12. Bölüm

12. Bölüm

Mavi Düş
blue3536

11. BÖLÜM

Sabah uyandığımda arkamdan bana sarılan bir çift kolla güne merhaba dedim. Evli bir kadın olarak uyandığım ilk gündü. Bu beni fazlasıyla garip hissettiriyordu. Yerimden kalkmaya çalıştığım da milim hareket edemediğimi fark ettim. Miran'ı nasıl uyandırmadan kalkacağımı bilmediğim için rahatsız etmeden geri yatmaya çalıştım fakat uyku tutmadı. Ben oflamaya başlarken bir anda gevşeyen kolla hızlıca yerimden kalktım. Arkamdan "günaydın" diye ses geldiğinde geri döndüm. Miran uyanmış bir şekilde beni izliyordu. Bende ayıp olmasın diye günaydın diyerek kıyafetlerimi alarak banyoya girdim.

Banyodan çıktığımda yatakta oturan Miran'a bakmadan makyaj masasına oturup makyaj yapmaya başladım. Aynadan gözlerini kaçırmadan bana baktığını gördüğüm de istemsizce gerilmiştim. Benim konuşmayacağımı anladığında konuşmaya başlamıştı.

"Rahat uyuyabildin mi?" 'Evet.' Diye cevap verdim. İstediği cevabı sanırım alamadığı için konuşmaya devam etti. "Ben bugün şirkete gitmeyeceğim. İstersen bugün biraz evde vakit geçiririz. Yarın da dışarı çıkarız. Ben otelde ki Yurt dışından gelen misafirleri yolcu ederken sende bizim mimarlara biraz fikir verirsin. Ne de olsa yakında mimar olacaksın senin için bir çalışma ortamı olur. Ne dersin?" O mesleğimden bahsederken heyecanla arkamı döndüm.

'Bu okuluma devam mı edeceğim demek.' "Elbette ki... Mardin'de kayıt işlemlerini ben hallederim. İstediğin zamanlarda da benimle şirkete gelerek inşaat projelerine bakarsın. Senin için deneyim olur. İleride Bedirhan Holdingin hem yurt dışı hemde yurt içi bütün projeleri karımın elinden geçecek. Ne dersin olur mu? Yarın beraber otele geçer miyiz?"

Sanırım beni mutlu etmek için böyle bir şey yapıyordu. Yoksa Miran'ın dünyaca ünlü mimarlarla çalıştığını herkes bilirdi. En azından mesleğimde bu sayede gelişebilirdim. Bu yüzden kafamı salladım. İstanbul olmasa da hiç yoktan iyidir. Ben hazırlanırken üstünde ki tişörtü çıkarması ile çığlık attım.

'Miran ne yapıyorsun. Ben varım odada.' "Farkındayım. Karımın yanında tişörtümü çıkardım alt tarafı. İstersen daha fazla saçmalamadan gözlerini aç. Ben normalde üstsüz yatarım. Sen ilk gece rahatsız olma diye tişört giydim. Ama bundan sonra giymem şimdiden söylüyorum." Kafamı ona çevirmemek için hızlıca arkamı döndükten sonra belimi tutmasıyla giyindiğini anladım. Bir süre sonra aşağı inmeye başladık. Hazır olan masaya beni oturtarak baş köşeye geçti. Biz kahvaltıya başlarken aklıma Hate teyze geldi.

'Hate teyze ne zaman dönecek? Gitmeden onunla vakit geçirmek istiyorum.' Dediğimde bana dönerek "Hate teyze kim?" Dedi. Bir an şaka yaptığını düşündüm. Ardından suratına baktığım da hala konuşmayınca 'ne demek Hate teyze kim. Annen olan Hate varya hani ondan bahsediyorum Miran.' Dedim.

"Benim annem demek seninde annen demek ya hani o yüzden tanıyamadım. Sonuçta biz seninle bildiğin kadarıyla karı kocayız. O yüzden anneme lütfen teyze deme. Hem buna çok kırılır, haberin olsun." Miran böyle söylediğinde normalde diklenirdim fakat Hate teyzeyi gerçekten çok severdim. Onun kırılmaması için anne de diyebilirdim herhalde. Kafamı sallayıp kahvaltıya devam ettikten sonra içeri giren Halit'te bizim yanımıza gerek bize eşlik etti.

Kahvaltı bittikten sonra Miran'la Halit çalışma masasına geçince ne yapacağımı bilemedim. Ben boş boş oturduğum da yanıma gelen Zuhal abla bana bir telefon uzatarak "hanımım ağam göndertti. Sizin telefonunuzmuş." Dediğinde bana ait olmayan telefonun ekranını açtığımda yazan şifreyi kendi şifrem olarak girmemle telefon açıldı. O an benim telefonumda ki bilgileri aktardığını anladım. Zaten canım da sıkıldığı için hızlıca ev halkını sıra sıra aramaya başladım.

