Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Mavi Gül Tanıtım

@blueewriterr

Vatan; Top mermilerin ufak ettiği bu topraklar,


Şu ölen evlatlar,


Vatan; seccadesini gözyaşlarıyla ıslatan anam gibi mübarek,


Vatan; Bağrına bastığın evlatlar gibi üstüne titrediğin,


Vatan; koynuna sokulduğun bir kadın gibi sevdiğin,


Vatan; üstüne titrediğin bir milletin gibi,


Vatan; şehitlerimizin kanını döktüğü Albayrak için,


Vatan; bir namus borcudur bu vatanı herkesin elinden geleni kadarını yapması gerekir,


Vatan bir milletin yuvası olduğu sürece üzerinde o milletin bayrağı dalgalanır. Dalgalanan her bayrak o vatanın sahibinin kim olduğunu gösterir. Vatanlarında bağımsızca yaşayan tüm ulusların sahip olduğu bir bayrak mutlaka vardır. İstiklal Marşı'nda Mehmet Akif Ersoy;


Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal,


Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.


Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.


Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;


Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal.


Yıl 1912


Osmanlı Yunan savaşından sonra evime döndüm, evlatlarım beni görünce


"Babaaaaa" diye koşup sarılmıştı. Bu kanlı dolu savaşta anama, Fatmama'ya, Alyama'ya, sahrama'ya ve benden sonra yerimi alacak olan oğlum Aslana...


"Alyam, dik başlı vatanperver, maviş gözlü sarı saçlım, benim benim sana vasiyetim: Bu vatana, bu toprağa, bu millete sahip çık. Eğer bunu yapmayı başarırsan, bil ki ardından senin gibi onca genç, onca çocuk, onca ana baba peşinden koşacak. Vatana sahip çık, güzel kızım, vatan senin gibi gençlerin yardımı sayesinde kurtulacak.


"Sahram, benim deli dolu, gözü yükseklerde olan kızım. Keşke sende kardeşin Alya gibi vatanperver olsaydın, keşke onun gibi dik başlı olsaydın. Ha kızım, keşke paraya pula değil de vatanı korumaya çalışsaydın. Umarım eğer aklın başına gelir, kızım, yoksa senin sonunu düşünemiyorum.


"Aslan, benim inatçı, dik kafalı oğlum, öz oğlum olmasan da seni büyüten bir babanım. Beni ne kadar sevsen de, sevmesen de, öyle bu gerçek değişmeyecek hiçbir zaman. Keşke bu dik kafalılığını kardeşin Alya'ya vatan için yardım etseydin ya, böyle boş boş serserilik yapmasaydın."


Ali, onu koruyup kolladığım kardeşim,


"Miralay Ali, yaptığın hainlik gün gelir senin ayağına dolanmaz mı sandın? Haa, seni gidi vatan haini! Selanik'te benim üstüme iftira atıp beni vatan haini olarak ilan ettirip beni öldürtecektin, haa! Ve bir de utanmadan aileme, bir de utanmadan karım Fatmama göz koydun. Bunun bedeli olmaz mı sandın lan sen?"


"Metin, beni dinle kardeşim."


"Neyini dinlicem lan? Aileme göz koydun, karım Fatmama göz koydun. Benim nikahım altındayken onunla nikahlanmaya kalktın ve bu da yaptığın ahlaksızlık yetmezmiş gibi Mustafa Kemal'e suikast düzenledin. Bunun bedeli ağır olmaz mıydı sanıyorsun sen haa?"


"Sen de o Mustafa Kemal'in de bu topraklardan gidecek, sen de dahil. Fatma benim olacak, bunu da unutma."


(Yumruk yumruğa kavga ederler, onları ayırmak güç olmuş. Fakat Ali yine akıllanmaz, şunu der:)


"Fatma benim olacak Metin, seni de Mustafa."


"Kemal'ini de buradan sürücez."


"Hala konuşuyor."


(Eşref Paşa gelir, Metini sakinleştirir.)


"Metin, sakin ol aslanım, sakin kalman icap eder."


