olmamıştı ne yazık ki. Hangi akılla böyle bir yorum yapmıştım ben bile bilmiyordum. Sanırım beynimi notlarımın arasında unutmuştum. “Ustayla beraber okuduk. Size teşekkür ediyor yorumunuz için. Ben de teşekkür ederim.”

“Ne demek,” dedim ki hiçbir şey yapmamıştım bile. “Bir sonraki yorumum daha iyi olacak.”

Güldü. Sesi kaskı yüzünden boğuk gelse de duydum. Duyduğum en güzel gülüşlerden biri olabilirdi.

“Merakla bekleyeceğim. İyi geceler.”

“İyi geceler,” deyip neredeyse ona el sallayacak kıvamda baktığımda bana son kez baktı ve motoruna gaz vererek önce benden sonra da sokağımdan uzaklaştı.

Ama kalbimden bu kadar kolay uzaklaşamayacaktı çünkü benim adım Umay’sa onunla bir şekilde tanışacaktım.

🌯

 

Loading...
0%