Bizler sıradan insanlarız. Koskoca kâinatta küçücük insancıklar... Bu yüzden olsa gerek her zaman hepimiz büyük ve sıra dışı olaylarla karşılaşmayız. Hatta bir çoğumuzun hayatı sadece basit olaylar üzerine kuruludur. Küçük, önemsiz olaylar... Yine de zayıf varlıklar olduğumuz için karşılaştığımız, yaşadığımız küçük olayların fırtınasında savruluruz...Ya da yaşayana büyük, derin ama dışarıdan bakana değersiz duygularımız, çıkmazlarımız vardır içinde boğulduğumuz.

Mutluluklarımız da en az mutsuzluklarımız kadar göreceli, bir o kadar şahsa münhasır...

Duygular kişiye özel, tesirler şahsî olsa da hüznümüz de sevincimiz de bir diğerimizle ilintili. Birbirimizin hayatlarında izlerimiz var. Kimisi büyük, kimisi küçük... Bazısı güzel bazısı çirkin... Bıraktığımız eserlerle anılır, hatırlanırız. Değerimiz o izlere kıyasla ölçülür. Kim bilir hangi yürekte kaç yaranın adı ya da şifanın sahibiyiz...

Küçük dokunuşlar vardır mesela, belki kendisi küçüktür ama dokunduğu yürekte kocaman etkiler bırakan... Ufacık bir dokunuştur bazen kişiye kendini olduğundan çok başka bir yerde bulduran...

Ben Damla! Henüz 19 yaşında, psikolog olma hayalleri kuran sıradan bir kızım. Ben de herkes gibi inişli çıkışlı bir hayat sürüyorum. Yer yer hareketli, yer yer sakin, monoton bir hayat... Benim de her insan gibi kendi kavgalarım, mücadelelerim, başarılarım, zaferlerim ve yenilgilerim var... Anlayacağınız, ben de sizden, içinizden biriyim... Dünya üzerindeki milyarlarca insandan sadece bir tanesi...

Herkesin anlatılmaya değer bir hikayesi olduğunu düşünenlerdenim. Her insan kendi hayatının başrolüdür ve yaşam öyküsünü anlatılmaya değer kılan da yaşadığı hayata verdiği değerle doğru orantılıdır. Beni şu an başkalarından ayıran, bu hikâyede baş kahraman yapan da tam olarak bu. Sıra dışı bir hayat yaşıyor oluşum değil, bilakis küçük de olsa basit de olsa her hayatın kıymetli olduğuna olan inancım.

Anlayacağınız, bu elinizde tutmakta olduğunuz satırlar, küçük dokunuşların büyük etkilerine inanan genç bir kızın küçük dünyasında geçen sıradan olaylar üzerine kurulmuş basit yaşantısını anlatan bir hikâyeye ait.

Hatıraların kayıt altında tutulduğu hafıza denilen albümde benim de benliğimi, geçmişimi oluşturan yüzlerce anım var elbet. Lakin ben sizleri hayatımın dönüm noktası diye tanımlayabileceğim, on dokuz yıllık hayatımı bambaşka bir noktaya taşıyan olayların başlangıcına götüreceğim. Yepyeni duygular tattığım, hayata dair bilmediğim birçok şeyi öğrendiğim o sürecin en başına...

Benim dünyama, benim öyküme hoş geldiniz...