Uzun süredir konuştuğum telefonla Miran'ın yanıma oturmasıyla vedalaştım. Ben telefonu kapatır kapatmaz bana dönerek "kusura bakma acil sınır dışındaki işlerle ilgili bir kaç pürüzle ilgilenmem lazımdı. Seni biraz tek başına bıraktım ama şimdi işlerim tamam istersen film izleyebiliriz."
Dediğinde canım sıkıldığı için mecburen kafamı sallayarak onayladım. Yukarıya çıkarak bir odaya girdiğimiz an beni devasa büyüklükte ki sinema odası karşılamıştı.

Bu evde ne olduğunu bilmemem üzerine en kısa sürede ev keşfine çıkmayı aklıma not ederek kocaman sinema koltuğuna kendimi attım. Bir süre sonra Miran'ın vahşet dolu film önerilerini eleyerek kumandayı elime aldım. Bir anda gördüğüm Titanik filmi ile Miran'a dönerek 'daha önce titaniği izledin mi?' Diye sorunca hayır demesi üzerine hızla filmden karar kıldım. Bir yandan da Miran'a filmi övüyordum.
'Mükemmel bir filmdir. Eşi benzeri yok. Çok eski bir film olmasına rağmen resmen sinemanın mihenk taşıdır.' Hızlıca peki dedikten sonra kapıya doğru harekete geçti.

'Nereye?' Diye sormamla "mutfağa. Sinema için mısır patlatmalarını ve bir şeyler hazırlamalarını söyleyeceğim." Dedi. Hızlıca 'saçmalama ben hallederim. Tabi sen alışmışsın her dakika emirler yağdırmaya. İnsan mısırını da kendi patlatmaz mı?' Der demez yerimden kalktım. "Tamam bekle bende geliyorum beraber hazırlayalım madem. Benim için de farklı bir deneyim olsun." Diyerek peşime takıldı.

Benimle en alt kata indiğinde bizi koskocaman bir alan karşıladı. İçeride sayabildiğim kadarıyla 7 kadın vardı. Bizi gören sadece ismini bildiğim Zuhal abla hızlıca yerinden kalkarak "bişey mi istediniz ağam? Niye ses etmediniz bana da buraya kadar indiniz?" Der demez Miran konuşmadan ben konuştum 'yiyecek bişeyler hazırlayacaktık Zuhal abla. Siz malzemeleri gösterip çıkabilirsiniz. Ben halledeceğim.' Dediğimde Zuhal abla itiraz etmeden ben dolapları kurcalamaya başlamıştım. Bir kaç dakika sonra önce mısır patlatırken Miran'da daha önce hiç bakmadığı dolaplardan abur çubuk çıkarmıştı. O abur cuburları benim gösterdiğim kaselere yerleştirirken bende mısırı hazırlamıştım. Daha sonra buzlukta ki hazır köftelerle hızlıca hamburger hazırlayıp tüm yiyecekleri tamamlamıştım. Her şey tamam olurken Miran'ın dışarı da ki Zuhal ablaya seslenmesi üzerine hep beraber ikramları yukarı sinema odasına taşıdık.

Zuhal abla çıktıktan sonra ben masayı hazırlarken Miran filmi başlatmıştı. Uzun bir süre sonra biten filmle ben ağlarken Miran'da yemek yemeğe devam ediyordu. Bu kısa sürede anladığım tek şey Miran'ın yemek yemeği çok sevmesi. Ben ona dönerek 'gerçekten duygusuz olduğunun farkında mısın? Ben burda ağlarken sen ağzına bişeyler tıkıştırıyorsun. Hiç mi etkilenmedin, adam öldü bir aşk daha yarım kaldı. Üstelik kadın yüzünden öldü. İnsan birazcık duygu belirtisi gösterir.' Dedim.

"Filmin unutulmaz olması için baştan birinin öleceği zaten belliydi. Hem adam elbette kadın için kendini feda edecekti bunda şaşıracak bişey de yok. Kadın başta konuşurken de yalnızdı film başlar başlamaz adamın öldüğünü anlamıştım. Bu arada sen adam bir kez öldü diye ağlıyorsun da beni her gün öldürürken maşallah hiçbir duygu belirtisi göstermiyorsun. Bence adama ağlayacağına otur bana ağla." Dediğinde göz devirdim. O filmi kapattıktan sonra bir süre daha konuşmadan oturduk. Ben en son sıkıntıdan patlarken bişey yapmak için evi gezmeye karar vermiştim. Ayağa kalkar kalkmaz nereye diye soran Miran'a 'sıkıldım. Etrafı gezeyim en azından can sıkıntım biraz azalır.' Dedim.