"Paşam, ama..."


"Aması yok, Metin, dediğimi yap."


"Tamam."


Oradan uzaklaşırlar.


~Yarım saat sonra~


Halit İkbal'den: "Daha ne kadar eğileceksin? Oğulların Kafkas dağlarında soğuktan taş kesildiler, eğilmediler. Sen daha ne kadar eğileceksin? Süveyş Kanalı'nda, Arabistan'da sıcaktan nefesleri susuzluktan cigerleri kesildi, eğilmediler... Sen daha ne kadar eğileceksin? Çanakkale'de bir adım geri atmamak için kendilerini siperlere bağladılar, eğilmediler. Sen daha ne kadar eğileceksin? İzmir'in göbeğinde bir camide Allah'ın evinde senin gözünün önünde kurşunlandılar, eğilmediler. Sen daha ne kadar eğileceksin? Sen o kanlı secdeye başını nasıl yaslayabileceksin? Şimdi senin yasın tutulmayacak ama onlar balolar düzenleyecekler. Senin şehitlerine edilen duaları onların dans müzikleri bastıracak. DAHA NE KADAR EĞİLECEKSİN!! Eğildin, eğileceğin kadar. O denli eğil."


Sancağı yerlerden sürüklemişken almadan kalkma. Bayrak bir milletin şerefidir, ne olursa olsun yerlere serilemez ve çiğnenmez.


"M.KEMAL ATATÜRK"


"Egemenlik ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye; görüşme ile, münakaşa ile verilmez. Egemenlik, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır. Osmanoğulları, zorla Türk milletinin egemenlik ve saltanatına el koymuşlardı; bu musallat olmalarını altı asırdan beri devam ettirmişlerdir. Şimdi de, Türk Milleti bu mütecavizlerin hadlerini ihtar ederek, egemenlik ve saltanatını, isyan ederek kendi eline açıkça almış bulunuyor. Bu bir olupbitti dir. Söz konusu olan; millete saltanatını, egemenliğini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız? Meselesi değildir. Mesele zaten olupbitti haline gelmiş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, mutlaka olacaktır. Burada toplananlar, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce uygun olur. Aksi takdirde, yine gerçek gerektiği şekilde ifade olunacaktır. Fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir


Türk Milleti'nin egemenliği ve bağımsızlığı, sadece Türk milletinin kararlılığı ve fedakarlığıyla korunabilir. Bu topraklarda yaşayan her bireyin, geçmişten aldığı güçle geleceğe yürüdüğü bu dönemde, milli birlik ve beraberlik en büyük kalkanımız olacaktır. Bizler, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği yolda ilerlerken, tüm dünyaya bağımsızlığımızı ve millet iradesini bir kez daha göstereceğiz.


İşte bu nedenle, milletimizin hürriyetine ve istiklaline kasteden her türlü tehdit karşısında, kararlılıkla ve birlik içinde duracağımıza olan inancımız tamdır. Türk milleti, tarihin her döneminde olduğu gibi, bu dönemde de hakkını ve hürriyetini korumak için her türlü fedakarlığı yapmaya hazırdır.


Türk milleti, tarih boyunca vatanı için gözünü kırpmadan mücadele etmiş, bağımsızlığını ve onurunu korumuştur. Bugün de bu mücadele azmiyle, milli birliğimizi ve vatan sevgimizi pekiştiriyoruz. Gelecek nesillere temiz bir Türkiye bırakabilmek adına, her birimiz üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, bu doğrultuda hareket ederek vatanımızı daha ileriye taşıyacağız.


Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde, milletimizin birlik ve beraberlik içinde vatan sevgisini taçlandırdığı bu yolda, geleceğimizi aydınlık ve müreffeh bir Türkiye olarak inşa etmek en büyük hedefimizdir. Her birimiz, bu kutlu yolda birbirimize kenetlenerek, vatanımızın her karış toprağını koruyacak ve geliştirecek kararlılıkta olacağız.


Loading...
0%