"Dur beraber gezelim. Hem ben sana rehberlik etmiş olurum. Hadi gel." Diyerek elime yapıştıktan sonra evi gezdirmeye başladı. Bana evi gezdirdikçe mutlu olduğunu fark etmemle içim bir değişik olmuştu. Sadece benimle konuştuğu için bile mutluydu. Benimle beklentisi olmadan dolaşıyordu. Bu ona karşı olan ön yargımı birazcık kırmıştı. Çok değil ama birazcık. Sonunda biten gezintiyle birlikte muhteşem manzarası olan terasta oturtarak günü sonlandırmıştık.

Yeni bir güne yine Miran'ın kollarında uyandım. Yataktan kalktıktan sonra hızlıca üzerimi değiştirerek kahvaltı yapıp otele doğru gitmek için evden çıktık. Otele geldiğimizde araçtan inerek lobiye hareket ettik. Miran bana "ben misafirlerle görüşeceğim sende burda Halit'le kal. Şimdi mimarlar gelir onlarla oteli gezerek plan yaparsınız." Diyerek saçımı öpüp hızlıca yanımdan ayrıldı.

Geçen sürenin ardından ben sıkılırım diye düşünürken gelen 5 mimarla çok keyifli dakikalar geçirmiştim. Miran'ın etkisinden dolayı bana inanılmaz ilgili davranırken kendimi çok mutlu hissetmiştim. Biz otelle ilgili planları yaparken arkadan bana sarılan bedenle önce gerildim daha sonra Miran olduğunu görünce bişey diyemedim. "Tamam mı hayatım? Planlama bitti mi?" Dediğinde kafa salladım.

"O zaman otelin için çalışmalar başlasın. Bizim şirketin mimarları sürekli seninle iletişime geçerler. Hadi Sınır dışına çıkacak misafirleri yolcu edelim." Diyerek elimden tutup bahçeye çıkardı. Bahçede gördüğüm yoğun kalabalığı izlerken Miran bir çoğu ile sarılarak vedalaştı. Benimle göz teması kurmadan baş selamı veren insanları incelerken Miran'ın arapça da bildiğini öğrenmiş oldum. Uzun bir süre sonra herkesle vedalaşınca Miran bana dönerek "Annem bu gece bize yemeğe gelmek istiyor." Dedi. 'Tabiki benim içinde çok keyifli olur.' Dediğimde otelde ki son kontrolleri yaparak eve döndük.

Akşam için mutfakta ki çalışanlara yardımcı olmaya çabalarken hepsiyle kaynaşmıştım. Ben keyifle onlarla sohbet ederek yemekleri hazırladıktan sonra Hate annenin gelmesine yakın hazırlanmak için yukarı çıktım. Miran'ın çalışma odasında olmasından dolayı duş alıp odada giyinmek için dışarı çıktığım an gördüğüm Miran'la ağzımdan kaçan çığlığa engel olamadım. Ben hemen hızlıca bornozumu sıkarken Miran arkasını döndü.

"Özür dilerim. Ben duş aldığını bilmiyordum. Odaya giyinmek için çıkmıştım. Gerçekten bilerek oda da değildim." Diye sıralamaya başlayan Miran'la vicdan azabı çektim. Hemen ona kızmadığımı belli etmeye çalışarak

'Yok bilerek geldiğini düşünmedim zaten. Bende sen çalışma odasındasın diye rahat rahat hazırlanıyordum kusura bakma. Ben banyo da giyinirim sen çıkma.' Diyerek hazırladığım eşyalarımla hızlıca banyoya girdim. Ben hızlıca giyinirken bir yandan da utançtan her tarafım kızarmıştı. Bir süre toparlanmak için banyo da bekledikten sonra mecburen dışarı çıktım. Oda da ki Miran'la göz teması kurmadan makyaj masama doğru ilerledim. O da benim utandığımı fark ettiğinden asla konuşmuyordu. Ben saçlarımı taramaya çalışırken birbirlerine girdiğinden dolayı sürekli canımı yakmıştım. En son yine canım yanınca ağzımdan kaçan ah üzerine Miran yanıma gelerek elimde ki tarağı aldı.

Ben ne yapıyorsun demeye kalmadan "bırak canını yakıyorsun. Ben hallederim." Diyerek saçlarımı taramaya başladı. İnanılmaz sabırla açtığı saçlarımın hiç acımamasından kaynaklı şaşkınca ona bakarken o sanki dünyanın en önemli işini yapıyormuş gibi saçlarıma odaklanmıştı. Saçlarımı tararken gösterdiği sabrı inanılmaz gözlerle izlerken bir anda "bitti işte." Diyerek saçlarımın üzerini gözlerini kapatıp, koklayarak öperek arkasını döndü. Ben bunun üzerine daha büyük bir şaşkınlık yaşadım. İtiraf etmem gerekirse az önce yaşadığım sahneyi asla yaşayacağımı düşünmezdim. Üstelik bunu yapanın Miran olduğunu kime anlatsam inanmazdı. Ben hala içinden çıkamadığım şokla onu izlerken bir yandan da kendime fısıldadım

'Sen gerçekten kimsin Miran?'

Bölüm : 08.12.2024 15:32 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...